Doç. Dr. Özçelik Açiklamasi 'Büyük Sehirler 'Iklim Krizi' Hazirliginda Sinifta Kaldi'

Son bir hafta içinde Türkiye’nin birçok kentinde yasami olumsuz etkileyen saganak yagis sonrasi yasanan su baskinlari ve sel felaketinin, iklim degisikligi sonucu yasandigini açiklayan Mugla Sitki Koçman Üniversitesi Cografi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algilama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, özellikle büyük sehirlerde iklim krizine yönelik yapilan çalismalarin yetersiz oldugunu ifade etti.

Doç. Dr. Özçelik Açiklamasi 'Büyük Sehirler 'Iklim Krizi' Hazirliginda Sinifta Kaldi'
2023 su yili (2022 Eylül) basindan itibaren 2023 Nisan ayinin ortalarina kadar süren ve ülke genelinde yüzde 50’lere varan yagis eksikliginin, Mayis ve Haziran aylarinda siddetli yagislari beraberinde getirdigini belirten Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, "Bu denli siddetli bir kurakligin getirdigi yagis eksikliginin siddetli yagislari ve taskinlari da beraber getirebilecegini ifade etmistik. Özelikle kentlesmenin yogun oldugu büyük sehirlerimizde ve turistik kentlerimizde, kentsel altyapinin sorunlu oldugu yerlesimlerde iklim krizinin etkileri yikici olmaktadir. Bu nedenle, iklim krizine karsi dayanikli olmayan ve bu dogrultuda çözümler gelistirmeyen sehirlerimizde kayiplar yasiyoruz. Ankara, Istanbul, Izmir, İçel ve Eskisehir gibi büyük sehirlerimiz ve de Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi turistik kentlerimiz kentsel altyapilarini bir an evvel gözden geçirmeleri gerekiyor" dedi.



"Sehirlerimiz göle döndü"

Son bir haftada düsen yagislarin sehirleri adeta yüzlerce gölden olusan su parklarina dönüstürdügünü ifade eden Özçelik, söyle devam etti:

"Kaybolan dere yataklarindan akamayan sularin karayollari üzerinden, bazen evlerin ikinci ve üçüncü katlarindan selaleler olusturacak biçimde aktigini gözlüyoruz. Dere yataklarini dik kesen karayollarinin ve demiryollarinin ise yetersiz menfez kesitleri veya uygun olmayan tasarimlar nedeniyle tamamen sular altinda kaldigini ve adeta denize döndügünü görüyoruz. Sehirlerin ana arterlerinin tamamen sular altina kalmasi, tüm sehir ulasimini saatlerce durdurarak hayati felç edebilme potansiyeli barindirmaktadir. Bu nedenle, özellikle ana arter kara ve demiryollarindaki sanat yapilarinin tasariminda tip projelendirmelerden kaçinilmalidir. Iklim degisikliginin gerektirdigi siddet ve süre esas alinarak, hidrolojik ve hidrolik projelendirmeler yapilmalidir."

"Yüksek kotlu ve yüksek egimli kentsel alanlarin su basmasi kabul edilebilir degil"

"Genel itibariyla son bir haftada yasadigimiz su baskinlarinin çogunun, drenaj aglarinin kaybolmasi ve bu aglari boylu boyuna kesen karayolu temel dolgularindan ve beraberindeki sanat yapilarindan kaynakli oldugunu söylersek yanlis olmaz" diyen Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, "Yagan yagis, yagmursuyu drenaj hatlarina alinamamasi dolayisiyla yüzeyden, yollardan, ev ve is yerlerinden geçerek kendine yol bulmaya çalistigi esnada, kentlerimizde büyük zararlar olusturmaktadir. Siddetli yagis ve yetersiz altyapi geçirimsiz kentsel alanlarda akisin siddetini artirmaktadir. Ancak, üzücü olan, Istanbul ve Ankara gibi sehirlerde kentsel alanlarin büyük kismi egimli arazide yer almasina ragmen taskin etkilerine sikça maruz kalmasidir. Teorik açidan yüksek kotlu ve yüksek egimli kentsel alanlarda su baskini yasanmasi kabul edilebilir degildir. Bu bölgelerde su baskinlarinin görülmemesi için su ve kanalizasyon idarelerince gerekli önlemler alinmasi ve sehirlerimizin iklim degisikliginin etkilerine karsi dayanakli hale getirilmesi zorunludur. 2023 -2123 Türkiye Yüzyili Vizyonu’nun basladigi bu günlerde sehirlerimizde istenmeyen görüntülerin bir an önce son bulmasi gerekiyor. Böylece, gelecegin akilli sehirlerine dogru birlikte ilerleyebilecegimize inaniyorum" ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA