Sosyolog Adem Palabiyik Açiklamasi 'Türkiye, Dünyaya Afet Ve Deprem Sosyolojisi Dersi Veriyor'

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ögretim üyesi Sosyolog Prof. Dr. Adem Palabiyik, ülkemizde yasanan büyük ve yikici afetin sosyolojik boyutlarini degerlendirerek, "Türkiye, dünyaya afet ve deprem sosyolojisi dersi veriyor" dedi.

Sosyolog Adem Palabiyik Açiklamasi 'Türkiye, Dünyaya Afet Ve Deprem Sosyolojisi Dersi Veriyor'
Deprem bölgesinde olan Prof. Palabiyik, Türkiye’nin bütün dünyaya afet sosyolojisi dersi verdigini, halkina sahip çiktigini, kimseyi açikta birakmadigini, bu kadar büyük bir felakete ragmen tüm kurumlari ile elinden geleni yaparak yasanan bazi sorunlara ragmen kisa sürede sahaya hakim oldugunu ve hiçbir ülkenin bu tür bir felaketin altindan kolay kolay kalkamayacagini ifade etti.

Türkiye’nin yasadigi yikici afet sonrasi göstermis oldugu performans ile dünyaya ders verdigini söyleyen Sosyolog Adem Palabiyik, "Deprem bölgesindeyim, çok büyük bir yikim yasandi. Her meslekten insan burada ve gönüllü olarak ne yapabilecegine dair hem çaba gösteriyor hem de daha baska neler yapabilecegini sorguluyor. Madenciler, AFAD ve Kizilay ekipleri, UMKE görevlileri, jandarma, emniyet mensuplari ve çesitli kamu kurumlarinin görevlileri canla basla çalisiyor. Yollar bölünmüstü ve ulasim saglanamiyordu ama devletimiz kisa sürede ulasim sorununu da çözdü. Sadece kamu kurum ve kuruluslari degil AFAD ile organize olan STK ve benzeri gönüllü yapilar da çalismalara katilmis durumdalar. Yurt disindan çesitli ekipler geldi ve benim oldugum yerde de çalismalara katildilar” dedi.



"Devlet ve millet kenetlendi"

Devletin ve vatandasinin bu süreçte kenetlendigini belirten Prof. Dr. Palabiyik, "Depremin hemen ardindan herkesten önce ayni mekanda ve alanda bulunan insanlar birbirlerine yardima kostu. Ortaya çikan önemli krizler var ve bu krizleri devlet ile millet birbirlerine kenetlenerek asiyor. Burada iki önemli güç var, biri devletin mekanizmasi diger ise toplumun kültürel özellikleri ve kodlaridir. Devlet, toplumunu iyi taniyor ve toplum da devletine güveniyor. Cumhurbaskaninin afet bölgesine yaptigi ziyaretlerde de bunu gördük. Çadirlari dolasan Cumhurbaskani, depremzedelerle bizzat görüstü ve sözler verdi. Sonrasinda kendileri ile görüstügüm süreçte, depremzedeler Cumhurbaskaninin kendilerini ziyaret etmesinden ve kendilerini görmesinden mutlu olduklarini belirttiler. Sahada olan bir liderin, halkindan uzak olmadigini ve halkinin yabancilasma yasamadigini bizler de gördük. Çünkü tüm kesimler ortak bir noktada bulustu, ayni yerden yemek yediler ve ayni yerlerde kaldilar. Muhtemeldir ki, ekonomik kosullar farkli olsa dahi hepsi ayni anda üsüdü veya ayni anda aç kaldi, yemek yedi. Bireysel dayanisma toplumsal dayanismaya dönüstü. Afet yerine gidenler canla basla çalismaya veya hiçbir sey yapamasalar da erzak tasimaya devam etti. Devletin ve milletin bir araya geldigi bu tabloda, tüm Türkiye de dualarini eksik etmedi” ifadelerini kullandi.

"Sosyal medya hem kurtardi hem de provokasyon yapti"

“Kriz zamanlarinda en sorunlu konulardan birisi dogru bilgidir” diyen Palabiyik, söyle devam etti:

“Dogru bilgiyi engellemenin yerine teyit edilmeyen bilgiler ortaya çikarilir ve böylece bilginin dogrulugu dahi sorgulanmaz. Böylece dogru bilgiler kaybolur gider. Özellikle Twitter ve WhatsApp gruplarindan dolasan bilgilerin yarisindan fazlasi dogru degildir. Fakat bu bilgilere dogruymus gibi inanilir çünkü kriz dönemlerinde bilgilerin dogrulugunu sorgulayacak veya sorgulatacak zaman yoktur. Bunun için kurulan Dezenformasyon Baskanligi da tüm bu süreçle mücadele etmektedir. Özellikle bulundugum bölgede bu tür sosyal medya alanlarindan elde ettigim sosyal medya bilgilerinin çogunun dogru olmadigi gördüm. Verilen adreslerde veya iletilen telefonlarda hiçbir karsilik alamadim. Bölgeye yardim getirenlerin bazilari AFAD yerine kendilerine iletilen telefon numaralari ile çalistiklarini ama ortada kaldiklarini ifade ettiler. AFAD ve Kizilay ile birlikte çalisan veya diger kamu kurumlariyla birlikte hareket eden STK’lar ise islerini basarili yönetim ile yerine getirdiklerini ve gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulastiklarini ifade ettiler. Demek ki sosyal medya hem kaos hem de düzene entegre olabiliyormus.”

“Türkiye tam anlamiyla dünyaya afet sosyolojisi dersi veriyor”

Ülkemizin ve vatandaslarimizin bütün dünyaya anlamli bir afet sosyolojisi dersi verdigini kaydeden Palabiyik, “Depremi korkunç kilan en önemli faktör yikici yönü ile birlikte hazirliksiz, bilgisiz ve örgütsüz yakalanmamizdir. Mekânlarin yanlis konumlandirilmasi ve her türlü esit olmayan durumun depremin acilarini derinlestirmesi de isin cabasi oluyor. Bu kadar büyük bir yikimin oldugu bir süreç yok ve ülkemiz canhiras biçimde ansizin yakalandigimiz sarsintilar ile mücadele ediyoruz. Kurtarma ekiplerinin bölge halki ile kurdugu bag ise oldukça duygusal bir süreç içeriyor. Herkes onlarin ögretmenligi ile ilerliyor. Ögretmenlerimiz kurtaricilar olunca gözümüzde kahramanlasiyorlar, aslinda zaten kahramanlar çünkü can kurtarmak için canlarini tehlikeye atiyorlar. Askerlerimiz, polislerimiz, AFAD görevlileri, Kizilay, UMKE yetkilileri, belediyeler, valilikler, STK’lar ve diger bütün kahraman ögretmenlerle birlikte onlarin koordinesinde görev aliyoruz. Ne kadar basarili ve cesur olduklarina gözlerimiz ile sahitlik ediyoruz. Onlarla birlikte yemek yiyoruz lakin çogunun isini birakmadigi için yemeklerini yemediklerine sahit oluyoruz. Uyumuyorlar, uyumuyoruz. 67 saattir çalisiyorlar ve belki de 67 saat daha çalisacaklar. Anliyoruz ki, topluma verdikleri güven ve halk ile kurduklari iliski ve iletisim biçimi en anlamli sosyolojiyi olusturuyor. Ülkemiz ve halkimiz, bütün dünyaya anlamli bir afet sosyolojisi dersi veriyor" seklinde konustu.

Kaynak: İHA