'Obez Bireylerde Gut Hastaligi Riski Daha Yüksek'

Özellikle basta obezite olmak üzere diyabet, hipertansiyon, kronik böbrek yetersizligi gibi hastaliklarin gut riskini artirdigini söyleyen Iç Hastaliklari ve Romatoloji Uzmani Dr. Murat Bektas, “Bununla birlikte, bu hastaliklari olmayan gut hastasi kisilerde de ilerleyen dönemde diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastaligi riski artmistir. Bu nedenle gut hastalarinin kilo kontrolü, kan sekeri, kan basinci, kan lipid düzeyleri açisindan düzenli takipte olmalari ve gerekirse tedavi olmalari elzemdir” dedi.

'Obez Bireylerde Gut Hastaligi Riski Daha Yüksek'


Gut hastaliginin özellikle Batili tipte beslenmenin yaygin oldugu toplumlarda daha sik görüldügünü belirten ISÜ Medical Park Gaziosmanpasa Hastanesi Iç Hastaliklari ve Romatoloji Uzmani Dr. Murat Bektas, konuya iliskin bilgiler verdi.

“Batili tipte beslenen toplumlarda daha fazla”

Gut hastaliginin tanimini yapan Uzm. Dr. Bektas, “Gut hastaligi, özellikle Batili tipte beslenmenin yaygin oldugu toplumlarda daha sik görülen kronik, inflamatuvar (iltihabi) bir romatizmal hastaliktir. Halk arasinda ‘krallarin hastaligi’ olarak bilinmesi hastaligin geçmiste maddi olarak hali vakti yerinde kisilerde görülmesiyle iliskilidir. Fatih Sultan Mehmet’in de içerisinde yer aldigi birçok padisahin gut hastaligindan mustarip oldugu bilinir. Gut, ayak basparmaklarinda agri, kizariklik ve sisligin eslik ettigi bir tablo ile (podagra) genellikle baslar ve tedavi olmadigi durumda ayak bilegi, diz ve en nihayetinde el eklemlerinde tutulmayla seyreder” diye konustu.



“Tedavi edilmezse kronik bir seyre dönüsebilir”

Tedavinin önemine deginen Uzm. Dr. Bektas, “Önceleri ataklar halinde baslayan bu iltihabi eklem tutulumu (artrit), zamanla tedavi olmadigi durumda kronik bir seyre dönüsür. Kronik dönemin en önemli özelliklerinden birisi de yumusak doku ve eklemlerde biriken ürik asit kristalleridir (tofüs). Bu döneme gelen hastalarda siddetli eklem harabiyeti genellikle gelismistir ve geri dönüssüzdür. Küçük kitle benzeri sisliklere neden olan tofüslerin tedaviyle erimesi ise çok uzun zaman alir. Bu nedenle ataklarla seyreden dönemde hastaligin tedavisi ve takibi önemlidir. Ayrica süregelen kronik iltihap kalp-damar hastaligi gelisimi riskini de artirmaktadir” seklinde konustu.



“Bazi hastaliklar gut riskini artirabilir”

Gut hastaliginin sebep olacagi faktörlerden bahseden Uzm. Dr. Bektas, su bilgileri paylasti: “Insan vücudunda DNA ve proteinlerin son yikim ürünü olan ürik asit yüksekligi (hiperürisemi), hastalik gelisiminin temelini teskil eder. Vücudumuzda belli bir miktarda ürik asit her zaman olusur ve böbrekler yoluyla vücuttan atilir. Gut hastalarinin çogunda ürik asitin böbreklerden atiliminda sorun vardir ve bu da hiperürisemiye neden olarak gut hastaligi gelisiminin ana mekanizmasini olusturur. Gut, temel mekanizmasi insülin direnci ve obezite olan metabolik sendromun bir bilesenidir. Özellikle artan obezite ile birlikte diyabet, hipertansiyon, kronik böbrek yetersizligi gibi hastaliklar gut riskini artirir. Bununla birlikte bu hastaliklari olmayan gut hastasi kisilerde de ilerleyen dönemde diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastaligi riski artmistir. Bu nedenle gut hastalarinin kilo kontrolü, kan sekeri, kan basinci, kan lipid düzeyleri açisindan düzenli takipte olmalari ve gerekliyse tedavi olmalari elzemdir.”

“Erkeklerde daha fazla görülüyor”

Gut sikliginin son yillarda Batili tipte fast-food beslenme ve obezitenin yayginlasmasiyla gözle görülür biçimde artis oldugunu söyleyen Uzm. Dr. Bektas, “Ayrica önceleri daha geç yasta baslayan hastalik, bu nedenlerden ötürü daha erken görülmeye baslanmistir. Gut hastaligi erkeklerde kadinlara kiyasla çok daha sik ve erken yasta görülür. Menopoz öncesi kadinlarda gut hastaligi baslamasi pek olagan degildir ki bu da hormonal faktörlerin hastalik gelisimindeki önemini ortaya koyar. Öte yandan düsük doz aspirin ve bazi tansiyon ilaçlari (idrar söktürücüler) gut riskini artirsa da bu ilaçlari mutlaka kullanmasi gereken kalp-damar hastaligi olanlarda ilaçlarin kesilmesi tavsiye edilmez” dedi.



“Yasam tarzi degisiklikleri olumlu sonuçlar verebilir”

Tedavi yollarini aktaran Uzm. Dr. Bektas, “Gut hastaliginin tedavisinde ilaç tedavisi ve yasam tarzi degisikliklerini içeren bir dizi seçeneklerin kombine halde kullanimi önemlidir. Yasam tarzi degisikliklerinden özellikle kilo kontrolü ve alkolden uzak durma en önemli olanlaridir. Kilo kontrolünün ötesinde kati et yememe uygulamasi, günümüzde gut için artik önerilmez. Gut hastaligi sanildigi gibi sadece et yiyenlerde gelismedigi gibi düzenli ilaç kullanan ve takibe gelen, ürik asit seviyesi belli bir düzeyin altina inen hastalarda et tüketiminin kati biçimde sinirlandirilmasi gerekmez. Tek basina diyetin gut hastaliginda etkinligi oldukça düsük olup çogu zaman farmakolojik tedavi gerekir. Ilaç tedavisi, atak sirasinda agri ve iltihabin baskilanmasini içeren anti-inflamatuvar tedavi ve atagin geçmesini engellemek için kullanilan profilaksi (önleyici) tedavi fazlarini içerir. Atak sirasinda non-steroid anti-inflamatuvar ilaçlar (agri kesici ve iltihap kurutucular), kolsisin, kortizon kullanilirken profilakside ürik asit düsürücü tedavi ve kolsisin birlikte kullanilir. Ürik asit düsürücü tedavi (allopürinol ve febuksostat) gut hastaligi tedavisinin esasini teskil eder. Sik yapilan hatalardan biri ise hastalari sadece kolsisin veya diger atak tedavileri ile tedavi edip ürik asit düsürücü tedavi baslamamaktir” ifadelerini kullandi.

“Ürik asit düzeyine dikkat edilmeli”

Ürik asit düsürücü tedavi alinmadigi takdirde gut ataklarinin devam edeceginin unutulmamasi gerektigini belirten Uzm. Dr. Bektas, “Sinirli sürede kullanilan atak tedavilerinin disinda ürik asit düsürücü tedavi ömür boyu alinmalidir. Ürik asit düzeyinin normalin altina düsmesi ilacin birakilmasini gerektirmez, aksi takdirde nüks (hastaligin tekrar etmesi) kaçinilmazdir. Yasam tarzi degisikligi ve ilaç tedavisi önerilerine uyan, düzenli kontrollere gelen hastalarda tedavi cevabi çok iyi olmakla beraber kalp-damar hastaligi gelisimi riskini de azalmaktadir” diyerek sözlerini noktaladi.
Kaynak: İHA