Bahçesehir Üniversitesi, Denizli'de Is Dünyasinin Lider Isimleriyle Bir Araya Geldi

Programda Tamer Atabarut “Avrupa Yesil Mutabakati, Döngüsel Ekonomi ve Tekstil Sektörü”, Kemal Say “Sürdürülebilirlik 1.0: Riskler ve Firsatlari”, Besim Özek “Rekabet Üstünlügü için Endüstriyel Simbiyozu”, Engin Güvenç “Degisim Yönetim ve Sürdürülebilirlik Entegrasyonunu” ile Prof. Dr. Elif Yolbulan Okan ise “Is Yasamindaki Köklü Degisimler, Sürdürülebilirlik” konularindaki sunumlarini katilimcilarla paylasti. Sürdürülebilir kalkinma perspektifinden pazarlama ve markalasmanin önemine deginen Bahçesehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sirin Karadeniz, sürdürülebilirlik konusunda dersleri Türkçelestirdiklerini belirtti.

Prof. Dr. Sirin Karadeniz, “Bütün Türkiye genelinde 300’e yakin okulumuz var. 4 yastan baslayan okul öncesi kurumlarimiz var. Bunun disinda Ingiltere, Amerika ve Avrupa da 5 farkli üniversitemiz bulunuyor. Toplamda 250 bin ögrencimiz var. Sürdürülebilirlik konusunda 5 yil önce Harvard Üniversitesi’ne gittigimizde orada bulunan hocamizla is birligine basladik. Buna basladigimizda global vatandaslik ve sürdürebilirlik konusunda en küçük yastan itibaren ögretmek adina hocamizla birlikte dersleri Türkçelestirdik. Sadece bizim kurumumuza degil Türkiye’de bütün kurumlara açtik. O günden bugüne Birlesmis Milletler’de kurdugumuz merkezle ve sistem çalismalariyla beraber aslinda 4 yastan itibaren derslerimizde bu konulari isliyoruz. Bu konuda ise gençlerimiz projelerini yapiyor, üniversite düzeyinde sektörle birlikte bilim insanlariyla dersler veriyoruz” dedi.



“Hem sektöre faydali, hem de onlarinda çabalarinda yaninda olmak istiyoruz”

Türk markalarinin global haline gelmesi için çabaladiklarini belirten Rektör Karadeniz, “Öncelikle üniversitesi olarak farkli sektörlerle bir araya geliyoruz. Bu sektör bulusmalarini özellikle sürdürebilirlik ve markalasma üzerine gerçeklestiriyoruz. Bunlarin çok önemli bir nedeni var. Türkiye’nin çok önemli ve dünyaya açilan global marklari var. Biz de istiyoruz ki bu markalarimiz daha da büyüsünler. Türk marklarimiz global marka haline gelsinler. Ancak bunu yapabilmeleri için Avrupa’da yesil mutabakat ortaya çikti. Artik sürdürebilirlik kavrami çok önemli ve bazi yaptirimlar 2025’te devreye girecek. O yüzden Türk markalarin hem devamini saglayabilmeleri hem de global marka olarak var olabilmeleri için sürdürebilirligi anlamalari ve kendi üretim süreçlerine de bunu yedirebilmeleri gerekiyor. Biz de üniversite olarak hem markalama merkezimizle hem de Birlesmis Milletler’in sürdürebilirlik ve kalkinma merkezindeki uzmanlarimizla birlikte sektörle bir araya gelmek için Denizli’deyiz. Burada önemli olan en son gelismeleri ve bilim dünyasindaki gelismeleri ve sürdürebilirlik kavrami ile bazi noktalari nasil yapabileceklerine iliskin hem sektöre faydali olmak istiyoruz hem de onlarinda çabalarinda yaninda olmak istiyoruz” diye konustu.