'Karpal Tünel Sendromu Kadinlarda Daha Sik Görülüyor'
Ortopedi ve El Cerrahisi Uzmani Dr. Mehmet Çavus, el bileginde görülen karpal tünel sendromuna farkli nedenlerin yani sira uzun süreyle bilgisayar klavye ve faresi kullanmanin da yol açabilecegini belirtti. Basit egzersizlerle tedaviye baslanabilecegine deginen Dr. Çavus, ileri vakalarin ise 15-20 dakika süren bir cerrahi operasyonla tedavi edilebilecegini söyledi.

Acibadem Kayseri Hastanesi Ortopedi ve El Cerrahisi Uzmani Dr. Mehmet Çavus, el bileginde ortaya çikan “karpal tünel sendromu”yla ilgili önemli bilgiler verdi. Sendromu “El bileginden geçen ve median sinir olarak isimlendirilen sinirin bazi nedenlerden dolayi basi altinda kalmasiyla olusan elde güç kaybi ve uyusmaya sebep olan bir hastalik” olarak tanimlayan Dr. Çavus, “Karpal Tünel, bilek seviyesindedir ve üst kismi kalin bir bag tarafindan kapli vaziyettedir. Median sinir ise ilk üç parmak ve 4. parmagin yarisinin duyusunu saglamaktadir. Baska bir özelligi ise basparmagin hareketlerinden sorumlu olan kaslara elektriksel uyari göndererek motor fonksiyonlarina yardimci olmasidir” dedi.
Dr. Çavus, hastaligin basta gelen sebebini “Basiya neden olan, çogunlukla o bölgede bulunan bag dokusundaki ödem ya da kalinlasma” olarak açikladi ve “Kanal içerisindeki basincin artmasinin sebebi genel olarak, diyabet, obezite, el bilegini içeren ve tekrarlayan hareketler, hamilelik dönemi, romatizmal hastaliklar ve genetik yatkinlik olabilmektedir” diye konustu.
Karpal tünel sendromunun erkeklere oranla kadinlarda daha sik olarak görüldügüne dikkat çeken Dr. Çavus, bu sendroma yol açabilecek hastaliklari da söyle siraladi: “Seker hastaligi (Diyabet), hipertansiyon (Kan basinci yüksekligi), tiroid hastaliklari, menopoz ve hamilelik dönemlerinde görülen vücudun asiri sivi tutmasi (Hormonal degisiklikler), bagisiklik sistemi hastaliklari, el bilegi bölgesinde meydana gelen yaralanmalar, karpal tüneli (el bilek kanalini) daraltan ve sikistiran kist ve tümör benzeri olusumlar”.
“Uzun süre bilgisayar klavyesi kullanmak bu hastaliga yol açiyor”
Seker hastaligi gibi bazi saglik sorunlarinin sinir yapilarinin hasar görmesine sebebiyet verdigine deginen Dr. Çavus, “Romatoid artrit gibi hastaliklarda ise bu bölgede yer alan bag dokusunda iltihap gelisebilir. Bu durum da karpal tünel sendromuna sebep olabilir. Uzun dönem boyunca bilegin sikça yogun titresime maruz kalmasini gerektiren is makineleri kullanimi da bu sendroma yol açabilir. Ayrica is ve egitim hayatinin bir parçasi olan uzun süreli klavye ve fare kullanimi da yine ayni sekilde karpal tünel sendromuna neden olabilir” dedi.
“Bazi hastalar nesneleri kavrayamaz”
Dr. Çavus, belirtilerin, bu sinirin normal islevleriyle dogrudan baglantili oldugunu ifade ederek bazi belirtileri söyle siraladi: “Isaret, orta ve basparmagi kapsayan agri, karincalanma ve uyusma hissi; el bileginden baslayan ve yavas yavas kola dogru yayilim gösteren isi ve agri artisi; gece uykudan uyandiran ilk üç parmakta agri, uyusma ve keçelesme hissi; elin ani yorulmasi sonucu eli sallama istegi; el kaslarinda güçsüzlük.” Bu belirtilerin, genellikle zaman içerisinde yavas yavas olustugunu söyleyen Dr. Çavus, karincalanma ve uyusma sikayetinin serçe parmagi etkileyip etkilemediginin önemli bir bulgu oldugunu, diger parmaklarda ise uyusukluk hissine ek olarak elektriklenme hissinin de ara ara ortaya çiktigini anlatti.
Bazi hastalarin geceleri bilek agrisi sebebiyle uykularindan uyanip, sonrasinda içgüdüsel bir sekilde el bilegini sallama ihtiyaci hissettikleri bilgisini aktaran Dr. Çavus “Bu durum karpal tünel sendromu için oldukça anlamlidir. Güçsüzlük hissi, karpal tünel sendromu ilerlemis olan kisilerde meydana gelebilecek bir belirtidir. Hastalar nadiren de olsa ellerinde tuttuklari bir objeyi kas güçsüzlügü sebebiyle ellerinden düsürebilirler. Güçsüzlük hissi disinda segirmeler, basparmak ile nesneleri kavrayamama ve kaslarda küçülme de karpal tünel sendromunun kaslari etkileyen bir diger belirtisidir” diye konustu.
“Fiziki muayene çok önemli”
Detayli bir fizik muayenenin tani koymadaki önemine deginen Dr. Çavus, “Tinnel, Phallen ve Durkan gibi, sinir üzerine ekstra basi olusturan ve bulgulari arttiran testler” ile siklikla klinik olarak konulan taniyi desteklemek için tercih edilen “elektromiyografi adi verilen (EMG) tanisal islem”in uygulanabileceginden bahsetti.
“Egzersizlerle tedaviye baslanabilir”
Dr. Çavus, tedavinin hastaligin kiside ortaya çikardigi sikayetlerin seviyesine, baslangiç zamanina ve hastaligin durumuna göre degiskenlik gösterdiginin altini çizerek “Öncelikle el ve el bileklerini zorlayan islerden kaçinilmasi, asiri zorlanma yapilmamasi önemlidir. Meslek nedeniyle el ve parmaklarini kullanan kisilerde el bilegini sürekli bükülü sekilde tutmamak gerekir. Bununla birlikte el, el bilegi ve parmaklari güçlendirici egzersizler yaparak kaslar kuvvetlendirilmelidir” dedi.
“Cerrahi islem 15-20 dakika”
Karpal tünel sendromunun tedavisinde bölgesel agri kesici ve ödem çözücü jellerin kullanilmasinin faydali oldugunu ifade eden Dr. Çavus “Bununla beraber özellikle gece kullanilacak olan el-bilek atelleri ile karpal tünel içine yapilan enjeksiyonlar cerrahi öncesi denenebilir. Ilaç ve diger tedavilere ragmen agri ve kuvvetsizlik yakinmalari devam eden ya da ilerlemis hastalarda lokal veya genel anestezi altinda yapilan yaklasik 15-20 dakika süren cerrahi islem ile iyilesme elde etmek mümkündür. Cerrahi sonrasi hastalar el ve parmaklarini hareket ettirirler ve günlük bazi basit islerde kullanabilirler. Iki haftalik el istirahati sonrasi dikisler alinir ve hastalar normal günlük yasantilarina dönerler” diye konustu.
Dr. Çavus, karpal tünel cerrahisinde en önemli kuralin, sinirin tam olarak gevsetilmesi olduguna dikkat çekerek sunlari söyledi:
“Farkli cerrahi teknikler mevcuttur ve yeterli gevsetme yapildiginda hepsi iyi sonuç verir. Gecikmis olgularda sinir gevsetmenin yaninda oponensplasti gibi bazi ek girisimler gerekebilir. Bunlar basparmak kaslarindaki geri dönüssüz kayiplari telafi etmek için kullanilir. Karpal tünel sendromunun tedavisinde dogru tani koymak ve dogru tedaviyi uygulamak basariyi etkileyen en önemli unsurdur.”
