'Obezitede Bati Karadeniz Birinci Sirada'

Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Fazla kiloluluk orani hem erkeklerde hem de kadinlarda yüzde 40 dolaylarindadir. Bölgelere göre ayrildiginda obezite orani yüzde 37,5 oraniyla Bati Karadeniz Bölgesi birinci sirada, yüzde 36,9 oraniyla Orta Anadolu Bölgesi ikinci sirada yer almaktadir.

'Obezitede Bati Karadeniz Birinci Sirada'


Atlas Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Baskani Prof. Dr. M. Emel Alphan obeziteden korunmanin yolunun saglikli, yeterli ve dengeli beslenmeden geçtigini söyledi.

4 Mart Dünya Obezite Günü dolayisiyla açiklamalarda bulunun Prof. Dr. M. Emel Alphan, vücut yaginin artisi olarak tanimlanan obezitenin kalp-damar hastaliklari, diyabet, karaciger yaglanmasi ve hipertansiyon basta olmak üzere pek çok hastaligin nedeni oldugunu ifade etti.



Prof. Dr. Alphan, obezitenin temel sebeplerini açiklarken, “Vücuda besinlerle ihtiyaçtan fazla alinan enerji ile vücutta yag miktari artar. Fast-food tarzi besinler gibi enerji içerigi yüksek besinlerle sik beslenmek ve fiziksel aktivitenin azligi obezitenin temel sebeplerindendir” dedi.



“En obez Bati Karadeniz”

2010 yilinda TURDEP-2 çalismasina göre, Türkiye’de yüzde 35,9 olan obezite oranlarinin 2019 TBSA çalismasi sonuçlarina göre yüzde 31,5 oranina geriledigini ifade eden Prof. Dr. Alphan, “Fazla kiloluluk orani hem erkeklerde hem de kadinlarda yüzde 40 dolaylarindadir. Bölgelere göre, ayrildiginda obezite orani yüzde 37,5 oraniyla Bati Karadeniz Bölgesi birinci sirada, yüzde 36,9 oraniyla Orta Anadolu Bölgesi ikinci sirada yer almaktadir. Bu veriler obezitenin artmaya devam ettigini vurgularken, aslinda önlenebilir bir hastalik oldugunu da hatirlatmak gerekir. Son 20 yildir obezite çocuklarda da görülmekte olup obez çocuklarin yüzde 30’unun yetiskinlik döneminde de obez olacaklari tahmin edilmektedir. Çocukluk çagindaki sismanligin çocuklarda tip2 diyabete (yetiskinlerde daha sik olan) neden oldugu da hatirlanirsa çocukluk çagindan itibaren obeziteden korunmakla ve yetiskinlik döneminde obezitenin neden oldugu hastaliklardan korunmak mümkün olacaktir” seklinde konustu.



Prof. Dr. Alphan, obeziteye dair açiklamalarina su sekilde devam etti:

Obezite sebepleri nelerdir?

“Obezite, basit bir enerji dengesizligi sorunu olarak ya da genetik sorunu olarak görülmemelidir. Obeziyete neden olan faktörler incelendiginde, beyinde açlik ve tokluk merkezlerini yöneten transmitterlerden bagirsaklardaki mikrobiyotayi olusturan bakterilere kadar, kaliteli ve düzenli bir uykudan, obezojenik çevreye (fast-food tarzi beslenme, fiziksel olarak hareketsiz olma, hatali beslenme aliskanliklari ve pisirme yöntemleri) kadar, ayrica beyinde bulunan istahi kontrol eden endokanbinoid sistemden iklim degisikliginin yol açtigi sera gazi salinimina kadar pek çok nedenin obezitenin olusumunda etkili oldugu son zamanlarda yapilan çalismalarda ortaya konmustur. Farkli yas gruplarinda enerji gereksiniminin degismesine karsin eski hatali beslenme aliskanliklarinin sürdürülmesi özellikle yasin artmasiyla birlikte bulasici olmayan kronik hastaliklarin nedeni olarak karsimiza çikiyor.

Fazla kilolu veya obez olup olunmadiginin saptanmasinda Beden Kütle Indeksi (BKI) adi verilen bir hesaplama yöntemi kullanilir. BKI, kisilerin kilogram cinsinden vücut agirliginin, metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle hesaplanabilir. BKI degeri 25 kg/m2’den yüksekse fazla kilolu, 30 kg/m2’den yüksek ise obez kabul edilir. Bel çevresinin kadinlarda 88 santimetre, erkeklerde 102 santimetrenin üzerinde olmasi metabolik hastaliklara yakalanma riskini arttiracaktir. Türkiye de erkek tipi sismanlik olarak kabul edilen Abdominal obezitenin özellikle kadinlarda (yüzde 54) çok yüksek oldugunu da belirtmek gerekir.

Obeziteden korunma yollari

Saglikli, yeterli ve dengeli beslenme obeziteden korur. Enerji ve besin ögesi ihtiyaçlari her yastaki insanda farklidir. Obeziteden korunmak için her yasa uygun miktarlarda olmak üzere saglikli yemek tabagi her ögünde olusturulmalidir. Asagidaki Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberinde gösterildigi gibi Saglikli Yemek Tabagi’nin yariya yakini sebze ve meyvelerden (günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir), çeyregi tahillardan (tam bugday ekmegi vb. posali tahilar) ve kalani da peynir, süt, yogurt, az yagli süt ve süt ürünleri ile yumurta, et balik, tavuk ve kurubaklagillerden olusan bir beslenme tarzini sürekli uygulamak obeziteden koruyacaktir. Yaglar az miktarlarda yemeklere tat vermek için kullanilabilir. Tereyagi gibi doymus yaglardan uzak durmak zeytinyagi agirlikli fakat az miktarda da diger sivi yaglarla yemekleri pisirmek gerekir. Seker ve sekerli besinlerin kesinlikle tüketilmemesi gereklidir. Sekerli meyve suyu ve mesrubatlarin yerine su içilmelidir. Çünkü bu tür içecekler vücuttaki yaglanmayi arttiran yüksek fruktozlu misir surubu içerirler.

Saglik yemek tabagi için iki örnek: Köfte, bulgur pilavi, karisik salata ve ayran. Kuru fasulye, pilav, karisik salata, ayran ile saglikli yemek tabagini tamamlamak mümkün olacaktir.

Bireysel olarak toplam yag ve sekerlerden enerji alimini sinirlamak, meyve, sebze ve baklagil tüketimini arttirmak ve düzenli fiziksel aktivite yapmak obeziteden korunmada temel önerilerdir. Dünya Saglik Örgütü; saglikli olabilmek için fiziksel aktiviteyi çocuklarin günde 60 dakika ve yetiskinlerin haftada 150 dakika yapmalarini önermistir.

Sosyal medya ve internet ortamindaki diyetler kisiye özel olmadiklari için uygulanmalari saglikli degildir hatta bu tür diyetlerle zayiflansa bile verildiginden çok daha fazla kilo geri alinir. Obezlerin hekim, fizyoterapist ve diyetisyenlerle ve gerektiginde psikolog ve aile destegiyle saglikli, yeterli ve dengeli bir beslenme programi uygulamalari obezitenin tedavisinde basariyi getirecektir.”
Kaynak: İHA