Bozkurt'tan Selin Izlerini Silmeye Çalisanlara Hem Sofralarini Hem Gönüllerini Açtilar
Mustafa Akbas: 'Su anda ne dükkanimi düsünebiliyorum ne yikilacak evimi, su anda düsündügüm asker kardeslerimize, Türkiye'nin öbür ucundan gelen kardeslerimize hizmet vermek' Aysel Akbas: 'Hepsiyle aile gibi olduk. Yolda gördügümüzde selamlasiyoruz, muhabbet ediyoruz'
BILAL KAHYAOGLU - Sel felaketinin yasandigi Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde, kullanilamaz hale gelen is yerlerini kismen düzelten Akbas ailesi, ilçede çalismalarini sürdüren askerler ve görevliler için yemek ve çay hizmeti veriyor.
Ilçede 11 Agustos'ta siddetli yagislarin ardindan yasanan sel, can kayiplarinin yani sira büyük çapta hasara yol açarak felakete dönüstü.
Sel felaketinde 56 yasindaki Mustafa Akbas'in kasap dükkani da kullanilamaz hale geldi. Mustafa Akbas ile esi Aysel Akbas ve çocuklari ekiplerin de yardimiyla dükkandaki balçigi temizledi.
Daha sonra ilçede görev yapan askerler ve görevlilere hizmet vermeye karar veren Akbas ailesi, her gün dükkana sabah saatlerinde gelerek çay demlemeye basladi.
Sivil toplum kuruluslarinin destegiyle kahvalti, Türkiye Diyanet Vakfi sayesinde ögle ve aksam yemegi vermeye baslayan Akbas ailesi, gelenlerin oturup dinlenebilmesi için masa ve sandalye de temin etti.
Çalismanin yogun olarak sürdügü çarsida bulanan Akbas ailesinin dükkani, yorulan ekiplerin dinlendigi ve yemeklerini yiyebildigi ugrak yerler arasina girdi.
Mustafa Akbas, AA muhabirine, sabah saat 7.00'de dükkana geldiklerini söyledi.
Çalisanlarin dinlenmesi amaciyla bu hizmeti vermeye basladiklarini anlatan Akbas, "Türkiye'nin en son noktasindan, ilinden, ilçesinden Bozkurt'a yardima geldiler. Biz de elimizden geldigince yardimci olabiliyorsak ne mutlu. Su anda ne dükkanimi düsünebiliyorum ne yikilacak evimi, su anda düsündügüm asker kardeslerimize, Türkiye'nin öbür ucundan gelen kardeslerimize hizmet vermek." dedi.
Aysel Akbas ise Türkiye Diyanet Vakfinin her gün öglen ve aksam yemeklerini dükkana kadar getirdigini söyledi.
Dükkana gelenlerin ayakta kalmamasi için masa ve sandalye temin ettigini kaydeden Akbas, "Kiyamiyorum askerlere, bir annelik iç güdüsü herhalde. Benim oglum da iki ay önce askerden geldi. Bizim de bir seyler yapmamiz lazim. Esimle beraber benim elimden gelen bu. Gelip çayimizi koyuyoruz, yumurtamizi hasliyoruz. Hepsiyle aile gibi olduk. Yolda gördügümüzde selamlasiyoruz, muhabbet ediyoruz." diye konustu.
Kaynak: AA
Ilçede 11 Agustos'ta siddetli yagislarin ardindan yasanan sel, can kayiplarinin yani sira büyük çapta hasara yol açarak felakete dönüstü.
Sel felaketinde 56 yasindaki Mustafa Akbas'in kasap dükkani da kullanilamaz hale geldi. Mustafa Akbas ile esi Aysel Akbas ve çocuklari ekiplerin de yardimiyla dükkandaki balçigi temizledi.
Daha sonra ilçede görev yapan askerler ve görevlilere hizmet vermeye karar veren Akbas ailesi, her gün dükkana sabah saatlerinde gelerek çay demlemeye basladi.
Sivil toplum kuruluslarinin destegiyle kahvalti, Türkiye Diyanet Vakfi sayesinde ögle ve aksam yemegi vermeye baslayan Akbas ailesi, gelenlerin oturup dinlenebilmesi için masa ve sandalye de temin etti.
Çalismanin yogun olarak sürdügü çarsida bulanan Akbas ailesinin dükkani, yorulan ekiplerin dinlendigi ve yemeklerini yiyebildigi ugrak yerler arasina girdi.
Mustafa Akbas, AA muhabirine, sabah saat 7.00'de dükkana geldiklerini söyledi.
Çalisanlarin dinlenmesi amaciyla bu hizmeti vermeye basladiklarini anlatan Akbas, "Türkiye'nin en son noktasindan, ilinden, ilçesinden Bozkurt'a yardima geldiler. Biz de elimizden geldigince yardimci olabiliyorsak ne mutlu. Su anda ne dükkanimi düsünebiliyorum ne yikilacak evimi, su anda düsündügüm asker kardeslerimize, Türkiye'nin öbür ucundan gelen kardeslerimize hizmet vermek." dedi.
Aysel Akbas ise Türkiye Diyanet Vakfinin her gün öglen ve aksam yemeklerini dükkana kadar getirdigini söyledi.
Dükkana gelenlerin ayakta kalmamasi için masa ve sandalye temin ettigini kaydeden Akbas, "Kiyamiyorum askerlere, bir annelik iç güdüsü herhalde. Benim oglum da iki ay önce askerden geldi. Bizim de bir seyler yapmamiz lazim. Esimle beraber benim elimden gelen bu. Gelip çayimizi koyuyoruz, yumurtamizi hasliyoruz. Hepsiyle aile gibi olduk. Yolda gördügümüzde selamlasiyoruz, muhabbet ediyoruz." diye konustu.