CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu, Canli Yayinda Gündemi Degerlendirdi Açiklamasi (3)

'Belediye baskanlarimiza 'evlilik öncesi bu (SMA ile ilgili) kan tahlilini mutlaka isteyin ama bedelini de çiftler ödemesin, siz ödeyin' diye söyledik' 'Biz güçlendirilmis parlamenter sistem derken eskiye dönmeyi asla kabul etmiyoruz. Eskinin zaten çok sakincalari vardi. Dolayisiyla eski sistem dogru bir sistem degil siyasi partiler yasasi dahil olmak üzere degistirilmesi lazim' 'Biz bu sistemin hiçbir yerinde degiliz, olmayiz da. Sorun, yüzde 50+1 sorunu degil sistem sorunu. Sistem, zaten çürüyen bir sistem, devlette çürümeye, yolsuzluklara yol açiyor' '(Partinin 2022 olagan kurultayi) Büyük bir ihtimalle 2023'e erteleriz. Çünkü seçim atmosferine toplum da girmis vaziyette. Öyle olunca partinin içine dönmesini istemiyoruz'

CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, CHP'li belediye baskanlarina evlenmek isteyen çiftlerden, dogacak çocuklarinin SMA hastasi olup olmayacaginin tespit edilebildigi kan tahlilini mutlaka istemelerini ve bunun ücretinin de belediye tarafindan karsilanmasi talimatini verdigini söyledi.

Kiliçdaroglu, HaberTürk TV canli yayininda gazetecilerin sorularini yanitladi.

Cumhurbaskaninin fonksiyonunun aslinda devletin sigortasi oldugunu belirten Kiliçdaroglu, "Toplumda bir genis uyusmazlik alani çikarsa taraflari çagirip onlari baristirmak, uyusmalarini saglamak, görüs birligini saglamak, tartisma zemini saglamak, onlarin tartismalarina ortam hazirlamak Cumhurbaskaninin islevi budur. Bazi önemli üçlü kararlar, bu üçlü kararlar da kalkti biliyorsunuz, eskiden bakan, basbakan, cumhurbaskaniydi, simdi sadece bir kisi imzaliyor. Dolayisiyla üçlü kararlar o çerçevede kendisine giderse onlari imzalayacaktir. Milli Güvenlik Kuruluna baskanlik yapacaktir." diye konustu.

Kiliçdaroglu, "Cumhurbaskani YÖK Baskanini atamali midir, Genelkurmay Baskanina karar vermeli midir?" sorusuna, "Üçlü kararlarda oluyor zaten onlar. Biz YÖK'ü kaldirmayi düsünüyoruz. Bugünkü ortamda YÖK Baskani da, Genelkurmay Baskani da tek imzayla degil üçlü imzayla, kararnameyle atanabilirler." yanitini verdi.

"Eski cumhurbaskanligi profiline geri dönülmesi gerektigini mi düsünüyorsunuz yoksa yeniden tanimlanmasi mi gerekir?" sorusu üzerine Kiliçdaroglu, su degerlendirmeyi yapti:

"Yeniden tanimlanmasi... Biz güçlendirilmis parlamenter sistem derken eskiye dönmeyi asla kabul etmiyoruz. Eskinin zaten çok sakincalari vardi. Dolayisiyla eski sistem dogru bir sistem degil siyasi partiler yasasi dahil olmak üzere degistirilmesi lazim. Parlamento, eski sistemde vesayet altinda lider vesayeti altindaydi, oradan da çikmasi lazim. Daha demokratik bir yapinin olmasi lazim. Biz söyle bir cümle kullaniyoruz. Türk hukuk sistemi darbe hukukundan arinmali, askeri darbelerden sonra çikan yasalar toplumun demokratik taleplerini karsilamiyor. Dolayisiyla o düzenlemelerin tamamen yasalardan arindirilmasi lazim."

- "Yüzde 50+1" tartismasi

Cumhurbaskanligi seçiminde dogal olanin yüzde 50+1 oldugunu belirten Kiliçdaroglu, "Siz bu 50+1 meselesinin neresinde duruyorsunuz, bu tartismanin bir yerinde var misiniz?" sorusuna "Biz bu sistemin hiçbir yerinde degiliz, olmayiz da, asla. Tartisma kendi içlerinde. Sorun, yüzde 50+1 sorunu degil sistem sorunu. Yüzde 20 olsa ne olur? Yüzde 20 ile bir kisiye yetki verdiniz, Türkiye'yi darmadagin edecek. Ne olur yani yüzde 30 verseniz ne olur? Yüzde 75 verseniz ne olur, yüzde 100 verseniz ne olur? Sistem, zaten çürüyen bir sistem, devlette çürümeye, yolsuzluklara yol açiyor. Siz hesabini soramiyorsunuz. Bagimsiz yargi yok. Yargiyi siyaset kurumu tayin ediyor. Savcilar görevlerini yapamiyorlar korkudan, devlet memurlari görevlerini yapamiyorlar." yanitini verdi.

Bu sistemle ilgili Meclis'te karsilarina gelecek her seye "hayir" diyeceklerini ifade eden Kiliçdaroglu, iktidarin da bunun disinda yeni bir sistemi asla öneremeyecegini savundu.

Kiliçdaroglu, AK Parti'nin yakin zamanda Cumhurbaskaninin yetkileriyle ilgili revizyon teklifi yaptiginin hatirlatilmasi üzerine "50+1 rahatsizligi nereden kaynaklaniyor? Erdogan alamayacagi için. Onu biliyor, görüyor. 'Acaba ben koltugumu nasil korurum? Acaba orani biraz düsük tutsak ben nasil gelip yerime oturabilirim' diye. Bir kisi sadece kendisi için özel yasal düzenleme istiyorsa o kisi ülkeyi yönetemez." degerlendirmesinde bulundu.

"Bu sistem her seyin kaynagi. Siz yüzde 50+1'den sikayetçi iseniz gelin sistemi degistirelim." gibi bir çikis yapip yapmayacagina iliskin soruya Kiliçdaroglu, "Hayir. Çünkü demokrasiyi içine sindiremeyen insanlarla masaya oturmak dogru degil. Sistemi degistirmezler, degistiremezler. Velev ki bile degil. Simdi siz 'onlar' diyorsunuz. Onlar yok efendim o var. Simdi AK Parti diyorsunuz degil mi? AK Parti diye bir parti yok aslinda bir kisi var." yanitini verdi.

KIiliçdaroglu, söyle devam etti:

"Sayin Erdogan isterse su anda yetkilerinin bir kismini delege edebilir. Niye etmiyor? Isterse edebilir. Tüzük çikarabilir, genelge çikarabilir, yeni bir bakanlik kurabilir. Bütün bunlarin hepsini yapabilir ama yapmiyor. Amaç ne? Amaç ekonomiyi bir tarafa tutup halkin gözünden kaçirip farkli bir tartisma zemini yaratmak. Erdogan asla yetkisinden vazgeçmez.

AK Parti'nin içinde milletvekili arkadaslar 'Biz siyaset yapamiyoruz. Bu sistem bizim siyaset yapmamiza engel oluyor' diyorlar. Ben bunu biliyorum. AK Partili milletvekilleri güçlü bir parlamenter sistemi istiyorlar. Varolan sistemin, Türkiye'nin basina büyük belalar açtiginin farkindalar, yürümeyecegini görüyorlar. Iki ayri yapinin, yani saray iktidari ile diger iktidarin yani bakanliklarin birbirinden tamamen kopuk oldugunu düsünüyorlar ve bu gerçegi de görüyorlar. Bunun giderilmesi lazim. Cesaret edip 'Muhalefet güçlendirilmis parlamenter sistem istiyor. Gelin arkadaslar, güçlendirilmis parlamenter sistemi getirelim' diyemiyorlar, diyemezler."

Erken seçimle ilgili degerlendirmelerde bulunan Kiliçdaroglu, gittigi bütün illerde vatandasin sandigi bekledigini ancak bunun kamuoyuna yeteri kadar yansimasi konusunda endiseleri oldugunu söyledi.

DEVA ve Gelecek partilerinin Millet Ittifaki'nda yer alip almayacagi ve bu partilere ne zaman davet gönderecegine dair soru üzerine "Bu isler davetle olmuyor. Ortak söylemler bizim için çok degerlidir. Örnegin güçlendirilmis parlamenter sistemi 6 parti dillendiriyor. Bizim açimizdan bu çok degerli. Iste genel baskan yardimcilari bir uzlasma saglayabilir miyiz diye bir araya geldiler. Genel baskan yardimcilari aralik ortalarinda galiba o uzlasmaya büyük ölçüde ulasacaklar. Neyi, nasil yapacagimizi aktaracaklar. Bir mutabakat saglandiktan sonra da genel baskanlar olarak ya imzalayacagiz ya bir araya gelecegiz veya genel baskan yardimcilari oturacaklar bir basin toplantisi ile bunlari bir sekliyle aktaracaklar. Ileride var olan sistem içerisinde Millet Ittifaki olarak tabii bir araya gelebiliriz. Ittifak büyüyebilir, büyürse memnun oluruz. Ama su asamada bir ittifaki olusturma gibi bir araya gelme düsüncesi yok." ifadelerini kullandi.

- "Anadolu Kaplanlarini yeniden insa edecegiz"

Kiliçdaroglu, erken seçim çagrisi yapan Millet Ittifaki'nin Cumhurbaskani adayi ve izleyecegi programin belli olmamasina iliskin soru üzerine sunlari kaydetti:

"IYI Parti ekonomi konusunda birkaç açiklama yapti belli konularda. Bizim açiklamalarimiz var. Ilk bir hafta içinde, 6 ay içinde neler yapacagiz diye açiklamalarimiz var. Ayrica bizim Merkez Türkiye Projemiz vardi geçen seçimlerde gündeme getirdigimiz. Simdi o projeyi büyütüyoruz, mükemmel bir proje haline getiriyoruz. Simdi ben ayrintiya girmeyeyim ama çok güzel seyler var ve projenin uluslararasi uygulanabilirligi konusunda da raporlar alinacak. Anadolu'nun içi bosaldi 19-20 yilda. Eskiden 'Anadolu Kaplanlari' vardi. Simdi onlarin hiçbirisi yok ama biz o kaplanlari Anadolu'da yeniden insa edecegiz, Anadolu'yu güçlendirecegiz. Böylece batiya akan nüfus tekrar Anadolu'da... Eger projeyi bütün ayrintilari ile uygulamaya koyarsak Istanbul'un nüfusu azalacak, katma degeri yüksek ürünler üretmeye baslayacagiz."

Millet Ittifaki'nin seçimi kazanmasi halinde hangi ekonomi anlayisini izleyecegi sorulan Kiliçdaroglu, söyle konustu:

"Isin dinamosunu özel sektör olusturacak. Özel sektörün hangi ürünleri üretmesi gerektiginin planlanmasi lazim. Eger siz katma degeri yüksek ürün üretiyorsaniz tesvik politikanizi ona göre uygulamaniz ve düzenlemeniz lazim. Devlet Planlama Teskilati kapatildi. Mesela biz Stratejik Planlama Teskilati kuracagiz. Nitelikli insanlar orada olacak, ülkenin gelecegini planlayacagiz. 10 yillik, 20 yillik, 30 yillik planlar yapilacak. Bunlarin hepsi bizim Ikinci Yüzyila Çagri Beyannamesi'nde zaten belirlenmisti. Ayrica yoksullugu idare etmek degil yoksullugu tamamen bitirecegiz. Aile destekleri sigortasi var, Uluslararasi Çalisma Örgütünün kabul ettigi 9 sigorta dalindan biri, onu hayata geçirecegiz. Böylece hiç kimse bu ülkede yoksul kalmayacak, asgari gelir güvencesi olacak, kadin bankadan parasini çekecek, ihtiyacini karsilayacak, onun yoksullugu asla afise edilmeyecek."

- "Cumhurbaskanligi makami kisiye endekslenemez"

Millet Ittifakinin Cumhurbaskani adayinin nasil belirlenecegi ve kamuoyu anketlerinde adaylik için Mansur Yavas ve Ekrem Imamoglu'nun isimlerinin önde çikmasina iliskin degerlendirmeleri sorulan Kiliçdaroglu, "Bizim iki büyüksehir belediyesinde yani Ankara ve Istanbul'da Meclis çogunlugumuz yok. En temel sorunlarimizdan biri o. (Onlardan biri Cumhurbaskani seçilirse) Belediyeyi kaybedecegiz. Siz eger belediye baskani olarak seçilmisseniz ve belde halkina belli sözleri vermisseniz o sözleri yerine getirmek zorundasiniz, isin kurali budur. Eger Cumhurbaskani seçilmeyi bir kisiye endeksliyorsaniz o zaman çok yanlis yapiyorsunuz demektir. Cumhurbaskanligi makami kisiye endekslenemez. Kurala endekslenir, devlet aklina endekslenir, bilgiye endekslenir, birikime endekslenir. Eger siz kisiler bazinda olayi götürürseniz bu yanlis olur." ifadelerini kullandi.

"Türkiye'yi selamete çikaracak ve yeniden insa edecek bir anlayisa ihtiyacimiz var." diyen Kiliçdaroglu, mevcut sistemin Türkiye'yi felakete götürdügünü, buradan Türkiye'yi çikarmak gerektigini söyledi.

Kiliçdaroglu, IYI Parti Genel Baskani Meral Aksener ile Cumhurbaskaninin hangi modelle belirlenecegine dair bir uzlasilarinin olup olmadigi sorusuna "Hayir, bir görüsmemiz olmadi." yanitini verdi.

Kolay bir iktidar degisimi olup olmayacagi ve rövansizm potansiyeli riskine dair degerlendirmeleri sorulan Kiliçdaroglu, su degerlendirmeyi yapti:

"Eger siz iktidara geldikten sonra rövansist bir anlayisla devleti yönetirseniz bunlardan bir farkiniz kalmaz. Bizim farkimiz adaletle devleti yönetmektir. Siz devleti kinle, öfkeyle 'bu bana bunu yapti, dur, ben sana neler yapacagim'... O zaman bunlardan bir farkiniz kalmaz. Hayir, tabanin böyle bir talebi yok. Yani intikam alayim, öç alayim yok. Varsa bir yolsuzluk, bagimsiz mahkemeler var, gidersiniz orada yargilanir, beraat mi eder baska bir sey mi olur... Hayir, devr-i sabik olmaz, devr-i sabik yaratmak çok yanlistir. Yani devleti intikam alma duygusuyla yönetmeye kalkarsaniz devlet, devlet olmaktan çikar, adalet de adalet olmaktan çikar."

- Uyusturucuyla mücadele

Kiliçdaroglu, açiklamalarini söyle sürdürdü:

"Uyusturucu baronlari su anda siyaset kurumunu teslim almis vaziyette. Baronlarla ilgili dava bile açilamiyor, kimse cesaret edip dava bile açamiyor. Zindasti'yi ben mi serbest biraktim? Polis yakaliyor, hakim serbest birakiyor. Niye serbest biraktin? Falan kisi telefon etti diye. Ya bir kisi telefon etti diye sen Orta Dogu'nun en büyük uyusturucu baronunu nasil serbest birakirsin? Iste Güney Amerika'dan gelen kokainler. Düsünebiliyor musunuz? Sedat Peker, konteynirlarin numaralarini yayinliyor. 'Uyusturucu buralardan geldi' diyor. Nerede bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, nerede bu hükümet?

Kocaeli'de yakalanan uyusturucu kime geliyordu? İçel'de... Hepimiz biliyoruz aslinda bunu. Simdi usulen bir kismi yakalaniyor ama asil mal arkadan geliyor. Eger siz dava açamiyorsaniz, dava açma kapasitenizi kaldirmissaniz siz baronlardan besleniyorsunuz demektir. Onlar sizi etkiliyorlar. Onlarin gücü sizi etkiliyor zaten. Sizi parayla satin aliyorlar veya baska sekilde satin aliyorlar sizi ve siz onlara karsi çaresiz kaliyorsunuz."

Uyusturucunun büyük bir bela oldugunu kaydeden Kiliçdaroglu, söyle konustu:

"Istanbul'da AK Parti'ye oyun yogun olarak çiktigi yani yüzde 60-65'ler olan 2 bölgede uyusturucu arastirmasi yaptirdim bir bagimsiz kurulusa. Bir, anneler çocuklarinin uyusturucu kullandigini asla kimsenin duymasini istemiyorlar. Iki, anneler çocuk okuldan çiktigi zaman kimin uyusturucu sattigini ve o satan kisinin karsisinda oldugunu görüyor ve her okulda mutlaka bir güvenlik görevlisi olsun istiyorlar. Yine anneler eger çocugu okuldan gelirken cep telefonu yoksa satti, uyusturucu aldi diye endise içindeler. Bu uyusturucu tedavi merkezlerinin aslinda hiçbir ise yaramadigini, tam tersine orada bazen uyusturucu ticaretinin oldugunu... Buna benzer pek çok gerçek var bana sunulan raporda. Bununla mücadele edilmesi lazim, kimse mücadele etmiyor, dogru dürüst mücadele falan yok."

Kiliçdaroglu, "Son 5 yilda 6-7 bin hakim ve savci alindi. Bunlarin hepsini görevden mi alacaksiniz iktidara gelirseniz?" sorusuna "Hayir. Görevini yapana bir seyimiz yok. Ama Anayasa Mahkemesi kararini uygulamadi, o hakim olamaz. Yargitayin kararina direnir, Yargitaya gider ama Yargitay bu karari uygulayacaksin derse o karara uyar. Ama ben bu karara uymuyorum, çünkü gücümü siyasi otoriteden aliyorum diyorsa o hakimlik yapamaz. Gücünü hukukun üstünlügü ve vicdanindan almayan kisi hakimlik yapamaz." yanitini verdi.

"Yargitay, tarihinin en karanlik sayfasini kendi iradesiyle olusturmustur." diyen Kiliçdaroglu, bir Yargitay kararinda imzasi dahi olmayan kisinin, Anayasa Mahkemesine üye yapildigini söyledi.

- "Devlette çok düzgün insanlar var. Bunlar köseye atilmis vaziyette"

Kiliçdaroglu, "Seçim sonrasi devletin tikanmasindan endise duyar misiniz?" sorusuna söyle yanit verdi:

"Hayir. Devlette çok liyakatli kadrolar var, çok düzgün insanlar var. Bunlar bir köseye atilmis vaziyetteler. Bunlarin hepsini biliyoruz. Her görüsten insanlar bunlar. Yani illa A partili B partili degil gerçekten yurt disinda çalismis, doktorasini yapmis, masterini yapmis, devlette uzun süre çalismis ama hani bir siyasi partiye bagli olmadigi için bir köseye atilmis insanlar. Bunlar devletin bütün kademelerinde var."

Bürokratlar için 18 Ekim'i milat olarak vermesi ve helallesme konusunun çelistigini düsünenler olduguyla ilgili degerlendirmeleri sorulan Kiliçdaroglu, "Hukuk ayri, helallesme ayri. Yolsuzluk yapanin, kul hakki yiyenin helallesme ile ilgisi yoktur." dedi.

Kiliçdaroglu, "Biz gidiyoruz, hep beraber gidiyoruz, ne götürürsek kardir." seklinde bir tablonun ortaya çiktigini belirterek, "Antalya Havaalani Dis Hatlar Terminalinin süresi ne zaman dolacak? Yanlis hatirlamiyorsam 2026. Ihalesi simdiden yapiliyor 2026 sonrasina. Niye simdiden yapilir? Beklersiniz kardesim 2023, 2024, 2025'te karar alirsiniz ihaleyi yaparsiniz. Niye simdiden yapiyorsunuz? Götürecegim, giderken beraber götürelim. O nedenle dedim ki yanlis kararlarin altina imza atmayin. Sayistay raporlarindan belli bölümler çikarildi. Biz bunlari da biliyoruz. Hepsi geliyor, yagmur gibi geliyor. Bununla ilgili de bir ekip kurduk, bunlari ayikliyoruz. Tabii dogrulugunu da test etmemiz lazim, her gelen belgeye bu dogrudur diye de bakmiyoruz." ifadelerini kullandi.

"Vergi cennetleri"ne aktarilan paralar, insan kaçakçiligi ve uyusturucu gibi alanlarda nasil mücadele edeceklerine iliskin soru hakkinda Kiliçdaroglu, "OECD, Avrupa Isbirligi ve Kalkinma Örgütü dedigimiz örgütün, biz de üyesiyiz zaten, kara parayla mücadele ilkeleri var. Türkiye de altina imza atmis o ilkeleri yerine getirecegiz diye. Örnegin terör örgütlerinin para hareketlerinin izlenmesi gibi, uyusturucu baronlarinin izlenmesi gibi, benzer suç alanlarindan paralar bankalara geliyorsa, bu trafik isliyorsa buna müdahale edeceksiniz, el koyacaksiniz, kurallari bu. Türkiye, bu kurallara uymadigi için gri listeye alindi. Açiklama söyle, ISID'in Türkiye'deki paralarina ve El-Kaide'deki paralarina el koymadigimiz için bizi gri listeye aldilar. Simdi 2006 yilinda yanlis hatirlamiyorsam Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesinde bir degisiklik yapildi. Vergi cennetlerinden Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 oraninda vergilenecek. Bu, bir kisinin imzasina bagli, Erdogan'in. O tarihten bu yana bu imza atilmadi, böyle bir karar çikmadi." degerlendirmesinde bulundu.

IYI Partili Lütfü Türkkan hakkindaki fezlekeye iliskin soru üzerine Kiliçdaroglu, "Genel Kurul'a gelmedi, gelecegini sanmiyorum. Tartisma konusu oldu. Geldigi zaman yetkili organlarimizla görüsürüz. Bireysel yorumum, dokunulmazlik kalksa dahi hapsi öngören bir ceza degil dolayisiyla bu tamamen politik bir karar olacaktir." yanitini verdi.

"Helallesme" çikisina Selahattin Demirtas'in "Biz de kendi hatalarimizla yüzlesecek ve hep birlikte helallesecegiz." sözleriyle verdigi destege iliskin degerlendirmeleri sorulan Kiliçdaroglu, bir insanin kendi hatalarini görmesinin onun erdemli bir kisi oldugunu gösterdigini söyledi.

Kiliçdaroglu, AK Parti Kahramanmaras Milletvekili Imran Kiliç'in Kovid-19 nedeniyle hayatini kaybetmesinin hatirlatilmasi üzerine "Galiba parlamentoda Kovid-19 nedeniyle verdigimiz ikinci kayip. Allah rahmet eylesin." dedi.

- Belediye baskanlarina SMA ile ilgili talimati

SMA hastaligiyla ilgili çalisma arkadaslarina verdigi talimati sorulan Kiliçdaroglu, "Kadin ve erkek, evlenmeden önce yaptirabilecekleri kan tahlilinde SMA'li çocuklari olabilir sonucu çikiyorsa farkli bir yöntemle çocuk sahibi olabiliyorlar. Dolayisiyla böylece SMA olayini Türkiye'de tümüyle ortadan belli bir zaman dilimi içinde kaldirmak da mümkün olabiliyor. Belediye baskanlarimiza evlilik öncesi bu kan tahlilini mutlaka isteyin ama bedelini de çiftler ödemesin, siz ödeyin diye söyledik. Yanlis hatirlamiyorsam bu uygulamayi ilk Ankara Büyüksehir Belediye Baskanimiz baslatti. Diger belediye baskanlarimiz da bu uygulamayi sürdürecekler." diye konustu.

Kiliçdaroglu, partisinin 2022'de yapilmasi planlanan olagan kurultayinin zamaninda mi yoksa 2023'te mi yapilacagina iliskin soruya "Büyük bir ihtimalle 2023'e erteleriz. Çünkü bu seçim atmosferine toplum da girmis vaziyette. Öyle olunca da hani bir partinin kendi içine dönmesini istemiyoruz. Alanda olsun, zaten alandayiz, kimsenin de hakkini yemek istemem. Bazen 18, bazen 20, bazen 40 milletvekili ile illere gidiliyor. Dolayisiyla hem il merkezi, hem bütün ilçeler, büyük köyler geziliyor. Halkin nabzi tutuluyor, vatandasla sohbet ediliyor ve onlari bazen parlamentoda ben, bazen arkadaslarim dile getiriyorlar sorunlari. Gerçi bunu kendi aramizda tartismis degiliz ama büyük bir ihtimalle seçimlerden sonra yapacagiz." yanitini verdi.

(Bitti)
Kaynak: AA