CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan'la Görüştü (2)

Kemal Kılıçdaroğlu: 'Her anne için çocuk, çok değerlidir. Her annenin çocuğunu isteme hakkı vardır. Arzu ettiği yerde bu eylemini gerçekleştirme hakkı da vardır. Annelerin taleplerine hepimizin ama hepimizin uyması ve o talebi desteklemesi lazım. Diyarbakır'da anneler çocuklarının gelmesini istiyorlar bundan daha haklı bir talep olamaz' '(HDP ile görüşme) Meşru siyasi partilerle elbette görüşülür. Biz, hiçbir siyasi partiyi düşman olarak görmüyoruz. Düşmanlaştırılmış olarak da görmüyoruz' Ali Babacan: 'Hükümetin her işi bir kenara bırakıp, hamaseti, kavgayı, gürültüyü bir kenara bırakıp memleketin yakıcı sorunlarını çözmekle uğraşması gerekir'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her anne için çocuk, çok değerlidir. Her annenin çocuğunu isteme hakkı vardır. Arzu ettiği yerde bu eylemini gerçekleştirme hakkı da vardır. Annelerin taleplerine hepimizin ama hepimizin uyması ve o talebi desteklemesi lazım. Diyarbakır'da anneler çocuklarının gelmesini istiyorlar bundan daha haklı bir talep olamaz." dedi.

Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve beraberindeki heyeti, parti genel merkezinde ağırladı.

Görüşme sonrası Kılıçdaroğlu ve Babacan, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çalışmalarına yönelik soru üzerine Ali Babacan, DEVA Partisi olarak geçen yıl mayıs ayından itibaren bir ekip olarak çalıştıkları 74 maddelik anayasa değişiklik tekliflerinin ellerinde olduğunu bildirdi.

DEVA Partisi'nden 10 kişilik heyetin bu konuda çalıştığını, akademi dünyasından destek alarak ve daha önce yapılmış çalışmalardan da istifade ederek bir çalışma şekillendirdiklerini aktaran Babacan, "Ama bunu bu şekliyle sadece bir siyasi partinin çalışması olarak ortaya koymanın biz metot olarak doğru olmayacağını düşündük ve asıl ilkeler nedir, hedefler nedir, güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz ama buradan anladığımız nedir, bununla ilgili bir vizyon belgesi oluşturup bu vizyon belgesi çerçevesinde siyasi partilerin ve bu işe kafa yormuş, çalışmış, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri ile de görüşerek süreç işletmek istiyoruz." dedi.

Babacan, iki parti arasında belirlenecek heyetin bir araya gelerek, görüşme takvimini ve içeriği çalışacaklarını da bildirdi.

- "Z kuşağına güveniyorum"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü dönemi ve Z kuşağıyla ilgili açıklamalarına yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan kendisine güveniyorsa Z kuşağı önünde oturup tartışalım." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Z kuşağına ben güveniyorum. Z kuşağının önünde oturalım hatta arzu ederse bunu A Haber'de yapabiliriz. Arzu ederse Erdoğan pek çok kişiyi yanında getirebilir, uzmanları da getirebilir. Beraber tartışırız. Ben ne yaptım, o ne yaptı. Asla ve asla çekinmiyorum. Erdoğan benim Genel Müdürlük yaptığım dönemle ilgili bir müfettiş ordusu da görevlendirdi ama beş kuruş bulamadılar, beş kuruş. Bulsaydı zaten kıyameti koparırdı. Ben şu soruyu sormak isterim, sosyal güvenlik kurumları ticari kurum değildir, dünyanın her tarafında açık verir bu kurumlar. Kendisi 19 yıldır yönetiyor niye açık çok daha fazla büyüdü? İkinci soru, Merkez Bankası ticari bir kuruluş, bir anonim şirket. Neden döviz rezervleri eksi 47 milyar dolar? Merkez Bankasını o mu batırdı, hesabını verir mi? Açıklama yapar mı? Hepinizin huzurunda, milletin huzurunda açık ve net soruyorum, eksi 47 milyar dolarlık bir rezerv haline getirdi Merkez Bankası'nı, bir ticari kuruluşu, Merkez Bankasını batıran kişi kimdir?"

- "Ne zaman arzu ederlerse seçime gidebiliriz"

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçim açıklamasıyla ilgili soruyu cevaplarken de seçime kararı Parlamento ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verebileceğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Ne zaman arzu ederlerse seçime gidebiliriz. Ama biz yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz." dedi.

Babacan da 41 ilde kongre yapma zorunluluğunu yerine getirdiklerini ve büyük kongrelerini de 29 Aralık tarihinde tamamladıklarını hatırlattı. Babacan, "Dolayısıyla bizim için bu 6 aylık süreç, takvim işlemeye başladı. Mümkün olan en kısa zamanda yapılacak bir seçim için kendimizi hazırlamış olduk." değerlendirmesinde bulundu.

- "Teröre asla ve asla prim verilmesini doğru bulmam"

"HDP Esenyurt İlçe Başkanlığında ele geçirilen materyalleri nasıl değerlendirdikleri" ve "evlat nöbeti tutan Diyarbakırlı aileleri ziyaret etmeyi düşünüp düşünmedikleri"ne yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Her anne için çocuk, çok değerlidir. Her annenin çocuğunu isteme hakkı vardır. Arzu ettiği yerde bu eylemini gerçekleştirme hakkı da vardır. Annelerin taleplerine hepimizin ama hepimizin uyması ve o talebi desteklemesi lazım. Diyarbakır'da anneler çocuklarının gelmesini istiyorlar bundan daha haklı bir talep olamaz." yanıtını verdi.

İlçe binasında elde edilen malzemelerle ilgili de savcıların gereğini yapacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Teröre asla ve asla prim verilmesini doğru bulmam, terörün yanında durulmasını doğru bulmam. Teröre karşı her yerde, her ortamda, her zaman karşı çıktık, karşı çıkmaya da devam edeceğiz. İnsan hayatından daha değerli bir şey yoktur." dedi.

Kılıçdaroğlu, Uygur Türkleriyle ilgili bir soruya da "Çin'de yapılan olay, Uygur Türklerine yapılan olayları doğru bulmuyoruz. Baskı olduğunu da biliyoruz. Onlarla görüştüm, geldiler kendileri ile görüştüm, mağdur olanlar ile görüştüm. Görüşmekte de hiçbir sakınca yok. Dünyanın neresinde olursa olsun bir insan hakkı ihlali varsa, bu dünyanın ortak sorunudur. Türkiye'de veya Çin'de veya Amerika'da veya Yeni Zelanda'da, nerede olursa olsun, insan hakları ihlalleri varsa o ihlallere karşı tepki göstermek, insanlığın ortak çabası olmak zorundadır." karşılığını verdi.

Ali Babacan da Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde ağır insan hakkı ihlallerinin yapıldığının uluslararası insan hakları örgütleri tarafından tespit edilmiş bir gerçek olduğunu belirterek, "Bu gerçeği inkar etmek de mümkün değildir. Dünyanın neresinde olursa olsun eğer bir insan hakkı ihlali varsa biz DEVA Partisi olarak mazlumdan yana yer alırız. Bugünkü hükümetin de mazlumdan yana yer alması gerekir." açıklamasında bulundu.

HDP ile ilgili soru üzerine de Babacan, "Herhangi bir örgütün Türkiye'deki siyaset üzerinde gölgesinin olmaması gerekir. Siyaset kendi mecrasında işlemelidir." dedi.

- "Derdi olanın sözcüsüyüm"

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP beşinci kol faaliyeti yürütüyor şeklinde açıklaması oldu, bu ifadeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Çocukça değerlendiriyorum." yanıtını verdi.

Devleti yönetenlerin kullandığı sözcüklere dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ülkedeki işsizlik sorununun, konteynerlerden çöp toplayanların, esnafın konuşulması gerektiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın derdi ne? Cumhuriyet Halk Partisi. Niye Cumhuriyet Halk Partisi? Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi doğruları söylüyor. Tahammül edemiyor doğruları dinlemeye." diye konuştu.

Bu ülkede bir çocuk yatağa aç giriyorsa onun sözcüsü olacağını, işsizin, apartman görevlilerinin, yoksulların, kahvecilerin, sokakta simit satanların, garip gurebanın sözcüsü olacağını belirten Kılıçdaroğlu, "O, varsılların sözcüsüdür, o beşli çetenin sözcüsüdür. Ben ise fakirin fukaranın, derdi olanın sözcüsüyüm. İstediği şeyi söylesin bana ama korkmasın benden. Ben doğruları söylemeye devam edeceğim, korkmasın, korkmasına da gerek yok." ifadelerini kullandı.

- "Verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur"

SSK Genel Müdürlüğü dönemine ilişkin eleştirilere karşılık, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile televizyonda tartışabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur. Güveni nereden alıyorum? Verilemeyecek hiçbir hesabım yoktur ama onun sadece bize değil, egemen güçlere dahi verilecek hesabı vardır. 'Mal varlığını araştırırız' dediği zaman tık bile çıkmadı, tek cümle bile kurmadı. Mal varlığı dolayısıyla egemen güçlerin yönlendirmesi altında olan bir kişi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni sağlıklı yönetemez ve bir milli güvenlik sorunu haline gelir." sözlerini sarf etti.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise Türkiye'de bir sistem değişikliğini şart gördüklerini söyledi.

Babacan, "Ne zaman ki Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı forsu ile bir siyasi partinin bayrağı yan yana konulmaya başlandı, ne zaman ki Türkiye'de bir partili ve taraflı Cumhurbaşkanı göreve başladı, o gün bugündür Türkiye'deki bütün sorunlar artıyor." ifadesini kullandı.

Siyasi partiler arasında da ciddi bir haksız rekabet söz konusu olduğunu ileri süren Babacan, "Partili, taraflı Cumhurbaşkanı göreve başladıktan bugüne kadar Türkiye'nin hiçbir sorunu çözülebilmiş değil, bütün sorunlar da artıyor." görüşünü savundu.

Yoksulluk intiharlarının görülmeye başlandığını, "ev gençleri" diye işsiz bir grup oluştuğunu, ülkenin önemli meselelerinin bunlar olduğunu ifade eden Babacan, "Hükümetin her işi bir kenara bırakıp, hamaseti, kavgayı, gürültüyü bir kenara bırakıp memleketin yakıcı sorunlarını çözmekle uğraşması gerekir." dedi.

- "İttifak konusu asla gündeme gelmiyor"

Babacan, Millet İttifakı'na katılıp katılmayacaklarına yönelik bir soru üzerine, "Bu aşamada herhangi bir ittifak konusunu kesinlikle gündemimizde tutmuyoruz. Siyasi partilerin genel başkanlarıyla yaptığımız görüşmelerde de ittifak konusu asla gündeme gelmiyor. Çünkü ittifaklar, seçim öncesinde görüşülmesi gereken konulardır." diye konuştu.

"Terör örgütü PKK'ya karşı Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile iş birliği yapılacağı" yönündeki açıklamalara ilişkin soruya karşılık Kılıçdaroğlu, terör örgütleriyle mücadele etmenin her devletin meşru görevi olduğunu, nerede terör varsa o terörle mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.

İnsan hayatının çok değerli, teröre karşı durmanın da bir insanlık görevi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bırakın hakkı, hukuku insan olarak teröre, teröristlere, terörü destekleyenlere karşı ortak çaba harcanması gerektiğini bildirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "yakın zamanda HDP ile de görüşme olur mu?" sorusu üzerine de, "Siyasi partilerin tamamı, randevu istedikleri zaman elbette verilir. Meşru siyasi partilerle elbette görüşülür. Biz, hiçbir siyasi partiyi düşman olarak görmüyoruz. Düşmanlaştırılmış olarak da görmüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulan, parlamentoda olsun veya olmasın, faaliyetlerini sürdüren her siyasi partiye saygımız vardır." diye konuştu.

Babacan da, "DEVA Partisi'nden HDP'nin randevu istediğiyle ilgili ben de basında haber gördüm ama bugüne kadar bize ulaşmış resmi bir randevu talebi yok. Ama randevu talebi ileride gelirse biz randevu veririz. Herhangi bir sorun yok." dedi.

(Bitti)
Kaynak: AA