Kartal'daki Çöken Bina Davası

Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporda, binanın yapı ruhsatında bulunan imzaların sürveyan olarak adı geçen sanık Arzu Keleş Baran'a ait el ürünü olmadığı kanaatine varıldığı belirtildi.

Kartal'da 21 kişinin hayatını kaybettiği, 14 kişinin yaralı kurtarıldığı Yeşilyurt Apartmanı'nın çökmesine ilişkin görülen 3 sanıklı davada, binanın yapı ruhsatında imzası bulunan sanık Arzu Keleş Baran'ın imza ve yazı örneklerinin incelenmesi için Adli Tıp Kurumu'ndan istenen rapor mahkemeye ulaştı.

Davanın görüldüğü Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gelen ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince hazırlanan raporda, sanık Arzu Keleş Baran'a ait olduğu iddia edilen Yeşilyurt Apartmanı'na ait 29 Ekim 1992 tarihli yapı ruhsatı ile 19 Ekim 1992 tarihli teknik uygulama sorumluluğu belgelerindeki imza ve yazı örneklerinin incelendiği kaydedildi.

İncelenen bu belgelerdeki imza ve yazı örneklerinin, sanık Arzu Keleş Baran'a ait çeşitti tarihlerde düzenlenmiş sürücü belgesi fotokopisi, vekaletname, şüpheli ifade tutanağı, şantiye şefliği hizmet sözleşmesi gibi belgelerin üzerindeki imza ve yazı örnekleri ile mukayese edildiği bilgisi verilen raporda, sanık Arzu Keleş Baran adına atılan imzaların yapılan mukayesesinde, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı bakımından farklılıklar saptandığı, bu nedenle söz konusu imzaların Arzu Keleş Baran'ın el ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirildi.

- Olayın geçmişi

Kartal Orhantepe Mahallesi Bankalar Caddesi Sema Sokağı'ndaki Yeşilyurt Apartmanı'nın 6 Şubat 2019'da çökmesi sonucu 21 kişi hayatını kaybetmiş, 14 kişi de yaralı kurtarılmıştı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, yapı iznine göre 7 katlı olan ancak 9 katlı yapılan Yeşilyurt Apartmanı'nın bina inşaatında kullanılan beton kalitesinin projede öngörülen beton sınıfını karşılamadığı, kullanılan betonun TS standartlarında belirtilen kriterlere uygun olmadığı belirtiliyordu.

İddianamede, binada kullanılan malzemelerin standartlara uygun olmadığı, beton kalitesinin düşük olduğu, deniz kumu kullanılması nedeniyle demirlerin korozyona uğradığı, kötü malzeme kullanımı ve inşaatın projesine aykırı olarak tamamlanması ile de taşıyıcı sisteme fazlasıyla yük bindiği ve tüm bu olumsuzlukların bir araya gelmesiyle binanın çöktüğü kaydediliyordu

Binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu ile yapı ruhsatının "mesuliyet alan" bölümünde sürveyan olarak görev yapan Arzu Keleş Baran'ın, "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçunu işlediği savunulan iddianamede, sanıkların ikişer yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyordu.

Davanın görülmeye başlandığı Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde savunmaya yapan sanık Arzu Baran Keleş, davanın diğer sanığı Suzan Çayır'ın sahibi olduğu Sanem Mimarlık'ta yapı ressamı stajyeri olarak çalışmaya başladığını belirterek, "Staj sonrası da 1992 ile 1993 yılları arasında yapı ressamı olarak çalıştım. Firmada mimari proje çiziyordum. Bu bina 1992'de yapılmış ama benim bilgim dahilinde değil. Sanık Suzan Çayır bana 'Sürveyan olarak bana imza atabileceğimi, bunun karşılığında bana ücret verebileceğini' söyledi. Ancak sorumluluklarım veya yapmam gerekenlerle ilgili bana bilgi vermedi. Suça konu Yeşilyurt isimli binaya ait projedeki yapı ruhsatındaki sürveyan olarak ismimin yazılı bulunduğu yerdeki imza bana ait değildir. O tarihte ofis çalışanlarından formları kim dolduruyorsa o imza atmış olabilir. O zaman ben 17 yaşındaydım. O konuda tecrübem yoktu. Bu sebeple tüm sorumluluğun üzerime yıkılmasını kabul etmiyorum." şeklinde beyanda bulunmuştu.

Bunun üzerine Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise, Yeşilyurt Apartmanı'na ait yapı ruhsatındaki imza ve yazı örneklerinin sanık Arzu Keleş Baran'a ait olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor istenmesine karar vermişti.
Kaynak: AA