Derya Türkan 'Müzikli Sohbetler'in Konuğu Oldu

Kemençe sanatçısı Derya Türkan: 'Ben müziğe aşığım. Müzik benim hayatım. Bunu nasıl tarif edebilirim bilmiyorum' 'Ben son ana kadar sahnedeki dinleyicilerle bir arada olup onlarla birlikte müzik üretmeyi seviyorum. O anda hiçbir şey düşünmüyorsun. Bunu nasıl yaparım diye düşündüğün anda inanın bana elin ayağın birbirine dolanıyor'

Kemençe sanatçısı Derya Türkan, "Hakan Şensoy ile Müzikli Sohbetler"in konuğu oldu.

"Müzisyen Destek Fonu" projesi kapsamında gerçekleştirilen etkinlik, İstanbul Müzik Festivali'nin Facebook ve Instagram sayfaları ile İstanbul Kültür Sanat Vakfı‎ (İKSV) YouTube kanalından canlı yayınlandı.

Programı yöneten keman sanatçısı ve orkestra şefi Hakan Şensoy, Derya Türkan'ın Türk makam müziğinin yaşayan en önemli temsilcilerinden ve İhsan Özgen ekolünün en önemli varislerinden biri olduğunu söyledi.

Türkan, bir müzisyenin hayatı boyunca öğrenmesi gereken en önemli şeyin sanat estetiği ve müziğin içerisindeki zaman olduğunu, ne zaman duracağını ne kadar uzatacağını ve nasıl çıkacağını bilmek olduğunu ifade etti.

Müziğin hayatında çok önemli bir yeri olduğunu belirten Türkan, "Ben müziğe aşığım. Müzik benim hayatım. Bunu nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. Bizim ailemizin de hastalığı bu. Babam klasik Türk müziğiyle ilgili annem de öyle. Annem klasik batı müziğini çok seviyor, opera onun için büyük bir sevgi. Konserlere hep giderdi. Babam devlet korosundan emekli. Dolayısıyla bizim ev böyle bir yer. Bir de benim İhsan Özgen'den önce ilk okulda hocam Fırat Kızıltuğ'du. Fırat Bey bize çok şey kattı. Çocuklar için müzik eğitimi inanılmazdı. Ben flüt dersine gidiyordum ona, fakat bir bakıyorsunuz bir derse alto flütle gelmiş Bach'tan (Johann Sebastian) bir eser çalıyor. Bir taraftan İhsan Özgen zaten..." diye konuştu.

- "Dinleyicilerle bir arada olup onlarla birlikte müzik üretmeyi seviyorum

Türkan, müziğe dair birçok şeyi yapmak istediğinin altını çizerek, "Bunları öğrenerek yapmak istiyorum. Mesela caz da benim hayranlıkla dinlediğim bir müzik. Klasik müzik zaten öyle, inanılmaz derin. Beni çok başka hislere götürüyor. Bunları yapmak, denemek çok hoşuma gidiyor. Artık dünyada bir şeyi çok iyi yapmak yetmiyor." dedi.

Konserlerin müzisyenlerin hayatındaki yerine de değinen Türkan, şunları kaydetti:

"Maddi manevi çok önemli müzisyenler için konserler. Maddi tarafını bir tarafa koyamayız ama her daim manevi tarafı olan şeyler de var. Bununla ilgili şöyle bir şey söyleyebilirim, mesela bizim evimizde mutfak sohbetleri oluyor. Yakın bir dostumuz geliyor, elimden geldiği kadar bir şeyler yapıyorum. Oturuyoruz, yiyoruz, içiyoruz. Sonrasında da bir tane şarkı, bir küçük müzik... Orada hiçbir şey düşünmüyoruz. O anlar çok güzel. O anları sahneye de taşıdığımız zamanlar oluyor. Bu nasıl bir hal, belki bir iki kere insan hayatında yakalar diye düşünülse de aslında dikkat edilirse çok zaman yakalanıyor. Birkaç defa denedim, önceden yapmak istediğim şeyi çalıştım. Çalıştığım için sahnede hiçbir şey yapamadım. Ben son ana kadar sahnedeki dinleyicilerle bir arada olup onlarla birlikte müzik üretmeyi seviyorum. O anda hiçbir şey düşünmüyorsun. Bunu nasıl yaparım diye düşündüğün anda inanın bana elin ayağın birbirine dolanıyor."

Türkan, Girit anılarından da bahsederek, Girit'in kendisinin ikinci evi olduğunu, orada 16 senedir ders verdiğini ve yüzlerce öğrencisi olduğunu anlattı.

Etkinlik, Derya Türkan'ın kemençe icrasıyla sona erdi.

Kaynak: AA