Meme Kanserine Yakalanan 25 Yaşındaki Rus Kadın 6 Ayda Hastalığı Yendi
Kuşadası'nda yaşayan Rus vatandaşı Viktoriya Karaosman, geçen yıl yakalandığı meme kanserini 6 ayda yenmeyi başardı Karaosman: 'Doktorum çok iyiydi. Çok ilgilendi. 'Biz yeneceğiz' diye bana hep moral verdi ve biz bu hastalığı yendik' Doç. Dr. Özlem Yersal: 'Bu işin tedavi edilebilir bir şey olduğunu düşünerek devam etmek lazım yola. Viktoriya hiçbir zaman moralini bozmadı ve gerçekten savaştı'
Aydın'ın Kuşadası ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Rus vatandaşı Viktoriya Karaosman, 1 yıl önce yakalandığı meme kanserini 6 ayda yenmeyi başardı.
Kuşadası'nda bir su parkında yunus eğitmenliği yapan Viktoriya Karaosman, geçen yıl göğsünde şişlik hissedince ilçedeki devlet hastanesine gitti.
Buradaki tedavisinin ardından Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesine yönlendirilen Karaosman'a meme kanseri tanısı konuldu.
Doç. Dr. Özlem Yersal öncülüğünde tedavisine başlanan ve kemoterapi uygulanan Karaosman, 6 ayda kanseri yenmeyi başardı.
Halen kontrollerini düzenli olarak yaptıran Karaosman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 5 yıldır Kuşadası'nda yunus antrenörlüğü yaptığını söyledi.
Karaosman, hastalığı ilk öğrendiğinde kendi ülkesine gidip orada tedavi olmayı düşündüğünü fakat Türkiye'deki hastanelerin iyi olduğunu öğrenince burada kalmaya karar verdiğini ifade etti.
Türk doktorların ve personelin kendisiyle çok ilgilendiğine dikkati çeken Karaosman, "Özlem Hoca çok iyi bir doktor. Bir plan yaptı ve plana göre gitti. Çok ilgilendi. 'Biz yeneceğiz' diye bana hep moral verdi ve biz bu hastalığı yendik. Doktorum da hastane de mükemmeldi." dedi.
Hastalığı yenmesinde en büyük etkinin "moral" olduğuna dikkati çeken Karaosman, "Bu hafif bir hastalık değil ama hafife alırsanız çok hafif ve çabuk geçiyor. Burada moral yüzde 100 önemli. Aynı zamanda ailenin destek vermesi lazım, bu çok önemli çünkü sırtınızı dayayacağınız birisi olması gerekiyor." diye konuştu.
Türkiye'de bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu aktaran Karaosman, Türk insanını çok sevdiğini sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Özlem Yersal ise bu kanser türünün genellikle 40 yaş ve üstünde görüldüğünü, hastalığa genç yaşta yakalanan Karaosman'ın çok mücadeleci olduğunu ifade etti.
Hastanın, "Hastalığı yeneceğim" diye kendisini inandırması gerektiğine dikkati çeken Yersal, şöyle devam etti:
"Pozitif olmak en azından tedaviye uyumu son derece arttırıyor. O yüzden işe iyi tarafından bakmak lazım. Bu işin tedavi edilebilir bir şey olduğunu düşünerek devam etmek lazım yola. Viktoriya hiçbir zaman moralini bozmadı ve gerçekten savaştı. Tedavilere çok uyumluydu. Başlangıçta önce kemoterapi alıp ardından memesinin çıkartılması gerekti ama kemoterapiyle çok iyi bir yanıt aldı. Kemoterapiyle tamamen tümörü geriledi. Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadı, her zaman pozitifti. İlişkimiz de hep pozitif gitti. Çok çok iyi bir kemoterapi sonucu aldı."
Kaynak: AA
Kuşadası'nda bir su parkında yunus eğitmenliği yapan Viktoriya Karaosman, geçen yıl göğsünde şişlik hissedince ilçedeki devlet hastanesine gitti.
Buradaki tedavisinin ardından Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesine yönlendirilen Karaosman'a meme kanseri tanısı konuldu.
Doç. Dr. Özlem Yersal öncülüğünde tedavisine başlanan ve kemoterapi uygulanan Karaosman, 6 ayda kanseri yenmeyi başardı.
Halen kontrollerini düzenli olarak yaptıran Karaosman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 5 yıldır Kuşadası'nda yunus antrenörlüğü yaptığını söyledi.
Karaosman, hastalığı ilk öğrendiğinde kendi ülkesine gidip orada tedavi olmayı düşündüğünü fakat Türkiye'deki hastanelerin iyi olduğunu öğrenince burada kalmaya karar verdiğini ifade etti.
Türk doktorların ve personelin kendisiyle çok ilgilendiğine dikkati çeken Karaosman, "Özlem Hoca çok iyi bir doktor. Bir plan yaptı ve plana göre gitti. Çok ilgilendi. 'Biz yeneceğiz' diye bana hep moral verdi ve biz bu hastalığı yendik. Doktorum da hastane de mükemmeldi." dedi.
Hastalığı yenmesinde en büyük etkinin "moral" olduğuna dikkati çeken Karaosman, "Bu hafif bir hastalık değil ama hafife alırsanız çok hafif ve çabuk geçiyor. Burada moral yüzde 100 önemli. Aynı zamanda ailenin destek vermesi lazım, bu çok önemli çünkü sırtınızı dayayacağınız birisi olması gerekiyor." diye konuştu.
Türkiye'de bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu aktaran Karaosman, Türk insanını çok sevdiğini sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Özlem Yersal ise bu kanser türünün genellikle 40 yaş ve üstünde görüldüğünü, hastalığa genç yaşta yakalanan Karaosman'ın çok mücadeleci olduğunu ifade etti.
Hastanın, "Hastalığı yeneceğim" diye kendisini inandırması gerektiğine dikkati çeken Yersal, şöyle devam etti:
"Pozitif olmak en azından tedaviye uyumu son derece arttırıyor. O yüzden işe iyi tarafından bakmak lazım. Bu işin tedavi edilebilir bir şey olduğunu düşünerek devam etmek lazım yola. Viktoriya hiçbir zaman moralini bozmadı ve gerçekten savaştı. Tedavilere çok uyumluydu. Başlangıçta önce kemoterapi alıp ardından memesinin çıkartılması gerekti ama kemoterapiyle çok iyi bir yanıt aldı. Kemoterapiyle tamamen tümörü geriledi. Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadı, her zaman pozitifti. İlişkimiz de hep pozitif gitti. Çok çok iyi bir kemoterapi sonucu aldı."