Çevreye İlişkin Düzenlemeler İçeren Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulunda

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta: 'Havanın solunamadığı, suyun içilemediği, insanların maskeyle dolaştığı bir dönemden bu döneme bakıyoruz, 2002 sonrasına bakıyoruz; patlayan çöplükler park olmuş, çocuklarımızın, insanların rahatça gezebileceği bir yer haline gelmiş' CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu: 'Sürdürülebilir yaşam 50100 yıl sonrasının değil, tam olarak bugünün sorunudur' MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu: 'Bir karış toprağı, bir çakıl taşını başkasına vermemek için can veren, kan döken bir milletin o toprakların kirletilmesine müsaade etmeyeceği aşikardır'.

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta, "Havanın solunamadığı, suyun içilemediği, insanların maskeyle dolaştığı bir dönemden bu döneme bakıyoruz, 2002 sonrasına bakıyoruz; patlayan çöplükler park olmuş, çocuklarımızın, insanların rahatça gezebileceği bir yer haline gelmiş." dedi.

Genel Kurulda, Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde milletvekilleri söz aldı.

İYİ Parti İçel Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı, teklifin çoğunluğu üzerinde olumlu bir yaklaşıma sahip olduklarını ancak bazı konularda sıkıntı gördüklerini söyledi.

Sürdürülebilirliğe ve yeşil büyümeye odaklanılmadığı sürece dünyanın ithal çöp deposu olmaya devam edileceğini ileri süren Sıdalı, karlı atıklar bir avuç seçkinin yönetimine bırakılırken karsız atıkların yarattığı kirliliğin vatandaşa bırakıldığını iddia etti.

"İşin ucunda menfaat varsa çevreci, yoksa çevreye kör olarak gündelik kararlarla çevre sorunlarımızı çözemeyiz." diyen Sıdalı, bir tür çevre varlık fonu kurulmasından endişe duyduklarını ileri sürdü.

Teklife göre Türkiye Çevre Ajansının Kamu İhale Kanunu'nun dışında tutulacağını ifade eden Sıdalı, yapılacak harcamaların şeffaf olmayacağını ve kamuya hesap verilmekten kaçıldığını öne sürdü.

Sıdalı, otopark yapma ve işletme görevlerinin büyükşehir belediyelerinden alınıp ilçe belediyelerine verileceğini de iddia ederek, "Bu düzenlemeyi masum bulmuyor, Millet İttifakı belediyelerini zayıflatmaya yönelik bir çaba olarak değerlendiriyoruz." dedi.

MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, bu günlerde çevre ve ekolojinin daha da önem kazandığını belirterek küresel ısınma ve iklim değişikliğinin oluşturduğu sorunların tek elden çözülemeyeceğini, ancak etkilerini azaltmak için önlemler alınabileceğini kaydetti.

"Bir karış toprağı, bir çakıl taşını başkasına vermemek için can veren, kan döken bir milletin o toprakların kirletilmesine müsaade etmeyeceği aşikardır." değerlendirmesinde bulunan Kalyoncu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının "Sıfır Atık Projesi"ni desteklediklerini dile getirdi.

Yerel yönetimlerin çöp toplama faaliyetlerini yeniden düzenlemesi gerektiğini söyleyen Kalyoncu, ayrıştırma işlerinin konutta başlamasının da önemine değindi.

Çevre eğitimi gerektiğini de anlatan Kalyoncu, Milli Eğitim Bakanlığıyla iş birliği yapılarak çevre eğitiminin anaokullarından başlatılması gerektiğini söyledi.

Kentsel tasarım çalışmalarında bitkilerin farklı özelliklerinden yararlanılması gerektiğini de dile getiren Kalyoncu, kent içi bitkilendirme çalışmalarında karbon emilimi yüksek ve suyu az isteyen bitkiler tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.

Kalyoncu, Çevre Ajansının iklim değişikliğinin etkileri üzerine de faaliyet göstermesi ve oluşabilecek olaylarla ilgili önlemler paketi oluşturulması gerektiğini dile getirerek, "Bugün asli işlevini yerine getiremeyen Türkiye Su Enstitüsü durumuna gelmemelidir. İşlevsiz kurumlar çevre ve su üzerine yük oluşturmaktadır." diye konuştu.

MHP'nin kirliliğin tümüne karşı duruş sergilediğini de belirten Kalyoncu, "MHP siyasetin kirlenmesine, toplumumuzun yozlaşmasına, fikirlerdeki kan lekesi taşıyan kirliliğe, çevre kirliliğine ve doğal alanların yok edilmesine karşıdır. Bu karşı duruş sadece tepkisel bir karşı duruş olmayıp üretime ve sorunların çözümüne odaklı karşı duruştur. Çevrecilik milliyetçiliktir." diye konuştu.

- "İstanbul'da mezarlıklar ve askeri alanlar dışında yeşil alan kalmadı"

HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy ise yapılan çalışmayla çevre ile ilgili bir nevi varlık fonu kurulduğunu iddia etti.

İstanbul'da vapurla karşıdan karşıya geçerken bakıldığında AK Parti'nin 18 yılda ne hale getirdiğinin görülebileceğini ifade eden Ersoy, mezarlıklar ve askeri alanlar dışında yeşil alan kalmadığını öne sürdü.

AK Parti'nin doların yeşilinden başka yeşil bilmediğini iddia eden Ersoy, kurulacak ajansın Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayacağını, görevleri çok olmasına rağmen denetime kapalı olduğunu ileri sürdü.

Türkiye Çevre Ajansı'na bağış da yapılabileceğini anlatan Ersoy, "Çevre gibi büyük rant ve doğa yıkımlarının yaşandığı bir alanda bağış düzenlemesi, bağış adı altında rüşvet verilmesine yol açacaktır. Bu herkes tarafından biliniyor." dedi.

Ersoy, 18 yıldır yaratılan yıkıma karşı ormanını, deresini, suyunu, kentlerini, yaşam alanlarını savunanların bu ajansın kurulmasına karşı çıktığını öne sürdü.

CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, adil ve eşit bir toplum inşa etmenin ön koşulunun, doğa hakları yönünde davranış ve tutum geliştirmek, çevre adaletini sağlamakla mümkün olduğunu belirterek, plansız ve rant odaklı sözde büyümenin, gelişme ve kalkınma gibi iktisadi kavramların ekolojik yıkımın, talanın bir perdesi olarak da kullanıldığını savundu.

Doğa hakkının yaşam hukukunun temeli olduğunu ifade eden Gündoğdu, bu hakkın ertelenecek, vazgeçilecek bir hak olmadığını söyledi.

"Sürdürülebilir yaşam 50-100 yıl sonrasının değil, tam olarak bugünün sorunudur." diyen Gündoğdu, sera gazı emisyonunun son yıllarda arttığını kaydetti.

Gündoğdu, sağlıklı suya ulaşmanın da temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen "su stresli" ülkelerden olduğunu söyledi.

Kentlerdeki hava kirliliğinin boyutlarının arttığını, yeşil alanların azaldığını, mera alanlarının amaç dışı kullanıldığını iddia eden Gündoğdu, Kaz Dağları'nda bir gram altın için 4 tondan fazla su kullanıldığını öne sürdü.

Gündoğdu, doğaya karşı işlenen bir suçun öcünün insanın adaletinden daha zorlu olacağını ifade ederek, "Doğanın ekonomisinde birim para değildir, yaşamdır." değerlendirmesinde bulundu.

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, şahsı adına yaptığı konuşmada, iç ve dış denetimden muaf bir kamu kurumu kurulmak istendiğini iddia ederek, Türkiye Çevre Ajansının Kamu İhale Kanunu'na tabi olmadığını iddia etti. Polat, kamu kaynaklarının peşkeş çekileceğini öne sürerek çevreye ve memlekete ihanet gibi maddelerin de kanun teklifinde yer aldığını savundu.

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, MHP olarak çevre kirliliğini önlemeye ilişkin her türlü girişimi bugüne kadar desteklediklerini, bundan sonra da destekleyeceklerini bildirdi.

Aycan, en sağlıklı ambalaj malzemesi olarak camın kullanımının artırılması gerektiğini ifade ederek, "Plastiklerin atık olarak toprağı kirletmesine müsaade etmemek gerek." diye konuştu. Sıfır atığın bir kültür ve yaşam tarzı olacağını vurgulayan Aycan, sıfır atık kültürü için bilinçlendirmeyi önemli gördüklerini işaret etti.

Yurt dışından plastik atık alınmaması gerektiğini belirten Aycan, atık ithalatının durdurulmasının önemli olduğunu kaydetti. Aycan, egzoz emisyonunun önlenmesinin hava kirliliğini engelleyecek etkenlerden olduğunu bildirdi.

- "Haliç bile tertemiz oldu"

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, teklifin ikinci bölümü üzerindeki görüşmelerin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Balta, eleştriler olduğunu ancak esasında bir teşekkür edilmesini de beklediğini belirterek, Türkiye'de AK Parti iktidarından önce 90'lı yıllarda çöp dağlarının patladığı bir İstanbul olduğunu söyledi.

O dönem TBMM'de bu durumun aylarca gündem oluşturduğunu, çöp patlamalarında hayatını kaybedenler bulunduğunu da dile getiren Balta, AK Parti döneminde Haliç'in bile tertemiz olduğunu kaydetti. Balta, "Havanın solunamadığı, suyun içilemediği, insanların maskeyle dolaştığı bir dönemden bu döneme bakıyoruz, 2002 sonrasına bakıyoruz; patlayan çöplükler park olmuş, çocuklarımızın, insanların rahatça gezebileceği bir yer haline gelmiş." diye konuştu.

Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla havanın, suyun, toprağın temiz hale getirildiğini anlatan Balta, plastik poşetlerin kullanımına dair kanun düzenlemesi yaptıklarını ve plastik tüketiminin de yüzde 80 azaldığını dile getirdi. Balta, buradan 1,5 milyar tasarruf sağlandığını belirterek bunun da çevresel sorunlara harcandığını söyledi.

Türkiye Çevre Ajansıyla da çöpe atılan, değeri olan ham maddelerin ekonomiye kazandırılması için "sıfır atık" yönetim sisteminin altlığını oluşturduklarını dile getiren Balta, 20 milyar lira civarındaki içecek ambalajının yüzde 90'ını geri dönüşüme kazandırıp, geri dönüşüm oranını yüzde 13'ten yüzde 35'e çıkaracaklarını anlattı. Balta, çöpe atılan paradan tasarruf sağlanacağını ifade ederek, "100 bin kişiye de iş aş sağlayacağız." dedi.

Atık su arıtma tesisleri, katı atık depolama sahaları, hava ölçüm istasyonları, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla birlikte Türkiye'nin geçmişe göre çevresel sorunlar açısından çok iyi bir seviyede olduğunu söyleyen Balta, bütün şehirlerde havanın, suyun, toprağın temiz olduğunu kaydetti.

Balta, yapılanların yine de yeterli olmadığını, bunun için gerekli düzenlemelere devam ettiklerini bildirdi.
Kaynak: AA