Şapkayı, Kırmızı Perdeyle Buluşturan DT Şapka Atölyesi

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün 12 yerleşik bölgesinde ve turne sahnelerinde sezon boyunca sergilenen tüm oyunların şapkaları Ankara’da tiyatro kampüsü içinde yer alan Şapka Atölyesi’nde hazırlanıyor.

Şapkayı, Kırmızı Perdeyle Buluşturan DT Şapka Atölyesi
Türkiye’de tek olma özelliğine sahip Şapka Atölyesi’nde 5 kişilik bir kadroyla birbirinden güzel şapkalar üreten atölye çalışanları, geçmiş dönemlerde kullanılan şapkaları da onararak yeni oyunlar için hazır tutuyor. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, sezon boyunca sahnelenecek tüm oyunların şapkalarının yapıldığı tiyatro kampüsü içinde yer alan Şapka Atölyesi ve deposunun kapılarını İHA’ya açtı.

“Sezonda 500-600 şapka çıkarıyoruz”

Devlet Tiyatroları Şapka Atölyesi şefi Aygün Özgen, 20 senedir bu işi yaptığını belirterek şapka atölyesi içinde yapılan çalışmaları anlattı. Özgen, “Şapka atölyesine girmem biraz tesadüf oldu. Girdikten sonra işimi çok sevdim. Bu atölye Türkiye’de tek şu anda, toplam 5 kişi çalışıyoruz. Daha önce İstanbul’da da varmış ama kapanmış. Şu an Türkiye’de tekiz ve tüm sahnelere biz şapka yapıyoruz. Şapka üzerine çalışmak zor değil aslında ama emek harcanıyor, zaman alıyor. Genelde şapkaları elimizle yapıyoruz. Makineyi çok az kullanıyoruz. Ama çok zevkli bir iş. Her dönem kendi içinde güzel, çok değişik modeller çıkabiliyor. Sezonda yaklaşık 500-600 şapka çıkarıyoruz. Genelde çocuk oyunlarında kullanılan şapkalar ilginç şapkalar oluyor. Dönemler belli kalıplara bağlı kalıyor ama çocuk oyunlarında öyle bir sınırlama yok” ifadelerini kullandı.

“Şapka yanan bir ormanı anlatıyor”

Bu sene Devlet Tiyatroları bünyesinde Ankara’da sahnelenecek Yunus Emre’nin Divane Ağaç oyununda kullanılacak ağaç başlığı üzerinde çalışan Salime Kaleli, “Ben işimi çok severek yapıyorum. Eğlenerek çalışıyoruz. Bizim bir rutinimiz yok. Çok farklı şapkalar yaptığımız için de hiç sıkılmıyoruz. Aynı işi devamlı yapmıyoruz. Divane Ağaç oyunu için ağaç başlığından toplamda 8 tane yapıldı. Şapka yanan bir ormanı anlatıyor. Bir tane de dansçıları vardı onun için yapıldı. Oyuncular tamamen ağaç kılığına girdiler. Gövdeleri ağaçtı. Bu şapkanın 4 tane yeşilinden 4 tane de siyahından yaptık. Siyahları yanmış ormanı anlatan şapkaydı. Şu an üzerinde çalıştığım şapkaysa; dansçının kullanacağı şapka. Ağaçlara şekil verilerek yapıldı. Sert bir malzeme olduğu için şekil vermesi zordu. Kalıpları zor fakat oyuncunun kafasını rahatsız etmeyecek şekilde olmalıydı. İçine keçe koyuldu. Oyuncu bununla dans edecek ve oyununu oynayacak; bir taraftan da onu düşünmek zorundayız. Oyuncu ne kadar rahat ederse oyunu da o kadar rahat sergiliyor. Ne kadar sert kısımları varsa bunları üste vermeye çalıştık. Bu şapkanın yapımı 1 gün sürdü. Bizi zaman açısından en çok zorlayan şapkalar, kavuklar oluyor. Dilimleri ayrı ayrı çalışılıyor, onları kumaşla kaplıyoruz ve onlara da ayrıca dilim dilim şekil veriyoruz. En eğlencelisi ise çocuk oyunları için yaptığımız şapkalar” şeklinde konuştu.



“Oyunlardan önce kreatörleri depoya getiriyoruz”

Devlet Tiyatroları bünyesinde daha önce sahnelenen oyunlarda kullanılan şapkaların gerekli onarımları yapıldıktan sonra yeni oyunlarda kullanılması için depoya kaldırıldığını ifade eden Kaleli, hiçbir şapkanın ziyan olmadığını da sözlerine ekledi. Kaleli, “Biten oyunlarda kullanılan şapkaların geri döndüğü yer burası. Şapkalar bize geri döndüğünde öncelikle kullanılabilir olanların biz onarımlarını yapıyoruz. Şapkaların astarları değişiyor, yıkanabilecek olanları yıkadıktan sonra tekrar poşetleyerek raflara kaldırıyoruz. Şapkalarımızı tekrar başka oyunlarda kullanabilmek için saklıyoruz. Oyunlardan önce kreatörleri önce bu depoya getiriyoruz. Oyunda kullanmak istedikleri şapkaları burada arıyorlar. Bazen tamamen bir oyunun şapkalarını buradan çıkardıkları da oluyor. Çoğunlukla şapkalar buralarda bulunuyor, burada aradığını bulamazsa şapkalar yeniden yapılıyor” dedi.



“Ben geldiğimde de fazlaca şapka vardı”

Osmanlı devrini anlatan oyunlarda kullanılan şapkalar hakkında bilgi veren Kaleli, eline aldığı dilimli bir Nasrettin Hoca kavuğunu anlattı. Kaleli, “Dilimli şapkalar, en zor yapılan şapkalar. Bunlar üzerinde çok ayrıntılı çalışılıyor. Öncelikle içlerine sünger koyuluyor daha sonra kumaşla kaplanıyor. O yüzden çok zor demek istemiyorum ama işlem açısından uzun süren bir şapka. Burada en eski şapkayı bilmiyorum. 13 yıldır Devlet Tiyatrosu Şapka Atölyesi’nde çalışıyorum ve 13 yıl önceki şapkalar bile hala burada. Ben geldiğimde de zaten burada fazlaca şapka vardı” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA