(Özel) Unutulan Tahta Fıçı Geleneği Emekli Tarih Öğretmeninin Ellerinde Hayat Buluyor
Unutulmaya yüz tutan el emeği tahta fıçı geleneği, Ankara’nın Nallıhan ilçesinde yaşayan emekli tarih öğretmeni Mehmet Altekin’in ellerinde yeniden hayat buluyor.
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde yaşayan emekli tarih öğretmeni Mehmet Altekin, Türklerin Orta Asya’dan günümüze kadar gelen bir geleneğini yaşatmak için tahta fıçı üretimi yapıyor. Hiçbir kimyasal madde kullanmadan tamamen doğal bir üretim yaptığını kaydeden Altekin, plastik pet şişelerin sağlığa ve çevreye olan zararına dikkat çekerek, “Şu ağacı yeseniz sağlık açısından size bir zarar vermez” dedi.
Emekli olduktan sonra öğretmenliğe bir süre devam ettiğini ve daha sonra ahşaba olan ilgisinden dolayı tahta fıçı yapımına başladığını belirten Altekin, işin ticaretinden çok sanatla uğraştığını ve tahta fıçıların insanlar tarafından ilgi çektiğini söyledi.
Günümüzde tahta fıçı yapımının bitmek üzere olduğunu vurgulayan Altekin, fıçı yapımında sık damarlı ağaçları tercih ettiğini ifade etti.
Tahta fıçının genellikle nostaljik ve tamamen doğal bir ürün olmasından dolayı tercih edildiğini belirten Altekin, “Bir başka özelliği ise suyu tamamen soğuk tutuyor. Herhangi bir yapıştırıcı, kimyasal madde kullanmadan tamamen doğal olarak işliyorum. Bir fıçının yapımı yaklaşık 4 gün sürüyor. Tahta fıçıyı makine ile yapan ustalarımız var ancak ben tamamen doğal yapmayı tercih ediyorum. Kullanım ömrü ise 2-3 yıl arası diyebilirim çünkü ağaç genleştikçe zamanla deforme olabiliyor” dedi.
Altekin, tahta fıçıların Orta Asya’dan günümüze kadar gelen bir gelenek olduğuna dikkat çekerek, “Orta Asya’da Türkler öncelikli su kaynaklarının çevresinde yerleşir ve yaşarlardı. Daha sonda su kaynakları insanlar için yetersiz olmaya başladı.
Suyu taşıma gereği duydular. Suyu taşımak için de o günün şartlarında ağaç kaplar kullandılar. Ben de o geleneği günümüzde sürdürmeye çalışıyorum” diye konuştu.
Unutulmaya yüz tutan el emeği tahta fıçıların fiyatlarının ise boyutlarına göre değişkenlik gösterdiğini kaydeden Altekin, Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda sipariş aldığını söyledi.
Kaynak: İHA
Emekli olduktan sonra öğretmenliğe bir süre devam ettiğini ve daha sonra ahşaba olan ilgisinden dolayı tahta fıçı yapımına başladığını belirten Altekin, işin ticaretinden çok sanatla uğraştığını ve tahta fıçıların insanlar tarafından ilgi çektiğini söyledi.
Günümüzde tahta fıçı yapımının bitmek üzere olduğunu vurgulayan Altekin, fıçı yapımında sık damarlı ağaçları tercih ettiğini ifade etti.
Tahta fıçının genellikle nostaljik ve tamamen doğal bir ürün olmasından dolayı tercih edildiğini belirten Altekin, “Bir başka özelliği ise suyu tamamen soğuk tutuyor. Herhangi bir yapıştırıcı, kimyasal madde kullanmadan tamamen doğal olarak işliyorum. Bir fıçının yapımı yaklaşık 4 gün sürüyor. Tahta fıçıyı makine ile yapan ustalarımız var ancak ben tamamen doğal yapmayı tercih ediyorum. Kullanım ömrü ise 2-3 yıl arası diyebilirim çünkü ağaç genleştikçe zamanla deforme olabiliyor” dedi.
Altekin, tahta fıçıların Orta Asya’dan günümüze kadar gelen bir gelenek olduğuna dikkat çekerek, “Orta Asya’da Türkler öncelikli su kaynaklarının çevresinde yerleşir ve yaşarlardı. Daha sonda su kaynakları insanlar için yetersiz olmaya başladı.
Suyu taşıma gereği duydular. Suyu taşımak için de o günün şartlarında ağaç kaplar kullandılar. Ben de o geleneği günümüzde sürdürmeye çalışıyorum” diye konuştu.
Unutulmaya yüz tutan el emeği tahta fıçıların fiyatlarının ise boyutlarına göre değişkenlik gösterdiğini kaydeden Altekin, Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda sipariş aldığını söyledi.