Kastamonulular Dayanışma Derneği İftar Yemeği
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: 'Bu seçim, aynı zamanda dışarıdan Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara Türkiye'nin iç siyasetini yönetmeye çalışanlara da inşallah güzelce ders verebileceğimiz bir seçim olacaktır. Ülkemizin istikrarı, geleceği, bekası bakımından bu seçim önemlidir. Sahada da masada da güçlü olmaya devam etmek istiyorsak içeride de istikrarımızın güçlü olması, ülkemizin emin adımlarla hedeflerine ilerlemeye devam etmesi gerekiyor' TBMM Başkanvekili Celal Adan: 'Türkiye'nin birliğe, beraberliğe ihtiyacı var. Cenabı Allah'a şükürler olsun milletimiz birlik ve beraberlik noktasındaki iradeye her gün biraz daha fazla sahip çıkmakta. Aynı partide olmayabiliriz, ama bazen Türkiye ile ilgili aynı safta olmak mecburiyetindeyiz'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 23 Haziran'da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin, "Bu seçim, aynı zamanda dışarıdan Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara Türkiye'nin iç siyasetini yönetmeye çalışanlara da inşallah güzelce ders verebileceğimiz bir seçim olacaktır. Ülkemizin istikrarı, geleceği, bekası bakımından bu seçim önemlidir. Sahada da masada da güçlü olmaya devam etmek istiyorsak içeride de istikrarımızın güçlü olması, ülkemizin emin adımlarla hedeflerine ilerlemeye devam etmesi gerekiyor." dedi.
Çavuşoğlu, Avrasya Gösteri Merkezi'nde düzenlenen "Kastamonulular Dayanışma Derneği Geleneksel İftar Yemeği"nde, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla İstanbul'daki seçimlerin yenileneceğini hatırlatarak, "Esasen AK Parti ve MHP'nin itirazını, yani oyların yeniden sayılması talebini CHP de kabul etseydi İstanbullular tekrar sandığına gitmeyecekti. Çıkan sonucu baştan kabul edeceğimizi biz taahhüt etmiştik." diye konuştu.
Seçimlerin yenilenmesi konusunda farklı yorumlar olabildiğini ancak hukukun bir olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, YSK kararının bir yüksek mahkeme kararı olduğunu ve buna herkesin uyması gerektiğini belirtti.
Çavuşoğlu, İstanbul seçimlerini bahane ederek Türkiye siyasetini ve Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara seçimde hadlerinin bildirileceğini ifade ederek, dünyanın her yerinde seçimlerin yenilenebildiğini, 2 yıl önce Avusturya'da benzer gerekçelerle cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilendiğini anlattı.
Seçimlerin iptal gerekçelerine değinen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"750 sandık başkanı kamu çalışanı değil. Oysa kanun son derece net. Sandıklarda 9 tane KHK ile atılanlar var. Bunlar kamu görevlisi bile değil, hiçbir yerde çalışmıyor. Peki KHK ile atılanlar kimlerdir? FETÖ'cülerdir, vatan hainleridir, o yüzden kamu görevlerinden atılanlar. Peki bu kamu görevlerinden atılanları kim getirdi de bu sandıklara yazdı? Bunun hesabını da elbette hukuk soracaktır, sormalıdır. Oyun büyük, böyle basit bir tezgah değil, önceden her şey ayarlanmış. 18 adet sandıkta sayım döküm yok. 90 adet sandıkta ise sayım döküm cetvelleri imzasız. 377 adet kısıtlı oy kullanmış. 6 sandıkta ölü olanların yerine oy kullanılmış. 41 sandıkta tutukluların yerine oy kullanılmış. 58 sandıkta hükümlülerin yerine, onların cezaevinde oy kullanması gerekirken oy kullanılmış. Bu oyları kim kullandı? 224 kısıtlı zihinsel engelli oy kullanmış. Ortada organize bir çalma var. Bunu söyleyince alınıyorlar. Bunu başka türlü nasıl izah edeceksin? Ama İstanbullular inşallah 23 Haziran'da hak yerini bulacak diye sandığa gidecek ve Cumhur İttifakı'nın adayı Binali Yıldırım'a oyunu vererek, bu haksızlığı giderecek."
Çavuşoğlu, seçimin, İstanbul'un geleceğinin kime emanet edileceği açısından önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bu seçim, aynı zamanda dışarıdan Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara Türkiye'nin iç siyasetini yönetmeye çalışanlara da inşallah güzelce ders verebileceğimiz bir seçim olacaktır. Biz her zaman 'Son sözü milletimiz söyler. diyoruz. Milletimizin üstünde bir irade görmüyoruz. Dolayısıyla milletimiz sözü söyler, dışarıdan söz söyleyenlere de inşallah haddini bildirecektir. Ülkemizin istikrarı, geleceği, bekası bakımından bu seçim önemlidir. Bunun önemini Dışişleri Bakanı olarak en iyi ben biliyorum. Sahada da masada da güçlü olmaya devam etmek istiyorsak içeride de istikrarımızın güçlü olması, ülkemizin emin adımlarla hedeflerine ilerlemeye devam etmesi gerekiyor."
S-400 konusunda Türkiye'ye talimat vermeye kalkanlar olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Bugün ABD'nin 'S-400 alma' girişimlerine Türkiye'de en büyük desteği kim veriyor? PKK güdümündeki HDP. Dün de dış ilişkilerden sorumlu, benim de eskiden büyükelçimdi, CHP'nin genel başkan yardımcısı diyor ki 'S-400'ü almayı erteleyin.' Siz kime hizmet ediyorsunuz? Türk milletine mi hizmet ediyorsunuz, dışarıdan sizi yönetenlere mi hizmet ediyorsunuz? Türk milletinin çıkarını mı kolluyorsunuz, dışarıda Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara mı hizmet ediyorsunuz? İşte her şey açık ortada. Biz, Allah'ın izniyle özgür ve tam bağımsız bir Türkiye olabilmek için MHP ile beraber ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
- "Afrin'e girildi ve Türkiye'nin ne onurlu ne kadar güçlü olduğu ortaya konuldu"
TBMM Başkanvekili Celal Adan da 15 Temmuz'un Cumhuriyet tarihinin en alçak saldırısı olduğunu belirterek, "Yenikapı'da Cumhur İttifakı kuruldu. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Türkiye'nin birliğe, beraberliğe ihtiyacı var. Cenab-ı Allah'a şükürler olsun milletimiz birlik ve beraberlik noktasındaki iradeye her gün biraz daha fazla sahip çıkmakta. Aynı partide olmayabiliriz, ama bazen Türkiye ile ilgili aynı safta olmak mecburiyetindeyiz." dedi.
Türkiye'nin hiçbir meselesinin bir siyasi parti meselesi olmadığını dile getiren Adan, "4 bin tır silah PKK'lılara verilirken onu bir parti meselesi olarak görebilir miyiz? O bir Türkiye meselesidir. Eğer bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Afrin'de başarılı olmamış olsaydı belki bu seçimleri yapamamış olacaktık. Afrin'e girdiğimiz zaman bu milletin birliğine, kardeşliğine, merhametine kurşun sıkmak için saf tutmuşları ortadan kaldırmak istediğimizde 'Afrin'e gitmeyelim.' diyenleri mutlaka siyaseten cezalandırmak mecburiyetindeyiz. Afrin'e girildi ve Türkiye'nin ne onurlu ne kadar güçlü olduğu ortaya konuldu." diye konuştu.
Kaynak: AA
Çavuşoğlu, Avrasya Gösteri Merkezi'nde düzenlenen "Kastamonulular Dayanışma Derneği Geleneksel İftar Yemeği"nde, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla İstanbul'daki seçimlerin yenileneceğini hatırlatarak, "Esasen AK Parti ve MHP'nin itirazını, yani oyların yeniden sayılması talebini CHP de kabul etseydi İstanbullular tekrar sandığına gitmeyecekti. Çıkan sonucu baştan kabul edeceğimizi biz taahhüt etmiştik." diye konuştu.
Seçimlerin yenilenmesi konusunda farklı yorumlar olabildiğini ancak hukukun bir olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, YSK kararının bir yüksek mahkeme kararı olduğunu ve buna herkesin uyması gerektiğini belirtti.
Çavuşoğlu, İstanbul seçimlerini bahane ederek Türkiye siyasetini ve Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara seçimde hadlerinin bildirileceğini ifade ederek, dünyanın her yerinde seçimlerin yenilenebildiğini, 2 yıl önce Avusturya'da benzer gerekçelerle cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilendiğini anlattı.
Seçimlerin iptal gerekçelerine değinen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"750 sandık başkanı kamu çalışanı değil. Oysa kanun son derece net. Sandıklarda 9 tane KHK ile atılanlar var. Bunlar kamu görevlisi bile değil, hiçbir yerde çalışmıyor. Peki KHK ile atılanlar kimlerdir? FETÖ'cülerdir, vatan hainleridir, o yüzden kamu görevlerinden atılanlar. Peki bu kamu görevlerinden atılanları kim getirdi de bu sandıklara yazdı? Bunun hesabını da elbette hukuk soracaktır, sormalıdır. Oyun büyük, böyle basit bir tezgah değil, önceden her şey ayarlanmış. 18 adet sandıkta sayım döküm yok. 90 adet sandıkta ise sayım döküm cetvelleri imzasız. 377 adet kısıtlı oy kullanmış. 6 sandıkta ölü olanların yerine oy kullanılmış. 41 sandıkta tutukluların yerine oy kullanılmış. 58 sandıkta hükümlülerin yerine, onların cezaevinde oy kullanması gerekirken oy kullanılmış. Bu oyları kim kullandı? 224 kısıtlı zihinsel engelli oy kullanmış. Ortada organize bir çalma var. Bunu söyleyince alınıyorlar. Bunu başka türlü nasıl izah edeceksin? Ama İstanbullular inşallah 23 Haziran'da hak yerini bulacak diye sandığa gidecek ve Cumhur İttifakı'nın adayı Binali Yıldırım'a oyunu vererek, bu haksızlığı giderecek."
Çavuşoğlu, seçimin, İstanbul'un geleceğinin kime emanet edileceği açısından önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bu seçim, aynı zamanda dışarıdan Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara Türkiye'nin iç siyasetini yönetmeye çalışanlara da inşallah güzelce ders verebileceğimiz bir seçim olacaktır. Biz her zaman 'Son sözü milletimiz söyler. diyoruz. Milletimizin üstünde bir irade görmüyoruz. Dolayısıyla milletimiz sözü söyler, dışarıdan söz söyleyenlere de inşallah haddini bildirecektir. Ülkemizin istikrarı, geleceği, bekası bakımından bu seçim önemlidir. Bunun önemini Dışişleri Bakanı olarak en iyi ben biliyorum. Sahada da masada da güçlü olmaya devam etmek istiyorsak içeride de istikrarımızın güçlü olması, ülkemizin emin adımlarla hedeflerine ilerlemeye devam etmesi gerekiyor."
S-400 konusunda Türkiye'ye talimat vermeye kalkanlar olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Bugün ABD'nin 'S-400 alma' girişimlerine Türkiye'de en büyük desteği kim veriyor? PKK güdümündeki HDP. Dün de dış ilişkilerden sorumlu, benim de eskiden büyükelçimdi, CHP'nin genel başkan yardımcısı diyor ki 'S-400'ü almayı erteleyin.' Siz kime hizmet ediyorsunuz? Türk milletine mi hizmet ediyorsunuz, dışarıdan sizi yönetenlere mi hizmet ediyorsunuz? Türk milletinin çıkarını mı kolluyorsunuz, dışarıda Türkiye'yi dizayn etmeye çalışanlara mı hizmet ediyorsunuz? İşte her şey açık ortada. Biz, Allah'ın izniyle özgür ve tam bağımsız bir Türkiye olabilmek için MHP ile beraber ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
- "Afrin'e girildi ve Türkiye'nin ne onurlu ne kadar güçlü olduğu ortaya konuldu"
TBMM Başkanvekili Celal Adan da 15 Temmuz'un Cumhuriyet tarihinin en alçak saldırısı olduğunu belirterek, "Yenikapı'da Cumhur İttifakı kuruldu. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Türkiye'nin birliğe, beraberliğe ihtiyacı var. Cenab-ı Allah'a şükürler olsun milletimiz birlik ve beraberlik noktasındaki iradeye her gün biraz daha fazla sahip çıkmakta. Aynı partide olmayabiliriz, ama bazen Türkiye ile ilgili aynı safta olmak mecburiyetindeyiz." dedi.
Türkiye'nin hiçbir meselesinin bir siyasi parti meselesi olmadığını dile getiren Adan, "4 bin tır silah PKK'lılara verilirken onu bir parti meselesi olarak görebilir miyiz? O bir Türkiye meselesidir. Eğer bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Afrin'de başarılı olmamış olsaydı belki bu seçimleri yapamamış olacaktık. Afrin'e girdiğimiz zaman bu milletin birliğine, kardeşliğine, merhametine kurşun sıkmak için saf tutmuşları ortadan kaldırmak istediğimizde 'Afrin'e gitmeyelim.' diyenleri mutlaka siyaseten cezalandırmak mecburiyetindeyiz. Afrin'e girildi ve Türkiye'nin ne onurlu ne kadar güçlü olduğu ortaya konuldu." diye konuştu.