Uluslararası Engelliler Günü'nde Anadolu Üniversitesi'nde Önemli Etkinlik
Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü ve Özel Eğitim Dernekleri Federasyonu işbirliğiyle gerçekleştirilen “Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Hizmetleri Bağlamında Paydaş Görüşleri” paneli Öğrenci Merkezi Salon 2009’da gerçekleştirildi.
Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştiren etkinlikte, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin önemine dikkat çekildi, bu hizmetlerin verilmesi noktasında karşılaşılan güçlükler ele alındı. İlgili kamu kuruluşu ve özel kurumların yetkililerini bir araya getiren etkinlikte; öğretim üyeleri, özel sektör çalışanları ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri konuya dair görüşlerini paylaştılar.
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın da katılım gösterdiği, moderatörlüğünü Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim H. Diken ve Prof. Dr. Hasan Gür’ün yaptığı etkinliğe ayrıca, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Seyfettin Toraman, Özel Eğitim Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sezgin Vuran, Özel Eğitim Dernekleri Federasyonu Başkanı Yunus Kılıç, özel eğitim öğretmeni ve Özel Eğitimciler Derneği eski Başkanı Ercan Karaca, sektörden kurum temsilcisi Parin Yakupyan ve Down Sendromu Derneğinden Fulya Ekmen ile çok sayıda akademisyen ve özel sektör temsilcisi yanı sıra özel eğitim bölümü öğrencileri ve özel eğitim gereksinimi olan öğrenciler ve aileleri de yer aldı.
Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı: “Bir farkındalık oluşturmak için burada bulunuyoruz.”
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, “Etkinlikteki en önemli cümle, ‘paydaş görüşleri’. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, fikir alışverişi sağlamak ve ileriye dönük önerilerde bulunmak adına oldukça önemli. Bu tür günler, bir araya gelip çözüm önerileri üretmek için fırsat oluyor. Bir farkındalık oluşturmak için burada bulunuyoruz. Buraya gelmeden hemen önce görme engelli arkadaşlarımızla maç yaptık. Engelli arkadaşlarımızın moral, motivasyon durumları bizim daha yüksek enerjide kalmamızı sağlıyor ve ailelerine daha büyük bir saygı duyma hissiyatı oluşturuyor. Eskişehir bin yıllık İrfaniye Medreseleri’nden gelen bir eğitim kültürü oluşturmuş bir şehir. Devlet üniversitesi olduğumuz için kamusal hizmetleri yapmak bizim için bir zorunluluk ve bu noktada böyle özel günlerin itici güç olma durumu söz konusu. Tüm paydaşlardan gelecek olan tekliflere açık bir şekilde, Türkiye’deki en önemli akademik altyapıya sahip birim olma özelliği taşıyan kadromuzla birlikte bu gibi etkinlikleri yapmaya her zaman hazırız. Cumhurbaşkanımız da son zamanlarda bu konuda yaptığımız uygulamalara daha fazla yer açmamız noktasında talimat veriyor. Panelin faydalı olmasını diliyorum, çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Özel eğitim gereksinimi olan bir çocuğa sahip olmanın zorlu olduğu kadar olgunlaştırıcı etkisi olduğuna dikkati çeken Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı, “Özel Eğitim bölümü, güçlenmesi için kendi bölümümden daha fazla emek harcadığım bir bölümdür. Hocalarımızın hepsi büyük bir sabır ve özveriyle çalışıyorlar. Özel eğitimci olmak gerçekten büyük bir yürek istiyor. Özel eğitim öğrencilerinin, özel gereksinimli çocuğu olan ailelere destek olmaları gerekiyor. Onların canına can olmalısınız.” ifadelerini kullandı.
Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim H. Diken ise “Tüm ekibimizle birlikte yıl içerisinde önemli günleri atlamadan farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü ile çok güzel bir birliktelik yakaladık ve aynı zamanda ülkemizdeki özel gereksinimli bireylerin eğitsel yükünü taşıyan rehabilitasyon merkezlerindeki paydaşlarımızı dinlemek istedik. Çok faydalı bir panel olmasını diliyorum, herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Prof. Dr. Sezgin Vuran: “Gerekli bilgi ve beceriye sahip öğretmen çok önemli”
Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü’nden Prof. Dr. Sezgin Vuran, “Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin öncelikle bir eğitim modeli olmalı ve bu modeli uygulayabilmek için yetiştirilmiş, bireyselleştirilmiş eğitim programını uygulayabilecek personele sahip olmalı. Gerekli bilgi ve beceriye sahip öğretmen çok önemli. Merkezler için etkililiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış uygulamaları baz almak ve etkili yöntemleri yüksek güvenilirlikle uygulayacak şekilde öğretmenler istihdam etmek önemli. Aile ile sürekli iletişim ve etkileşim içinde olmadan başarılı olmayı beklemek bir hayal. Ailelere çocukları hakkındaki gelişmeleri sözlü olarak değil çocukların ilerlemelerini gösterecek bir veri kaydı şeklinde açıklamak gerekiyor.” diye konuştu.
Federasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Özel Eğitim Dernekleri Federasyonu Başkanı Yunus Kılıç, “Engelli kim, engellenen kim ve engellenenleri anlamayanlar kim? bir kez daha düşünmek gerekiyor. 3 Aralık Dünya Engelliler günü gerçekleştirilen faaliyetler inanıyorum ki farkındalık olarak 365 güne yayılır ve nitelikli eğitimlerle bu kardeşlerimiz hayata katılırlar. Esasen özel eğitim noktasında en iyi modeli uygulayan ülkelerden biriyiz. Çok gelişmiş bir sistem ve iyi bir modele sahibiz; ancak bu modeli nitelikli olarak uygulamak noktasında adım atmamız gerekiyordu ve bu noktada ciddi mesafeler kat ettik.” dedi.
Anadolu Üniversitenin özel eğitim alanında gerçekleştirdiği faaliyetlerin önemine dikkat çeken Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Seyfettin Toraman, “İyiliği görünür kılmak diye bir deyim vardır. Anadolu Üniversitesi, özel eğitim alanında sürdürdüğü çalışmalarla iyiliği görünür kılan lider üniversitelerimizden bir tanesi. Dünya Engelliler Günü kapsamında elbette ülkemizde birçok etkinlik düzenleniyor; ancak Anadolu Üniversitesi yine çok farklı bir program gerçekleştiriyor ve düzenlemiş olduğu bu panelle özel eğitim alanının tüm paydaşlarını bugün burada bir araya getiriyor. Özel eğitim politikaları belirlemede karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak ve doğruları bulma noktasında faydası olacak olan bu panelin düzenlenmesi çok önemli.” ifadelerini kullandı.
Seyfettin Toraman sözlerinin devamında, “Ülkemizde özel eğitim noktasında sosyal devlet anlayışı içerisinde, dünya ülkelerine baktığımızda bu kadar yaygın ve bu denli gelişmiş şekilde uygulanan nadir bir model uygulaması söz konusu. Kanun ve mevzuatlarla düzenlenmiş şekilde hem kamu kuruluşlarından hem de özel kuruluşlardan engelli bireylerle ilgili destek hizmetleri sağlanıyor.” dedi.
Özel eğitim öğretmeni Ercan Karaca, “Özel eğitim, bir ekip çalışması; ancak buradaki en önemli unsurun özel olarak yetiştirilmiş özel eğitim öğretmenleri olduğu aşikar bir gerçektir. Anadolu Üniversitesi’nde başlayan özel eğitim öğretmeni yetiştirme süreci günümüzde otuza yakın üniversitede yılda 3 bine yakın öğretmenin yetiştirilmesi şeklinde devam ediyor. Özel eğitim, niteliksel olarak daha iyi noktalara getirilmeli ve bu yüzden özel eğitimciler olarak mesleğin tanıtılması, takibi, alanımızdaki gelişmeleri takip etmek ve özel eğitim hizmetlerinin gelişmesine katkı sağlayacak bilimsel çalışmalar, seminerler, konferanslar yapmak üzere kurduğumuz derneğimiz İzmir genel merkezle birlikte 13 ilde faaliyetlerine devam ediyor. Özel eğitimin niteliksel olarak geliştirilmesini önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.
Özel gereksinimli çocuk annesi ve kurum temsilcisi Parin Yakupyan, “Özel eğitimciler yetiştirilirken eğitimcinin aile ile kuracağı iletişim noktasında da eğitilmesi oldukça önemli. Çünkü, çok iyi bir üniversiteden mezun olmuş, işi bilen, çocukla ilgili yapması gereken tüm çalışmaları doğru bir şekilde yapan; ancak çocukların aileleriyle iletişim noktasında sıkıntılar yaşayan çalışanlarımız oluyor. Hiçbir eğitimci, her şeyi biliyorum, ben artık oldum dememeli; çünkü her otizmli çocuk farklı bir öğreti ve ailelerle iletişim bu işin en önemli kısımlarından birini oluşturuyor. Aileleri ve çocukları anlamamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Down Sendromu Derneği’nden Fulya Ekmen, “Hayata tam katılım ve insanlık onuruna yaraşır bir hayat sürmeleri için verdiğimiz bu eğitimleri planlarken bu noktaları gözden kaçırmamamız gerekiyor. Birey merkezli, gereksinim odaklı ve transdisipliner bir sistem kurulması gerekiyor. Bunun için gerekli çalışmaların yapıldığını Seyfettin Hocamız söyledi ve çok mutlu oldum.” dedi.
Özel eğitim çalışmalarının iyileştirilmesi noktasında görüşlerin sunulduğu konuşmaların ardından soru cevap kısmıyla devam eden panel sonunda katılımcılara plaket takdim edildi.
Kaynak: İHA
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın da katılım gösterdiği, moderatörlüğünü Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim H. Diken ve Prof. Dr. Hasan Gür’ün yaptığı etkinliğe ayrıca, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Seyfettin Toraman, Özel Eğitim Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sezgin Vuran, Özel Eğitim Dernekleri Federasyonu Başkanı Yunus Kılıç, özel eğitim öğretmeni ve Özel Eğitimciler Derneği eski Başkanı Ercan Karaca, sektörden kurum temsilcisi Parin Yakupyan ve Down Sendromu Derneğinden Fulya Ekmen ile çok sayıda akademisyen ve özel sektör temsilcisi yanı sıra özel eğitim bölümü öğrencileri ve özel eğitim gereksinimi olan öğrenciler ve aileleri de yer aldı.
Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı: “Bir farkındalık oluşturmak için burada bulunuyoruz.”
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, “Etkinlikteki en önemli cümle, ‘paydaş görüşleri’. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, fikir alışverişi sağlamak ve ileriye dönük önerilerde bulunmak adına oldukça önemli. Bu tür günler, bir araya gelip çözüm önerileri üretmek için fırsat oluyor. Bir farkındalık oluşturmak için burada bulunuyoruz. Buraya gelmeden hemen önce görme engelli arkadaşlarımızla maç yaptık. Engelli arkadaşlarımızın moral, motivasyon durumları bizim daha yüksek enerjide kalmamızı sağlıyor ve ailelerine daha büyük bir saygı duyma hissiyatı oluşturuyor. Eskişehir bin yıllık İrfaniye Medreseleri’nden gelen bir eğitim kültürü oluşturmuş bir şehir. Devlet üniversitesi olduğumuz için kamusal hizmetleri yapmak bizim için bir zorunluluk ve bu noktada böyle özel günlerin itici güç olma durumu söz konusu. Tüm paydaşlardan gelecek olan tekliflere açık bir şekilde, Türkiye’deki en önemli akademik altyapıya sahip birim olma özelliği taşıyan kadromuzla birlikte bu gibi etkinlikleri yapmaya her zaman hazırız. Cumhurbaşkanımız da son zamanlarda bu konuda yaptığımız uygulamalara daha fazla yer açmamız noktasında talimat veriyor. Panelin faydalı olmasını diliyorum, çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Özel eğitim gereksinimi olan bir çocuğa sahip olmanın zorlu olduğu kadar olgunlaştırıcı etkisi olduğuna dikkati çeken Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı, “Özel Eğitim bölümü, güçlenmesi için kendi bölümümden daha fazla emek harcadığım bir bölümdür. Hocalarımızın hepsi büyük bir sabır ve özveriyle çalışıyorlar. Özel eğitimci olmak gerçekten büyük bir yürek istiyor. Özel eğitim öğrencilerinin, özel gereksinimli çocuğu olan ailelere destek olmaları gerekiyor. Onların canına can olmalısınız.” ifadelerini kullandı.
Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim H. Diken ise “Tüm ekibimizle birlikte yıl içerisinde önemli günleri atlamadan farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü ile çok güzel bir birliktelik yakaladık ve aynı zamanda ülkemizdeki özel gereksinimli bireylerin eğitsel yükünü taşıyan rehabilitasyon merkezlerindeki paydaşlarımızı dinlemek istedik. Çok faydalı bir panel olmasını diliyorum, herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Prof. Dr. Sezgin Vuran: “Gerekli bilgi ve beceriye sahip öğretmen çok önemli”
Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü’nden Prof. Dr. Sezgin Vuran, “Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin öncelikle bir eğitim modeli olmalı ve bu modeli uygulayabilmek için yetiştirilmiş, bireyselleştirilmiş eğitim programını uygulayabilecek personele sahip olmalı. Gerekli bilgi ve beceriye sahip öğretmen çok önemli. Merkezler için etkililiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış uygulamaları baz almak ve etkili yöntemleri yüksek güvenilirlikle uygulayacak şekilde öğretmenler istihdam etmek önemli. Aile ile sürekli iletişim ve etkileşim içinde olmadan başarılı olmayı beklemek bir hayal. Ailelere çocukları hakkındaki gelişmeleri sözlü olarak değil çocukların ilerlemelerini gösterecek bir veri kaydı şeklinde açıklamak gerekiyor.” diye konuştu.
Federasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Özel Eğitim Dernekleri Federasyonu Başkanı Yunus Kılıç, “Engelli kim, engellenen kim ve engellenenleri anlamayanlar kim? bir kez daha düşünmek gerekiyor. 3 Aralık Dünya Engelliler günü gerçekleştirilen faaliyetler inanıyorum ki farkındalık olarak 365 güne yayılır ve nitelikli eğitimlerle bu kardeşlerimiz hayata katılırlar. Esasen özel eğitim noktasında en iyi modeli uygulayan ülkelerden biriyiz. Çok gelişmiş bir sistem ve iyi bir modele sahibiz; ancak bu modeli nitelikli olarak uygulamak noktasında adım atmamız gerekiyordu ve bu noktada ciddi mesafeler kat ettik.” dedi.
Anadolu Üniversitenin özel eğitim alanında gerçekleştirdiği faaliyetlerin önemine dikkat çeken Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Seyfettin Toraman, “İyiliği görünür kılmak diye bir deyim vardır. Anadolu Üniversitesi, özel eğitim alanında sürdürdüğü çalışmalarla iyiliği görünür kılan lider üniversitelerimizden bir tanesi. Dünya Engelliler Günü kapsamında elbette ülkemizde birçok etkinlik düzenleniyor; ancak Anadolu Üniversitesi yine çok farklı bir program gerçekleştiriyor ve düzenlemiş olduğu bu panelle özel eğitim alanının tüm paydaşlarını bugün burada bir araya getiriyor. Özel eğitim politikaları belirlemede karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak ve doğruları bulma noktasında faydası olacak olan bu panelin düzenlenmesi çok önemli.” ifadelerini kullandı.
Seyfettin Toraman sözlerinin devamında, “Ülkemizde özel eğitim noktasında sosyal devlet anlayışı içerisinde, dünya ülkelerine baktığımızda bu kadar yaygın ve bu denli gelişmiş şekilde uygulanan nadir bir model uygulaması söz konusu. Kanun ve mevzuatlarla düzenlenmiş şekilde hem kamu kuruluşlarından hem de özel kuruluşlardan engelli bireylerle ilgili destek hizmetleri sağlanıyor.” dedi.
Özel eğitim öğretmeni Ercan Karaca, “Özel eğitim, bir ekip çalışması; ancak buradaki en önemli unsurun özel olarak yetiştirilmiş özel eğitim öğretmenleri olduğu aşikar bir gerçektir. Anadolu Üniversitesi’nde başlayan özel eğitim öğretmeni yetiştirme süreci günümüzde otuza yakın üniversitede yılda 3 bine yakın öğretmenin yetiştirilmesi şeklinde devam ediyor. Özel eğitim, niteliksel olarak daha iyi noktalara getirilmeli ve bu yüzden özel eğitimciler olarak mesleğin tanıtılması, takibi, alanımızdaki gelişmeleri takip etmek ve özel eğitim hizmetlerinin gelişmesine katkı sağlayacak bilimsel çalışmalar, seminerler, konferanslar yapmak üzere kurduğumuz derneğimiz İzmir genel merkezle birlikte 13 ilde faaliyetlerine devam ediyor. Özel eğitimin niteliksel olarak geliştirilmesini önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.
Özel gereksinimli çocuk annesi ve kurum temsilcisi Parin Yakupyan, “Özel eğitimciler yetiştirilirken eğitimcinin aile ile kuracağı iletişim noktasında da eğitilmesi oldukça önemli. Çünkü, çok iyi bir üniversiteden mezun olmuş, işi bilen, çocukla ilgili yapması gereken tüm çalışmaları doğru bir şekilde yapan; ancak çocukların aileleriyle iletişim noktasında sıkıntılar yaşayan çalışanlarımız oluyor. Hiçbir eğitimci, her şeyi biliyorum, ben artık oldum dememeli; çünkü her otizmli çocuk farklı bir öğreti ve ailelerle iletişim bu işin en önemli kısımlarından birini oluşturuyor. Aileleri ve çocukları anlamamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Down Sendromu Derneği’nden Fulya Ekmen, “Hayata tam katılım ve insanlık onuruna yaraşır bir hayat sürmeleri için verdiğimiz bu eğitimleri planlarken bu noktaları gözden kaçırmamamız gerekiyor. Birey merkezli, gereksinim odaklı ve transdisipliner bir sistem kurulması gerekiyor. Bunun için gerekli çalışmaların yapıldığını Seyfettin Hocamız söyledi ve çok mutlu oldum.” dedi.
Özel eğitim çalışmalarının iyileştirilmesi noktasında görüşlerin sunulduğu konuşmaların ardından soru cevap kısmıyla devam eden panel sonunda katılımcılara plaket takdim edildi.