Prof. Dinçkan Küçükçekmecelilere Organ Bağışının Önemini Anlattı
Küçükçekmece Belediyesi’nin gerçekleştirdiği, ‘Yaşamak Güzel Yaşatmak da’ başlıklı söyleşiye katılan Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, “Ülkemizde organ nakli bekleyen insan sayısı 28 bin. Karaciğer naklinde dünyada 2. sıradayız. Böbrek naklinde ilk 10’un içerisindeyiz. Yurt dışında nakillerin yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlılardan yapılıyor. Biz de ise durum tam tersi. Yüzde 80 canlı ameliyatı yapıyoruz. Kadavra bağışını artırmamız gerekiyor” dedi.
Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde Küçükçekmece Belediyesi’nin gerçekleştirdiği, ‘Yaşamak Güzel Yaşatmak da’ başlıklı söyleşiye katılan İstinye Üniversite Hastanesi LİV Hospital Bahçeşehir Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, organ bağışıyla alakalı bilgiler verdi. Söyleşiye çok sayıda Küçükçekmeceli ile birlikte, Küçükçekmece Belediye Başkan Danışmanı Bektaş Davutoğlu ve Meclis Üyesi Ayşe Akpınar da katıldı.
Her an herkesin organ yetmezliği yaşayabileceğini kaydeden Dinçkan, “Farkındalık oluşturmaya uğraşıyoruz. Bize uzak diye düşünmeyin her an her şey olabilir. 15 yaşında kız çocuğu evinde bir tablet ilaç alarak ani bir karaciğer yetmezliği yaşadı. Bir gecede oldu. Her an organ yetmezliğine girip başkasından gelen bir organı bekleyebiliriz” dedi.
“25 yıl sonra bile hala atmaya devam ediyor”
Organ naklinin, sağlığını kaybetmiş bir organın yerine başka bir organın takılması olduğunu belirten Dinçkan, “Bir takım insanların sağlıklı olabilmesi için başka insanların bu bağışı yapması gerekiyor. Bugün böbrek ve karaciğer nakilleri canlı vericilerden alınıp yapılabiliyor ama kalp, akciğer, ince bağırsak nakillerini canlı donör de kurtarmıyor. Bize baba geldi ‘Çocuğum ölüyor, kalbimi alın’ dedi.
Hayır alamıyoruz. Bir başkasının bağışlaması gerekiyor. Düşünün birinin beyin ölümü gerçekleşiyor. Onun kalbi bir başkasına naklediliyor. O beden toprak olsa da kalbi başkasının bedeninde yaşamaya devam ediyor. Aldığınız o kalp 25 yıl sonra bile hala atmaya devam ediyor. Oğlu ölen bir anne bağışta bulunmuş ve ‘Oğlumun kalbini dinlemek istiyorum’ diyor. Organ bağışı yapmasaydı gömülüp gidecekti. Beyin ölümü tanısı ülkemizde 80 milyonda 2 bin 500. Beyin ölümü olan birinin organlarını alabilmek için 3-4 saat var. 3-4 gün kendine gelemiyor insanlar. Sonra keşke bağışlasaydım diyorlar. Sağlıklıyken bir karar vermeniz gerekiyor ve bunu ailenize de söylemelisiniz” ifadelerini kullandı.
“Yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlılardan yapılıyor”
Hala ülkemizde organ bağışı konusunda insanların tereddüt yaşadığını belirten Dinçkan, “Ülkemizde organ nakli bekleyen insan sayısı 28 bin. Karaciğer naklinde dünyada 2. sıradayız. Ama kadavradan değil canlıdan yapıyoruz. Böbrek naklinde ilk 10’un içerisindeyiz. Yurt dışında nakillerin yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlılardan yapılıyor. Biz de ise durum tam tersi. Yüzde 80 canlı ameliyatı yapıyoruz. Kadavra bağışını artırmamız gerekiyor. İnsanlara ‘Yakınınızın organlarını bağışlar mısınız’ diyorsunuz ama hayır cevabı alıyoruz. Hala bunu aşamadık. İlerliyor muyuz, evet. Oran milyon nüfus başına 2 iken, şu an 7,2. Yurt dışında bu rakam 40 bizim 4 katımız” diye konuştu.
“3 buçuk aylık bir bebekten alınan organ başka bir çocuğa hayat verdi”
Organ yetmezliğinde diyalize girmenin çare olmadığını kaydeden Dinçkan, “Diyalize başlayanların bir yıl içinde yüzde 18’i, 5 yıl içinde ise yüzde 40’ı yani neredeyse yarısı hayatını kaybediyor. Yaşam kalitesini söylemeye gerek yok. Ne sosyal hayat ne psikoloji kalıyor. Bu insan ne çalışabilir ne üretebilir. Tek amacı diyalize girip hayatta kalmak” dedi.
Organ nakli yapılabilmesi için kan grubunun uyması gerektiğini de vurgulayan Dinçkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kan grubunun uyması gerekiyor. Rh uyumunun hiçbir önemi yok. Biz kafamıza göre seçmiyoruz. Dokusu kime uyuyorsa, hangisi hakkını verecekse ona göre takıyoruz organı. 73 yaşında karaciğer nakli oldu bir hastam sapasağlam. 3 buçuk aylık bir bebekten alınan organ başka bir çocuğa hayat verdi. Artık yaşın önemi yok yeter ki, organ sağlıklı olsun.” Küçükçekmece Belediye Başkan Danışmanı Bektaş Davutoğlu, söyleşi sonunda Dinçkan’a teşekkür ederek çiçek takdim etti.
Kaynak: İHA
Her an herkesin organ yetmezliği yaşayabileceğini kaydeden Dinçkan, “Farkındalık oluşturmaya uğraşıyoruz. Bize uzak diye düşünmeyin her an her şey olabilir. 15 yaşında kız çocuğu evinde bir tablet ilaç alarak ani bir karaciğer yetmezliği yaşadı. Bir gecede oldu. Her an organ yetmezliğine girip başkasından gelen bir organı bekleyebiliriz” dedi.
“25 yıl sonra bile hala atmaya devam ediyor”
Organ naklinin, sağlığını kaybetmiş bir organın yerine başka bir organın takılması olduğunu belirten Dinçkan, “Bir takım insanların sağlıklı olabilmesi için başka insanların bu bağışı yapması gerekiyor. Bugün böbrek ve karaciğer nakilleri canlı vericilerden alınıp yapılabiliyor ama kalp, akciğer, ince bağırsak nakillerini canlı donör de kurtarmıyor. Bize baba geldi ‘Çocuğum ölüyor, kalbimi alın’ dedi.
Hayır alamıyoruz. Bir başkasının bağışlaması gerekiyor. Düşünün birinin beyin ölümü gerçekleşiyor. Onun kalbi bir başkasına naklediliyor. O beden toprak olsa da kalbi başkasının bedeninde yaşamaya devam ediyor. Aldığınız o kalp 25 yıl sonra bile hala atmaya devam ediyor. Oğlu ölen bir anne bağışta bulunmuş ve ‘Oğlumun kalbini dinlemek istiyorum’ diyor. Organ bağışı yapmasaydı gömülüp gidecekti. Beyin ölümü tanısı ülkemizde 80 milyonda 2 bin 500. Beyin ölümü olan birinin organlarını alabilmek için 3-4 saat var. 3-4 gün kendine gelemiyor insanlar. Sonra keşke bağışlasaydım diyorlar. Sağlıklıyken bir karar vermeniz gerekiyor ve bunu ailenize de söylemelisiniz” ifadelerini kullandı.
“Yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlılardan yapılıyor”
Hala ülkemizde organ bağışı konusunda insanların tereddüt yaşadığını belirten Dinçkan, “Ülkemizde organ nakli bekleyen insan sayısı 28 bin. Karaciğer naklinde dünyada 2. sıradayız. Ama kadavradan değil canlıdan yapıyoruz. Böbrek naklinde ilk 10’un içerisindeyiz. Yurt dışında nakillerin yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlılardan yapılıyor. Biz de ise durum tam tersi. Yüzde 80 canlı ameliyatı yapıyoruz. Kadavra bağışını artırmamız gerekiyor. İnsanlara ‘Yakınınızın organlarını bağışlar mısınız’ diyorsunuz ama hayır cevabı alıyoruz. Hala bunu aşamadık. İlerliyor muyuz, evet. Oran milyon nüfus başına 2 iken, şu an 7,2. Yurt dışında bu rakam 40 bizim 4 katımız” diye konuştu.
“3 buçuk aylık bir bebekten alınan organ başka bir çocuğa hayat verdi”
Organ yetmezliğinde diyalize girmenin çare olmadığını kaydeden Dinçkan, “Diyalize başlayanların bir yıl içinde yüzde 18’i, 5 yıl içinde ise yüzde 40’ı yani neredeyse yarısı hayatını kaybediyor. Yaşam kalitesini söylemeye gerek yok. Ne sosyal hayat ne psikoloji kalıyor. Bu insan ne çalışabilir ne üretebilir. Tek amacı diyalize girip hayatta kalmak” dedi.
Organ nakli yapılabilmesi için kan grubunun uyması gerektiğini de vurgulayan Dinçkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kan grubunun uyması gerekiyor. Rh uyumunun hiçbir önemi yok. Biz kafamıza göre seçmiyoruz. Dokusu kime uyuyorsa, hangisi hakkını verecekse ona göre takıyoruz organı. 73 yaşında karaciğer nakli oldu bir hastam sapasağlam. 3 buçuk aylık bir bebekten alınan organ başka bir çocuğa hayat verdi. Artık yaşın önemi yok yeter ki, organ sağlıklı olsun.” Küçükçekmece Belediye Başkan Danışmanı Bektaş Davutoğlu, söyleşi sonunda Dinçkan’a teşekkür ederek çiçek takdim etti.