Tescilli Pirinçte El Emeğiyle Hasat

Güneydoğu'nun pirinç ihtiyacının büyük kısmını karşılayan Karacadağ'da hasat başladı Kaynak suyuyla yetiştirilen, Türk Patent ve Marka Kurumunca tescillenen Karacadağ pirinci, taşlık alandaki tarlalarda el yordamıyla toplanıyor Çiftçi Gülçer: 'Tarla taşlı olduğu için biçerdöver bazı tarlalara giremiyor, orakla biçiyoruz'.

Tescilli Pirinçte El Emeğiyle Hasat
ÖMER YASİN ERGİN - Diyarbakır'da Karacadağ eteklerinde kaynak suyu ile yetiştirilen, Türk Patent ve Marka Kurumunca tescillenen Karacadağ pirincinde hasat başladı.

Karacadağ eteklerinde üreticiler, kar sularının nisan ayında erimesiyle beslenen derelerin yakınında, çoğunluğu taşlık alanlara verdikleri suyla adeta bataklık haline getirdikleri tarlalarda çeltik tohumunu toprakla buluşturuyor. Zahmetli çalışma sonucunda pirince dönüşen çeltiğin yetişmesi yaklaşık 5 ayda tamamlanırken ardından biçerdöverle hasat yapılıyor. Biçerdöverlerin giremediği taşlık arazilerde ise orakla hasat yapılıyor.

Türk Patent ve Marka Kurumunca Diyarbakır'ın dördüncü ürünü olarak tescillenen pirinç, toplanıp kurutulmasının ardından çeltik fabrikalarında yapılan işlemler sonrasında tüketiciye sunuluyor.

Kentte geçen yıl 10 bin 765 dekarı aşkın alanda 5 bin 368 ton Karacadağ çeltiği üretilirken, bu yıl ise çiftçiler verim artışından umutlu.

Çiftçi Abdurrahman Gülçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl 400 dönüm alanda pirinç ektiğini, taşlık arazi dolayısıyla elle hasat yapmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Bazı tarlalarda işçilerin orak ile hasat yaptığını aktaran Gülçer, "Yer düz olursa biçerlerle hasat yapıyoruz ancak yer düz olmadığı yerlerde oraklarla hasat yapıyoruz. Karacadağ bölgesi taşlı bir bölge olmasaydı hasat için yaptığımız masraf yarıya düşerdi. Çünkü taşlı olduğu için biçerdöver tarlaya giremiyor. O yüzden de mecburen insan gücü ile biçiyoruz. Masrafımız da çok yüksek oluyor." diye konuştu.

- "Karacadağ pirincinin tadına bakan sürekli almak istiyor"

Karacadağ bölgesinin pirinç anlamında çok verimli bir bölge olduğunu aktaran Gülçer, şunları kaydetti:

"Karacadağ pirincinin tadına bakan sürekli almak istiyor. Havasından, suyundan ve taşından dolayı pirincin çok güzel bir tadı var. Tarlada şu anda 102 kişi çalışıyor ve bu sayı daha da artacak. Burası onlar için ekmek kapısı oluyor. Çünkü hem erkekler hem de bayanlar yaklaşık 20 gün çalışıp para kazanıyor. Önce erkeklerle biçiyoruz ardından bayanlar gelip toplayıp harman yapıyor. Ardından biçer aracına atıyoruz ondan sonra çeltik çıkıyor. Çeltikleri de kuruttuktan sonra çeltik fabrikasına götürüyoruz. Ardından sofralarda yerini alacak."

İzzettin Aluç ise Karacadağ pirincinin bir marka haline geldiğini belirtti.

Karacadağ pirincinin farklı bir tadı olduğunu dile getiren Aluç, "Karacadağ pirinci tescillendiği için artık Diyarbakır denilince herkesin aklına gelecek. Bu pirincin tadına varan artık başka bir pirinç yiyemez. Pirinç tarlasını 6 ay önce açıp sulandırıyoruz ve tohumunu atıyoruz. Yetiştiriciler 3 gün arayla tarlayı suluyor. Ardından Eylül ayında hasadını yapmaya başlıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Bu iş olmasaydı başka yerlere çalışmaya gidecekti"

Tarlada çalışan İsmail Baltacı ise, her mevsim Karacadağ bölgesinde pirinç hasadı yaptığını söyledi.

Tarım araçlarının bazı tarlalarda hasat yapamamasının kendileri açısından avantaj olduğunu ifade eden Baltacı, "Tarlalar taşlı olduğu için biçerdöver bazı tarlalara giremiyor, biz orakla biçiyoruz. Bizim için de bir avantaj oluyor çünkü bu iş olmasaydı başka yerlere çalışmaya gidecektik. Bu iş olduğu için 20 gün boyunca buraya gelip çalışıyoruz tekrar evimize gidiyoruz. Bizim için çok avantajlı oluyor." dedi.

Geçmişte pirincin sadece orakla biçildiğini, tarım aracının bulunmadığını aktaran Baltacı, "O zaman hem biz biçiyorduk hem de başka yerlerden işçiler geliyordu ve daha eğlenceli oluyordu. Bir aydan daha fazla sürüyordu hasat. Hasat yaparken boş vakitlerimizi de oyunla geçiriyorduk. 1993 yılından bu yana hasat yapıyorum." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA