Düzce Barosundan Hayvan Hakları İhlaline Tepki
Düzce Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyeleri, hayvan hakkı ihlalinin karşısında olduklarını belirttiler.
Düzce Adliyesi önünde toplanan Hayvan Hakları Komisyonu üyeleri adına açıklama yapan Başkan Avukat Ender Özen, hayvan hakkı ihlalinin karşısında olduklarını belirterek, “Biz hayvan severler ve yaşam hakkı savunucuları, Sapanca’da ormanlık alanda hunharca kolları, bacakları, kuyruğu kesilerek ölüme terk edilen ve hayatını kaybeden yavru köpek için tek yürek olarak burada toplandık. Avukatı, sanatçısı, siyasetçisi, kadını, çocuğu, yaşlısı-genci ile toplumun her kesimini derinden sarsan bu cinayet, ne yazık ki hayvanlara karşı yıllardır aralıksız ve dozu arttırılarak uygulanan; bizlerin de her fırsatta dile getirdiği zulmün bir sembolü haline geldi. Biz tüm hayvanların haklarının savunucusuyuz ve her hayvan hakkı ihlalinin karşısındayız. Bakışlarını, yaşama tutunmak için verdiği mücadeleyi hiç unutmayacağımız hayvan dostumuzun hesabını adalet önünde sormak üzere, tüm yaşam hakkı savunucuları olarak suç duyusunda bulunacağız. Olayın, gösterilen faillerinden ziyade gerçek katilleri bulununcaya dek takipçisi olacağız. Bunun için duyarlı halkımıza söz veriyoruz. Bu elim olaya siyasi liderlerin, siyaset üstü bir mesele olarak, bir vicdan meselesi olarak yaklaştığını görmekten umutluyuz. Ancak bu kesinlikle yeterli değildir. Hayvan hakları alanında acilen ’doğru-yeterli-uygulanabilir’ yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur” dedi.
“Katkı sunmaya hazırız”
Hayvan hakları ile ilgili yapılacak olan çalışmaya geçmişte yaptığı gibi bugün de katkı sunmaya hazır olduklarını işaret eden Özen, “Bizler şu önerilerimizi tüm siyasilerin ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz; Avrupa’da olduğu gibi, hayvanlara kanunen hukuki statü tanınmalı, hayvanlar mal değil can kabul edilmeli. Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın, tüm hayvanlar eşit ve adil yasal güvence altına alınmalı. Hayvanlara karşı sadece bazı şiddet ve kötü muamele eylemleri değil, tüm eylemler kabahat olmaktan çıkartılıp suç olarak tanımlanmalı. Hayvanlara karşı işlenecek suçlar, caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı. Getirilecek cezalar para cezasına ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek nitelikte belirlenmeli. Bu suçlar, yasa tasarısı taslağında düzenlendiğinin aksine şikayete bağlı suç olmamalı. Şikayet hakkı da sadece belirli kişi ve kurumlara özgülenmekten çıkartılarak, kamu davası niteliğinde belirlenmeli. Hayvan severlere kapılarını kapatan İl ve İlçe belediyesi barınaklarına ve barınak personellerine ilişkin cezai yaptırım getirilmeli. Denetim koşulları yeniden düzenlenmeli. Belediyelerin toplama eylemlerinin yasal sınırları ve müeyyideleri net olarak belirlenmeli. Ormana terk edilen sahipsiz hayvanların yaşam koşulları düzenlenmeli. Hayvanların üretim, ticaret ve satışı yasaklanmalı. Yasak ırk kapsamında bulunan köpeklere ilişkin yeniden düzenleme yapılmalı. Hayvanlara karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli polis teşkilatı oluşturulmalı. Canlı hayvan dövüşü, sirk, hayvanat bahçesi, yunus/penguen parkları kaldırılmalı. Mevcut düzenlemenin hayvanlara karşı işlenen suçları engellemeyi yetmediğini tüm toplum olarak görmekteyiz. Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Bu nedenlerle yukarıda saydığımız içerikteki yasal düzenlemenin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi hususundaki zorunluluğu yasa yapıcının ve kamuoyunun dikkatine arz ederiz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
“Katkı sunmaya hazırız”
Hayvan hakları ile ilgili yapılacak olan çalışmaya geçmişte yaptığı gibi bugün de katkı sunmaya hazır olduklarını işaret eden Özen, “Bizler şu önerilerimizi tüm siyasilerin ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz; Avrupa’da olduğu gibi, hayvanlara kanunen hukuki statü tanınmalı, hayvanlar mal değil can kabul edilmeli. Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın, tüm hayvanlar eşit ve adil yasal güvence altına alınmalı. Hayvanlara karşı sadece bazı şiddet ve kötü muamele eylemleri değil, tüm eylemler kabahat olmaktan çıkartılıp suç olarak tanımlanmalı. Hayvanlara karşı işlenecek suçlar, caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı. Getirilecek cezalar para cezasına ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek nitelikte belirlenmeli. Bu suçlar, yasa tasarısı taslağında düzenlendiğinin aksine şikayete bağlı suç olmamalı. Şikayet hakkı da sadece belirli kişi ve kurumlara özgülenmekten çıkartılarak, kamu davası niteliğinde belirlenmeli. Hayvan severlere kapılarını kapatan İl ve İlçe belediyesi barınaklarına ve barınak personellerine ilişkin cezai yaptırım getirilmeli. Denetim koşulları yeniden düzenlenmeli. Belediyelerin toplama eylemlerinin yasal sınırları ve müeyyideleri net olarak belirlenmeli. Ormana terk edilen sahipsiz hayvanların yaşam koşulları düzenlenmeli. Hayvanların üretim, ticaret ve satışı yasaklanmalı. Yasak ırk kapsamında bulunan köpeklere ilişkin yeniden düzenleme yapılmalı. Hayvanlara karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli polis teşkilatı oluşturulmalı. Canlı hayvan dövüşü, sirk, hayvanat bahçesi, yunus/penguen parkları kaldırılmalı. Mevcut düzenlemenin hayvanlara karşı işlenen suçları engellemeyi yetmediğini tüm toplum olarak görmekteyiz. Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Bu nedenlerle yukarıda saydığımız içerikteki yasal düzenlemenin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi hususundaki zorunluluğu yasa yapıcının ve kamuoyunun dikkatine arz ederiz” ifadelerini kullandı.