Fransa'daki Bildiri
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Benli, Fransa'da, 'Kur'anı Kerim'den bazı ayetlerin çıkarılmasına' ilişkin bildiriye tepki gösterdi Benli: 'Kendini 'aydın' olarak niteleyen 300 kişi, yayınladığı deklarasyonla gerçekte en ufak bir bilgi kırıntısına dahi sahip olmadıklarını gösterdi' 'Eğer kutsal metinler hakkında bu kadar rahat ifadelerde bulunma cüretinde bulunacaklarsa önce kendi kutsal metinlerine bakmalılar. Tahrif edildiği için bu durumda olan Tevrat'a, İncil'e ya da Zebur'a bakmalılar. Asıl orada, ayrımcılığın, ötekileştirmenin, kadın düşmanlığının ne kadar net olduğunu görecekler'
İSMAİL ÇİMEN - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Fatma Benli, "Kendini "aydın" olarak niteleyen 300 kişi, yayınladığı deklarasyonla gerçekte en ufak bir bilgi kırıntısına dahi sahip olmadıklarını gösterdi." dedi.
Benli, Fransa'da, aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, üç eski başbakan, Yahudi ve Hristiyan cemaati temsilcileriyle yazarların da bulunduğu 300 kişinin imzasıyla yayınlanan, Kur'an-ı Kerim'den "şiddet ve Yahudi karşıtı fikirleri yaydığı gerekçesiyle bazı ayetlerin çıkarılması" yönündeki bildiriye ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Fransa'da kendini "aydın" olarak niteleyen 300 kişinin, yayınladığı deklarasyonla gerçekte en ufak bir bilgi kırıntısına dahi sahip olmadıklarını gösterdiğini belirten Benli, söz konusu kişilerin bu konuda ne kadar cahil olduklarını ve cehaletlerine rağmen ne kadar cesaretli olduklarını ortaya koyduğunu ifade etti.
Kur'an-ı Kerim'in, inanan insanların yanı sıra inanmayanların da kabul edeceği üzere değiştirilemeyeceğini ve tahrif edilemeyeceğini vurgulayan Benli, şunları kaydetti:
"Kur'an-ı Kerim indirileli bin 400 yılı aştı ve en ufak bir değişikliğe uğramadı. Çünkü Kur'an-ı Kerim değiştirilemez bir özelliğe sahip. Bu insanlar bunu dahi bilmekten acizler. Kur'an-ı Kerim'in bir takım hükümlerinden cımbızla birtakım maddeleri çekip, genel bağlamından kopartarak ahkam kesme hakkını kendilerinde buluyorlar. Eğer kutsal metinler hakkında bu kadar rahat ifadelerde bulunma cüretinde bulunacaklarsa önce kendi kutsal metinlerine bakmalılar. Tahrif edildiği için bu durumda olan Tevrat'a, İncil'e ya da Zebur'a bakmalılar. Asıl orada, ayrımcılığın, ötekileştirmenin, kadın düşmanlığının ne kadar net olduğunu görecekler. O dönemin gelenekleri içerisinde söz konusu kitaplara ilaveler yapılmış durumda. Ama bizim Kur'an-ı Kerim'in bu durumda olmadığı çok aşikar. Bütününe baktığınızda, Peygamberimizin yaşantısına baktığınız zaman Kur'an-ı Kerim'in ötekileştirmediğini, şiddete çağrı yapmadığını, isminde de belli olacağı üzere barış ve esenliği istediğini, bunun için mücadele verdiğini görecekler."
- "İslam düşmanlığının köklerinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor"
Benli, Fransızların parmak şıklatmasıyla dünyayı değiştirebileceğini zannettiğini, bu nedenle bu denli pervasızca beyanda bulunabildiğini söyledi.
Aslında bu yapılanların konuşmaya dahi değer görülmeyen açıklamalar olduğunun altını çizen Benli, şöyle devam etti:
"İlelebet değişmeyen bir metin değişsin demek sadece onların cehaletinin bir ürünü başka hiçbir şey değil. Bir tek üzüleceğim şey, Fransa'da entellektüel olup gerçekten ifade özgürlüğüne, gerçekten din özgürlüğüne, gerçekten insanların farklı tanımlanması gerektiğine, kendisi nasıl düşünüyorsa o şekilde tanımlanması gerektiğine inanan bir grup var ve maalesef bu güruh bu insanları da baskılamış durumda. 'Sadece bizim dediğimiz doğrudur, biz yanlış buluyorsak bir kutsal kitabı bile değiştirmeyi teklif edebiliriz' diyecek kadar kibre sahipler. Bu çok acı verici bir durum. Fransa'da kendisini aydın olarak nitelendiren insanların bu davranışı, maalesef diğerleri üzerine baskı kuran bir anlayış. Siz bir dine mensup olmak zorunda değilsiniz ama diğer dinlere saygı göstermek durumundasınız. 'Bu olmamış, bunu düzeltin' demek sadece cehaletin bir ürünü. Bu, Fransa'da yaşanan İslam düşmanlığının köklerinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Bu duruma Avrupa adına yazık diyebiliriz."
Kaynak: AA
Benli, Fransa'da, aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, üç eski başbakan, Yahudi ve Hristiyan cemaati temsilcileriyle yazarların da bulunduğu 300 kişinin imzasıyla yayınlanan, Kur'an-ı Kerim'den "şiddet ve Yahudi karşıtı fikirleri yaydığı gerekçesiyle bazı ayetlerin çıkarılması" yönündeki bildiriye ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Fransa'da kendini "aydın" olarak niteleyen 300 kişinin, yayınladığı deklarasyonla gerçekte en ufak bir bilgi kırıntısına dahi sahip olmadıklarını gösterdiğini belirten Benli, söz konusu kişilerin bu konuda ne kadar cahil olduklarını ve cehaletlerine rağmen ne kadar cesaretli olduklarını ortaya koyduğunu ifade etti.
Kur'an-ı Kerim'in, inanan insanların yanı sıra inanmayanların da kabul edeceği üzere değiştirilemeyeceğini ve tahrif edilemeyeceğini vurgulayan Benli, şunları kaydetti:
"Kur'an-ı Kerim indirileli bin 400 yılı aştı ve en ufak bir değişikliğe uğramadı. Çünkü Kur'an-ı Kerim değiştirilemez bir özelliğe sahip. Bu insanlar bunu dahi bilmekten acizler. Kur'an-ı Kerim'in bir takım hükümlerinden cımbızla birtakım maddeleri çekip, genel bağlamından kopartarak ahkam kesme hakkını kendilerinde buluyorlar. Eğer kutsal metinler hakkında bu kadar rahat ifadelerde bulunma cüretinde bulunacaklarsa önce kendi kutsal metinlerine bakmalılar. Tahrif edildiği için bu durumda olan Tevrat'a, İncil'e ya da Zebur'a bakmalılar. Asıl orada, ayrımcılığın, ötekileştirmenin, kadın düşmanlığının ne kadar net olduğunu görecekler. O dönemin gelenekleri içerisinde söz konusu kitaplara ilaveler yapılmış durumda. Ama bizim Kur'an-ı Kerim'in bu durumda olmadığı çok aşikar. Bütününe baktığınızda, Peygamberimizin yaşantısına baktığınız zaman Kur'an-ı Kerim'in ötekileştirmediğini, şiddete çağrı yapmadığını, isminde de belli olacağı üzere barış ve esenliği istediğini, bunun için mücadele verdiğini görecekler."
- "İslam düşmanlığının köklerinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor"
Benli, Fransızların parmak şıklatmasıyla dünyayı değiştirebileceğini zannettiğini, bu nedenle bu denli pervasızca beyanda bulunabildiğini söyledi.
Aslında bu yapılanların konuşmaya dahi değer görülmeyen açıklamalar olduğunun altını çizen Benli, şöyle devam etti:
"İlelebet değişmeyen bir metin değişsin demek sadece onların cehaletinin bir ürünü başka hiçbir şey değil. Bir tek üzüleceğim şey, Fransa'da entellektüel olup gerçekten ifade özgürlüğüne, gerçekten din özgürlüğüne, gerçekten insanların farklı tanımlanması gerektiğine, kendisi nasıl düşünüyorsa o şekilde tanımlanması gerektiğine inanan bir grup var ve maalesef bu güruh bu insanları da baskılamış durumda. 'Sadece bizim dediğimiz doğrudur, biz yanlış buluyorsak bir kutsal kitabı bile değiştirmeyi teklif edebiliriz' diyecek kadar kibre sahipler. Bu çok acı verici bir durum. Fransa'da kendisini aydın olarak nitelendiren insanların bu davranışı, maalesef diğerleri üzerine baskı kuran bir anlayış. Siz bir dine mensup olmak zorunda değilsiniz ama diğer dinlere saygı göstermek durumundasınız. 'Bu olmamış, bunu düzeltin' demek sadece cehaletin bir ürünü. Bu, Fransa'da yaşanan İslam düşmanlığının köklerinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Bu duruma Avrupa adına yazık diyebiliriz."