'Bugünkü Şirketlerin Karmaşıklık Derecesi 35 Kat Daha Fazla'
Borusan Holding Üst Yöneticisi Agah Uğur: 'Batıda şirket ortalamasının karmaşıklığı diye bir endeks çıkarılmış. 1955 yılına göre bugünkü şirketlerin karmaşıklık derecesi 35 kat daha fazla. Teknolojinin bir yandan altımızdaki halıyı çekip götürmesi bir yandan da insan beyninin karmaşık şeyleri yapıp kendini korumaya çalışması... Hangisinin kazanacağı belli. İnsan bu işi kazanamayacak' 'Batıdaki doktorlar, kendini geliştirmek için ayda 6 adet medikal araştırma raporu okuyor. Yapay zeka programı IBM Watson ise 15 saniyede 500 bin tane okuyor. Okuyor, sentezliyor, yorum yapıyor ve bir çıktısı oluyor onun. Aynı tıp doktorunun yaptığı gibi... O yüzden rekabet edebilmek mümkün değil'
Borusan Holding Üst Yöneticisi (CEO) Agah Uğur, batıda "şirket ortalamasının karmaşıklığı" diye bir endeks çıkarıldığını belirterek, "1955 yılına göre bugünkü şirketlerin karmaşıklık derecesi 35 kat daha fazla. Teknolojinin bir yandan altımızdaki halıyı çekip götürmesi bir yandan da insan beyninin karmaşık şeyleri yapıp kendini korumaya çalışması... Hangisinin kazanacağı belli. İnsan bu işi kazanamayacak." dedi.
Türkiye Kalite Derneği'nin (KalDer) "Mükemmellik Maratonu" adını verdiği Değişim ve Gelişim Programı'nda konuşan Uğur, dijitalleşmenin testlerden geçmiş bir olgu olduğunu söyledi.
Uğur, insanların gerçek değişimi iki değişik ortamda yaşayabildiğini ifade ederek, "Bunlardan birincisi insan beyni zorda kaldığı zaman, ikincisi de gerçekten çok vizyoner birisi çıkıp onu değiştirdiği zamandır." dedi.
Mc Donalds'ın Phoenix Arizona'da yeni açıldığını, burada sadece robotların çalıştığını anlatan Uğur, "Robotun süratinin insan süratinden fazla olduğunu tahmin ediyorsunuz. Bunu entegre sistem olarak çalıştığını düşündüğünüz zaman ortalama servis 50 misli artmış. Yani insana ihtiyaç yok." diye konuştu.
Batıdaki doktorların kendini geliştirmek için ayda 6 adet medikal araştırma raporu okuduğunu aktaran Uğur, "Yapay zeka programı IBM Watson ise 15 saniyede 500 bin tane okuyor. Okuyor, sentezliyor, yorum yapıyor ve bir çıktısı oluyor onun. Aynı tıp doktorunun yaptığı gibi... O yüzden rekabet edebilmek mümkün değil." dedi.
Batıda "şirket ortalamasının karmaşıklığı diye bir endeks" çıkarıldığını bildiren Uğur, "1955 yılına göre bugünkü şirketlerin karmaşıklık derecesi 35 kat daha fazla. Teknolojinin bir yandan altımızdaki halıyı çekip götürmesi bir yandan da insan beyninin karmaşık şeyleri yapıp kendini korumaya çalışması... Bunun hangisinin kazanacağı belli. İnsan bu işi kazanamayacak. Sektörlerimizin çoğu benim tahmin edemeyeceğim kadar gecikmeli geliyor." şeklinde konuştu.
- "Ne bugünü ne de geleceği kaybetmeliyiz"
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı da akıllı toplum olmanın başarılması halinde teknolojiyi etkin bir biçimde kullanabileceklerini, diğer taraftan da rekabet gücünü artırırken geleceğe yatırım yapabileceklerini belirterek, "Çünkü ne bugünü ne de geleceği kaybetmeliyiz." dedi.
Pilavcı, 2015 yılında yönetim kalitesi endeksine bakıldığında, Türkiye'nin 35 ülke arasında 21. sırada yer aldığını ifade ederek, "Atacağımız çok adım var. Bizim de KalDer olarak buna katabileceğimiz çok güzel değerler var. İşimiz, birebir yönetim kalitesi konusunda çalışmalar yapmak." diye konuştu.
KOBİ'lerin Türkiye'de rekabet gücünün artması için iş dünyasında çok önemli olduğunu vurgulayan Pilavcı, "Özellikle üretimde çok yüksek oranda etki sağlayabilecek sıçramayı ancak o yolla yapabiliriz." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Türkiye Kalite Derneği'nin (KalDer) "Mükemmellik Maratonu" adını verdiği Değişim ve Gelişim Programı'nda konuşan Uğur, dijitalleşmenin testlerden geçmiş bir olgu olduğunu söyledi.
Uğur, insanların gerçek değişimi iki değişik ortamda yaşayabildiğini ifade ederek, "Bunlardan birincisi insan beyni zorda kaldığı zaman, ikincisi de gerçekten çok vizyoner birisi çıkıp onu değiştirdiği zamandır." dedi.
Mc Donalds'ın Phoenix Arizona'da yeni açıldığını, burada sadece robotların çalıştığını anlatan Uğur, "Robotun süratinin insan süratinden fazla olduğunu tahmin ediyorsunuz. Bunu entegre sistem olarak çalıştığını düşündüğünüz zaman ortalama servis 50 misli artmış. Yani insana ihtiyaç yok." diye konuştu.
Batıdaki doktorların kendini geliştirmek için ayda 6 adet medikal araştırma raporu okuduğunu aktaran Uğur, "Yapay zeka programı IBM Watson ise 15 saniyede 500 bin tane okuyor. Okuyor, sentezliyor, yorum yapıyor ve bir çıktısı oluyor onun. Aynı tıp doktorunun yaptığı gibi... O yüzden rekabet edebilmek mümkün değil." dedi.
Batıda "şirket ortalamasının karmaşıklığı diye bir endeks" çıkarıldığını bildiren Uğur, "1955 yılına göre bugünkü şirketlerin karmaşıklık derecesi 35 kat daha fazla. Teknolojinin bir yandan altımızdaki halıyı çekip götürmesi bir yandan da insan beyninin karmaşık şeyleri yapıp kendini korumaya çalışması... Bunun hangisinin kazanacağı belli. İnsan bu işi kazanamayacak. Sektörlerimizin çoğu benim tahmin edemeyeceğim kadar gecikmeli geliyor." şeklinde konuştu.
- "Ne bugünü ne de geleceği kaybetmeliyiz"
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı da akıllı toplum olmanın başarılması halinde teknolojiyi etkin bir biçimde kullanabileceklerini, diğer taraftan da rekabet gücünü artırırken geleceğe yatırım yapabileceklerini belirterek, "Çünkü ne bugünü ne de geleceği kaybetmeliyiz." dedi.
Pilavcı, 2015 yılında yönetim kalitesi endeksine bakıldığında, Türkiye'nin 35 ülke arasında 21. sırada yer aldığını ifade ederek, "Atacağımız çok adım var. Bizim de KalDer olarak buna katabileceğimiz çok güzel değerler var. İşimiz, birebir yönetim kalitesi konusunda çalışmalar yapmak." diye konuştu.
KOBİ'lerin Türkiye'de rekabet gücünün artması için iş dünyasında çok önemli olduğunu vurgulayan Pilavcı, "Özellikle üretimde çok yüksek oranda etki sağlayabilecek sıçramayı ancak o yolla yapabiliriz." ifadesini kullandı.