Uluslarası Eski Ev-Yeni Sanat Plastik Sanatlar Sempozyumunun 7.'Si İstanbul'da Düzenleniyor

Bu yıl 7'ncisi düzenlenen Uluslararası Eski EvYeni Sanat Plastik Sanatlar Sempozyumu, 'Doğa Umursamaz Bizi, Sanat Umursamaz Sizi' başlığıyla, büyük şehirlerin çıkmazlarına, unuttuğu doğa ve doğal kavramına dikkati çekiyor.

Bu yıl 7'ncisi düzenlenen Uluslararası Eski Ev-Yeni Sanat Plastik Sanatlar Sempozyumu, "Doğa Umursamaz Bizi, Sanat Umursamaz Sizi" başlığıyla, büyük şehirlerin çıkmazlarına, unuttuğu doğa ve doğal kavramına dikkat çekiyor.

İngiltere, Avusturya, Danimarka, Almanya gibi ülkelerden 11'i yabancı 22 sanatçının bir araya gelip eserlerini ürettikleri etkinlikle ilgili AA muhabirine bilgi veren proje koordinatörlerinden Bengü Bahar, sempozyumun 21 Ekim'e kadar Dedeman Otel Gayrettepe'de devam edeceğini ve sempozyumdan elde edilen sanat eserlerinin üç ay boyunca sergileneceğini söyledi.

Kendisi de uluslararası sergilerde eserleri yer almış bir ressam olan Bengü Bahar, bu yıl doğa ve doğallık temasının seçilmesiyle ilgili şunları kaydetti:

"Projeyi bu sene Urla'dan İstanbul'a taşıdık. Burada vurgulamak istediğimiz konu, İstanbul büyük bir şehir ve kendi kaosu içinde olan bir yer. Şehrin içerisinde sanatçı da bundan etkileniyor tabii. Bir sürü şey yapaylaşıyor ve doğallığından kopuyor. Sohbetler, davranışlar, ikili ilişkiler, her türlü ilişkinin yapaylaştığı bir süreçteyiz. Sanat ortamı da İstanbul olduğu için biraz doğallığa dönmekle ilgili bir gönderme yapmaya çalıştık. Ve başlangıcı doğa umursamaz bizi, doğa her zaman kendi döngüsünü yaşamaya devam eder biz de onun bir parçasıyız. Bu yarın biz olmayız başka bir yaratık olur ve hayat bir şekilde devam eder. Aslında sanatın da yaşadığı toplumdan etkilenmesi normaldir ama yaşadığı toplumun onu etkilemeye zorlaması çok normal bir şey değildir. Oraya giren sanat eserleri de tıpkı doğal seleksiyon gibi yok olma tehlikesi içindedirler aslında. Yani yönetimler, galeriler ya da bazı otoriteler, sanatı farkında olarak veya olmayarak yönlendirirler veya yönlendirmeye çalışırlar. Yönlendirilenlerin kaybolma ihtimali çok çok daha yüksektir. Gerçek sanat eserinin bundan etkilenmeyen, sanatçının bunları umursamadığı zaman ortaya çıkacağını söylüyoruz aslında."

Proje koordinatörlerinden ressam Tuncay Topçu da ilkini 2011 yılında İzmir Küçükyalı’daki Rum evlerinin sahiplenilmesi, onların restore edilmesi, ve onlarla ilgili insanları bir bilinç kazanması için gerçekleştirdikleri "Eski ev yeni sanat" etkinliğinin her yıl farklı temalarla düzenlenmeye devam etmeye çalışacaklarını belirtti.

Topçu etkinlikle ilgili şunları söyledi:

"İlk etkinliğimizde yeni binalardan önce şehrin tarihinin de mimari olarak sahiplenilmesini istedik. Bu amaçla zaten bir sanat etkinliği yapalım ve bununla duyuralım dedim. Heykel çalışmaları yaptık, resim çalışmaları yaptık. Temamız zaten eski ev yeni sanattı, 2 sene üst üste bunu kullandık. Orada Rum evlerinin bulunduğu sokakta, sokak sergisi ve ev sergisi yaptık. Çocuklar geldi mesela, çocuklar çalıştılar, mahalle sakinlerinin ellerine fırça boya geçti ve profesyonel sanatçılarla birlikte çalıştılar bunlar. Bir sosyal projeye dönüştü aslında. Bazı sanatçılarımız yakındaki okuldan çocuklarla çalışmalar yaptılar. Sokakta kim varsa orada yaşayan onlara malzeme verip resim yaptırdık. Eserler genelde resim oldu. Resim, heykel, düzenleme. Bunlardan daha sonra sergi yaptık. Sergiyi 2 ay açık bıraktık. İsim başlığı böyle gelişti ve sonra bunu Urla’ya bir köye taşıdık. Urla’daki ilk temamız keçilerdi. Keçilerin doğaya zarar verdikleri gibi bir takım şeyler çıktı o ara. Biz de bunu işledik. O dönem köyden de çok katılım oldu, hata camiden imam sergi açılışı için anons yapmıştı. Herkes evinden bir şeyler pişirip getirdi. Çok güzel bir iş oldu. Ondan sonraki sene mübadeleyi işledik. Tarihte yapılan yanlışları, insanların 24 saat içinde her şeylerinin değişmesini ve bunun ne kadar acı olduğunu işledik."

Kaynak: AA