AİHM'den Başörtülü Öğrencileri Engelleyen Profesöre Ret
Mahkeme, başörtülü öğrencilerin eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılan Prof. Dr. Pekünlü'nün başvurusunu kabul edilemez buldu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), başörtülü öğrencilerin eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle hapis cezasına çaptırılan Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü'nün başvurusunu kabul edilemez bularak reddetti.
Başörtülü bir öğrencinin eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle 4,5 ay hapis yatan, daha sonra 4 kız öğrencinin aynı yöndeki şikayeti üzerine açılan ikinci davada da 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Pekünlü, hakkındaki yargı kararına ilişkin AİHM'e başvuruda bulundu.
Olayların meydana geldiği tarihte başvuru konusu olayın suç olmadığını öne süren Pekünlü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 7. maddesindeki 'cezaların kanuniliği' ilkesinin ihlal edildiğini iddia etti.
Pekünlü, hapis cezasına mahkum edilerek AİHS'nin 8. maddesine göre özel hayatının ve akademik araştırma özgürlüğünün ihlal edildiğini savundu.
Başvuruyu değerlendiren AİHM, başvuranın olaylara ilişkin itirazının olmadığına dikkati çekerek, asıl itirazın eylemlerin Türk Ceza Kanunu'nun 112. maddesi kapsamına girmediğine ilişkin olduğunu tespit etti.
AİHM, başvuranın, 'başörtülü öğrencinin üniversiteye girişinin engellenmesinin Anayasa Mahkemesi içtihadına göre kanuna uygun olduğu' yönündeki kanaatine katılmadığını belirterek, Anayasa Mahkemesinin 25 Haziran 2014 tarihli kararına kadar bu konunun tartışmalı olduğunu bildirdi.
Başörtülü olarak üniversiteye girmenin yasak olduğu durumda bile bu konudaki kararın başvuranın yetkisini aştığını vurgulayan AİHM, TCK'nın 112. maddesinin erişilebilirlik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşıdığını kaydederek, başvuranın bu maddeye ilişkin şikayetini açıkça dayanaktan yoksun buldu.
AİHM, sözleşmenin 8. maddesinde yer alan 'özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı'nı hatırlattı.
'Kimse öngörülebilir şekilde kendi davranışlarının sonucu olarak ortaya çıkan (suç işlenmesi gibi) kısıtlamaları, sözleşmenin 8. maddesinin ihlal edildiği şeklinde ileri süremez' içtihadı kapsamında AİHM, başvuranın içinde bulunduğu durumun suç işlemesinin öngörülebilir sonucu olduğunu belirtti.
AİHM, kararında, cezai bir hükmün başlı başına sözleşmenin 8. maddesini ihlal etmeyeceği sonucuna ulaşıldığını ifade etti.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan savunmalar doğrultusunda AİHM, Pekünlü'nün başvurusunu kabul edilemez bularak reddetti.
Kaynak: AA
Başörtülü bir öğrencinin eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle 4,5 ay hapis yatan, daha sonra 4 kız öğrencinin aynı yöndeki şikayeti üzerine açılan ikinci davada da 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Pekünlü, hakkındaki yargı kararına ilişkin AİHM'e başvuruda bulundu.
Olayların meydana geldiği tarihte başvuru konusu olayın suç olmadığını öne süren Pekünlü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 7. maddesindeki 'cezaların kanuniliği' ilkesinin ihlal edildiğini iddia etti.
Pekünlü, hapis cezasına mahkum edilerek AİHS'nin 8. maddesine göre özel hayatının ve akademik araştırma özgürlüğünün ihlal edildiğini savundu.
Başvuruyu değerlendiren AİHM, başvuranın olaylara ilişkin itirazının olmadığına dikkati çekerek, asıl itirazın eylemlerin Türk Ceza Kanunu'nun 112. maddesi kapsamına girmediğine ilişkin olduğunu tespit etti.
AİHM, başvuranın, 'başörtülü öğrencinin üniversiteye girişinin engellenmesinin Anayasa Mahkemesi içtihadına göre kanuna uygun olduğu' yönündeki kanaatine katılmadığını belirterek, Anayasa Mahkemesinin 25 Haziran 2014 tarihli kararına kadar bu konunun tartışmalı olduğunu bildirdi.
Başörtülü olarak üniversiteye girmenin yasak olduğu durumda bile bu konudaki kararın başvuranın yetkisini aştığını vurgulayan AİHM, TCK'nın 112. maddesinin erişilebilirlik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşıdığını kaydederek, başvuranın bu maddeye ilişkin şikayetini açıkça dayanaktan yoksun buldu.
AİHM, sözleşmenin 8. maddesinde yer alan 'özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı'nı hatırlattı.
'Kimse öngörülebilir şekilde kendi davranışlarının sonucu olarak ortaya çıkan (suç işlenmesi gibi) kısıtlamaları, sözleşmenin 8. maddesinin ihlal edildiği şeklinde ileri süremez' içtihadı kapsamında AİHM, başvuranın içinde bulunduğu durumun suç işlemesinin öngörülebilir sonucu olduğunu belirtti.
AİHM, kararında, cezai bir hükmün başlı başına sözleşmenin 8. maddesini ihlal etmeyeceği sonucuna ulaşıldığını ifade etti.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan savunmalar doğrultusunda AİHM, Pekünlü'nün başvurusunu kabul edilemez bularak reddetti.