Başbakan Yıldırım, Sanayi Esnafı İle Buluştu
Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım: (2) 'Bana diyorlar ki, 'Çözüm.' Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözüm, ay yıldızlı bayrak. Bu bayrağın altında 80 milyon yaşayacak, o kadar basit. O alçak örgütleri milletle aramızdan atacağız'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, 'Bana diyorlar ki, 'Çözüm.' Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözüm, ay yıldızlı bayrak. Bu bayrağın altında 80 milyon yaşayacak, o kadar basit. O alçak örgütleri milletle aramızdan atacağız.' dedi.
Yıldırım, İvedik Organize Sanayi Bölgesi Toplantı Salonunda sanayi esnafı ve iş adamlarıyla bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin özetinin 'garanti hükümet' olduğunu vurgulayan Yıldırım, 'Vekilleri seç, Ankara'ya gönder, hükümet kuruldu mu, kurulmadı mı, kim başbakan olacak, bakanlar kim olacak? Kapalı odalarda pazarlıklar, medya patronlarının evinde pazarlıklar... Minnetle gelen diyetini öder kardeşim. Minnetle memleket yönetilmez. Memleket, milletin iradesi ile yönetilir, milletin verdiği güçle yönetilir. Sizin iradenizi yere düşürmedik. Asla iradenize kimsenin saygısızlık yapmasına izin vermedik. Zorda kaldığımız zaman, emaneti getirdik size teslim ettik.' ifadesini kullandı.
Yıldırım, 2007'de cumhurbaşkanının seçtirilmediği bir dönem yaşandığını belirterek, 'Kavga mı edeceğiz? Bize yakışmaz. Dedik ki sahibine gidiyoruz, millete gidiyoruz. Siz de dediniz ki vekillerle olmuyor bu iş. 50'den beri cumhurbaşkanlığı seçimi hep entrika, hep kriz... Artık bunu vekillerin elinden alıyorum, kendim seçiyorum. İş bitti.' diye konuştu.
Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustos 2014'de seçildiğini anımsatan Yıldırım, 'Sizin seçtiğiniz, size hizmet edecek. Sizin seçtiğiniz, başkalarının gözünün içine bakmayacak. Demokrasi bu. Halkın seçtiği, karar verdiği kimse patron o.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'İnsanlarımızı bunlar canlarından bezdirdiler'
Başbakan Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği değişiklikte işin sahibinin ve patronun millet olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
'Milletin dediğinden milim sapmak yok. Asıl patırdı gürültü bu. Bu olunca bütün yancılar, aradakiler, karambolden iş tutmak isteyenlerin piyasası kapanıyor. Bağırıp çağırmakta haksız değiller canım. Varsın bağırsın çağırsınlar. Kandildekiler her gün 'Aman hayır için çalışın, hayır çıksın, evet çıkarsa biz biteceğiz...' Evet çıkacak, o Kandil de sönecek, göreceksiniz. Bu milletin birliğine, dirliğine, kardeşliğine, göz dikenler hesabını verecek, vermeye başladılar. Neredelerse arkasındayız.
Diyarbakır'daydık, Van'daydık, Bitlis'teydik, Muş'taydık, Hakkari'ye, Şırnak'a gideceğiz. İki yıl önce orada vatandaşlarımız bırak bayrak taşımayı, kapılarını açıp selam veremiyorlardı. Allah'a şükür. Şimdi PKK'ya lanet mitingleri yapıyorlar. Çünkü insanlarımızı bunlar canlarından bezdirdiler. İşlerini aşlarını yok ettiler, hayatlarını tehdit ettiler. O belediyeler, giden paralar... Ortada ne yol var, ne kaldırım var, ne yeşillik var, ne hizmet var. Van'a 400 trilyon para gitmiş yılda, 750 trilyon borç yapmış iki yılda. Nerede bu para? Her taraf çöp, her taraf çamur. Nere gitti? Dağa gitti dağa, silah oldu, vatandaşın üzerine geldi, polisin üzerine geldi, askerin üzerine geldi ama bitti bunlar. Şimdi artık bitti. Bana diyorlar ki, 'Çözüm.' Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözüm, ay yıldızlı bayrak. Bu bayrağın altında 80 milyon yaşayacak, o kadar basit. O alçak örgütleri milletle aramızdan atacağız. Bu kadar net. Hem PKK’sı, hem FETÖ’sü hem DEAŞ’ı, bu milletin hayatını karartan hiçbir terör örgütüne yer yok. Bunlar bizim hızımızı kesiyor, bunlar bizim enerjimizi tüketiyor, bunlar bizim kalkınmamızı geciktiriyor.'
-'Bir bölgenin partisi olup, iktidara gelmek de yok'
Yıldırım, yeni hükümet sisteminde, hükümet kurulmama, zayıf, parçalı hükümet diye bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı.
Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
'Öyle bir bölgenin partisi olup, sahillerin partisi olup, iktidara gelmek de yok. Yüzde 50'den fazla oy alacaksın. Nasıl oy alacaksın? 'Sadece Ege'yi, sadece Trakya'yı yahut sadece Güneydoğu'yu, Doğu'yu ikna edersem iktidar olurum.' dersen avucunu yalarsın. Bütün milletin desteğini alacaksın. Çünkü yüzde 50 artı 1'e ihtiyacın var. Bütün milletin desteğini alan iktidarlar da bütün milletin dediğini yapar. Onun için bu değişiklik, birlik, beraberlik getirecek, kardeşlik getirecek. 80 milyon birlikte Türkiye olacak. Buna ihtiyacımız var. Buna bugün, dünden daha fazla ihtiyacımız var.'
'Hayır' diyenlere terörist' denildiği yönündeki iddialara değinen Yıldırım, şunları kaydetti:
'Haşa ne haddimize. Bizim dediğimiz şu, diyoruz ki, bakın PKK kendini parçalıyor 'hayır' diye. HDP aynı şekilde zaten PKK'nın kuyruğu, onun dümen suyuna girmiş gidiyor. Kendi iradeleri yok. Kıymeti harbiyeleri de yok, bölgede sokağa çıkamıyorlar. Bırakın miting yapmayı, kimse yanlarına yaklaştırmıyor. FETÖ'cüler, bütün güçleriyle 'hayır' çıksın diye uğraşıyorlar. Bir de bakıyoruz, Avrupa'da bazı ülkelerde Türkçe gazete basıyorlar. Başlıklar 'hayır', 'Erdoğan'a ölüm', 'Türkiye diktatörlüğe gidiyor'... Size mi düştü? Türkiye'nin milletinin verdiği karara karışmak sizin ne haddinize. Biz sizden oy mu istiyoruz? Biz Avrupa'da seçimde şu kazanmasın bu kazanmasın diye propaganda mı yapıyoruz? Ne haddinize bizim işimize karışıyorsunuz. Bu bir şeyi gösteriyor, eğer terör örgütleriyle onların sırtını sıvazlayanlar bugün kendilerini parçalarcasına bu değişikliğe karşı çıkıyorsa değerli kardeşlerimiz siz iş adamısınız, bunun ne anlama geldiğini en iyi siz bilirsiniz. Demek ki burada ülkeye karşı, Türkiye'ye karşı bir tuzak kuruluyor. 'Bu düzen devam etsin, bu vesayet devam etsin, Türkiye terörle iç sorunlarıyla enerjisini tüketmeye devam etsin, biz de Türkiye'yi arkamıza takalım, istediğimizi yaptıralım'. Yağma yok, bitti o işler. Bitti.
Türkiye'nin en büyük havalimanını yapıyoruz, hasetten yerlerinde duramıyorlar. Nasıl Türkiye bu kadar büyük proje yapar? Türkiye'nin en geniş köprüsünü yapıyoruz, yine bunlar tedirgin. Hızlı tren getiriyoruz, ne oluyor bu Türklere? Daha çok şey göreceksiniz. Vatikan'a gidip Papa'nın önünde el bağlamakla Avrupa değerleri olmuyor.
Avrupa değerlerinin ne olduğunu biz Hollanda'da gördük. Atlarıyla itleriyle milletin üzerine saldırırken o Avrupa değerlerinin nasıl ayaklar altında olduğunu gördük. Konuştular mı demokrasi, insan hakları, mangalda kül bırakmıyorlar, ama uygulamaya gelince mesele Türkiye olunca hemen plağın öbür tarafını çeviriyorlar. '
(Sürecek)
Kaynak: AA
Yıldırım, İvedik Organize Sanayi Bölgesi Toplantı Salonunda sanayi esnafı ve iş adamlarıyla bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin özetinin 'garanti hükümet' olduğunu vurgulayan Yıldırım, 'Vekilleri seç, Ankara'ya gönder, hükümet kuruldu mu, kurulmadı mı, kim başbakan olacak, bakanlar kim olacak? Kapalı odalarda pazarlıklar, medya patronlarının evinde pazarlıklar... Minnetle gelen diyetini öder kardeşim. Minnetle memleket yönetilmez. Memleket, milletin iradesi ile yönetilir, milletin verdiği güçle yönetilir. Sizin iradenizi yere düşürmedik. Asla iradenize kimsenin saygısızlık yapmasına izin vermedik. Zorda kaldığımız zaman, emaneti getirdik size teslim ettik.' ifadesini kullandı.
Yıldırım, 2007'de cumhurbaşkanının seçtirilmediği bir dönem yaşandığını belirterek, 'Kavga mı edeceğiz? Bize yakışmaz. Dedik ki sahibine gidiyoruz, millete gidiyoruz. Siz de dediniz ki vekillerle olmuyor bu iş. 50'den beri cumhurbaşkanlığı seçimi hep entrika, hep kriz... Artık bunu vekillerin elinden alıyorum, kendim seçiyorum. İş bitti.' diye konuştu.
Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustos 2014'de seçildiğini anımsatan Yıldırım, 'Sizin seçtiğiniz, size hizmet edecek. Sizin seçtiğiniz, başkalarının gözünün içine bakmayacak. Demokrasi bu. Halkın seçtiği, karar verdiği kimse patron o.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'İnsanlarımızı bunlar canlarından bezdirdiler'
Başbakan Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği değişiklikte işin sahibinin ve patronun millet olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
'Milletin dediğinden milim sapmak yok. Asıl patırdı gürültü bu. Bu olunca bütün yancılar, aradakiler, karambolden iş tutmak isteyenlerin piyasası kapanıyor. Bağırıp çağırmakta haksız değiller canım. Varsın bağırsın çağırsınlar. Kandildekiler her gün 'Aman hayır için çalışın, hayır çıksın, evet çıkarsa biz biteceğiz...' Evet çıkacak, o Kandil de sönecek, göreceksiniz. Bu milletin birliğine, dirliğine, kardeşliğine, göz dikenler hesabını verecek, vermeye başladılar. Neredelerse arkasındayız.
Diyarbakır'daydık, Van'daydık, Bitlis'teydik, Muş'taydık, Hakkari'ye, Şırnak'a gideceğiz. İki yıl önce orada vatandaşlarımız bırak bayrak taşımayı, kapılarını açıp selam veremiyorlardı. Allah'a şükür. Şimdi PKK'ya lanet mitingleri yapıyorlar. Çünkü insanlarımızı bunlar canlarından bezdirdiler. İşlerini aşlarını yok ettiler, hayatlarını tehdit ettiler. O belediyeler, giden paralar... Ortada ne yol var, ne kaldırım var, ne yeşillik var, ne hizmet var. Van'a 400 trilyon para gitmiş yılda, 750 trilyon borç yapmış iki yılda. Nerede bu para? Her taraf çöp, her taraf çamur. Nere gitti? Dağa gitti dağa, silah oldu, vatandaşın üzerine geldi, polisin üzerine geldi, askerin üzerine geldi ama bitti bunlar. Şimdi artık bitti. Bana diyorlar ki, 'Çözüm.' Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözüm, ay yıldızlı bayrak. Bu bayrağın altında 80 milyon yaşayacak, o kadar basit. O alçak örgütleri milletle aramızdan atacağız. Bu kadar net. Hem PKK’sı, hem FETÖ’sü hem DEAŞ’ı, bu milletin hayatını karartan hiçbir terör örgütüne yer yok. Bunlar bizim hızımızı kesiyor, bunlar bizim enerjimizi tüketiyor, bunlar bizim kalkınmamızı geciktiriyor.'
-'Bir bölgenin partisi olup, iktidara gelmek de yok'
Yıldırım, yeni hükümet sisteminde, hükümet kurulmama, zayıf, parçalı hükümet diye bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı.
Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
'Öyle bir bölgenin partisi olup, sahillerin partisi olup, iktidara gelmek de yok. Yüzde 50'den fazla oy alacaksın. Nasıl oy alacaksın? 'Sadece Ege'yi, sadece Trakya'yı yahut sadece Güneydoğu'yu, Doğu'yu ikna edersem iktidar olurum.' dersen avucunu yalarsın. Bütün milletin desteğini alacaksın. Çünkü yüzde 50 artı 1'e ihtiyacın var. Bütün milletin desteğini alan iktidarlar da bütün milletin dediğini yapar. Onun için bu değişiklik, birlik, beraberlik getirecek, kardeşlik getirecek. 80 milyon birlikte Türkiye olacak. Buna ihtiyacımız var. Buna bugün, dünden daha fazla ihtiyacımız var.'
'Hayır' diyenlere terörist' denildiği yönündeki iddialara değinen Yıldırım, şunları kaydetti:
'Haşa ne haddimize. Bizim dediğimiz şu, diyoruz ki, bakın PKK kendini parçalıyor 'hayır' diye. HDP aynı şekilde zaten PKK'nın kuyruğu, onun dümen suyuna girmiş gidiyor. Kendi iradeleri yok. Kıymeti harbiyeleri de yok, bölgede sokağa çıkamıyorlar. Bırakın miting yapmayı, kimse yanlarına yaklaştırmıyor. FETÖ'cüler, bütün güçleriyle 'hayır' çıksın diye uğraşıyorlar. Bir de bakıyoruz, Avrupa'da bazı ülkelerde Türkçe gazete basıyorlar. Başlıklar 'hayır', 'Erdoğan'a ölüm', 'Türkiye diktatörlüğe gidiyor'... Size mi düştü? Türkiye'nin milletinin verdiği karara karışmak sizin ne haddinize. Biz sizden oy mu istiyoruz? Biz Avrupa'da seçimde şu kazanmasın bu kazanmasın diye propaganda mı yapıyoruz? Ne haddinize bizim işimize karışıyorsunuz. Bu bir şeyi gösteriyor, eğer terör örgütleriyle onların sırtını sıvazlayanlar bugün kendilerini parçalarcasına bu değişikliğe karşı çıkıyorsa değerli kardeşlerimiz siz iş adamısınız, bunun ne anlama geldiğini en iyi siz bilirsiniz. Demek ki burada ülkeye karşı, Türkiye'ye karşı bir tuzak kuruluyor. 'Bu düzen devam etsin, bu vesayet devam etsin, Türkiye terörle iç sorunlarıyla enerjisini tüketmeye devam etsin, biz de Türkiye'yi arkamıza takalım, istediğimizi yaptıralım'. Yağma yok, bitti o işler. Bitti.
Türkiye'nin en büyük havalimanını yapıyoruz, hasetten yerlerinde duramıyorlar. Nasıl Türkiye bu kadar büyük proje yapar? Türkiye'nin en geniş köprüsünü yapıyoruz, yine bunlar tedirgin. Hızlı tren getiriyoruz, ne oluyor bu Türklere? Daha çok şey göreceksiniz. Vatikan'a gidip Papa'nın önünde el bağlamakla Avrupa değerleri olmuyor.
Avrupa değerlerinin ne olduğunu biz Hollanda'da gördük. Atlarıyla itleriyle milletin üzerine saldırırken o Avrupa değerlerinin nasıl ayaklar altında olduğunu gördük. Konuştular mı demokrasi, insan hakları, mangalda kül bırakmıyorlar, ama uygulamaya gelince mesele Türkiye olunca hemen plağın öbür tarafını çeviriyorlar. '
(Sürecek)