Sabancı Suikastı Davası
Cumhuriyet Savcısı Kaya, esas hakkındaki mütalaasında, suikastın ardından sahte pasaportla yurt dışına kaçan sanık İsmail Akkol'un, DHKP/C yöneticilerinden Ercan Kartal'ın cezaevinden verdiği talimatla iki ayrı tarihte planlayarak öldürme eylemi gerçekleştirdiğini belirtti Duruşma, sanık avukatlarının mütalaaya ilişkin savunmalarını yapmaları amacıyla mayısa ertelendi.
Sabancı suikastı davasında esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Ali Kaya, suikastın ardından sahte pasaportla yurt dışına kaçan sanık İsmail Akkol'un, DHKP/C yöneticilerinden Ercan Kartal'ın cezaevinden verdiği talimatla iki ayrı tarihte planlayarak öldürme eylemi gerçekleştirdiğini belirtti.
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Akkol ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Kaya, sanık İsmail Akkol'un Yargıtay içtihatlarına göre terör örgütü olduğu kabul edilen DHKP/C'ye 1995'te katıldığını anlatarak, örgütün lideri tarafından 'Ali Rıza Kurt' silahlı propaganda birliği oluşturulduğunu ve sanığa da 'Sedat' kod adının verildiğini kaydetti.
Savcı Kaya, 1995 yılı Ağustos ayından sonra örgüt adına bazı eylemlerde bulunulduğu ve örgütün lideri konumundaki Ercan Kartal'ın cezaevinden gönderdiği talimatla eylemler yapıldığını belirterek, sanık Akkol'un, aynı kişiden aldığı talimatla 1995 yılı Eylül ayında Buca Cezaevi'nde meydana gelen olayı gerekçe göstererek Maslak'taki İl Jandarma Alay Komutanlığı girişinde nöbet tutan askerlerden Tarkan Yağcı ve Savaş Serdar Öztürk'ü öldürdüğünü aktardı.
Bir süre saklandıktan sonra Buca Cezaevi'ne giderek, Ercan Kartal'dan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı'yı öldürme talimatı alan Akkol ve Mustafa Duyar'a holding binasında bir kadının yardımcı olacağının söylendiğini belirten Kaya, 1996 yılı Ocak ayında eylemin yapılması talimatı verilen sanıkların irtibat kurdukları Fatma Erdem'in bildirdiği adreste susturucu takılmış tabancaları teslim aldıklarını anlatarak, irtibat kurulacak cep telefonunun da Fatma Erdem tarafından sanık İsmail Akkol ve Mustafa Duyar'a teslim edildiğini bildirdi.
- Parola 'Annem evde'
Akkol ve Duyar'ın 4 Ocak 1996'da buluştuğunu, eylemin yapılacağı yerde keşif yapmalarının sağlandığını belirten Kaya, 6 Ocak 1996'da aradaki irtibatı sağlayan Fatma Erdem'in evine giden Akkol ve Duyar'ın, sanık Fehriye Erdal ile tanıştıklarını kaydetti. Sanık Erdal'ın eylemin 8 Ocak Pazartesi günü yapılacağını söylediği ve 'Annem evde' diye mesaj verilmesi konusunda anlaştıklarını aktaran Kaya, sanıkların anlaştıkları gün holding binasına gittiklerini ancak sanık Erdal'ın irtibat telefonunu arayarak 'Annem evde yok, yarın görüşürüz.' diye hedef kişinin uygun olmadığını bildirdiğini vurguladı.
Kaya, ertesi gün 9 Ocak 1996'da susturucu takılmış tabancalar ile sanık İsmail Akkol ile Mustafa Duyar'ın Sabancı Holding'e geldiklerini, saat 09.57'de sanık Fehriye Erdal'ın irtibat numarasını arayarak 'Annem evde saat 10.00'da görüşürüz.' bilgisini verdiği, bunun üzerine iki sanığın kapıdaki güvenliğe Ulusal Temizlik Şirketi Merkez Şubeden geldiklerini ve buradaki temizlik şirketi ile görüşeceklerini söylediğini aktardı.
Savcı Ali Kaya, sanıkların yanlarındaki refakatçiyi bir süre sonra atlatarak 15. kata çıktıkları, burada çantadaki silahları üzerilerine aldıkları, bir süre sonra Fehriye Erdal'ın yanlarına geldiğini anlatarak, Erdal'ın da 'kısa süre sonra 25. katta Sabancılara kahve servisi yapacağını, çevreyi de kontrol edeceğini' söyleyip Akkol ve Duyar'ın yanından ayrıldığını belirtti.
Sabancılara çay-kahve servisi yaptıktan sonra Fehriye Erdal'ın sanıkların yanına tekrar geldiğine vurgu yapan Savcı Kaya, 'Erdal, 25. katta yedi kişinin bulunduğunu, toplantı halinde olduklarını, ayrıca Sabancı kardeşlerden biri ile genel müdürün bir odada, Sakıp Sabancı ile diğer kardeşlerin başka odada toplantı salonunda olduklarını söylemiştir. Birlikte 25. kata çıkmışlar, burada sekreter etkisiz hale getirilmiştir. Eylemi gerçekleştirdikten sonra Mustafa Duyar, İsmail Akkol'a 'Sakıp ve Şevket'i de ben öldürdüm.' demiş, örgüte ait dokümanları sekreter odasına bırakarak hızlıca iş merkezini terk etmiştir.' dedi.
Sabancı Holding'ten ayrılan sanık Akkol'un, Kurtuluş dergisini arayarak eylemi DHKP/C adına gerçekleştirdiğini söylediğini ve eylemin bu şekilde duyulduğunu belirten Savcı Kaya, Akkol ve Duyar'ın olayın ardından sahte kimlikle bir süre gizlendikten sonra sahte pasaportla yurt dışına kaçtıklarını anlattı.
Sanık Akkol'un daha sonra Avrupa üzerinden geçtiği Suriye'de elçiliğe sığınarak teslim olduğunu dile getiren Kaya, İsmail Akkol'un cezaevinde bulunan örgütün yönetici kadrosundaki Ercan Kartal'ın verdiği talimatla iki ayrı tarihte planlayarak öldürme eylemini gerçekleştirdiğini, örgütün 'anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme' amacıyla birçok eylem gerçekleştirdiğini ve hala da faal durumda olduğunun bilindiğini kaydetti.
Cumhuriyet Savcısı Kaya, sanık Akkol hakkında eski Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesi gereğince ''Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan sanık İsmail Akkol'un ardından avukatları söz alarak mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için mahkemeden süre istedi.
Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, avukatların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlaması için duruşmayı mayısa erteledi.
Kaynak: AA
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Akkol ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Kaya, sanık İsmail Akkol'un Yargıtay içtihatlarına göre terör örgütü olduğu kabul edilen DHKP/C'ye 1995'te katıldığını anlatarak, örgütün lideri tarafından 'Ali Rıza Kurt' silahlı propaganda birliği oluşturulduğunu ve sanığa da 'Sedat' kod adının verildiğini kaydetti.
Savcı Kaya, 1995 yılı Ağustos ayından sonra örgüt adına bazı eylemlerde bulunulduğu ve örgütün lideri konumundaki Ercan Kartal'ın cezaevinden gönderdiği talimatla eylemler yapıldığını belirterek, sanık Akkol'un, aynı kişiden aldığı talimatla 1995 yılı Eylül ayında Buca Cezaevi'nde meydana gelen olayı gerekçe göstererek Maslak'taki İl Jandarma Alay Komutanlığı girişinde nöbet tutan askerlerden Tarkan Yağcı ve Savaş Serdar Öztürk'ü öldürdüğünü aktardı.
Bir süre saklandıktan sonra Buca Cezaevi'ne giderek, Ercan Kartal'dan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı'yı öldürme talimatı alan Akkol ve Mustafa Duyar'a holding binasında bir kadının yardımcı olacağının söylendiğini belirten Kaya, 1996 yılı Ocak ayında eylemin yapılması talimatı verilen sanıkların irtibat kurdukları Fatma Erdem'in bildirdiği adreste susturucu takılmış tabancaları teslim aldıklarını anlatarak, irtibat kurulacak cep telefonunun da Fatma Erdem tarafından sanık İsmail Akkol ve Mustafa Duyar'a teslim edildiğini bildirdi.
- Parola 'Annem evde'
Akkol ve Duyar'ın 4 Ocak 1996'da buluştuğunu, eylemin yapılacağı yerde keşif yapmalarının sağlandığını belirten Kaya, 6 Ocak 1996'da aradaki irtibatı sağlayan Fatma Erdem'in evine giden Akkol ve Duyar'ın, sanık Fehriye Erdal ile tanıştıklarını kaydetti. Sanık Erdal'ın eylemin 8 Ocak Pazartesi günü yapılacağını söylediği ve 'Annem evde' diye mesaj verilmesi konusunda anlaştıklarını aktaran Kaya, sanıkların anlaştıkları gün holding binasına gittiklerini ancak sanık Erdal'ın irtibat telefonunu arayarak 'Annem evde yok, yarın görüşürüz.' diye hedef kişinin uygun olmadığını bildirdiğini vurguladı.
Kaya, ertesi gün 9 Ocak 1996'da susturucu takılmış tabancalar ile sanık İsmail Akkol ile Mustafa Duyar'ın Sabancı Holding'e geldiklerini, saat 09.57'de sanık Fehriye Erdal'ın irtibat numarasını arayarak 'Annem evde saat 10.00'da görüşürüz.' bilgisini verdiği, bunun üzerine iki sanığın kapıdaki güvenliğe Ulusal Temizlik Şirketi Merkez Şubeden geldiklerini ve buradaki temizlik şirketi ile görüşeceklerini söylediğini aktardı.
Savcı Ali Kaya, sanıkların yanlarındaki refakatçiyi bir süre sonra atlatarak 15. kata çıktıkları, burada çantadaki silahları üzerilerine aldıkları, bir süre sonra Fehriye Erdal'ın yanlarına geldiğini anlatarak, Erdal'ın da 'kısa süre sonra 25. katta Sabancılara kahve servisi yapacağını, çevreyi de kontrol edeceğini' söyleyip Akkol ve Duyar'ın yanından ayrıldığını belirtti.
Sabancılara çay-kahve servisi yaptıktan sonra Fehriye Erdal'ın sanıkların yanına tekrar geldiğine vurgu yapan Savcı Kaya, 'Erdal, 25. katta yedi kişinin bulunduğunu, toplantı halinde olduklarını, ayrıca Sabancı kardeşlerden biri ile genel müdürün bir odada, Sakıp Sabancı ile diğer kardeşlerin başka odada toplantı salonunda olduklarını söylemiştir. Birlikte 25. kata çıkmışlar, burada sekreter etkisiz hale getirilmiştir. Eylemi gerçekleştirdikten sonra Mustafa Duyar, İsmail Akkol'a 'Sakıp ve Şevket'i de ben öldürdüm.' demiş, örgüte ait dokümanları sekreter odasına bırakarak hızlıca iş merkezini terk etmiştir.' dedi.
Sabancı Holding'ten ayrılan sanık Akkol'un, Kurtuluş dergisini arayarak eylemi DHKP/C adına gerçekleştirdiğini söylediğini ve eylemin bu şekilde duyulduğunu belirten Savcı Kaya, Akkol ve Duyar'ın olayın ardından sahte kimlikle bir süre gizlendikten sonra sahte pasaportla yurt dışına kaçtıklarını anlattı.
Sanık Akkol'un daha sonra Avrupa üzerinden geçtiği Suriye'de elçiliğe sığınarak teslim olduğunu dile getiren Kaya, İsmail Akkol'un cezaevinde bulunan örgütün yönetici kadrosundaki Ercan Kartal'ın verdiği talimatla iki ayrı tarihte planlayarak öldürme eylemini gerçekleştirdiğini, örgütün 'anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme' amacıyla birçok eylem gerçekleştirdiğini ve hala da faal durumda olduğunun bilindiğini kaydetti.
Cumhuriyet Savcısı Kaya, sanık Akkol hakkında eski Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesi gereğince ''Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan sanık İsmail Akkol'un ardından avukatları söz alarak mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için mahkemeden süre istedi.
Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, avukatların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlaması için duruşmayı mayısa erteledi.