Yaşlı Nüfus Oranı Yüzde 17 Arttı
Yaşlı nüfus oranı son beş yılda yüzde 17,1 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı yaşlı istatistiklerini açıkladı.
Buna göre; yaşlı nüfus (65 ve daha yukarı yaş) 2012 yılında 5 milyon 682 bin 3 kişi iken son beş yılda yüzde 17,1 artarak 2016 yılında 6 milyon 651 bin 503 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2012 yılında yüzde 7,5 iken, 2016 yılında yüzde 8,3’e yükseldi. Yaşlı nüfusun yüzde 43,9’unu erkek nüfus, yüzde 56,1’ini kadın nüfus oluşturdu.
Yaşlı nüfusun 2012 yılında yüzde 60,3’ü 65-74 yaş grubunda, yüzde 32,5’i 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,1’i 85 ve daha yukarı yaş grubunda iken, 2016 yılında yüzde 61,5’i 65-74 yaş grubunda, yüzde 30,2’si 75-84 yaş grubunda ve yüzde 8,2’si 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldı.
Dünya nüfusunun 2016 yılında yüzde 8,7’sini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 31,3 ile Monako, yüzde 27,3 ile Japonya ve yüzde 21,8 ile Almanya oldu. Türkiye bu sıralamada 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı.
Hayat tabloları, 2015 yılı sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 78 yıl, erkekler için 75,3 yıl ve kadınlar için 80,7 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl oldu.
Ülkemizde 65 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ise ortalama 17,8 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 16,1 yıl, kadınlar için 19,4 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,3 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi.
Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2012 yılında yüzde 11,1 iken bu oran 2016 yılında yüzde 12,3’e yükseldi.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2016 yılında yüzde 18,1 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 16,5 ile Kastamonu ve yüzde 15,4 ile Çankırı izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 3,2 ile Şırnak oldu. Bu ili yüzde 3,3 ile Hakkari ve yüzde 3,6 ile Van izledi.
Yaşlı nüfusun yüzde 0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2016 yılında 5 bin 232 oldu. Türkiye’de 100 yaşın üzerinde en fazla yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 680 kişi ile İstanbul, 237 kişi ile Şanlıurfa ve 219 kişi ile Ankara iken en az yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 2 kişi ile Ardahan, 4 kişi ile Bilecik ve 7 kişi ile Bayburt oldu.
Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı, 2011 yılında yüzde 29,2 iken 2015 yılında yüzde 21,9’a düştü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, 2015 yılında yaşlı erkeklerin oranından 4 kat fazla olduğu görüldü.
Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı, 2015 yılında yüzde 32,6 iken yaşlı erkeklerin oranı ise yüzde 8,2 oldu.
Eğitim durumuna göre yaşlı nüfus incelendiğinde, 2011 yılında yaşlı nüfusun yüzde 39,4’ü ilkokul mezunu, yüzde 4,1’i ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, yüzde 4,5’i lise veya dengi okul mezunu, yüzde 4,1’i yükseköğretim mezunu iken 2015 yılında ilkokul mezunu olanların oranı yüzde 43’e, ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu olanların oranı yüzde 5,2’ye, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı yüzde 5,6’ya, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise yüzde 5,4’e yükseldi.
Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu gözlendi. Tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.
Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü.
Yaşlı erkek nüfusun 2016 yılında yüzde 1,1’inin hiç evlenmemiş, yüzde 83,3’ünün resmi nikahla evli, yüzde 2,9’unun boşanmış, yüzde 12,7’sinin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun yüzde 2,4’ünün hiç evlenmemiş, yüzde 44’ünün resmi nikahla evli, yüzde 3,3’ünün boşanmış, yüzde 50,4’ünün ise eşi ölmüş olduğu görüldü.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, 2016 yılı sonuçlarına göre, toplam hanehalklarının yüzde 5,4’ünü, toplam tek kişilik hanehalklarının ise yüzde 36’sını tek kişilik yaşlı hanehalkları oluşturdu. Toplam hanehalklarının yüzde 22,5’inde ise en az bir yaşlı fert bulundu. Yalnız yaşayan yaşlı nüfusun yüzde 23,3’ünü erkekler, yüzde 76,7’sini ise kadınlar oluşturdu.
Tek kişilik yaşlı hanehalklarının toplam hanehalkları içindeki oranının en yüksek olduğu il, 2016 yılında yüzde 11,1 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 10,7 ile Burdur, yüzde 10,4 ile Çankırı izledi. Tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en düşük olduğu il ise yüzde 1,2 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 1,8 ile Van, yüzde 1,9 ile Şırnak izledi.
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2011 yılında Türkiye geneli için yüzde 22,6 iken 2015 yılında yüzde 21,9 oldu. Bu oran, yaşlı nüfus için 2011 yılında yüzde 17 iken 2015 yılında yüzde 18,3’e yükseldi.
Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyet bazında incelendiğinde, yoksul yaşlı erkek nüfus oranı 2011 yılında yüzde 15,9 iken bu oran 2015 yılında yüzde 17,8’e yükseldi. Yoksul yaşlı kadın nüfus oranı ise 2011 yılında yüzde 17,9 iken bu oran 2015 yılında yüzde 18,6’ya yükseldi.
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, 15 ve daha yukarı yaşta işgücüne katılma oranı, 2015 yılında yüzde 51,3 iken yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı yüzde 11,9 olarak gerçekleşti. Yaşlı erkek nüfusta bu oran, yüzde 19,9 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 5,8 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının ise yüzde 2,4 olduğu görüldü.
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2015 yılında yaşlı nüfusun yüzde 72,8’inin tarım sektöründe, yüzde 20,4’ünün ise hizmet sektöründe yer aldığı görüldü.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kayıtlarına göre, 2022 Sayılı “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun” gereğince, muhtaç olduğu tespit edilen yaşlılara yapılan ödemelerden faydalanan yaşlıların sayısı 2016 yılında 620 bin 19 kişi olup toplam yaşlı nüfus içindeki oranı yüzde 9,3 oldu. Yaşlı başına yapılan yıllık ortalama yardım tutarı ise 2 bin 548 TL oldu.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, genel sağlık durumundan memnun olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı, 2012 yılında yüzde 43,1 iken 2016 yılında yüzde 45,3’e yükseldi. Genel sağlık durumundan memnun olduğunu beyan eden yaşlı erkeklerin oranı, 2016 yılında yüzde 53 iken yaşlı kadınlarda bu oran yüzde 39,4 oldu.
Ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2015 yılında ölen yaşlıların yüzde 46,3’ü dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 16,5 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 13 ile solunum sistemi hastalıkları takip etti.
Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en önemli farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görüldü.
İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı yaşlı kadınların oranının yaklaşık iki katı oldu. İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı, yüzde 21,5 iken yaşlı kadınlarda bu oranın yüzde 11,6 olduğu görüldü.
Ölüm nedeni istatistiklerine göre, Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı, 2011 yılında 6 bin 155 iken 2015 yılında 11 bin 997’ye yükseldi. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2011 yılında yüzde 2,9 iken bu oran 2015 yılında yüzde 4,3’e yükseldi. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı cinsiyet bazında incelendiğinde, her iki cinsiyette de artış olduğu görüldü.
Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı, 2011 yılında erkeklerde yüzde 2,4, kadınlarda yüzde 3,4 iken bu oranlar 2015 yılında erkeklerde yüzde 3,5’e, kadınlarda ise yüzde 5,2’ye yükseldi.
Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında çocukları ile aynı evde yaşamayan yaşlı bireylerin, çocukları tarafından her zaman veya sıklıkla ziyaret edilme oranının yüzde 71,7, bazen ziyaret edilme oranının yüzde 20, nadiren ziyaret edilme ya da hiç ziyaret edilmeme oranının ise yüzde 8,3 olduğu görüldü.
Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında çocuklarının yanında yaşamak isteyen yaşlı bireylerin oranı yüzde 40,2, evde bakım hizmeti almak isteyenlerin oranı yüzde 38,6, huzurevine gitmek isteyenlerin oranı ise yüzde 7,7 olarak gerçekleşti. Fikri olmayan yaşlı bireylerin oranının ise yüzde 12,9 olduğu görüldü.
Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında yaşlı bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında huzurevinde kalmayı istemelerinin en önemli nedeni yüzde 48,9 ile çocuklarına yük olmayı istememeleri oldu. İkinci en önemli neden yüzde 20,2 ile huzurevlerindeki imkanların daha rahat olması, üçüncü en önemli neden ise yüzde 11,2 ile çocuklarının kendileriyle birlikte yaşamayı istememeleri oldu.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı 2015 yılında yüzde 56,8 iken bu oran 2016 yılında yüzde 64,5’e yükseldi. Genel mutluluk düzeyi cinsiyet bazında incelendiğinde, 2016 yılında yaşlı erkeklerin yüzde 66,2’si, yaşlı kadınların ise yüzde 63,2’si mutlu olduğunu beyan etti.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, yaşlı bireylerin 2016 yılında en önemli mutluluk kaynağı yüzde 64,2 ile aileleri oldu. İkinci sırada gelen mutluluk kaynağı ise yüzde 18,1 ile çocukları oldu.
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki yaşlı bireylerin oranı 2012 yılı Nisan ayında yüzde 3,6 iken bu oran 2016 yılının aynı ayında yüzde 8,8’e yükseldi. İnternet kullanan yaşlı bireyler cinsiyet bazında incelendiğinde, erkeklerin kadınlardan daha fazla İnternet kullandığı görüldü.
İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2016 yılında yüzde 12,5 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 5,8 oldu.
Kaynak: İHA
Buna göre; yaşlı nüfus (65 ve daha yukarı yaş) 2012 yılında 5 milyon 682 bin 3 kişi iken son beş yılda yüzde 17,1 artarak 2016 yılında 6 milyon 651 bin 503 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2012 yılında yüzde 7,5 iken, 2016 yılında yüzde 8,3’e yükseldi. Yaşlı nüfusun yüzde 43,9’unu erkek nüfus, yüzde 56,1’ini kadın nüfus oluşturdu.
Yaşlı nüfusun 2012 yılında yüzde 60,3’ü 65-74 yaş grubunda, yüzde 32,5’i 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,1’i 85 ve daha yukarı yaş grubunda iken, 2016 yılında yüzde 61,5’i 65-74 yaş grubunda, yüzde 30,2’si 75-84 yaş grubunda ve yüzde 8,2’si 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldı.
Dünya nüfusunun 2016 yılında yüzde 8,7’sini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 31,3 ile Monako, yüzde 27,3 ile Japonya ve yüzde 21,8 ile Almanya oldu. Türkiye bu sıralamada 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı.
Hayat tabloları, 2015 yılı sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 78 yıl, erkekler için 75,3 yıl ve kadınlar için 80,7 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl oldu.
Ülkemizde 65 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ise ortalama 17,8 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 16,1 yıl, kadınlar için 19,4 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,3 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi.
Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2012 yılında yüzde 11,1 iken bu oran 2016 yılında yüzde 12,3’e yükseldi.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2016 yılında yüzde 18,1 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 16,5 ile Kastamonu ve yüzde 15,4 ile Çankırı izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 3,2 ile Şırnak oldu. Bu ili yüzde 3,3 ile Hakkari ve yüzde 3,6 ile Van izledi.
Yaşlı nüfusun yüzde 0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2016 yılında 5 bin 232 oldu. Türkiye’de 100 yaşın üzerinde en fazla yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 680 kişi ile İstanbul, 237 kişi ile Şanlıurfa ve 219 kişi ile Ankara iken en az yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 2 kişi ile Ardahan, 4 kişi ile Bilecik ve 7 kişi ile Bayburt oldu.
Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı, 2011 yılında yüzde 29,2 iken 2015 yılında yüzde 21,9’a düştü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, 2015 yılında yaşlı erkeklerin oranından 4 kat fazla olduğu görüldü.
Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı, 2015 yılında yüzde 32,6 iken yaşlı erkeklerin oranı ise yüzde 8,2 oldu.
Eğitim durumuna göre yaşlı nüfus incelendiğinde, 2011 yılında yaşlı nüfusun yüzde 39,4’ü ilkokul mezunu, yüzde 4,1’i ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, yüzde 4,5’i lise veya dengi okul mezunu, yüzde 4,1’i yükseköğretim mezunu iken 2015 yılında ilkokul mezunu olanların oranı yüzde 43’e, ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu olanların oranı yüzde 5,2’ye, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı yüzde 5,6’ya, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise yüzde 5,4’e yükseldi.
Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu gözlendi. Tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.
Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü.
Yaşlı erkek nüfusun 2016 yılında yüzde 1,1’inin hiç evlenmemiş, yüzde 83,3’ünün resmi nikahla evli, yüzde 2,9’unun boşanmış, yüzde 12,7’sinin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun yüzde 2,4’ünün hiç evlenmemiş, yüzde 44’ünün resmi nikahla evli, yüzde 3,3’ünün boşanmış, yüzde 50,4’ünün ise eşi ölmüş olduğu görüldü.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, 2016 yılı sonuçlarına göre, toplam hanehalklarının yüzde 5,4’ünü, toplam tek kişilik hanehalklarının ise yüzde 36’sını tek kişilik yaşlı hanehalkları oluşturdu. Toplam hanehalklarının yüzde 22,5’inde ise en az bir yaşlı fert bulundu. Yalnız yaşayan yaşlı nüfusun yüzde 23,3’ünü erkekler, yüzde 76,7’sini ise kadınlar oluşturdu.
Tek kişilik yaşlı hanehalklarının toplam hanehalkları içindeki oranının en yüksek olduğu il, 2016 yılında yüzde 11,1 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 10,7 ile Burdur, yüzde 10,4 ile Çankırı izledi. Tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en düşük olduğu il ise yüzde 1,2 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 1,8 ile Van, yüzde 1,9 ile Şırnak izledi.
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2011 yılında Türkiye geneli için yüzde 22,6 iken 2015 yılında yüzde 21,9 oldu. Bu oran, yaşlı nüfus için 2011 yılında yüzde 17 iken 2015 yılında yüzde 18,3’e yükseldi.
Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyet bazında incelendiğinde, yoksul yaşlı erkek nüfus oranı 2011 yılında yüzde 15,9 iken bu oran 2015 yılında yüzde 17,8’e yükseldi. Yoksul yaşlı kadın nüfus oranı ise 2011 yılında yüzde 17,9 iken bu oran 2015 yılında yüzde 18,6’ya yükseldi.
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, 15 ve daha yukarı yaşta işgücüne katılma oranı, 2015 yılında yüzde 51,3 iken yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı yüzde 11,9 olarak gerçekleşti. Yaşlı erkek nüfusta bu oran, yüzde 19,9 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 5,8 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının ise yüzde 2,4 olduğu görüldü.
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2015 yılında yaşlı nüfusun yüzde 72,8’inin tarım sektöründe, yüzde 20,4’ünün ise hizmet sektöründe yer aldığı görüldü.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kayıtlarına göre, 2022 Sayılı “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun” gereğince, muhtaç olduğu tespit edilen yaşlılara yapılan ödemelerden faydalanan yaşlıların sayısı 2016 yılında 620 bin 19 kişi olup toplam yaşlı nüfus içindeki oranı yüzde 9,3 oldu. Yaşlı başına yapılan yıllık ortalama yardım tutarı ise 2 bin 548 TL oldu.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, genel sağlık durumundan memnun olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı, 2012 yılında yüzde 43,1 iken 2016 yılında yüzde 45,3’e yükseldi. Genel sağlık durumundan memnun olduğunu beyan eden yaşlı erkeklerin oranı, 2016 yılında yüzde 53 iken yaşlı kadınlarda bu oran yüzde 39,4 oldu.
Ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2015 yılında ölen yaşlıların yüzde 46,3’ü dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 16,5 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 13 ile solunum sistemi hastalıkları takip etti.
Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en önemli farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görüldü.
İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı yaşlı kadınların oranının yaklaşık iki katı oldu. İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı, yüzde 21,5 iken yaşlı kadınlarda bu oranın yüzde 11,6 olduğu görüldü.
Ölüm nedeni istatistiklerine göre, Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı, 2011 yılında 6 bin 155 iken 2015 yılında 11 bin 997’ye yükseldi. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2011 yılında yüzde 2,9 iken bu oran 2015 yılında yüzde 4,3’e yükseldi. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı cinsiyet bazında incelendiğinde, her iki cinsiyette de artış olduğu görüldü.
Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı, 2011 yılında erkeklerde yüzde 2,4, kadınlarda yüzde 3,4 iken bu oranlar 2015 yılında erkeklerde yüzde 3,5’e, kadınlarda ise yüzde 5,2’ye yükseldi.
Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında çocukları ile aynı evde yaşamayan yaşlı bireylerin, çocukları tarafından her zaman veya sıklıkla ziyaret edilme oranının yüzde 71,7, bazen ziyaret edilme oranının yüzde 20, nadiren ziyaret edilme ya da hiç ziyaret edilmeme oranının ise yüzde 8,3 olduğu görüldü.
Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında çocuklarının yanında yaşamak isteyen yaşlı bireylerin oranı yüzde 40,2, evde bakım hizmeti almak isteyenlerin oranı yüzde 38,6, huzurevine gitmek isteyenlerin oranı ise yüzde 7,7 olarak gerçekleşti. Fikri olmayan yaşlı bireylerin oranının ise yüzde 12,9 olduğu görüldü.
Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında yaşlı bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında huzurevinde kalmayı istemelerinin en önemli nedeni yüzde 48,9 ile çocuklarına yük olmayı istememeleri oldu. İkinci en önemli neden yüzde 20,2 ile huzurevlerindeki imkanların daha rahat olması, üçüncü en önemli neden ise yüzde 11,2 ile çocuklarının kendileriyle birlikte yaşamayı istememeleri oldu.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı 2015 yılında yüzde 56,8 iken bu oran 2016 yılında yüzde 64,5’e yükseldi. Genel mutluluk düzeyi cinsiyet bazında incelendiğinde, 2016 yılında yaşlı erkeklerin yüzde 66,2’si, yaşlı kadınların ise yüzde 63,2’si mutlu olduğunu beyan etti.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, yaşlı bireylerin 2016 yılında en önemli mutluluk kaynağı yüzde 64,2 ile aileleri oldu. İkinci sırada gelen mutluluk kaynağı ise yüzde 18,1 ile çocukları oldu.
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki yaşlı bireylerin oranı 2012 yılı Nisan ayında yüzde 3,6 iken bu oran 2016 yılının aynı ayında yüzde 8,8’e yükseldi. İnternet kullanan yaşlı bireyler cinsiyet bazında incelendiğinde, erkeklerin kadınlardan daha fazla İnternet kullandığı görüldü.
İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2016 yılında yüzde 12,5 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 5,8 oldu.