'Türkiye Uluslararası Platformun Gururu'
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Vinals: 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin mültecilere sunduğu destek dünyaya örneklik oluşturuyor. Türkiye bu alanda uluslararası platformun gururu diyebilirim. Bunu her zaman söylüyorum' 'AB ve Türkiye arasında Mart 2016'da imzalanan anlaşmada, AB, 3 milyar avro hibe etmeyi kabul etti. Bu 3 milyar avroluk meblağ Türkiye'nin mültecilerle ilgili harcamalarına destek olacaktı. Bu meblağın bir milyarı da hali hazırda harcandı' '(TürkiyeAB arasındaki vize serbestisi anlaşması) 72 koşul var. İki tarafın karşılıklı mutabakata vardığı koşullar. 2013'te bunlar gündeme getirilmişti. Bu kriterlerin çoğu Türkiye tarafından karşılandı ancak hala karşılanmayan 7 koşul var. Vizelerin kaldırılması için hala karşılanması gereken 7 koşul var'
İltica ve Göç Araştırma Merkezi (İGAM) ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin ortaklığıyla yürütülen, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu tarafından finanse edilen "Mülteci Hakları İçin Medya ve Sivil Toplum İşbirliği Projesi" tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
Bir otelde gerçekleştirilen toplantıya İGAM Başkanı Metin Çorabatır, AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Vinals, AB Türkiye Delegasyonu'ndan Stefano Calabretta, Oxford Üniversitesi'nden akademisyen Alexander Betts, Anadolu Ajansı İstanbul Haberleri Editörü Hüseyin Altınalan, AA Görüntülü Haberler Editör Yardımcısı Nihat Koç, STK temsilcileri ve gazeteciler katıldı.
Programda konuşan AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals, medyanın halka doğru bir anlayışı yansıtmasının çok önemli olduğunu ifade ederek mültecilerin hakları konusunda medya ve sivil toplum kuruluşlarının yasal haklar ve doğru terminoloji konusunda eğitim almalarının önemine dikkat çekti.
Vinals, Türkiye'nin 3.3 milyon kişi ile dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin mültecilere sunduğu destek dünyaya örneklik oluşturuyor. Türkiye bu alanda uluslararası platformun gururu diyebilirim. Bunu her zaman söylüyorum." diye konuştu.
- "Sorumluluk paylaşımı olmalı"
Oxford Üniversitesi'nden Betts ise mülteci sorunları ile ilgili gerçekleştirdiği sunumda çeşitli ülkelerde mültecilerin yaşam koşulları ve bulundukları ülkelerin ekonomilerine katkılarını anlattı.
Betts, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyada en fazla mültecinin son yıllarda oluştuğunu belirterek 65 milyon insanın zulümden, çatışma bölgelerinden kaçarak mülteci konumuna düştüğünü dile getirdi.
Çatışma bölgesine yakın ülkelerin mülteci yükünü almasının doğru olmadığını ve sorun oluşturabildiğini ifade eden Betts, "Sorumluluk paylaşımı olmalı. 1950'lerden beri sorunun temeli bu. Diğer ülkelerde de yatırımların artırılması ve ev sahipliği yapan ülkelere yardım elini uzatmaları çok önemli. Uluslararası toplum ev sahipliği yapan ülkelere sadece para yardımında da bulunmamalı. Mültecilere çalışma haklarını sağlamalı ve uluslararası yasal anlaşmalara onlar da taraf olmalılar. Mültecilere çalışma hakkı veren ülkelere yatırımların da artırılması gerekiyor. Bu sayede yük eşit şekilde dağılabilir. Ama yine de çatışma bölgelerine en yakın ülkeler ilk darbeyi almaya devam edecek." ifadelerini kullandı.
- "Mülteciler hakkında yanlış beyanlar bütünleşme sürecine zarar veriyor"
İGAM Başkanı Çorabatır, projenin amacının mültecilerin Türk medyasında temsil edilme yöntemleri ile ilgili farkındalık yaratmak, yapıcı mesajları yayarak mülteciler hakkında eksik bilgilendirme ve yanlış sunumları azaltmak için Türk medyasıyla sivil toplum arasında daha güçlü bir ilişki kurmak olduğunu ifade etti.
Çorabatır, proje kapsamında 7 ili kapsayan eğitimler ve toplantılar gerçekleştirmeyi planladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Mültecilerin yanlış temsili ve haklarında yanlış ve eksik beyanda bulunulması, bütünleşme sürecine zarar veriyor. Daha iyi bilgilendirilmiş ve hassas medya mensupları iki toplumun entegrasyonunu da hızlandıracaktır. Bu projeyle medya mensuplarına haberlerinde nefret söyleminden kaçınmaya yardımcı olacak bilgilendirici medya kitapçıkları ve çevrimiçi medya servisi oluşturmayı amaçlıyoruz. 2019 Ocak ayına kadar proje kapsamındaki iller ise mülteci nüfusunun yoğun olduğu Ankara, İzmir, İstanbul, Gaziantep, Adana, İçel ve Hatay'dır."
- AB'nin 3 milyar avroluk yardım sözü
Toplantının soru-cevap kısmında Anadolu Ajansı İstanbul Haberleri Editörü Altınalan'ın, Avrupa Birliği'nin mültecilere yönelik Türkiye'ye yapmayı taahhüt ettiği yardımlarla ilgili sorusu üzerine, AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Vinals, "AB ve Türkiye arasında Mart 2016'da imzalanan anlaşmada, AB, 3 milyar avro hibe etmeyi kabul etti. Bu 3 milyar avroluk meblağ Türkiye'nin mültecilerle ilgili harcamalarına destek olacaktı. Bu meblağın bir milyarı da hali hazırda harcandı. Medya genellikle ödenen paraya odaklanıyor. Aslında paranın ödenmesi projeler tamamlandıktan sonra yapılıyor. Proje ne olursa olsun, klinik, okul vs. ne olursa olsun. Farklı farklı faaliyetler yapılıyor bu fonla. Faaliyetler tamamlandığında fonlar ödeniyor. O nedenle ilk başta ödeme yapılmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Dünya Gıda Programı ve AB'nin çeşitli kurumları,Türkiye'deki kamu kurumları, STK'lar arasında paranın harcanması için anlaşmalar imzalandığına dikkati çeken Vinals, "Zaten şu ana kadar bir milyar avroluk ödeme yapıldı. Tabi ki bu meblağ, Türkiye'nin kendi bütçesinden harcadığı paraya kıyasla mütevazı kalıyor. Türkiye'nin hem merkezi hem de belediye bütçelerinden harcadığı bundan çok daha fazla. Ama bu, AB'nin Türkiye'ye destek verme konusunda hazır olduğunu ve Türkiye'nin yanında olduğunu gösteriyor." diye konuştu.
- "Vizeler için karşılanması gereken 7 koşul var"
Vinals, Altınalan'ın Türkiye ile AB arasındaki geri kabul ve vize serbestisi anlaşması ile ilgili sorusuna da, "Bu da Türkiye-AB arasında imzalanan anlaşmanın koşuluydu. Ancak belli bazı koşulların karşılanması gerekiyor. 72 koşul var. İki tarafın karşılıklı mutabakata vardığı koşullar. 2013'te bunlar gündeme getirilmişti. Bu kriterlerin çoğu Türkiye tarafından karşılandı ancak hala karşılanmayan 7 koşul var. Vizelerin kaldırılması için hala karşılanması gereken 7 koşul var. Bu günlerde basında da gündeme geldi bu. Şu an yetkili kurumlar bu 7 koşulun gerçeklemesi için yol çalışması yapıyor. Biz de AB olarak bu yol haritasını görmek için sabırsızlanıyoruz. AB olarak Türkiye'deki yetkililerle yakından çalışmaya devam ediyoruz. Bu koşuların yerine getirilmesi için elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz." yanıtını verdi.