Hizmet-İş Sendikasının Kuruluş Yıl Dönümü

Hakİş Konfederasyonu ve Hizmetİş Sendikası Genel Başkanı Arslan: 'Taşeron işçiler, kadrolu işçi oldukları bir modeli bizden bekliyor. Bunu başaracak gücümüz de var. Hem hükümetin hem de bakanlıkların, bu konudaki taleplerimizin ne anlama geldiğini iyi anlamaları gerekiyor' 'Hükümetimizin başka bir yerde durmuş olması açıkçası bizi endişelendiriyor. Önümüzdeki dönemde taşeron işçilerin imzasının da olduğu bir dosyayı hükümetimize sunacağız'

Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron işçilerin kadrolu oldukları bir modeli beklediklerini belirterek, 'Bunu başaracak gücümüz de var. Hem hükümetin hem de bakanlıkların, bu konudaki taleplerimizin ne anlama geldiğini iyi anlamaları gerekiyor.' dedi.

Faaliyetlerine 24 Ocak 1979'da başlayan Hizmet-İş Sendikasının kuruluş yıl dönümü kutlama töreni ve Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, Antalya'nın Kundu Oteller Bölgesi'ndeki bir otelde yapıldı.

Arslan, burada yaptığı konuşmada, samimiyetle, ihlasla yola çıktıklarını ve kısa zamanda örgütlenerek toplu sözleşme barajını geçtiklerini söyledi.

Sendikanın 1984'ten itibaren hiçbir dönemde barajın altına düşmediğini anlatan Arslan, sendikanın en büyük farkındalığının, her türlü zorluğa karşı birlikte mücadele etmek, değerlere sahip çıkmak, toplumun bütününü kucaklayan anlayışla hareket etmek olduğunu dile getirdi.

Hizmet-İş'in 2003'te 17 bin olan üye sayısının, bugün itibarıyla 185 bine ulaştığına dikkati çeken Arslan, Hizmet-İş'in ülkenin en büyük sendikalarından biri olduğunu, bunun kendilerine büyük bir sorumluluk yüklediğini, daha çok güçlenmeleri gerektiğini belirtti.

Kuruluş yıl dönümündeki temanın 'kararlılık' olarak belirlendiğini ifade eden Arslan, sendikal mücadelenin gelecek nesillere taşınması, taşeron işçilerin kadroya alınması konusunda kararlı olduklarını vurguladı.

Hak-İş'in 2011 yılında 130 binlerde bulunan üye sayısının, bugün 500 binlere ulaştığına dikkati çeken Arslan, konfederasyonun daha da büyümesi için en az 2-3 milyon üyeye sahip olması gerektiğini bildirdi.

Arslan, 'Geldiğimiz noktayı geçmişle kıyasladığımızda büyük mesafe aldık. Ama olması gereken yerde miyiz? Elbette değiliz. Geldiğimiz noktayı küçümsemeden, yeni hedeflere doğru yelken açmamız gerekiyor. Bunun için aramızdaki dayanışmayı artıracağız.' dedi.

- Taşeron işçiler

Taşeron işçilik konusundaki sıkıntıları aşmak için birtakım çalışmalar başlatmak istediklerini belirten Arslan, şöyle devam etti:

'Taşeron işçi konusunda, başta Maliye Bakanı ve ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı olmak üzere önceki hükümetimizin bir kısım üyelerinin Hak-İş ile örtüşmeyen ısrarlı yaklaşımları bizi son derece üzmüştür ve tedirgin etmiştir. Bu tedirginlik hala da devam ediyor. Taşeron işçiler yıllarca sahipsiz kaldı. 2014 yılında Hizmet-İş olarak henüz yasalar bile yokken, taşeron işçilere sağlanan herhangi bir imkan yokken meydanlara indik. Binlerce işçiyi sendikalarımıza üye yaptık. Bu üyelikleri yaparken, toplu sözleşme, kıdem tazminatı, izin haklarının olduğunun altını çizdik. Çalışanlar bize güvendi, destek verdi. Şu anda Hak-İş'in 220 bin civarında taşeron işçi üyesi var. Bu arkadaşlarımıza bu istikamette hedef koyarken, hükümetimiz bizim hiç de hesabımızda olmayan bir düzenleme ortaya çıkardı. Bu da nedir? Özel sözleşmeli personel. Özel sözleşmeli personel uygulaması aslında çalışanların özellikle emek haklarının, toplu sözleşme haklarının, ikramiye haklarının elinden alınması için bir yöntem olarak Maliye Bakanlığının mucitliğini yaptığı bir sistem. Maalesef Türkiye'nin yaşadığı 15 Temmuz krizine rağmen hala bu anlayışın devam ettirilmesini anlamak mümkün değil.'

Arslan, 'Yeni hükümetten özel sözleşmeli personel uygulamasından vazgeçmesini, bu konuda açılım yapmasını beklerken, yeni hükümetin de bir önceki hükümetle aynı noktada olduğunu görüyoruz. Bu konuda çeşitli görüşmelerimiz oldu. Umarım yeni hükümet, önceki hükümetin ortaya koyduğu çözümlerden vazgeçer ve talep ettiğimiz noktada buluşuruz.' ifadelerini kullandı.

Hükümetin, taşeron işçi kadrolarını iptal edip, onları sözleşmeli personel haline getirmesi durumunda sendikaların ciddi şekilde tasfiye edileceğini savunan Arslan, 'O yüzden taşeron işçilerin işçi kadrolarında istihdam edilmesi talebimizin altının bir kez daha çizilmesi gerekmektedir. Bununla ilgili bir kampanya başlattık. Arkadaşlarımıza gönderdiğimiz dilekçelerin eksiksiz imzalanması gerekiyor. Sadece üyelerimize değil bütün taşeron işçilere bu dilekçelerin ulaştırılması gerekiyor. İnşallah hükümetimizin önüne en az 500 bin taşeron işçinin talebini ortaya koyarsak, bu konuda hükümet de bir olumlu adım atabilir. Ama mücadelemizin meydanlara taşınması gerekiyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Taşeron işçilik konusuna sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Arslan, 'Taşeron işçiler, kadrolu işçi oldukları bir modeli bizden bekliyor. Bunu başaracak gücümüz de var. Hem hükümetin hem de bakanlıkların, bu konudaki taleplerimizin ne anlama geldiğini iyi anlamaları gerekiyor. Hükümetimizin başka bir yerde durmuş olması açıkçası bizi endişelendiriyor. Bu konuda sizden destek ve katkı istiyoruz. Herkese bu imzaları attırın, önümüzdeki dönemde taşeron işçilerin imzasının da olduğu bir dosyayı hükümetimize sunacağız.' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hak-İş'in önerisine yakın görüşte olduğunu belirten Arslan, ancak hükümetin başka bir yerde durmasından endişe duyduklarını söyledi.

- Anayasa değişikliği

Arslan, 'anayasa değişikliğine neden ihtiyaç duyulduğu' sorusunun cevabını, 1982 Anayasası'nda aramak gerektiğini kaydetti.

Bu anayasanın, sorumlulukları son derece az, yetkileri fazla bir cumhurbaşkanı modeli ortaya koyduğunu ifade eden Arslan, bu nedenle Turgut Özal'dan Süleyman Demirel'e ve Ahmet Necdet Sezer'e kadar birçok cumhurbaşkanı ile başbakanlar arasında bazı krizler yaşandığını dile getirdi.

Türkiye'nin artık bu tür krizlerle yaşamaması gerektiğine işaret eden Arslan, Türkiye'nin ihtiyaçtan dolayı anayasa değişikliği yapmak zorunda olduğunu vurguladı.

MHP'nin bu konuda inisiyatif almasının da çok hayırlı olduğunu belirten Arslan, yönetim krizinin referandumla aşılmasını umut ettiğini bildirdi. Arslan, 'Gönül istiyor ki 1982 Anayasası'nı tamamen çöpe atalım yeni bir anayasa yapalım. Yönetim krizini çözecek düzenleme önemli bir adımdır bence ve milletimiz bu krizi çözecektir.' dedi.

Hizmet-İş Sendikası Kurucu ve Onursal Genel Başkanı Hüseyin Tanrıverdi de sendikanın, 1979'da Adıyaman'da 7 kişiyle zor şartlar altında kurulduğunu anlattı.

Milli ve manevi değerleri 'azık' yaptıklarını, yüzde 10 barajını aştıklarını, 12 Eylül ve 28 Şubat'ı yaşadıklarını ifade eden Tanrıverdi, her zaman demokrasiyi, insan haklarını tercih eden açılımlarıyla Hizmet-İş'in birçok sendikal örgüte örnek olduğunu kaydetti.

Kaynak: AA