BM Ve Avukatlar Mülteciler İçin Çalışacak
Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği ve Türkiye Barolar Birliği arasında, Türkiye'deki sığınmacı ve mültecilere hukuki yardım sağlanmasını ve ortak çalışmalar yürütülmesini öngören mutabakat zaptı imzalandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Komiserliği ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) arasında imzalanan mutabakat zaptı ile Türkiye'deki sığınmacı ve mültecilere hukuki yardım sağlanacak ve ortak çalışma yürütülecek.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Temsilci Yardımcısı Paolo Artini'nin katılımıyla birlik genel merkezinde mutabakat zaptı imza töreni düzenlendi.
Artini, dünyadaki mülteci sayısının 65,3 milyona yükseldiğini, bunun rekor olduğunu, Suriye krizinin bu rakamdaki payının ise 5 milyon dolayında olduğunu belirtti.
Ülkede 2,7 milyon yerinden edilmiş kişi bulunduğunu aktaran Artini, Türkiye'nin bu kişilere yönelik büyük bir dayanışma ve cömertlik örneği sergilediğini vurguladı.
BM Yüksek Komiserliğinin, yerinden edilmiş kişilere başka ülkelerde yer bulma konusunda çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Artini, 'Yerinden edilmiş kişiler ya da sığınmacılar için ilk akla gelen temel insan ihtiyaçları oluyor. Bunun yanı sıra, aynı zamanda yasal bilgilenme ve bilgilendirme hususları da önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Bu iş birliği çerçevesinde, avukatlara teknik destekler sunma, onları ve halkı bilinçlendirme çalışmaları yürütülecek.' diye konuştu.
- 'Mültecilerin dağılımında adalet sağlanmalı'
Feyzioğlu da 3,5 milyonun üzerindeki mülteciye kucak açan Türkiye için 20 Haziran Dünya Mülteci Günü'nün pek çok açıdan anlam taşıdığını ifade etti.
Sınırların hemen ötesinde insanlık dramı yaşandığını, bu dramdan kaçanların bir kısmının Avrupa'ya gitmek istediğini dile getiren Feyzioğlu, 'Ege ve Akdeniz'de boğulan insanlar, belki de Avrupa'nın gündemi olmaktan çıkıyor ama insanlık tarihine silinmeyecek kara lekeler olarak yazılıyor.' değerlendirmesini yaptı.
Sığınmacıların yaşamaya mahkum edildiği bu drama karşı dünyada en samimi uluslararası tepkiyi ve çabayı BM'nin gösterdiğini belirten Feyzioğlu, 'Avrupa Birliği'nin Birleşmiş Milletler'den öğreneceği insanlık namına çok şey olduğunu düşünüyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
Feyzioğlu, mutabakat zaptının amacını, 'Sığınmacıların hukuku konusunda ilgili kesimleri eğitme, ortak yayınlar yapma, yuvarlak masa toplantıları düzenleme ve toplumsal farkındalık yaratma' olarak özetledi.
'Geri kabul sürecinde sadece belli özelliklerdeki nitelikli kişilerin seçilip diğerlerinin Türkiye'de bırakılması yaklaşımını Türkiye olarak kabul etmemiz, bunu uluslararası hukuka uygun olarak nitelememiz mümkün olamaz.' diyen Feyzioğlu, yaşlanan nüfusun eğitimli kişilerle takviye edilmesi gibi insani değerlerle bağdaşmayacak bir yaklaşım yerine Birleşmiş Milletler'in insani yaklaşımının üstün gelmesi gerektiğini vurguladı.
Feyzioğlu, şöyle konuştu:
'İçinden doktorları, mühendisleri, hemşireleri tek tek ayıklanmış ve sadece bunlar Avrupa'ya kabul edilmiş ve geri kalanı eğitimsiz kişilerden oluşan sığınmacı topluluğunun Türkiye'ye entegrasyonu mümkün olamaz. Şu halde AB ile müzakereleri süren Geri Kabul Anlaşması'nda Birleşmiş Milletler'in belirlediği temel ilkelerin yol gösterici olmasını diliyoruz. Avrupa ve Türkiye arasında mültecilerin dağılımında adaletin sağlanmasının gerektiğine işaret ediyoruz. Avrupa ile Türkiye'nin bu yükü adil bir şekilde paylaşmasını diliyoruz.'
Konuşmaların ardından, Artini ile Feyzioğlu, Türkiye'deki sığınmacı ve mültecilere hukuki yardım sağlamak üzere iş birliğini öngören mutabakat zaptını imzaladı.
Kaynak: AA
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Temsilci Yardımcısı Paolo Artini'nin katılımıyla birlik genel merkezinde mutabakat zaptı imza töreni düzenlendi.
Artini, dünyadaki mülteci sayısının 65,3 milyona yükseldiğini, bunun rekor olduğunu, Suriye krizinin bu rakamdaki payının ise 5 milyon dolayında olduğunu belirtti.
Ülkede 2,7 milyon yerinden edilmiş kişi bulunduğunu aktaran Artini, Türkiye'nin bu kişilere yönelik büyük bir dayanışma ve cömertlik örneği sergilediğini vurguladı.
BM Yüksek Komiserliğinin, yerinden edilmiş kişilere başka ülkelerde yer bulma konusunda çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Artini, 'Yerinden edilmiş kişiler ya da sığınmacılar için ilk akla gelen temel insan ihtiyaçları oluyor. Bunun yanı sıra, aynı zamanda yasal bilgilenme ve bilgilendirme hususları da önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Bu iş birliği çerçevesinde, avukatlara teknik destekler sunma, onları ve halkı bilinçlendirme çalışmaları yürütülecek.' diye konuştu.
- 'Mültecilerin dağılımında adalet sağlanmalı'
Feyzioğlu da 3,5 milyonun üzerindeki mülteciye kucak açan Türkiye için 20 Haziran Dünya Mülteci Günü'nün pek çok açıdan anlam taşıdığını ifade etti.
Sınırların hemen ötesinde insanlık dramı yaşandığını, bu dramdan kaçanların bir kısmının Avrupa'ya gitmek istediğini dile getiren Feyzioğlu, 'Ege ve Akdeniz'de boğulan insanlar, belki de Avrupa'nın gündemi olmaktan çıkıyor ama insanlık tarihine silinmeyecek kara lekeler olarak yazılıyor.' değerlendirmesini yaptı.
Sığınmacıların yaşamaya mahkum edildiği bu drama karşı dünyada en samimi uluslararası tepkiyi ve çabayı BM'nin gösterdiğini belirten Feyzioğlu, 'Avrupa Birliği'nin Birleşmiş Milletler'den öğreneceği insanlık namına çok şey olduğunu düşünüyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
Feyzioğlu, mutabakat zaptının amacını, 'Sığınmacıların hukuku konusunda ilgili kesimleri eğitme, ortak yayınlar yapma, yuvarlak masa toplantıları düzenleme ve toplumsal farkındalık yaratma' olarak özetledi.
'Geri kabul sürecinde sadece belli özelliklerdeki nitelikli kişilerin seçilip diğerlerinin Türkiye'de bırakılması yaklaşımını Türkiye olarak kabul etmemiz, bunu uluslararası hukuka uygun olarak nitelememiz mümkün olamaz.' diyen Feyzioğlu, yaşlanan nüfusun eğitimli kişilerle takviye edilmesi gibi insani değerlerle bağdaşmayacak bir yaklaşım yerine Birleşmiş Milletler'in insani yaklaşımının üstün gelmesi gerektiğini vurguladı.
Feyzioğlu, şöyle konuştu:
'İçinden doktorları, mühendisleri, hemşireleri tek tek ayıklanmış ve sadece bunlar Avrupa'ya kabul edilmiş ve geri kalanı eğitimsiz kişilerden oluşan sığınmacı topluluğunun Türkiye'ye entegrasyonu mümkün olamaz. Şu halde AB ile müzakereleri süren Geri Kabul Anlaşması'nda Birleşmiş Milletler'in belirlediği temel ilkelerin yol gösterici olmasını diliyoruz. Avrupa ve Türkiye arasında mültecilerin dağılımında adaletin sağlanmasının gerektiğine işaret ediyoruz. Avrupa ile Türkiye'nin bu yükü adil bir şekilde paylaşmasını diliyoruz.'
Konuşmaların ardından, Artini ile Feyzioğlu, Türkiye'deki sığınmacı ve mültecilere hukuki yardım sağlamak üzere iş birliğini öngören mutabakat zaptını imzaladı.