Avustralya'nın Mülteci Politikası
Mülteci Eylem Koalisyonu Sydney Koordinatörü Rintoul: 'Avustralya'nın çok acımasız bir göç politikası var. Ülke yasalarında sığınmacılara ilişkin haklar bulunmuyor. Bütün hükümetler sığınmacılara Avustralya’ya göçü sınırlıyor’’
Mülteci Eylem Koalisyonu (RAC) Sydney Koordinatörü Ian Rintoul, Avustralya'nın çok acımasız bir göç politikası olduğunu söyledi.
Mülteci hakları konusunda çalışmalar yapan RAC Sydney'in koordinatörü ve sözcüsü Ian Rintoul, Avustralya hükümetinin ülke içinde ve dışında eleştirilere hedef olan mülteci politikaları hakkında açıklamalarda bulundu.
Rintoul, Avustralya'nın eski bir İngiltere kolonisi olduğunu hatırlatarak şimdi bunun mirasıyla karşı karşıya olduklarını vurguladı. İktidara gelen partilerin sığınmacılara karşı sert tavrı bir seçim avantajı olarak kullandıklarını ifade eden Rintoul, 'Avustralya yasalarında sığınmacılara ilişkin haklar bulunmuyor. Bütün hükümetler sığınmacılara Avustralya’ya göçü sınırlıyor.' dedi.
- 'Gözaltı merkezleri sanki insanları geri göndermek için tasarlanmış'
Manus ve Nauru adalarındaki gözaltı merkezlerindeki şartların çok kötü olduğunu ve kabul edilebilir standartlarda olmadığını belirten Rintoul, şöyle devam etti:
'Bu merkezler sanki bu insanlara yardım etmek yerine onların hayallerini yıkmak için tasarlanmış. Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin Manus Adası gözaltı merkezinin kanunsuz olduğuna hükmederek kapatılması talebinin ardından, merkezde kalanlar Avustralya’da 2 Temmuz’da yapılacak seçimlerin ardından ülkeye getirilecek. Buralar aslında mülteci kampları değil, aksine cezalandırma kampları, gemiyle gelen insanların cezalandırılması için ve en sonunda ülkelerine dönmelerini ikna etmek için tasarlanmış kamplar.'
Rintoul, Avrupa'daki sığınmacı kriziyle ilgili, bu ülkelere gemilerle ulaşan sığınmacıların halk tarafından olumlu karşılandığını, bunun da kendilerini memnun ettiğini söyledi. Ancak bir süre sonra hükümetlerin, Avustralya hükümetinin yaptığının aynısını yaptığına dikkati çeken Rintoul, 'Bu insanlarla başa çıkmak için duvarlar ördüler, sınır muhafızları kullandılar, teller ördüler, sınırları dışında kamplar açtılar. Biz bunları görmek istemiyoruz.' diye konuştu.
- 'Türkiye iyi bir örnek'
Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara kapıların açmasını 'iyi bir örnek' olarak değerlendiren Rintoul, 'Bazen insanlar Avustralya’nın bu sayıda insanı kabul edemeyeceğini söylüyor. Oysa 2016 yılının başında Türkiye 3 günde yaklaşık 300 bin kişiyi kabul etti. Bu sayı Avustralya’nın 1975 yılından bu yana kabul ettiği mülteci sayısından daha fazla. Ve Türkiye bu işin altından kalkabiliyor.' dedi.
Rintoul, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında daha az gelişmiş ülkelerin çok daha fazla sayıda sığınmacı kabul ettiğini belirterek zengin ülkelerin, Ortadoğu'da yaşananlarda suçu olsa da buradan gelen sığınmacılar için hiç sorumluluk almak istemediğini anlattı.
Avustralya’nın sığınmacılar konusunda üzerine düşeni yapmadığını söyleyen Rintoul, şunları kaydetti:
'Bizim insani yardımı artıran değil, kesen bir hükümetimiz var. Yani genel bir karşılaştırma yaptığımızda Avustralya'nın payına düşeni yapmadığı görülür. Hükümet, Avustralya’nın mülteci ana yerleşim ülkelerinden biri olduğunu söylüyor. Bu noktada kriterimiz sadece Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ise doğru, Avustralya o ülkelerden biri. Ama dünyada gerçekten mültecileri kabul eden ülkelere bakarsak, Avustralya mülteci kabul eden ülkeler sırasında 67. sırada. Bu da gösteriyor ki Avustralya daha fazla insan alabilir ve almalı da.’’
Her yıl 13 bin 750 mülteci kabul eden Avustralya, bu sayıya ek olarak Suriye’den 12 bin mülteci daha alacağını duyurmuştu. Ancak bunu yeterli bulmayan mülteci hakları savunucuları, ülkeye teknelerle ulaşmayı başaranların tutulduğu gözaltı merkezlerinin kapatılması ve burada kalanların ülkeye kabul edilmesini istiyor.
Kaynak: AA
Mülteci hakları konusunda çalışmalar yapan RAC Sydney'in koordinatörü ve sözcüsü Ian Rintoul, Avustralya hükümetinin ülke içinde ve dışında eleştirilere hedef olan mülteci politikaları hakkında açıklamalarda bulundu.
Rintoul, Avustralya'nın eski bir İngiltere kolonisi olduğunu hatırlatarak şimdi bunun mirasıyla karşı karşıya olduklarını vurguladı. İktidara gelen partilerin sığınmacılara karşı sert tavrı bir seçim avantajı olarak kullandıklarını ifade eden Rintoul, 'Avustralya yasalarında sığınmacılara ilişkin haklar bulunmuyor. Bütün hükümetler sığınmacılara Avustralya’ya göçü sınırlıyor.' dedi.
- 'Gözaltı merkezleri sanki insanları geri göndermek için tasarlanmış'
Manus ve Nauru adalarındaki gözaltı merkezlerindeki şartların çok kötü olduğunu ve kabul edilebilir standartlarda olmadığını belirten Rintoul, şöyle devam etti:
'Bu merkezler sanki bu insanlara yardım etmek yerine onların hayallerini yıkmak için tasarlanmış. Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin Manus Adası gözaltı merkezinin kanunsuz olduğuna hükmederek kapatılması talebinin ardından, merkezde kalanlar Avustralya’da 2 Temmuz’da yapılacak seçimlerin ardından ülkeye getirilecek. Buralar aslında mülteci kampları değil, aksine cezalandırma kampları, gemiyle gelen insanların cezalandırılması için ve en sonunda ülkelerine dönmelerini ikna etmek için tasarlanmış kamplar.'
Rintoul, Avrupa'daki sığınmacı kriziyle ilgili, bu ülkelere gemilerle ulaşan sığınmacıların halk tarafından olumlu karşılandığını, bunun da kendilerini memnun ettiğini söyledi. Ancak bir süre sonra hükümetlerin, Avustralya hükümetinin yaptığının aynısını yaptığına dikkati çeken Rintoul, 'Bu insanlarla başa çıkmak için duvarlar ördüler, sınır muhafızları kullandılar, teller ördüler, sınırları dışında kamplar açtılar. Biz bunları görmek istemiyoruz.' diye konuştu.
- 'Türkiye iyi bir örnek'
Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara kapıların açmasını 'iyi bir örnek' olarak değerlendiren Rintoul, 'Bazen insanlar Avustralya’nın bu sayıda insanı kabul edemeyeceğini söylüyor. Oysa 2016 yılının başında Türkiye 3 günde yaklaşık 300 bin kişiyi kabul etti. Bu sayı Avustralya’nın 1975 yılından bu yana kabul ettiği mülteci sayısından daha fazla. Ve Türkiye bu işin altından kalkabiliyor.' dedi.
Rintoul, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında daha az gelişmiş ülkelerin çok daha fazla sayıda sığınmacı kabul ettiğini belirterek zengin ülkelerin, Ortadoğu'da yaşananlarda suçu olsa da buradan gelen sığınmacılar için hiç sorumluluk almak istemediğini anlattı.
Avustralya’nın sığınmacılar konusunda üzerine düşeni yapmadığını söyleyen Rintoul, şunları kaydetti:
'Bizim insani yardımı artıran değil, kesen bir hükümetimiz var. Yani genel bir karşılaştırma yaptığımızda Avustralya'nın payına düşeni yapmadığı görülür. Hükümet, Avustralya’nın mülteci ana yerleşim ülkelerinden biri olduğunu söylüyor. Bu noktada kriterimiz sadece Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ise doğru, Avustralya o ülkelerden biri. Ama dünyada gerçekten mültecileri kabul eden ülkelere bakarsak, Avustralya mülteci kabul eden ülkeler sırasında 67. sırada. Bu da gösteriyor ki Avustralya daha fazla insan alabilir ve almalı da.’’
Her yıl 13 bin 750 mülteci kabul eden Avustralya, bu sayıya ek olarak Suriye’den 12 bin mülteci daha alacağını duyurmuştu. Ancak bunu yeterli bulmayan mülteci hakları savunucuları, ülkeye teknelerle ulaşmayı başaranların tutulduğu gözaltı merkezlerinin kapatılması ve burada kalanların ülkeye kabul edilmesini istiyor.