Ataol Behramoğlu Tam 64 Yıl Sonra...
Kırşehir’de bu yıl 29.’su düzenlenen Ahilik kutlamalarına katılan yazar-şair Ataol Behramoğlu, 64 yıl sonra ilkokul arkadaşı İsmet Karagüllü ile buluşmanın mutluluğunu yaşadı.
Kırşehir’de 29.’su düzenlenen Ahilik kutlamalarına katılan yazar ve şair Ataol Behramoğlu, Cacabey Meydanı’nda kurulan stantta kitaplarını tanıttıktan sonra söyleşiye katıldı.
Kendisini Anadolu diyarına getiren birçok nedenin olduğunu, en önemli nedenin ise Ahi Evran’ı Veli olduğunu belirten Behramoğlu, mütevazi olmayan kişilerin şair olamayacağını söyledi.
Behramoğlu, “Hepinizi sevgi ile karşılıyorum. Türkiye’de bir şairin mütevazi olmaktan başka çaresi yoktur. Türkiye büyük şairler ülkesi, Yunus Emre, Mevlana, Karacaoğlan, Pir Sultan, Dadaloğlu, 20. yüzyılda Nazım Hikmet, Yahya Kemal, Orhan Veli gibi büyük şairlerin ülkesidir. Bu ülkede mütevazi olmayan kişi şair olamaz” dedi.
Türkiye’nin birçok iline gittiğini ifade eden Behramoğlu, Kırşehir’e yolunun Ahilik kutlamalarında düşmesine sevindiğini anlatırken, kendisinin Azeri kökenli olduğunu söyledi.
Behramoğlu, “Ahi Evran’ın da Azeri kökenli olması beni sevindirdi. Külliyesine giderek kitabe altına çiçekler bıraktım. 32 meslek içerisinde Ahi Evran’ın da pir olduğunu tespit ettim. Düşünceler arasında bağlantı kurmak ve düşündüklerini anlatabilmek çok önemli bir eylemdir” diye konuştu.
“KÜLTÜR BİRİKİMİNİN OLDUĞU TÜRKİYE DÜŞÜNCE HAPİSHANESİNE SOKULMAZ”
Türkiye’nin düşünce kültürü açısından çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Behramoğlu şöyle konuştu:
“Türkiye’yi düşünce hapishanesine sokamazsınız. Muazzam bir kültür birikimi var. Özgürlük, vicdan, ahlak muhasebesinin yapıldığı topraklardır Anadolu. Bozkır duygusu benim şiirlerimde önemli bir yer tutar. Denizin yeri ayrı ama bozkırdaki sonsuzluk daha farklı ve anlamlıdır. Orta Asya’daki çığlıktır bozkır. Orta Anadolu’nun kendisine özgü çok farklı da bir mizası söz konusudur. Şiir, hayatın neresinde sorusunda cevap ararken bizler hayatımızın neresindeyiz sorusunu kendimize sormalıyız. Biz hayatımızın farkında mıyız? Hayatın bilgi ile farkında olabiliriz, ama bilmek tek başına yeterli değildir. Bir hikaye ve romanın öyküsü kavramlarla farklı anlatılabilir. Fakat şiir anlatılamaz. Şiir kavramların da ötesinde bir şey anlatır. Bilinç altımızı, sezgilerimizi, hatta kavramları aşan derinlikler vardır.”
64 YILLIK ARKADAŞI İLE KIRŞEHİR’DE KARŞILAŞTI
29. Ahilik kutlamalarında 64 yıl önce Çankırı’da ilkokulda beraber okuduğu arkadaşı İsmet Karagüllü ile karşılaşan Behramoğlu, “Uzun zaman önce ikimiz de Çankırılı olmamamıza rağmen yollarımızın kesiştiği İsmet Hanım ile yıllar sonra Ahiler diyarında karşılaştık. Bu benimde çok hoşuma gitti. İsmet Hanım bana ilkokuldan çekilmiş bir de fotoğraf hediye etti” diye konuştu.
Behramoğlu, gerçekleştirdiği söyleşinin ardından açılan stantta kitaplarını okurlarına imzaladı.
Kaynak: İHA
Kendisini Anadolu diyarına getiren birçok nedenin olduğunu, en önemli nedenin ise Ahi Evran’ı Veli olduğunu belirten Behramoğlu, mütevazi olmayan kişilerin şair olamayacağını söyledi.
Behramoğlu, “Hepinizi sevgi ile karşılıyorum. Türkiye’de bir şairin mütevazi olmaktan başka çaresi yoktur. Türkiye büyük şairler ülkesi, Yunus Emre, Mevlana, Karacaoğlan, Pir Sultan, Dadaloğlu, 20. yüzyılda Nazım Hikmet, Yahya Kemal, Orhan Veli gibi büyük şairlerin ülkesidir. Bu ülkede mütevazi olmayan kişi şair olamaz” dedi.
Türkiye’nin birçok iline gittiğini ifade eden Behramoğlu, Kırşehir’e yolunun Ahilik kutlamalarında düşmesine sevindiğini anlatırken, kendisinin Azeri kökenli olduğunu söyledi.
Behramoğlu, “Ahi Evran’ın da Azeri kökenli olması beni sevindirdi. Külliyesine giderek kitabe altına çiçekler bıraktım. 32 meslek içerisinde Ahi Evran’ın da pir olduğunu tespit ettim. Düşünceler arasında bağlantı kurmak ve düşündüklerini anlatabilmek çok önemli bir eylemdir” diye konuştu.
“KÜLTÜR BİRİKİMİNİN OLDUĞU TÜRKİYE DÜŞÜNCE HAPİSHANESİNE SOKULMAZ”
Türkiye’nin düşünce kültürü açısından çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Behramoğlu şöyle konuştu:
“Türkiye’yi düşünce hapishanesine sokamazsınız. Muazzam bir kültür birikimi var. Özgürlük, vicdan, ahlak muhasebesinin yapıldığı topraklardır Anadolu. Bozkır duygusu benim şiirlerimde önemli bir yer tutar. Denizin yeri ayrı ama bozkırdaki sonsuzluk daha farklı ve anlamlıdır. Orta Asya’daki çığlıktır bozkır. Orta Anadolu’nun kendisine özgü çok farklı da bir mizası söz konusudur. Şiir, hayatın neresinde sorusunda cevap ararken bizler hayatımızın neresindeyiz sorusunu kendimize sormalıyız. Biz hayatımızın farkında mıyız? Hayatın bilgi ile farkında olabiliriz, ama bilmek tek başına yeterli değildir. Bir hikaye ve romanın öyküsü kavramlarla farklı anlatılabilir. Fakat şiir anlatılamaz. Şiir kavramların da ötesinde bir şey anlatır. Bilinç altımızı, sezgilerimizi, hatta kavramları aşan derinlikler vardır.”
64 YILLIK ARKADAŞI İLE KIRŞEHİR’DE KARŞILAŞTI
29. Ahilik kutlamalarında 64 yıl önce Çankırı’da ilkokulda beraber okuduğu arkadaşı İsmet Karagüllü ile karşılaşan Behramoğlu, “Uzun zaman önce ikimiz de Çankırılı olmamamıza rağmen yollarımızın kesiştiği İsmet Hanım ile yıllar sonra Ahiler diyarında karşılaştık. Bu benimde çok hoşuma gitti. İsmet Hanım bana ilkokuldan çekilmiş bir de fotoğraf hediye etti” diye konuştu.
Behramoğlu, gerçekleştirdiği söyleşinin ardından açılan stantta kitaplarını okurlarına imzaladı.