Maratonda Koşacaklara Tavsiyeler
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi bu yıl 38. kez düzenlenen Avrasya Maratonu’nda Öğretim Üyeleri ve öğrencileriyle koşacak. Kemerburgaz Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden Uzman Cem Kaya ile İKBU Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Medicalpark Başhekim Yardımcısı Yrd. Doç. Engin Türkmen maratonda koşacaklara tavsiyelerde bulundu.
13 Kasım Pazar günü düzenlenecek 38’inci Vodafone Avrasya Maratonu’na 35 kişiyle katılacak olan Kemerburgaz Üniversitesi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde Asya’dan Avrupa’ya koşacak.
“Dışarı çıkın ve kişisel devriminizi yapın”
“Koşu sporu bugün birçokları için hayatla o güzel mücadelede en diri durmanın yollarından biri” diyen Eczacılık Fakültesi’nden Uzman Cem Kaya, “ Yıllardır farklı dallarda spor yapıyorum. Bu sporun mücadele ruhunu tam anlamıyla komando okulunda aldığım muazzam eğitimde hissettim ve artık bu sporu ve iyilik peşinde koşan ultramaraton camiasını bırakamadım. Maraton sadece ve sadece kendinizle yarıştığınız, düşüp kalktığınız, bazen süründüğünüz, bazen altı saat çalışan tek dizinizle koştuğunuz ama en nihayetinde etrafınızdaki ve kafanızda yerleşmiş seslere rağmen bitişe vardığınız bir törendir. Bir projeyi bitirmek, bir ilacı keşfetmek ya da sadece sabah işimize ulaşabilmek, hepsi bir maratondur. Her öğrencime ilk dersinde söylediğim gibi; Başkalarını eleştirmeyi bir kenara bırakın. Tek derdiniz kendinizle ve üretmekle ilgili olsun! Evin içinden dışarısı hep soğuk görünür. Dışarı çıkın ve kişisel devriminizi yapın” diye konuştu.
Maratonda koşmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Maratonun en uzun yol koşusu olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Engin Türkmen, “Dayanıklılık ve direnim gerektiren bir spordur. Bu koşuda ortalama 3000- 4000 kilo kalori enerji harcanır. Bu yaklaşık 10-15 saat balta ile odun kırma işlemi ile harcanan enerjiye eşittir. Maraton öncesinde aylar boyunca süren uzun ve zorlu antrenmanlarla hazırlık yapılması gerekir. Hem fiziksel hem de mental dayanıklılık gerektirir. Yarış öncesi imkân varsa parkuru tanımak iniş ve çıkışları öğrenmek gerekir. Ayak tırnakları yarıştan birkaç gün önce çok kısa olmayacak şekilde kesilmeli ve uçları düzeltilmelidir. Yarış sırasında giyilecek spor kıyafetleri rahat olmalıdır. Pamuklu tişörtler aşırı ter ile ağırlaşabilir. Mümkünse hava alan delikli teknik koşu kıyafetleri giyilmelidir. Koşu için seçilen ayakkabılar rahat olmalı bağcıkları kolay açılmamalı ve mümkünse uzman bir marka tercih edilmelidir” dedi.
Yarış önce ve sonrası sıvı alımına dikkat
“Yarıştan bir süre önce sık sık sıvı alımına başlamalıdır” diyen Türkmen sözlerine şöyle devam etti:
“Yarış öncesi son 3-4 saatte 2 bardak su, yarıştan 2 saat önce 1,5 bardak su, yarıştan yarım saat önce 1 bardak su, yarıştan 15 dk önce yarım bardak su içilmelidir. Yarış sonrası her kaybedilen kilo başına 2 bardak su içilmelidir. Yarıştan sonraki gün 36 saat süresince sık sık sıvı almaya devam edilmeli, en az 2 şişe maden su içilmelidir. Yarıştan önce vücudumuzun sürtünmeden zarar görmemesi için vazelin gibi jeli koltukaltı, baldır içlerine sürebiliriz. Yarıştan birkaç saat önce hafif bir kahvaltı yapılmalı karbonhidrattan zengin olmalı (tost, simit), potasyum zengini muz alınmalıdır. Bir yumurta ve omlet, iki dilim peynir, iki dilim hindi füme, bal, 10-12 tane badem, 2 şekersiz çay içilebilir. Süt laktoz intolaransı, karın şişliği, gaz ve ishal yapabileceğinden önerilmemelidir. Koşuya başlamadan önce sırt numaralarınızı topuklu iğne ya da metal aparatlarla tutturmayın, rahatsızlık yaratabilir. Maraton öncesi zihnimizde yarışa hazırlamalı ve onun için bir köşeye geçip mental hazırlık yapılmalıdır.”
“Yarış sırasında sık ve düzenli hava alınmalı”
“Koşudan 15 dakika önce kaslarımızı esnetmeye başlamalı özellikle arka adalelerimizin güçlenmesi için hareketler yapmalıyız” diyen Türkmen, “Yerinde koşu ile vücudumuzu hafiften ısıtmaya başlamalıyız. Yarış sırasında sık ve düzenli hava almalı belirli aralıklarla sıvı almalı mümkünse enerji jeli veya evde hazırlayacağımız ballı pekmezli suyu koşu sırasında elimizde zaman zaman tüketmeliyiz. Daha önce spor yapmayan birinin maratona katılması ve 42 km’lik mesafeyi inatla bitirmeye çalışması doğru değildir. Organizasyona katılım olabilir. Yürüyüş şeklinde başlaması, hafif tempolu koşudan sonra yorulduğunda durup dinlenmesi ve 1-2 km sonrası bırakması daha uygun olacaktır. Amaç burada sporu her yaştan bireylere sevdirmek olmalı en azından 1-2 km‘lik köprüyü yaya olarak geçmenin verdiği mutluluğu ve sevinci paylaşmak olmalıdır” açıklamalarında bulundu.
Kaynak: İHA
“Dışarı çıkın ve kişisel devriminizi yapın”
“Koşu sporu bugün birçokları için hayatla o güzel mücadelede en diri durmanın yollarından biri” diyen Eczacılık Fakültesi’nden Uzman Cem Kaya, “ Yıllardır farklı dallarda spor yapıyorum. Bu sporun mücadele ruhunu tam anlamıyla komando okulunda aldığım muazzam eğitimde hissettim ve artık bu sporu ve iyilik peşinde koşan ultramaraton camiasını bırakamadım. Maraton sadece ve sadece kendinizle yarıştığınız, düşüp kalktığınız, bazen süründüğünüz, bazen altı saat çalışan tek dizinizle koştuğunuz ama en nihayetinde etrafınızdaki ve kafanızda yerleşmiş seslere rağmen bitişe vardığınız bir törendir. Bir projeyi bitirmek, bir ilacı keşfetmek ya da sadece sabah işimize ulaşabilmek, hepsi bir maratondur. Her öğrencime ilk dersinde söylediğim gibi; Başkalarını eleştirmeyi bir kenara bırakın. Tek derdiniz kendinizle ve üretmekle ilgili olsun! Evin içinden dışarısı hep soğuk görünür. Dışarı çıkın ve kişisel devriminizi yapın” diye konuştu.
Maratonda koşmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Maratonun en uzun yol koşusu olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Engin Türkmen, “Dayanıklılık ve direnim gerektiren bir spordur. Bu koşuda ortalama 3000- 4000 kilo kalori enerji harcanır. Bu yaklaşık 10-15 saat balta ile odun kırma işlemi ile harcanan enerjiye eşittir. Maraton öncesinde aylar boyunca süren uzun ve zorlu antrenmanlarla hazırlık yapılması gerekir. Hem fiziksel hem de mental dayanıklılık gerektirir. Yarış öncesi imkân varsa parkuru tanımak iniş ve çıkışları öğrenmek gerekir. Ayak tırnakları yarıştan birkaç gün önce çok kısa olmayacak şekilde kesilmeli ve uçları düzeltilmelidir. Yarış sırasında giyilecek spor kıyafetleri rahat olmalıdır. Pamuklu tişörtler aşırı ter ile ağırlaşabilir. Mümkünse hava alan delikli teknik koşu kıyafetleri giyilmelidir. Koşu için seçilen ayakkabılar rahat olmalı bağcıkları kolay açılmamalı ve mümkünse uzman bir marka tercih edilmelidir” dedi.
Yarış önce ve sonrası sıvı alımına dikkat
“Yarıştan bir süre önce sık sık sıvı alımına başlamalıdır” diyen Türkmen sözlerine şöyle devam etti:
“Yarış öncesi son 3-4 saatte 2 bardak su, yarıştan 2 saat önce 1,5 bardak su, yarıştan yarım saat önce 1 bardak su, yarıştan 15 dk önce yarım bardak su içilmelidir. Yarış sonrası her kaybedilen kilo başına 2 bardak su içilmelidir. Yarıştan sonraki gün 36 saat süresince sık sık sıvı almaya devam edilmeli, en az 2 şişe maden su içilmelidir. Yarıştan önce vücudumuzun sürtünmeden zarar görmemesi için vazelin gibi jeli koltukaltı, baldır içlerine sürebiliriz. Yarıştan birkaç saat önce hafif bir kahvaltı yapılmalı karbonhidrattan zengin olmalı (tost, simit), potasyum zengini muz alınmalıdır. Bir yumurta ve omlet, iki dilim peynir, iki dilim hindi füme, bal, 10-12 tane badem, 2 şekersiz çay içilebilir. Süt laktoz intolaransı, karın şişliği, gaz ve ishal yapabileceğinden önerilmemelidir. Koşuya başlamadan önce sırt numaralarınızı topuklu iğne ya da metal aparatlarla tutturmayın, rahatsızlık yaratabilir. Maraton öncesi zihnimizde yarışa hazırlamalı ve onun için bir köşeye geçip mental hazırlık yapılmalıdır.”
“Yarış sırasında sık ve düzenli hava alınmalı”
“Koşudan 15 dakika önce kaslarımızı esnetmeye başlamalı özellikle arka adalelerimizin güçlenmesi için hareketler yapmalıyız” diyen Türkmen, “Yerinde koşu ile vücudumuzu hafiften ısıtmaya başlamalıyız. Yarış sırasında sık ve düzenli hava almalı belirli aralıklarla sıvı almalı mümkünse enerji jeli veya evde hazırlayacağımız ballı pekmezli suyu koşu sırasında elimizde zaman zaman tüketmeliyiz. Daha önce spor yapmayan birinin maratona katılması ve 42 km’lik mesafeyi inatla bitirmeye çalışması doğru değildir. Organizasyona katılım olabilir. Yürüyüş şeklinde başlaması, hafif tempolu koşudan sonra yorulduğunda durup dinlenmesi ve 1-2 km sonrası bırakması daha uygun olacaktır. Amaç burada sporu her yaştan bireylere sevdirmek olmalı en azından 1-2 km‘lik köprüyü yaya olarak geçmenin verdiği mutluluğu ve sevinci paylaşmak olmalıdır” açıklamalarında bulundu.