Mutlu Olmanın Yolu Bal Ürünlerinden Geçiyor

Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği öncülüğünde düzenlenen ’Apiterapi" konferansına konuk olarak katılan Romanyalı Apidiyetisyen Alina Varadi, arı ürünleri tüketiminin insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Mutlu Olmanın Yolu Bal Ürünlerinden Geçiyor
Dünya sağlık alanında arı ürünlerini kullanarak büyük gelişmeler sağlayan Romanyalı Apidiyetisyen Alina Varadi, insanların arı ürünlerinin önemini anlamalarını ve tüketmeleri konusunda tavsiyelerde bulunarak yaptığı araştırmalar sonucunda altın değerinde bilgiler elde ettiğini söyledi.

Apidiyetisyen Varadi, herkesin vücudu için gerekli olan besin değerlerinin aslında arı ürünlerinde bulunduğuna vurgu yaparak,”Herkesin vücudu için gerekli olan besin değerleri aslında arı ürünlerinde bulunmaktadır. Bu nedenle arı ürünleri en etkili tedavi yöntemidir. Arı ürünleri üzerine 6 yıl önce başlattığım araştırma sonucunda inanılmaz değerler elde ettim. Ürünlerin içeresinde bulunulan besinleri kullanarak bu defa ne amaçlı kullanılabileceği konusunda araştırmalar yaptım. Araştırmaları sadece bir ülkede değil bir çok ülkede ortam yapısına göre incelemede bulundum. Çoğu arıcının ürettiği arı ürünleri tüketmediğini gördüm. Şayet tüketim olursa ne kadar faydalı olduğunu kendileri de görecektir” dedi.

"Tıpta arı ürünler kullanımı tümör ve kanser hastalarına iyi gelebilir"

Arı ürünlerinin tıp da kullanımı ile birlikte kanser ve tümör’ün yok edilebileceği konusuna değinen Apidiyetisyen Varadi,”Dünyayı gezerek insanların ne kadar polen tüketimi yaptıkları ne kadar tüketim yapılması gerektiği konusunda uzun süren araştırmalarda bulundum. Elde ettiğim değerler sonrasında yeni bir besin piramidi ortaya çıkardım. Benim yaptığım besin piramidin en önemli besin noktasını bal ürünleri yer alıyor. Sonuç olarak insanların daha sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için bir denge kurdum. En önemlisi ise yaptığım araştırmalar sonucunda bu dengenin sağlanması ve arı ürünlerinin tüketimi sağlanırsa kanser ve tümör gibi hastalıkların ilerlemesi yavaşlatılabilir hatta yok edilebilir. Farkı ülkelerin besin piramidini incelediğimde yanlış tüketimler gördüm. Yanlış tüketimlerin en büyük sonucu olarak obeziteyi görmek mümkündür. Araştırmalarımda tüketimi yapılırken örneğin et tüketilirken süt ve benzeri ürün tüketilmemesi gerektiğini gördüm. Sonuç olarak tüketim yapılırsa çeşitli rahatsızlıklar meydana gediğini gördük. Sağlıklı bir tüketim olması için dengeli bir beslenme sağlanmalıdır. Konu üzerine hastalarda yapılan pozitif bir yaklaşımla olumlu sonuçlar elde ettik. Bir örnek daha vermek gerekirse gün içesinde az miktarlarda sa olsa arı ekmeği, polen ve arı sütü tüketimi yaptığında mutlu olduğunu ve çevresindeki insanlarla iletişim haline geçtiğini gözlemleyebiliriz. Bu nedenle tüketim yapılmasını tavsiye diyoruz. Önemli noktalardan biriside bol su tüketimini eksik etmemenizdir. Aç hissediyorsanız dahi su için insan vücudu çok yemeğe değil yememeye ihtiyaç duyar. Tabi ki insan vücudu kişiden kişiye farklık gösterir. Bu nedenle herkes yapısına göre dengeli bir beslenme sağlanmalıdır” diye konuştu.

"Şeker yerine bal tüketin"

Şeker yerine bal tüketilmesi konusunda da tavsiyeler veren Apidiyetisyen Varadi, ”Türkiye’de gözlemlediğim bir nokta ise bol şeker tüketimidir. Bal üretiminin yok olarak üretildiği bir ülkede neden bu kadar şeker tüketildiğini anlamış değilim. Şekerin aşırı tüketimi insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Şeker yerine bal tüketilmesini sağlamamız lazımdır. Bunun sonucunda hem bal tüketimini arttırmış hemde sağlıklı bir ürün tükettiş oluruz. Sıcak suyun bak üzerinde zehir etkisi yarattığını söyleyebilirsiniz ve bu konuda haklısınız da ama çay uzun süreli bir tüketim olmadığı için zehirsel bir etki sağlamaktadır. Hatta diyorum ki bütün tatlılarınıza balla yapmanızı tavsiye ediyoruz. Balın mükemmel bir ürün olduğunu artık anlamalıyız. Bal şeker rahatsızlığını ortaya çıkarmadığı gibi şeker hastalarına bir zararı yoktur. Arı ve arın ürünleri son zamanlarda önemi fark edilmekte ve tıbbi anlamda yok alınmaya başlanmıştır. Vücudun ihtiyacı olan her şey polenlerin içerisinde bulunmaktadır. Özellikle potasyum oranı diğer çok yüksektir ve vücudun temizlenmesinde büyük rol üstlenir. Kanıtlanmış verilere göre dünya üzerinde sağlıklı ve uzun yaşayan insanların arıcılıkla uğraştığını göreceksiniz. Arı ürünleri hayatımızda yer edinmelidir” şeklinde konuştu.

Arıcılığın ve arı ürünlerinin tüketimi değinen Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu ise,”Elimizdeki değerlere sahip çıkmalıyız. Arıcıkla ilgilenen araştırma yapan Türkiye’nin ilk hocasıyım. Geçmişte arıcılık üzerine kimse el atmamış ve ben bu konuda ilklere adım attım. Bizler bilimde ne kadar ileri olsakda projelerimiz olmadan ileri gidemiyoruz. Yüzyıllar önce bal ürünlerini tıp alanında kullanmışız. Ama geçmişimize sahip çıkmadığımız için unutulup gitmiş görünüyor. Tıp alanında İbn’i Sina sayesinde elde ettiğimiz değerleri unutmuş, unuttuğumuz gibi başkalarına kaptırmışız. Arı ürünleriyle tedavi diğer ülkelerde önem arz etmektedir. Bir çok ülke arı ürünleri eczanelerde doktor reçetesi ile tedavide kullanılıyor. Tıpta çaresi yok denilen bir çok hastalığın çaresi aslında bal ürünlerinde yer almaktadır. Romanya bu noktada ilklere sahne olmuştur. Neden Romanya derseniz Romanya arı ürünleri üretimi ve tüketimi noktasında denge kurmuş bir ülkedir. İnsanlar arı ürünlerinde araştırmalar yaparak tedavi yöntemi bulmuşlardır. Ben dahi arı ürünleri tüketimi yaparak bir dönem yaşadığım rahatsızlığımı atlatmış bulunuyorum. Bu noktada bilinçsiz tüketimden bahsetmiyorum neyin ne amaçlı kullanıldığını öncelikle bilmeliyiz. Düzenlenen bu konferanslar öncelikle arıcılarımızı bilinçlendirerek halkın arı ürünlerine bakış açısını değiştirmek istiyoruz. Arı ürünlerinin ne kadar değerli olduğunu anlamalıyız. Konferansın faydalı olması dileğiyle katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA