Çalışan Gazeteciler Günü

CHP Grup Başkanvekili Gök: 'CHP sadece anayasa değil, Türkiye'deki mevcut diğer antidemokratik tüm yasaları masaya yatıracaktır. İktidar partisinin samimiyet testini o zaman göreceğiz' 'Anayasalar sadece Mecliste bulunan partiler değil, Mecliste olmayan partiler, sivil toplum örgütleri, herkesin mutabakatıyla hazırlanması gerekir'

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, 'CHP sadece anayasa değil, Türkiye'deki mevcut diğer antidemokratik tüm yasaları masaya yatıracaktır. İktidar partisinin samimiyet testini o zaman göreceğiz' dedi.

Gök, Çalışan Gazeteciler Günü dolayasıyla Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaret etti. Gök'ü, PMD Başkanı Göksel Bozkurt, Başkan Yardımcısı Melda Çetiner ve Genel Sekreter Tülay Ağaoğlu karşıladı.

Levent Gök, burada yaptığı konuşmada, gazetecilerin hangi koşullarda çalıştığını, geleceğe dair kaygılarını, Türkiye'de basın üzerinde yaratılan her türlü korkuya, tehdide rağmen onurlu bir şekilde halkın haber alma hakkını nasıl sahiplendiğini ve ona saygı gösterdiğini çok yakından bilen bir kişi olarak bugünü kutladığını ifade etti.

'Gönül arzu eder ki Türkiye'de hükümlü ve tutuklu gazeteciler, basın mensupları bulunmasın. Düşündüklerinden ve yazdıklarından dolayı kimse hapislere atılmasın' diyen Gök, ancak Türkiye'nin en önemli gazetelerinden birinin Genel Yayın Yönetmeni ve Ankara Temsilcisi'nin tutuklu olduğunu hatırlattı. Gök, şöyle devam etti:

'Sayın Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutukluğunun neredeyse iki aya yaklaştığı bir süreçte bu ziyareti gerçekleştiriyor olmamız son derece üzüntü verici. Biz Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlamak için buradayız ama çalışamayan ve tutuklu bulunan gazeteci arkadaşlarımız var. Bu, çok önemli bir çelişki. Bu çelişkiyi Türkiye taşıyamaz, taşımamalıdır. Bütün gazeteciler, medya mensupları özgürce, yazdıklarını serbestçe halkıyla paylaşmalı ve iktidar da basın özgürlüğünün önünü açmalı. Medya mensupları, 'acaba ben şunu yazarsam başıma ne gelecek' endişesinden kurtulmalıdır.

Ancak şu anda Türkiye'de gelinen noktada iktidarın ağır baskısı altında herkesin kendisini bir yandan da otosansüre tabi tuttuğu bir ortamda çalışıyorsunuz. Aynı zamanda işten çıkarılan gazeteci sayısındaki olağanüstü artışlarla Türkiye tam da çalışamayan gazeteciler ortamına dönüşmüş durumda.'

- 'Çalışamayan gazeteciler çalışan gazetecilerin sayısından daha fazla'

Gök, bugün Türkiye'de çalışamayan gazetecilerin çalışan gazetecilerin sayısından daha fazla olduğunu iddia ederek, bunun vahim bir tablo ve yaman bir çelişki olduğunu söyledi.

Türkiye'nin böyle bir tabloyu hak etmediğinin altını çizen Gök, ülkenin elbette özlenen demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü kuracağını kaydetti.

Gök, şunları ifade etti:

'Bu ağır baskılardan hep birlikte kurtulduğumuz zaman gerçek anlamıyla Çalışan Gazeteciler Günü'nü kimsenin tutuklu ve hapiste olmadığı, herkesin yazdıklarından dolayı kendini özgür hissettiği bir ortamda gerçek anlamıyla kutlayacağız. Buruk olduğunuzu biliyorum. Bizim CHP olarak tek dileğimiz, Türkiye'de medya özgürlüğünün temin edilmesi. Gazetecilerin, basın emekçilerinin özgürce yazacakları ve yayın yapacakları koşulları yaratmaktır. Bu konuda CHP olarak tüm meslektaşlarınızın yanında olduğumuzu bilmenizi isteriz. Basın önündeki engellerin kaldırılması yönünde de üzerimize düşen her türlü görevi bugüne kadar yerine getirmeye çalıştık, bundan sonra da kararlılık içinde getirmeye çalışırız.

Basın herkesi eleştirebilmelidir. CHP de buna dahildir. Yeter ki bizler birbirimizi anlayalım ve Türkiye'nin demokrasi çıtasını yukarı çıkaralım. Eleştiriden korkmayacağız. Siysetçiler zaten eleştiriden asla geri kalmamalıdır.

Karşılaştığınız tüm zorlukları biliyoruz. Ben hem burada bulunan arkadaşlar nezdinde, bulunamayan arkadaşlara da iletmeniz kaydıyla hepinizin Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum.'

- 'Türkiye'nin bu ayıplardan kurtulması gerek'

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gök, 'Uzlaşma olmaması halinde referanduma götürülmesi için 14 milletvekili yazılıp çiziliyor. Bu Güneş Motel pazarlıklarını akla geliyor. Nasıl değerlendiririsiniz?' sorusu üzerine, Türkiye'nin bu ayıplardan kurtulması gerektiğini, ayıplı bir demokrasiyle yoluna gidemeyeceğini söyledi.

Gök, hiç kimsenin, hukuk dışı yollarla anayasa gibi bir toplumsal mutabakat metninin hazırlanacağını iddia edemeyeceğini kaydetti.

Anayasaların özgürlükçü, devleti bireye karşı değil, bireyi devlete karşı koruyan anlayışı barındırması, temel hak ve özgürlüklerin sınırlarını genişletmesi gerektiğini ifade eden Gök, çağdaş ülkelerde hangi standartlar varsa o standartların uygulanmasını istediklerini vurguladı.

'İşte 'medya özgürdür' diyoruz. Şu anda anayasamızda da 'medya özgürdür' diyor. Sizce medya özgür müdür?' diye soran Gök, uygulamaya bakıldığı zaman bugün 33 civarında gazetecinin hapislerde, zindanlarda yazamadığını, halka ulaşamadığını söyledi.

Bunların aşılması gerektiğini ifade eden Gök, şunları kaydetti:

'Bizim daha özgürlükçü bakmamız gerekiyor. Bunu yaparken kuvvetler ayrılığını güçlendirici, parlamenter demokrasinin çıtasını yükseltecek düzenlemeler de yapılabilir. Bu düzenlemeler yapılırken iktidarın keyfi davranışlarının denetlenmesi ve iktidarın sınırlanması esastır. Anayasacılık temel anlamıyla iktidarın sınırlanmasına dönüktür. İktidarın içinden yeni bir iktidar türevi yaratmak anayasacılık değildir. Bu nedenle CHP sadece anayasa değil, Türkiye'deki mevcut diğer antidemokratik tüm yasaları masaya yatıracaktır. İktidar partisinin samimiyet testini o zaman göreceğiz. Can Dündar'ın, Erdem Gül'ün tutuklu olduğu bir ortamda kimse bize samimi olduğundan bahsedemez.'

Basın yönetmeliğinde değişiklik yapıldığı anımsatılarak, 'Arkadaşların bir çoğunun basın kartlarını iptal ediyorlar, kazanılmış haklarını ellerinden alıyorlar. Bu konuda ne yapacaksınız?' sorusu üzerine Gök, bu konu gündeme geldiği günden itibaren yoğun çaba içerisinde bulunduklarını belirtti.

Bu iktidarın 'korkak bir iktidar' olduğunu, gerçeklerin yazılmasından, basının kalite ve niteliğinin artmasından ve basının her yerde olmasından rahatsız olduğunu iddia eden Gök, şu yanıtı verdi:

'Meclis içerisinde de muhabir arkadaşlarımızın kulislere girmemesi, iktidar partisinin çoğunluk oylarıyla maalesef kabul ediliyor. Biz buna karşı çıktık .Biz bu anti demokratik yasaların, uygulamaların tümünün karşısında olduğumuzu zaten ifade etmemize gerek yok. 'Basın hürdür' diyorsak basını her yerde hür yapmamız gerekiyor. Basının işi gazetecilik yapmak, haber üretmek, halkın haber alma hakkını temin etmek. Dolayısıyla bu hakları kısıtlayan hiçbir uygulama bir kere yaşayan bir uygulama olamaz. Bu konuda sizlerin çabaları yanında biz de bu çabayı sarf ediyoruz.'

Kaynak: AA