PKK'nın Şehir Merkezli Savaş Stratejisi

PKK’nın değişen stratejilerini aktaran Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel, PKK’nın şehirde ‘devrimci şiddet’ uyguladığını ve şiddeti yoğun ancak kontrollü kullanarak halk ayaklanmasına teşvik ettiğini belirtti. PKK’nın bu bölgeleri Rojava ile birleştirerek Büyük Kürdistan hayalini gerçekleştirmeyi hedeflediğini anlattı.

PKK'nın Şehir Merkezli Savaş Stratejisi
PKK’nın 1990’lı yıllarda başlattığı kırsala dayalı savaş stratejisini değiştirdiğini ifade eden İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Meslek Yüksek Okul Müdürü ve Emekli Tuğgeneral Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, 2010 yılından itibaren kırsal ve şehire dayalı savaş stratejisinin bir arada ve dengeli bir şekilde kullanıldığı kıra dayalı şehir savaşçılığı stratejisiyle gençlik yapılanmasının ‘devrimci direniş’ adını verdiği yöntem ile şiddeti yoğun ve kontrollü şekilde arttırarak, belirlenmiş il ve ilçelerde halk ayaklanması çıkarmayı ve bu suretle kurtarılmış bölgeler oluşturmak istediğini belirtiyor. Erenel, Cizre’nin stratejik önemini anlatırken PKK’nın asıl hedefini aktarıyor: “PKK’nın, Cizre, Yüksekova, Silvan ve Varto gibi ilçelerde başlatacağı halk ayaklanmaları ile tam kontrolü sağlamak, bu ilçeleri merkez alarak etki alanlarını genişletmek ve sonuçta, bölgeyi bir bütün haline getirerek Rojava ile birleştirmek, buralarda kendi idari, mülki ve askeri sistemlerini kurmak ve bunun sonucunda da Büyük Kürdistan hayalini gerçekleştirmek gibi hedefleri bulunuyor”.

ŞEHİR SAVAŞI TAKTİĞİ: MESKUN MAHALLERDE MUHAREBE

PKK’nın şehir yapılanmasında nasıl taktik geliştirdiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, Bölücü Terör Örgütü’nün kırsala dayalı şehir savaşçılığı adını verdiği stratejiye askeri literatürde meskun mahallerde muharebe’ adı verildiğini söyledi: Erenel “Türkiye’nin güney sınırındaki Rojava’da, PYD ile IŞİD arasında yaşanan yoğun çatışmada PYD’ye Barzani’den destek geldi. Bunun yanısıra Kandil’den ve Türkiye’den gayri resmi şekilde terör örgütü mensupları da bölgeye geçti. Böylece PYD güçleriyle bir birim oluşturuldu ve meskun mahal dediğimiz şehirlerde mücadele etme taktiklerini öğrendiler. Özellikle Kobani ve çevresinde ABD desteği ile İŞID’e karşı şehir içinde elde edilen bu başarı ve elde edilen tecrübe PKK’nın Güneydoğu’da başlattığı il-ilçe merkezli hareketlerine bir temel teşkil etti” dedi.

ŞEHİRDE SAVAŞIN NEDENİ

Erenel, PKK’nın savaşı şehirlere taşımasının nedenlerini ise şöyle sıraladı: “PKK, yaptıkları eylemlerin ve güvenlik güçlerinin özellikle olumsuz davranışlarının medyaya süratle aktarılabilmesini, sosyal medyayla paylaşılabilmesini kullanıyor. Güvenlik güçlerinin halka karşı olan davranışlarında çok daha dikkatli olacağını hesap ediyor ve gerektiğinde halkı canlı kalkan gibi kullanarak güvenlik güçlerinin sivilleri de öldürdüğü propagandasını yapmaya çalışıyor, ayrıca eylemlerini kırsala göre daha kısa sürede ve daha çok sayıda yapabilmelerine imkan sağladığı için çatışmaları şehir içlerine taşımaya çalışıyor.”

TSK FARKLI BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR

Cizre’nin sınıra yakın olması, büyüklüğü, nüfusu ve daha önce de Şırnak merkez olmak üzere buna benzer olayların yaşandığı yerleşim yeri olması, her kesimin ulaşabileceği konumda olması, şehrin büyüklüğüne göre güvenlik güçlerinin sayısının diğer merkezlere göre nispeten az olması ve eylemlere destek ve katılım için bir altyapının var olması nedenleri ile burayı seçtiğini ifade eden Fahri Erenel, “Polisin ve Jandarmanın özellikle nokta operasyonlarında ciddi bir tecrübesi var. Jandarma Özel Birliklerinin kırsal tecrübesi de çok fazla. Bu tecrübe var ama, Cizre gibi büyük bir kentin PKK’nın yürüttüğü stratejiye karşı kontrolünün sağlanabilmesi, teröristlerin etkisiz hale getirilebilmesi, vatandaşların zarar görmeden güvenliklerinin tam olarak sağlanabilmesi için farklı strateji, taktik, teşkilat, teçhizat ve eğitim uygulanması gerekiyor” dedi.

TSK’nın özellikle terörle mücadelede, emir-komuta ve hukuki açıdan farklı bir dönemden geçtiğinden söz eden Fahri Erenel, Jandarmanın İçişleri Bakanlığı’nın tam kontrolünde görev yapmasının, operasyona çıkma yetkisinin İl Valisinde olmasının bu tür mücadeleler için gerekli olan hız ve esnekliği sağlamadığını, gecikmelere neden olduğunu belirtti.

Erenel, PKK’nın Cizre dışında dikkatleri dağıtmak ve güvenlik güçlerini bölmek için aynı anda Iğdır’da ve Dağlıca’da el yapımı patlayıcıları kullanarak riski az, ancak etkisi yüksek eylemler yaptığını da ekledi.

PKK, ŞİDDETİ KONTROLLÜ ARTIRIYOR

PKK’nın hedefinin yurt dışında Türkiye’de etnik bir savaş olduğu yönünde bir izlenim uyandırmak olduğunu belirten Erenel, “PKK, bu nedenle eylemlerinin şiddetini arttırıyor. Şiddeti arttırıyor ama beraberin nefreti de getirmemek için kontrollü yapıyor. Ayrımcılığı körüklüyor ama bu tuzağa düşmemeliyiz. Bu süreçte bir sivil irade de geliştirildi ve mücadelede bir kararlılık var. Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere tüm yönetim kademelerinde terörle mücadelede sonuna kadar gidileceği şeklinde bir kararlılığın olması ve bu kararlılığın söz ve eylemlerle gösteriliyor olması önem arz ediyor” diye konuştu.

Güvenlik güçlerinin çalışma koşullarını ve iş psikolojilerine de değinen Erenel, “Güvenlik güçlerinden, o bölgelerde, o şartlarda görev yapanların ruh hallerini, duygularını, düşüncelerini, o şartları yaşamadan bilmek mümkün değil. 40-45 derece sıcaklık altında görev yapıyorlar, ailelerinden uzak kalmak, yeteri kadar dinlenememek ve bu sıcaklıkta zırhlı araçların içinde gitmek veya çelik yelekler ve çelik başlıklarla saatlerce yürümek kolay bir iş değil. Her birine birer kahraman gözüyle bakmak gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA