Çardak'taki Çeçen Kulesi İlgi Odağı Oldu
Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde iki kardeş, Kafkasya’da yaşayan atalarının bin yıl boyunca askeri haberleşme ve savunma aracı olarak kullandığı Çeçen kulelerinin (baw) tıpa tıp aynısını memleketlerine inşa ettirdi.
Çeçen nüfusun yoğunlukta yaşadığı Çardak Mahallesi’nde elma bahçesinin içine inşa edilen bir evin yanındaki kule benzeri yapı, görenleri hayrete düşürüyor. Görenlerin ilk önce yapılışına bir anlam veremediği kulenin hikayesi ise oldukça ilginç. Yüzüklerin Efendisi isimli filmde yer alan Gondor’un işaret kulelerinin görevini birebir yapan ve Vaynah, Baw gibi değişik isimlerle anılan bu Çeçen kuleleri, milattan sonra 900 yılından itibaren kullanılmaya başladı.
Çeçen kuleleri, 18. yüzyıla kadar savunma ve haberleşmede çok etkin bir rol oynadı. Hatta bu kuleler sayesinde Moğol istilasının da önlendiği belirtiliyor.
Çeçen kulelerinin Kafkasya’da Çeçenistan, İnguşetya ve Osetya’da yüzlercesi halen ayakta duruyor. Sivri basamak çatılı olarak çok işlevli bir amaçla inşa edilmiş olan bu yapılar kendine has bir özelliğe sahip. Kafkasya’nın en otantik mimari eserleri olarak bilinen Baw’lara, Çeçenistan’da ve İnguşlar’ın (Galgay) ülkesi iİguşetya’daki yüksek tepelerde, dağ yamaçlarında sıklıkla rastlanıyor. Çeçen kulelerinin en önemli özelliği savunma. Üst üste inşa edilmiş taş odalardan oluşan dik ve ensiz bir piramidi andıran bu kulelerin pek çok yerinde ok fırlatmak için pencereler bulunuyor. Dağlık arazilerde hakim tepelere ve yamaçlara inşa edilen Baw’lar, böylesine zor bir coğrafyayı korumak için oldukça işlevsel bir yapıya sahip.
Baw’lar savunmanın yanı sıra haberleşme amaçlı olarak da yapılmış. Birçoğu birbirini çok uzaktan gören bir ağın parçası olup ateş, duman, ayna kullanılarak iletişen savunmacıların yurdu olarak biliniyor. Barınmak için de kullanılan Baw’ların içinde üst üste yapılmış pek çok oda bulunuyor. Gıda deposu olarak da kullanılmış. Günümüzde hala birçoğu ayakta olan bu kuleler, Çeçen savunma ve haberleşme ağına ilişkin fiziki eserler olarak dikkat çekiyor.
Çeçenistan ve Kafkasya adına büyük bir öneme sahip Baw’ların Türkiye’deki tek örneği ise Göksun ilçesine bağlı Çardak Mahallesi’nde bulunuyor. Anayurtları Çeçenistan’a gerçekleştirdikleri ziyarette gördükleri bu kulelerin Çeçen kültürü ve mirasındaki önemini Türkiye’ye taşıyarak buradaki Çeçenlere de anlatmak isteyen Yahyahan ve İsmail Güney kardeşler, sahibi oldukları elma bahçesine Baw’ların birebir kopyasını yaptırmaya karar verdi. Kafkasya’daki asıllarını inceleyen, mimari özelliklerine ilişkin detaylı bilgi sahibi olan Güney kardeşler, Çardak’ta yapımına başladıkları eve bitişik bir şekilde Baw inşa etti.
Bu ilginç yapı hakkında bilgi veren İsmail Güney, on binlerce kilometre ötedeki Çeçenistan’da gördükleri bu kuleyi Çardak’a inşa ettirme kararını İstanbul’da doktorluk yapan ağabeyi Yahyahan Güney’le birlikte aldıklarını söyledi.
Çeçen kulelerinin tarihi ve kültürel bir önemini Türkiye’de yaşayan Çeçenlere de anlatmak istediklerini kaydeden İsmail Güney, “Bu yapı Çeçen kültürünün ve 2 bin yıllık tarihin minyatüre edilmiş hali” diye konuştu.
Baw’ların yüzyıllar boyunca askeri amaçlı kullanıldığını anlatan Güney; “Burası, Çeçenistan’da ve Kafkasya’da kullanılan 2 bin yıllık Baw denilen kulelerin minyatüre edilmiş hali. Savaş amaçlı kullanılmış. Savaşlarda hem savunma yapmışlar hem de duman, ateş gibi yöntemlerle haberleşme aracı olarak kullanmışlar. Bu Baw’ların olduğu yere kadar Moğol istilası devam etmiş. Baw’lara gelince istila durdurulmuş” dedi.
Çardak Mahallesi’ne Baw yapma kararı aldıktan sonra özellikle inşa için gerekli olan taşları bulmakta zorlandıklarını hatırlatan Güney; “Orijinali evle ayrı ayrı yerlerde inşa ediliyor ancak biz bu kuleyi eve monte ederek yaptık. Biraz daha işi var. Ama Kafkasya’da bu kulelerin inşasında taş kullanılıyor. Biz perde beton kullanarak bu kuleyi inşa ettik. Çatısında da özel bir taş kullanılıyor. Çeçenistan’da kullanılan taşın aynısını bütün bölgeyi araştırmamıza rağmen bulamadık. Mecburen metalden yaptırmak zorunda kaldık. Gören herkes merakla bakıyor. Ne olduğunu ve inşa amacını soruyorlar. Bizler de anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Çeçen kuleleri, 18. yüzyıla kadar savunma ve haberleşmede çok etkin bir rol oynadı. Hatta bu kuleler sayesinde Moğol istilasının da önlendiği belirtiliyor.
Çeçen kulelerinin Kafkasya’da Çeçenistan, İnguşetya ve Osetya’da yüzlercesi halen ayakta duruyor. Sivri basamak çatılı olarak çok işlevli bir amaçla inşa edilmiş olan bu yapılar kendine has bir özelliğe sahip. Kafkasya’nın en otantik mimari eserleri olarak bilinen Baw’lara, Çeçenistan’da ve İnguşlar’ın (Galgay) ülkesi iİguşetya’daki yüksek tepelerde, dağ yamaçlarında sıklıkla rastlanıyor. Çeçen kulelerinin en önemli özelliği savunma. Üst üste inşa edilmiş taş odalardan oluşan dik ve ensiz bir piramidi andıran bu kulelerin pek çok yerinde ok fırlatmak için pencereler bulunuyor. Dağlık arazilerde hakim tepelere ve yamaçlara inşa edilen Baw’lar, böylesine zor bir coğrafyayı korumak için oldukça işlevsel bir yapıya sahip.
Baw’lar savunmanın yanı sıra haberleşme amaçlı olarak da yapılmış. Birçoğu birbirini çok uzaktan gören bir ağın parçası olup ateş, duman, ayna kullanılarak iletişen savunmacıların yurdu olarak biliniyor. Barınmak için de kullanılan Baw’ların içinde üst üste yapılmış pek çok oda bulunuyor. Gıda deposu olarak da kullanılmış. Günümüzde hala birçoğu ayakta olan bu kuleler, Çeçen savunma ve haberleşme ağına ilişkin fiziki eserler olarak dikkat çekiyor.
Çeçenistan ve Kafkasya adına büyük bir öneme sahip Baw’ların Türkiye’deki tek örneği ise Göksun ilçesine bağlı Çardak Mahallesi’nde bulunuyor. Anayurtları Çeçenistan’a gerçekleştirdikleri ziyarette gördükleri bu kulelerin Çeçen kültürü ve mirasındaki önemini Türkiye’ye taşıyarak buradaki Çeçenlere de anlatmak isteyen Yahyahan ve İsmail Güney kardeşler, sahibi oldukları elma bahçesine Baw’ların birebir kopyasını yaptırmaya karar verdi. Kafkasya’daki asıllarını inceleyen, mimari özelliklerine ilişkin detaylı bilgi sahibi olan Güney kardeşler, Çardak’ta yapımına başladıkları eve bitişik bir şekilde Baw inşa etti.
Bu ilginç yapı hakkında bilgi veren İsmail Güney, on binlerce kilometre ötedeki Çeçenistan’da gördükleri bu kuleyi Çardak’a inşa ettirme kararını İstanbul’da doktorluk yapan ağabeyi Yahyahan Güney’le birlikte aldıklarını söyledi.
Çeçen kulelerinin tarihi ve kültürel bir önemini Türkiye’de yaşayan Çeçenlere de anlatmak istediklerini kaydeden İsmail Güney, “Bu yapı Çeçen kültürünün ve 2 bin yıllık tarihin minyatüre edilmiş hali” diye konuştu.
Baw’ların yüzyıllar boyunca askeri amaçlı kullanıldığını anlatan Güney; “Burası, Çeçenistan’da ve Kafkasya’da kullanılan 2 bin yıllık Baw denilen kulelerin minyatüre edilmiş hali. Savaş amaçlı kullanılmış. Savaşlarda hem savunma yapmışlar hem de duman, ateş gibi yöntemlerle haberleşme aracı olarak kullanmışlar. Bu Baw’ların olduğu yere kadar Moğol istilası devam etmiş. Baw’lara gelince istila durdurulmuş” dedi.
Çardak Mahallesi’ne Baw yapma kararı aldıktan sonra özellikle inşa için gerekli olan taşları bulmakta zorlandıklarını hatırlatan Güney; “Orijinali evle ayrı ayrı yerlerde inşa ediliyor ancak biz bu kuleyi eve monte ederek yaptık. Biraz daha işi var. Ama Kafkasya’da bu kulelerin inşasında taş kullanılıyor. Biz perde beton kullanarak bu kuleyi inşa ettik. Çatısında da özel bir taş kullanılıyor. Çeçenistan’da kullanılan taşın aynısını bütün bölgeyi araştırmamıza rağmen bulamadık. Mecburen metalden yaptırmak zorunda kaldık. Gören herkes merakla bakıyor. Ne olduğunu ve inşa amacını soruyorlar. Bizler de anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.