İran'a Uygulanan Ambargonun Tarihçesi
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Viyana'da varılan anlaşmayla 35 yıldan bu yana ülkesine uygulanan ambargoların kaldırılacağı müjdesini verdi.
İran Devlet Televizyonu'nda konuşan Ruhani, ambargoların kaldırılmasının müzakerelerdeki hedeflerinden biri olduğunu belirtti.
Ruhani, "Nükleer müzakerelerde varılan anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle banka, sigorta, taşımacılık, petro kimya, değerli madenler ve tüm ekonomik ambargolar askıya alınmaksızın kaldırılacaktır. Hatta silah alanındaki ve füzelerle ilgili ambargolar dahi 5 yıllık kısıtlamanın ardından kaldırılacaktır" ifadelerini kullandı.
Ekonominin büyük oranda petrole dayalı olduğu İran'da ambargolar nedeniyle uzun yıllardır sanayi yatırımlarında ilerleme kaydedilemiyor. Çeşitli alanlarda uygulanan ambargoların ülkeye yüz binlerce dolar zararı olduğu değerlendiriliyor.
- İran'a uygulanan ambargonun tarihçesi
"İran'a uygulanan ambargoların kaldırılması" bu ülke ile 5+1 grubu arasında 12 yıldan bu yana süren nükleer müzakerelerin ana konularından biriydi.
1979'daki İran İslam Devrimi'nden sonra 1980'den bu yana inişli çıkışlı da olsa uygulanan ambargolar 35 yıldır devam ediyor.
İran devrimden önce ilk ambargoyla Muhammed Musaddık'ın başbakanlığı döneminde (1951-1953) tanıştı. "Petrolün millileştirilmesi" politikasını güden Musaddık, İngilizlerin İran petrolü üzerindeki kontrolünü sona erdirmişti. Bunun sonucunda da İran, kendi petrolünü dünya pazarına ihraç etme konusunda İngiltere'nin ambargolarıyla karşılaştı. Musaddık'ın ABD destekli Ajax Operasyonu adı verilen askeri darbeyle devrilmesiyle de ambargolar kaldırıldı.
Bir ülkeye gıda, bankacılık, sağlık, teknoloji, ulaşım, sanayi ve askeri birçok alanda uygulanan ambargolar, o ülkenin uluslararası kararları yerine getirmeye zorlanması yönünden etkili bir yöntem olarak kabul ediliyor.
- Devrim sonrası ilk ambargo "rehine krizi" (1980-1983)
İran'a uygulanan ambargoların devrim sonrası süreci ilk olarak rehine kriziyle başladı. 1980 yılında İranlı bazı üniversite öğrencilerinin Tahran'daki ABD Büyükelçiliğini işgal etmesi ve 66 diplomatı rehin almaları, bu ülkeye uzun süre uygulanacak ambargoların başlangıcı oldu.
Dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter, Şah Rıza Pehlevi yönetiminde imzalanan anlaşma gereği İran'a hareket etmek üzere hazırlanmış 300 milyon dolar değerindeki askeri yedek parça yüklü gemiyi durdurdu.
Daha sonra ambargolar doğrultusunda İran'da petrol alanında faaliyet gösteren ABD şirketleri ülkeyi terk etti ve bu alanda çalışan yabancı uzmanlarla beraber teçhizat ve modern teknoloji de ülkeden çıkmış oldu. Bu durum, ülkenin devrimden önce günde 4 milyon varil olan petrol ihracının 1 milyon varilin altına düşmesine neden oldu.
Yine Carter, İran'ın ABD bankalarındaki 12 milyar dolarını bloke etti. Aynı yıl ABD'den İran'a gıda ve ilaç dışı ihraç ürünleri durdurulurken, İran'dan ithalat da yasaklandı.
Rehin tutulan ABD diplomatlarının 444 gün sonra salıverilmelerinin ardından İran'a uygulanan ambargolar kaldırıldı fakat ABD bankalarında İran'ın dondurulan 12 milyar dolarlık varlığı serbest bırakılmadı.
- İran-Irak savaşından Hatemi dönemine kadar (1983-1997)
ABD, İran-Irak savaşının (1980-1988) 3'üncü yılında silah ambargosuyla bir kez daha yaptırımlarına başladı. 20 ülkeyle İran'a silah satışında bulunmamaları üzerine görüşmeler yaptı.
1984 yılında ABD'den İran'a bazı kimya ürünlerinin ihracı yasaklandı.
İran'a karşı etkisiz kalmakla eleştirilen Carter'dan sonra göreve gelen Ronald Reagan döneminde 1986 yılında yaşanan Irangate olayının (ABD'nin İran'a uyguladığı silah ambargosuna rağmen bazı ABD'li diplomatların İran'a gizlice silah satmaları) ortaya çıkmasının ardından 1987 yılında İran'a askeri alanda kullanılan 150 kalem kimyasal maddenin ihracı yasaklandı.
Yine aynı yıl, ABD Senatosu'ndaki bazı senatörler hazırladıkları tasarıyla ABD Enerji Dairesi'nin İran'dan petrol almasını eleştirdi. Senato'da oylanan tasarı kabul edildi, "terörizmle mücadele" kapsamında İran'dan petrol alımı yasaklandı.
ABD, 1992'de İran'ın balistik füze, atom bombası, kimyasal ve biyolojik silahlar edinememesi için birtakım siyasi girişimlerde bulundu.
1995'de ABD'de, diğer ülkelerin İran'a kimyasal veya özel teknolojik silah ihracatına engel olmak üzere hazırlanan taslak Senato'da onaylanarak kanunlaştı. İran ve Libya'nın enerji sektörlerinde önemli yatırımlara girişen yabancı şirketlerin cezalandırılmasını kapsayan yasa, İran-Libya Yaptırımlar Yasası (ILSA) olarak bilinir.
Buna göre İran'la birlikte Libya'ya da bir dizi yeni ambargolar uygulanmaya başlandı.
ABD tarafından üçüncü ülkelerin İran'a uygulanan ambargolarla ilgili baskı altına alındığı bu kanun, bazı Avrupa ülkeleri ve Japonya tarafından tepkiyle karşılandı. Avrupa ülkeleri ABD'nin çıkardığı bu kanunu görmezden gelerek İran'la ticaretlerine devam ederken, aynı şekilde Japonya da İranla petrol üretim tesislerini geliştirmek üzere anlaşmalar imzaladı.
Aynı yıl dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, İran'la petrol ve ürünlerini de içeren tüm ticari ve yatırım ilişkilerini keseceğini açıkladı.
- Ambargolar gevşetiliyor (1997-2004)
1997 yılında Muhammed Hatemi'nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından siyasi ve ekonomik alanlardaki reformlarla ilgili yaptığı açıklamalar üzerine Clinton, ülkedeki reform çabalarına destek amaçlı ambargoların gevşetilmesi kararı aldı. Clinton 1999'da toplu ölümlere neden olan silah ve terörizme destek kapsamına girmediği gerekçesiyle İran'a gıda ve ilaç ambargosunu kaldırdı.
2000 yılında İran'da reformistlerin meclis seçimlerini kazanmaları üzerine petrol dışı ürünlerden halı ve kuru meyve gibi bazı kalemlerden de ambargolar kaldırıldı.
2001'de ise George W. Bush süresi dolan Libya ve İran'a yaptırımları öngören İLSA yasasını 5 yıl uzattı.
- Ahmedinejad dönemi ambargolar arttırılıyor (2004-2011)
2004'te İran'da Mahmud Ahmedinejad'ın cumhurbaşkanı olmasının ardından ülkede nükleer faaliyetlerin ivme kazanması Batı'da İran'ın nükleer silah üretme çabası olarak değerlendirildi. Bu gerekçeyle 2004 sonu ve 2005'in başlarında İran'a uygulanan ambargolar arttırıldı. Aynı dönemde ABD ve İsrail yönetimleri İran'ı askeri saldırıyla tehdit etmeye başladı.
2005 ortalarında İran, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) ülkenin nükleer faaliyetlerini inceleme talebini kabul etmesiyle barışçıl nükleer enerjiye sahip olma çalışmaları kapsamında uranyum zenginleştirmeye devam etti. İran'ın "Sarı kek" olarak bilinen yeni uranyum oksit üretimi kurması ve yeni füze denemeleri bir kez daha Batılılarla Tahran yönetimi arasındaki savaş söylentilerini alevlendirdi.
2006'da İran'la görüşmelerin akamete uğraması nedeniyle bu ülkenin nükleer faaliyetlerini içeren dosya ilk olarak BM Güvenlik Konseyi'ne götürüldü ve BM üyesi ülkelerin oylamasıyla da bu ülkeye uygulanan ambargolar tanındı. BM'de ambargoların süresi 4 kez uzatıldı.
Yine aynı yılın ocak ayında, Londra'da bir araya gelen BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya (5+1) İran'ı nükleer silah yapmaya yönelik çabalarda bulunmakla suçladı. Bu oturumda İran'ın iki siyasi müttefikinden Rusya kararı onaylarken Çin çekimser kaldı.
2006 eylül ayında, "İran Sadırat Bankası" terörizm ve Lübnan'daki Hizbullah örgütünü destekledikleri suçlamasıyla ambargo listesine alındı.
2007 ocak ayında "İran Sepah Bankası" kitle imha silahları satın alma iddiasıyla yaptırım uygulananlar listesindeki yerini aldı.
2007 haziranında 27 İranlı iş adamı ve bazı kuruluşa da kitle imha silahı edinmeyle ilgili çabaları suçlamasıyla ambargo uygulandı.
Aynı yılın ekim ayında İran Devrim Muhafızlarına bağlı "Kudüs Güçleri" ve "İran Milli Bankası" terörist faaliyetlerde bulunmak suçlamasıyla ambargo kapsamına girdi.
2008'in eylül ayında nükleer faaliyetler ve silah üretimi suçlamasıyla İran nakliye ve hava taşımacılığına ambargo getirildi.
2008 haziran ayında da İran Tovsia-Sadırat Bankası'na ambargo uygulandı.
2009 yılında ABD'de yapılan seçimleri kazanan Barack Obama'nın işin başına gelmesiyle iki ülke arasındaki ilişkilerin yumuşayacağı düşünülürken dönemin İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın izlediği dış siyaset politikasındaki sertlik ve İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleştiği iddia edilen Yahudi soykırımı Holokost'a karşı çıkan açıklamaları nedeniyle ambargoların kapsamı genişletildi ve şiddeti arttırıldı.
O dönemde, İran'ın en yakın müttefiklerinden Rusya dahi ambargoları desteklediğini açıkladı. ABD İran'a uygulanan ambargoların etkisini Çin'in tutumunun zayıflattığı kanısında.
2010 eylül ayında bazı İranlı iş adamlarının banka hesapları bloke edildi ve ihracatları engellendi.
2011 sonlarında İran Merkez Bankası ambargo kapsamına alındı.
2015'in ilk aylarında da İranlı bazı şirketlerin yurt dışı faaliyetleri durduruldu.
İran ile Birleşmiş Milletler'in (BM) beş daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın oluşturduğu 5+1 ülkeleri arasında yürütülen müzakerelerde bu sabah anlaşma sağlandığı açıklandı.
Kaynak: AA
Ruhani, "Nükleer müzakerelerde varılan anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle banka, sigorta, taşımacılık, petro kimya, değerli madenler ve tüm ekonomik ambargolar askıya alınmaksızın kaldırılacaktır. Hatta silah alanındaki ve füzelerle ilgili ambargolar dahi 5 yıllık kısıtlamanın ardından kaldırılacaktır" ifadelerini kullandı.
Ekonominin büyük oranda petrole dayalı olduğu İran'da ambargolar nedeniyle uzun yıllardır sanayi yatırımlarında ilerleme kaydedilemiyor. Çeşitli alanlarda uygulanan ambargoların ülkeye yüz binlerce dolar zararı olduğu değerlendiriliyor.
- İran'a uygulanan ambargonun tarihçesi
"İran'a uygulanan ambargoların kaldırılması" bu ülke ile 5+1 grubu arasında 12 yıldan bu yana süren nükleer müzakerelerin ana konularından biriydi.
1979'daki İran İslam Devrimi'nden sonra 1980'den bu yana inişli çıkışlı da olsa uygulanan ambargolar 35 yıldır devam ediyor.
İran devrimden önce ilk ambargoyla Muhammed Musaddık'ın başbakanlığı döneminde (1951-1953) tanıştı. "Petrolün millileştirilmesi" politikasını güden Musaddık, İngilizlerin İran petrolü üzerindeki kontrolünü sona erdirmişti. Bunun sonucunda da İran, kendi petrolünü dünya pazarına ihraç etme konusunda İngiltere'nin ambargolarıyla karşılaştı. Musaddık'ın ABD destekli Ajax Operasyonu adı verilen askeri darbeyle devrilmesiyle de ambargolar kaldırıldı.
Bir ülkeye gıda, bankacılık, sağlık, teknoloji, ulaşım, sanayi ve askeri birçok alanda uygulanan ambargolar, o ülkenin uluslararası kararları yerine getirmeye zorlanması yönünden etkili bir yöntem olarak kabul ediliyor.
- Devrim sonrası ilk ambargo "rehine krizi" (1980-1983)
İran'a uygulanan ambargoların devrim sonrası süreci ilk olarak rehine kriziyle başladı. 1980 yılında İranlı bazı üniversite öğrencilerinin Tahran'daki ABD Büyükelçiliğini işgal etmesi ve 66 diplomatı rehin almaları, bu ülkeye uzun süre uygulanacak ambargoların başlangıcı oldu.
Dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter, Şah Rıza Pehlevi yönetiminde imzalanan anlaşma gereği İran'a hareket etmek üzere hazırlanmış 300 milyon dolar değerindeki askeri yedek parça yüklü gemiyi durdurdu.
Daha sonra ambargolar doğrultusunda İran'da petrol alanında faaliyet gösteren ABD şirketleri ülkeyi terk etti ve bu alanda çalışan yabancı uzmanlarla beraber teçhizat ve modern teknoloji de ülkeden çıkmış oldu. Bu durum, ülkenin devrimden önce günde 4 milyon varil olan petrol ihracının 1 milyon varilin altına düşmesine neden oldu.
Yine Carter, İran'ın ABD bankalarındaki 12 milyar dolarını bloke etti. Aynı yıl ABD'den İran'a gıda ve ilaç dışı ihraç ürünleri durdurulurken, İran'dan ithalat da yasaklandı.
Rehin tutulan ABD diplomatlarının 444 gün sonra salıverilmelerinin ardından İran'a uygulanan ambargolar kaldırıldı fakat ABD bankalarında İran'ın dondurulan 12 milyar dolarlık varlığı serbest bırakılmadı.
- İran-Irak savaşından Hatemi dönemine kadar (1983-1997)
ABD, İran-Irak savaşının (1980-1988) 3'üncü yılında silah ambargosuyla bir kez daha yaptırımlarına başladı. 20 ülkeyle İran'a silah satışında bulunmamaları üzerine görüşmeler yaptı.
1984 yılında ABD'den İran'a bazı kimya ürünlerinin ihracı yasaklandı.
İran'a karşı etkisiz kalmakla eleştirilen Carter'dan sonra göreve gelen Ronald Reagan döneminde 1986 yılında yaşanan Irangate olayının (ABD'nin İran'a uyguladığı silah ambargosuna rağmen bazı ABD'li diplomatların İran'a gizlice silah satmaları) ortaya çıkmasının ardından 1987 yılında İran'a askeri alanda kullanılan 150 kalem kimyasal maddenin ihracı yasaklandı.
Yine aynı yıl, ABD Senatosu'ndaki bazı senatörler hazırladıkları tasarıyla ABD Enerji Dairesi'nin İran'dan petrol almasını eleştirdi. Senato'da oylanan tasarı kabul edildi, "terörizmle mücadele" kapsamında İran'dan petrol alımı yasaklandı.
ABD, 1992'de İran'ın balistik füze, atom bombası, kimyasal ve biyolojik silahlar edinememesi için birtakım siyasi girişimlerde bulundu.
1995'de ABD'de, diğer ülkelerin İran'a kimyasal veya özel teknolojik silah ihracatına engel olmak üzere hazırlanan taslak Senato'da onaylanarak kanunlaştı. İran ve Libya'nın enerji sektörlerinde önemli yatırımlara girişen yabancı şirketlerin cezalandırılmasını kapsayan yasa, İran-Libya Yaptırımlar Yasası (ILSA) olarak bilinir.
Buna göre İran'la birlikte Libya'ya da bir dizi yeni ambargolar uygulanmaya başlandı.
ABD tarafından üçüncü ülkelerin İran'a uygulanan ambargolarla ilgili baskı altına alındığı bu kanun, bazı Avrupa ülkeleri ve Japonya tarafından tepkiyle karşılandı. Avrupa ülkeleri ABD'nin çıkardığı bu kanunu görmezden gelerek İran'la ticaretlerine devam ederken, aynı şekilde Japonya da İranla petrol üretim tesislerini geliştirmek üzere anlaşmalar imzaladı.
Aynı yıl dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, İran'la petrol ve ürünlerini de içeren tüm ticari ve yatırım ilişkilerini keseceğini açıkladı.
- Ambargolar gevşetiliyor (1997-2004)
1997 yılında Muhammed Hatemi'nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından siyasi ve ekonomik alanlardaki reformlarla ilgili yaptığı açıklamalar üzerine Clinton, ülkedeki reform çabalarına destek amaçlı ambargoların gevşetilmesi kararı aldı. Clinton 1999'da toplu ölümlere neden olan silah ve terörizme destek kapsamına girmediği gerekçesiyle İran'a gıda ve ilaç ambargosunu kaldırdı.
2000 yılında İran'da reformistlerin meclis seçimlerini kazanmaları üzerine petrol dışı ürünlerden halı ve kuru meyve gibi bazı kalemlerden de ambargolar kaldırıldı.
2001'de ise George W. Bush süresi dolan Libya ve İran'a yaptırımları öngören İLSA yasasını 5 yıl uzattı.
- Ahmedinejad dönemi ambargolar arttırılıyor (2004-2011)
2004'te İran'da Mahmud Ahmedinejad'ın cumhurbaşkanı olmasının ardından ülkede nükleer faaliyetlerin ivme kazanması Batı'da İran'ın nükleer silah üretme çabası olarak değerlendirildi. Bu gerekçeyle 2004 sonu ve 2005'in başlarında İran'a uygulanan ambargolar arttırıldı. Aynı dönemde ABD ve İsrail yönetimleri İran'ı askeri saldırıyla tehdit etmeye başladı.
2005 ortalarında İran, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) ülkenin nükleer faaliyetlerini inceleme talebini kabul etmesiyle barışçıl nükleer enerjiye sahip olma çalışmaları kapsamında uranyum zenginleştirmeye devam etti. İran'ın "Sarı kek" olarak bilinen yeni uranyum oksit üretimi kurması ve yeni füze denemeleri bir kez daha Batılılarla Tahran yönetimi arasındaki savaş söylentilerini alevlendirdi.
2006'da İran'la görüşmelerin akamete uğraması nedeniyle bu ülkenin nükleer faaliyetlerini içeren dosya ilk olarak BM Güvenlik Konseyi'ne götürüldü ve BM üyesi ülkelerin oylamasıyla da bu ülkeye uygulanan ambargolar tanındı. BM'de ambargoların süresi 4 kez uzatıldı.
Yine aynı yılın ocak ayında, Londra'da bir araya gelen BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya (5+1) İran'ı nükleer silah yapmaya yönelik çabalarda bulunmakla suçladı. Bu oturumda İran'ın iki siyasi müttefikinden Rusya kararı onaylarken Çin çekimser kaldı.
2006 eylül ayında, "İran Sadırat Bankası" terörizm ve Lübnan'daki Hizbullah örgütünü destekledikleri suçlamasıyla ambargo listesine alındı.
2007 ocak ayında "İran Sepah Bankası" kitle imha silahları satın alma iddiasıyla yaptırım uygulananlar listesindeki yerini aldı.
2007 haziranında 27 İranlı iş adamı ve bazı kuruluşa da kitle imha silahı edinmeyle ilgili çabaları suçlamasıyla ambargo uygulandı.
Aynı yılın ekim ayında İran Devrim Muhafızlarına bağlı "Kudüs Güçleri" ve "İran Milli Bankası" terörist faaliyetlerde bulunmak suçlamasıyla ambargo kapsamına girdi.
2008'in eylül ayında nükleer faaliyetler ve silah üretimi suçlamasıyla İran nakliye ve hava taşımacılığına ambargo getirildi.
2008 haziran ayında da İran Tovsia-Sadırat Bankası'na ambargo uygulandı.
2009 yılında ABD'de yapılan seçimleri kazanan Barack Obama'nın işin başına gelmesiyle iki ülke arasındaki ilişkilerin yumuşayacağı düşünülürken dönemin İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın izlediği dış siyaset politikasındaki sertlik ve İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleştiği iddia edilen Yahudi soykırımı Holokost'a karşı çıkan açıklamaları nedeniyle ambargoların kapsamı genişletildi ve şiddeti arttırıldı.
O dönemde, İran'ın en yakın müttefiklerinden Rusya dahi ambargoları desteklediğini açıkladı. ABD İran'a uygulanan ambargoların etkisini Çin'in tutumunun zayıflattığı kanısında.
2010 eylül ayında bazı İranlı iş adamlarının banka hesapları bloke edildi ve ihracatları engellendi.
2011 sonlarında İran Merkez Bankası ambargo kapsamına alındı.
2015'in ilk aylarında da İranlı bazı şirketlerin yurt dışı faaliyetleri durduruldu.
İran ile Birleşmiş Milletler'in (BM) beş daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın oluşturduğu 5+1 ülkeleri arasında yürütülen müzakerelerde bu sabah anlaşma sağlandığı açıklandı.