'Dahiler Ve Üstün Zekalılar Günü'
Tüm Üstün Zekalılar Derneği (TÜZDER) , "Dahiler ve Üstün Zekalılar Günü" kapsamında üstün zekalı çocuklar, aileleri ve eğitimcilerini bir araya getirdi.
TÜZDER Genel Müdürü Tunahan Coşkun başkanlığında, Dünya Üstün Zekalılar Birliği Başkanı Prof. Dr. Taisir Subhi Yamin'in de onur konuğu olarak katıldığı etkinlik, İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Kampüsü Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
TÜZDER'in çalışmaları hakkında bilgi veren Coşkun, Anadolu'nun dünyada, üstün zekalı ve yetenekli çocuklarla ilgili çalışmalara öncülük ettiğini söyledi.
Selçuklular dönemindeki "Gulamhaneler"in ilk amatör üstün zekalılar okulu olduğunu belirten Coşkun, "Osmanlıdaki Enderunlar mektepleri de profesyonel üstün zekalılar okuludur" dedi.
Dünyada üstün zekalı ve yetenekli çocuklarla ilgili çok iyi uygulamalar olduğunu fakat bugün Türkiye'de bir geri kalmışlık gözlemlediklerini savunan Coşkun, şöyle konuştu:
"TÜZDER olarak en çok temas ettiğimiz noktalardan bir tanesi, çocuklarımızın doğumundan itibaren birçok aşı uygulaması var ve sağlık kuruluşları tarafından bu ciddi anlamda takip ediliyor. Neden bizim çocuğumuz 3 yaşına geldiğinde bizim çocuklarımıza zeka testi yapılmasın? Ölçemediğiniz hiçbir şeyi geliştiremezsiniz. Yani Niğde'de Konya'da Diyarbakır'da Van'da İzmir'de ne kadar üstün zekalı çocuk olduğunu biz bu işin uzmanları olarak çalışanları olarak bilemiyoruz. Dolayısıyla devlet de bilemiyor. Bence yapılması gereken en önemli şey öncelikle nerede ne kadar üstün zekalı çocuğumuz var, kaç tane dahimiz var, kaç tane üstün yeteneklimiz var, kaç tane parlak çocuğumuz var, önce bunları tespit etmek lazım ki üzerine bir program geliştirelim bir çalışma yapabilelim."
Coşkun, üstün zekalı çocukların eğitiminde üç konuya dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Çocukların eğitimine ilişkin bilgi veren Coşkun, şunları anlattı:
"Bunlardan ilki bu çocuklar toplum içinde akran fakirliği yaşıyorlar. İkincisi zihinsel doygunluk. Maalesef bu çocukları zihnen doyuramıyoruz. Vermiş olduğumuz dersler, öğretmiş olduğumuz müfredat içerikleri bu çocuklara yetmiyor. Bu sorunu gidermenin en iyi yolu çocuklarda zihinsel doygunluğu sağlayacak düşünme becerileri gibi sıra dışı düşünme dersleri gibi yaratıcılık gibi derslere dahil etmek. Üçüncüsü ise bu çocuklar projelerinde de gördüğünüz gibi sadece sandalye de oturup dinlemek onlar için yeterli olmuyor. Mutlaka işin içine girmek istiyorlar. Biz buradayız, Bir şeyler yapmak istiyoruz. Bir şeyler üretmek istiyoruz mesajını bize sürekli veriyorlar."
Coşkun, TÜZDER'in eylül ayında açmayı planladığı "Dahi Park Projesi"ni de tanıttı.
Proje kapsamında, üstün zekalı ve yetenekli çocuklara ayrı bir yaratıcı eğitim ortamı oluşturduklarını aktaran Coşkun, "Üç temel eğitim ihtiyacını gidermek üzere kurgulanmış, akran zenginliği, zihinsel doygunluk ve beceri odaklı eğitimi bir araya getirerek Dahi Park Projesi'ni geliştirdik" diye konuştu.
- "Projelerin dünyada örneği az"
Dünya Üstün Zekalılar Birliği Başkanı Prof. Dr. Taisir Subhi Yamin, Dahi Park Projesi'ni takdir ettiğini dile getirerek, projenin uluslararası uygulamalarla uyuşan bir proje olduğunun altını çizdi.
Dahi Park gibi projelerin dünya çapında çok fazla örneği olmadığını ifade eden Yamin, şunları kaydetti:
"Bilim parkları ya da üstün zekalı çocuklara ayrılmış olan parkların dünya çapında zaten çok fazla örneği yok. Bu tarz platformlarda aslında çok önemli bilim insanlarını siz bu parklara davet edebiliyorsunuz ya da alanın profesyonellerini bu alana dahil edebiliyorsunuz. Orada çocuklarla beraber bir takım deneyler yapabiliyorlar. Ya da çocukların problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik düşünmeye sevk ediyorlar. Ya da sadece bir toplantı havasında bir takım faaliyetler yürütülebiliyor ki bu üstün zekalı yetenekli çocuklar kafalarına takılan soruları bu insanlara sorabilsinler."
Gün boyu süren etkinliğe Türkiye'nin farklı yerlerinden 200 dahi çocuk ve aileleri ile bu konuda uzman, eğitimciler katıldı.
Program kapsamında ayrıca sempozyum ve seminer gerçekleştirildi, beş yaşındaki Ahmet Yiğit Başoğlu kendi geliştirdiği "Madenci Yaşam Kıyafeti"ni yine 5 yaşındaki Kerem Yılmazeli "Karada, denizde ve havada gidebilen araç" projesini ve sekizinci sınıf öğrencisi Beyza Sayar "Tribo elektrik nanojenaratör ile doğaya zarar vermeden enerji üretmek" projesini tanıttı.
Kaynak: AA
TÜZDER'in çalışmaları hakkında bilgi veren Coşkun, Anadolu'nun dünyada, üstün zekalı ve yetenekli çocuklarla ilgili çalışmalara öncülük ettiğini söyledi.
Selçuklular dönemindeki "Gulamhaneler"in ilk amatör üstün zekalılar okulu olduğunu belirten Coşkun, "Osmanlıdaki Enderunlar mektepleri de profesyonel üstün zekalılar okuludur" dedi.
Dünyada üstün zekalı ve yetenekli çocuklarla ilgili çok iyi uygulamalar olduğunu fakat bugün Türkiye'de bir geri kalmışlık gözlemlediklerini savunan Coşkun, şöyle konuştu:
"TÜZDER olarak en çok temas ettiğimiz noktalardan bir tanesi, çocuklarımızın doğumundan itibaren birçok aşı uygulaması var ve sağlık kuruluşları tarafından bu ciddi anlamda takip ediliyor. Neden bizim çocuğumuz 3 yaşına geldiğinde bizim çocuklarımıza zeka testi yapılmasın? Ölçemediğiniz hiçbir şeyi geliştiremezsiniz. Yani Niğde'de Konya'da Diyarbakır'da Van'da İzmir'de ne kadar üstün zekalı çocuk olduğunu biz bu işin uzmanları olarak çalışanları olarak bilemiyoruz. Dolayısıyla devlet de bilemiyor. Bence yapılması gereken en önemli şey öncelikle nerede ne kadar üstün zekalı çocuğumuz var, kaç tane dahimiz var, kaç tane üstün yeteneklimiz var, kaç tane parlak çocuğumuz var, önce bunları tespit etmek lazım ki üzerine bir program geliştirelim bir çalışma yapabilelim."
Coşkun, üstün zekalı çocukların eğitiminde üç konuya dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Çocukların eğitimine ilişkin bilgi veren Coşkun, şunları anlattı:
"Bunlardan ilki bu çocuklar toplum içinde akran fakirliği yaşıyorlar. İkincisi zihinsel doygunluk. Maalesef bu çocukları zihnen doyuramıyoruz. Vermiş olduğumuz dersler, öğretmiş olduğumuz müfredat içerikleri bu çocuklara yetmiyor. Bu sorunu gidermenin en iyi yolu çocuklarda zihinsel doygunluğu sağlayacak düşünme becerileri gibi sıra dışı düşünme dersleri gibi yaratıcılık gibi derslere dahil etmek. Üçüncüsü ise bu çocuklar projelerinde de gördüğünüz gibi sadece sandalye de oturup dinlemek onlar için yeterli olmuyor. Mutlaka işin içine girmek istiyorlar. Biz buradayız, Bir şeyler yapmak istiyoruz. Bir şeyler üretmek istiyoruz mesajını bize sürekli veriyorlar."
Coşkun, TÜZDER'in eylül ayında açmayı planladığı "Dahi Park Projesi"ni de tanıttı.
Proje kapsamında, üstün zekalı ve yetenekli çocuklara ayrı bir yaratıcı eğitim ortamı oluşturduklarını aktaran Coşkun, "Üç temel eğitim ihtiyacını gidermek üzere kurgulanmış, akran zenginliği, zihinsel doygunluk ve beceri odaklı eğitimi bir araya getirerek Dahi Park Projesi'ni geliştirdik" diye konuştu.
- "Projelerin dünyada örneği az"
Dünya Üstün Zekalılar Birliği Başkanı Prof. Dr. Taisir Subhi Yamin, Dahi Park Projesi'ni takdir ettiğini dile getirerek, projenin uluslararası uygulamalarla uyuşan bir proje olduğunun altını çizdi.
Dahi Park gibi projelerin dünya çapında çok fazla örneği olmadığını ifade eden Yamin, şunları kaydetti:
"Bilim parkları ya da üstün zekalı çocuklara ayrılmış olan parkların dünya çapında zaten çok fazla örneği yok. Bu tarz platformlarda aslında çok önemli bilim insanlarını siz bu parklara davet edebiliyorsunuz ya da alanın profesyonellerini bu alana dahil edebiliyorsunuz. Orada çocuklarla beraber bir takım deneyler yapabiliyorlar. Ya da çocukların problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik düşünmeye sevk ediyorlar. Ya da sadece bir toplantı havasında bir takım faaliyetler yürütülebiliyor ki bu üstün zekalı yetenekli çocuklar kafalarına takılan soruları bu insanlara sorabilsinler."
Gün boyu süren etkinliğe Türkiye'nin farklı yerlerinden 200 dahi çocuk ve aileleri ile bu konuda uzman, eğitimciler katıldı.
Program kapsamında ayrıca sempozyum ve seminer gerçekleştirildi, beş yaşındaki Ahmet Yiğit Başoğlu kendi geliştirdiği "Madenci Yaşam Kıyafeti"ni yine 5 yaşındaki Kerem Yılmazeli "Karada, denizde ve havada gidebilen araç" projesini ve sekizinci sınıf öğrencisi Beyza Sayar "Tribo elektrik nanojenaratör ile doğaya zarar vermeden enerji üretmek" projesini tanıttı.