'Kenan Evren, Ölümüne En Az Üzülünen İnsan Oldu'

12 Eylül döneminde Mamak Askeri Cezaevi'nde 18 ay yatan AK Parti Ağrı Milletvekili adayı Yılmaz Ensaroğlu, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in vefatına ilişkin, "Bize, bir ölünün arkasından hayırla konuşmak düşer. Yani örfümüz ve geleneğimiz budur. Ama yaptıkları yüzünden hala yası tutulmamış acıları insanların yaşıyor oluşu yüzünden herhalde ölümüne en az üzülünen insan oldu Kenan Evren" dedi.

'Kenan Evren, Ölümüne En Az Üzülünen İnsan Oldu'
Seçim çalışmalarını Ağrı'da sürdüren Ensaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 Eylül'ün Türkiye'de devlet sisteminin yeniden yapılanması, kurgulanması anlamına geldiğini ifade etti.

12 Eylül'ün, anayasa başta olmak üzere bütün hukuki mevzuatı ortadan kaldırdığını belirten Ensaroğlu, "Bütün kamu kurumlarını yeniden yapılandırdı. Siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, sendikaları, hatta basın yayın organlarını hepsini kapattı ve adeta yeniden kurulmalarını, yeniden açılmalarını sağlamış oldu" diye konuştu.

- "Halen 12 Eylül anayasası ile yönetiliyoruz"

Ensaroğlu, 12 Eylül'ün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yıkılıp yeniden kurulması anlamına geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Vatandaşlar olarak bizim açımızdan daha önemli tarafı, demokrasi, laiklik ve hukuk devleti gibi uluslararası kabul görmüş kavramları 12 Eylül yeniden tanımladı. Bize özgü, Türkiye'ye özgü tanımlara kavuşturdu. Uluslararası yani evrenselleşmiş tanımlarından uzaklaştırılarak bu yolla bizim özgürlük alanımızı ciddi ölçüde kısıtlamış oldu. Tabii 12 Eylül'ün kendisinin yol açtığı insan hakları ihlalleri başlı başına bir dram. 12 Eylül'de, 600 bin üzerinden insanın gözaltına alınıp tutuklanması, binlerce insanın ülkesini terk edip başka ülkelere iltica etmesi, 23 bin 700 civarında dernek ve vakfın kapatılması, bütün siyasi partilerin kapatılması, on binlerce insanın işkenceden geçirilmesi, 50'nin üzerinde insanın idam edilmesi ve benzeri çok ağır acıları bu millete yaşattı. 12 Eylül bu millete ve hepsinden daha önemlisi bir mevzuat ile adına 12 Eylül hukuku dediğimiz aslında tamamen hukuka da aykırı bir anayasa, yasalar ve alt düzenlemelerle tamamen bütün hayatımızı kuşattı. Üzerinden bu kadar yıl geçmesine rağmen biz 12 Eylül'le halen yeterince yüzleşmiş değiliz. Halen 12 Eylül anayasası ile yönetiliyoruz. Bu da bizim, hepimiz için aslında utanç verici bir olay."

Ensaroğlu, 12 Eylül sürecinde yazdığı yazılardan, üyesi bulunduğu dernek ve yöneticisi olduğu sendikalardan ötürü bir süre hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldığını dile getirdi. Ensaroğlu, 12 Eylül'de, eski Türk Ceza Kanunu'ndaki 183'üncü maddeye göre silahlı çete kurucusu yöneticisi olmakla suçlandığını belirtti.

- "İnsanları at tavlasına doldurmuşlardı"

Ensaroğlu, "18 ay Mamak Askeri Cezaevi'nde yattım. Tabii o alınmam ile cezaevine konulmam arasında geçen süreçte, 12 Eylül normal, herkes için rutine bağlanmış olan işkence sürecinden biz de geçmiş olduk ama bana nazaran, daha çok ağır, çok daha başlı başına insanlık suçu olarak da tanımlayabileceğimiz muamelelerden geçen arkadaşlarımız çok daha fazlaydı" dedi.

Kendisinin Mamak'taki süvari birliği için yapılan at tavlasında kaldığına işaret eden Ensaroğlu, "Ama veterinerler atların sağlığına elverişli değil diye rapor verdikleri için atları koyamadıkları yerlere biz insanları doldurmuşlardı ve orada iki yatakta üç kişi yatarak da hayatı paylaşıyorduk" ifadesini kullandı.

-"Yardımcı olan soyadım Ensaroğlu oldu"

Ensaroğlu, soyadını taşıyan kardeşlerinin ve yakın akrabalarından da pek çok insanın aynı şekilde çeşitli baskılara, ayrımcılıklara maruz kaldığını vurgulayarak, "Böylelikle soyadımın değişikliği bu vesileyle gündeme gelmiş oldu. Dolayısıyla 1983 yılından 'Yardımcı' olan soyadım Ensaroğlu oldu. En önemli sebep, benim soyadım yüzünden aynı soyadı paylaşan yakınlarımın da uğradığı ayrımcılıktı. Güvenlik soruşturmalarında benim yüzümden olumsuz raporlar çıkınca insanlar birtakım yerlerde veya kamu kurumlarında işe giremiyordu. Çünkü mimlenmiş, sabıkalı adeta devlet tarafından düşman olarak kodlandığınız için" diye konuştu.

- "Kenan Evren'i maalesef ciddi ayrıcalıklar tanıyarak yargıladık"

Kenan Evren'in yargılanma sürecinin, 12 Eylül ile kendilerinin yüzleşmesine yeterince izin vermediğini savunan Ensaroğlu, şunları söyledi:

"Elbette biz hiç darbeleriyle darbecileriyle yüzleşmemiş bir toplum olduğumuz için Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanması olumlu bir adımdı. Yani bir merhaleydi ama adil yargılanma bakımından ele aldığınızda insanlara ayrımcılık yapılması nasıl yanlışsa adil yargılanma hakkına ters ve aykırı ise ayrıcalık tanınması, imtiyaz tanınması da yanlış. Biz Kenan Evren'i maalesef ciddi ayrıcalıklar tanıyarak yargıladık."

Ensaroğlu, Evren'i herhangi bir adliyenin duruşma salonuna götürmek yerine, savcıların onun ayağına gönderildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Mahkeme salonuna getirip o 'Berfo Ana' ile yüzleştirmek yerine, iletişim, modern teknoloji ile telekonferans yöntemiyle ifadesini aldık. Arzu ediyordum onu bir mahkeme salonuna gelip ayakta dikilip kimlik bilgilerini vererek, ifade vermesi. Önümüzdeki yıllarda da yine birilerinin çıkıp da darbe yapmaya heveslenmemesi açısından Türkiye'nin o fotoğrafa ihtiyacı vardı. Ama o fotoğrafı vermemek için güzel gayret sarf edildi ve maalesef başarılı da oldular. Bir ölünün arkasından hayırla konuşmak bize düşer, yani örfümüz ve geleneğimiz budur ama yaptıkları yüzünden hala yası tutulmamış acıları insanların yaşıyor oluşu yüzünden yani herhalde ölümüne en az üzülen insan Kenan Evren oldu maalesef."

Kaynak: AA