Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ''paralel yapı'' operasyonu kapsamında tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve bazı polisler hakkında verilen tahliye kararına ilişkin, ''Normalde hiç görevi olmayan bir mahkeme. Bildiğimiz kadarıyla sürece müdahale etmeye çalışıyor ama görevi olan diğer mahkeme tarafından bu teşebbüs yarıda bırakılıyor. Dolayısıyla meselenin bu yönü üzerinde durulması lazım'' dedi.
Kurtulmuş, seçim çalışmaları kapsamında, İstanbul'daki Ordulu dernek ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile Topkapı 1453 Sosyal Tesislerindeki toplantıda bir araya geldi.
Etkinlik öncesinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Kurtulmuş, "paralel yapı" operasyonu kapsamında tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve bazı polisler hakkında dün verilen tahliye kararını eleştirerek, ''Bu gelişme ibretliktir'' dedi.
Tahliye kararının, Türkiye'de "paralel yapı"nın ne kadar ciddi bir tehlike oluşturduğunun bizatihi uygulaması olduğunu savunan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
''Maalesef mahkemelerde ekipleşmeler, adalet dağıtması gereken temel müesseselerden birisi olan adliyelerimiz, işte şu yapının adamı, o yapının, öteki taraftakinin nöbetçi savcısı, öteki tarafın nöbetçi hakimi. Sanki bütün bunlar ayarlanmış ve maalesef normal hukuki yolların dışına çıkılarak mevcut tutuklu kişilerin serbest bırakılması için bir adım atılmıştır. Olayın bizatihi kendisinden daha önemli olan, adalet sisteminin bu kadar laçka hale gelmiş olmasıdır.''
HSYK seçimleri sonrasında da bunları ifade ettiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
''Yani HSYK seçimlerinin önemli sonuçlarından birisi, adalet sisteminin içerisinde bir yapıya bağlı olan bir çevrenin, bu laik bir çevre olabilir, dini bir çevre olabilir, hiç önemli değil ama Türkiye'de adalet sisteminin genelinin dışında bir disiplin içerisinde hareket eden, bir komuta içinde hareket eden bir yapının içinde çok sayıda adliye mensubunun olması, gerçekten Türkiye'de sistemi köklerinden rahatsız edecek, zedeleyecek olan temel gelişmelerden birisidir. Dünkü olay da bunun fiilen uygulamalarından birisidir. Yani normalde hiç görevi olmayan bir mahkeme bildiğimiz kadarıyla sürece müdahale etmeye çalışıyor ama görevi olan diğer mahkeme tarafından, bu teşebbüs yarıda bırakılıyor. Dolayısıyla meselenin bu yönü üzerinde durulması lazım. Adalet, evet mahkemeler adaleti sağlamıyorsa, mahkemeler tarafsız değilse, mahkemeler vicdanı gerçekten etkilemiyorsa, sonuçlarının kabul edilmesi mümkün değil. İlginçtir, ibretlik bir olaydır. Türkiye'nin yakinen takip etmesi ve herkesi gözünü açması gereken bir olay olduğunu ifade etmek isterim.''
Kurtulmuş, gazetecilerin, ''Bu olaya, mahkemeler arası bir savaş denilebilir mi? Kararı verenler hakkında bir işlem yapılabilir mi?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Tabii onu bilmiyorum. Siyasetçi olarak bizim vazifemiz adliye sistemine, adalet sistemine yol göstermek veya akıl vermek değildir. Biz de nihayetinde siyasetçiler olarak, adalet sistemi içinde olanları dışarıdan takip ediyoruz ama normal adalet mekanizmasına, gerçekten yan yollarla, paralel yollarla müdahale teşebbüsü olduğu görülüyor. Buna karşı adalet sistemi kendi mekanizması içinde kendi adımlarını atacaktır ve gerekli meseleyi çözecek adımları atacaktır diye düşünüyoruz."
Kurtulmuş, daha sonra toplantıda, AK Parti'den Ordu milletvekili adayı Oktay Çanak, İhsan Şener, Ayşe Nilgün Tomakin ve Şakir Çoban'ı kürsüye çağırarak tanıttı.
- ''Türkiye'nin siyasi tarihindeki en önemli seçimlerinden birisi''
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, toplantıdaki konuşmasında, 7 Haziran'da yapılacak seçimlerin, Türkiye'nin siyasi tarihindeki en önemli seçimlerinden birisi olduğunu, Türkiye'nin bu seçimle 4 yıllık seçimsiz bir döneme gireceğini, bu dönemi de tamamıyla her bakımdan hizmetle geçeceğini söyledi.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması ve güçlü bir Türkiye olması açısından 7 Haziran seçimlerinden yeterince istifade edeceğini ümit ettiğini belirten Kurtulmuş, milletin kararlılığıyla 7 Haziran'dan sonra Türkiye'nin "yeni Türkiye" olma yolundaki bütün engellerin ortadan kaldırılacağını vurguladı.
Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve hukuki reformlarıyla bütünüyle milletin egemen olduğu yeni bir sisteme kavuşacağını dile getirdi.Türkiye'yi siyaset ve ekonomi alanında daha güçlü bir hale getirerek yola devam etmek mecburiyetinde olduklarını söyleyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Geçtiğimiz Türkiye'yi şöyle bir hatırlayın. Eski Türkiye'de maalesef bir takım güçler tarafından, devlet IMF'ye 25 milyon dolar için mahkum edilmişti. Türkiye borç içinde yüzüyordu. Çevresindeki olaylara kayıtsız, kapılarını dışarıya kapatmış bir Türkiye vardı. Şimdi CHP uzun bir süre sonra ilk defa halka dokunan seçim vaatleri açıklamak durumunda kaldı. Önceleri açıklamazdı. Çünkü nasıl olsa bu millet bana oy vermeye mecbur diyordu. Hiçbir şey yapmasak da milletin bir kısmı bize oy verecek diyordu ama işler değişti. Şimdi kaynak dediler, nereden bulunacak. Ben kaynak tartışmasına girmiyorum. Öncelikle CHP'ye teşekkür ediyorum. İlk defa millete bir şey söyleme ihtiyacı hissetmişler. Bu bir aşamadır."
Kurtulmuş, bir ekonomist olarak, CHP'nin vaatlerini baştan aşağı okuduğunu ve vaatlerde bir sürü çelişki olduğunu aktardı. Vaatlerden birinin de yeniden IMF ile ilişkilerin arttırılması olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Solcu mu, sağcı mı, ne olduğu belli olmayan bir program. Gelirler İdaresinin özelleştirilmesinden bahsediliyor. Gelirler İdaresinin özelleştirilmesi Duyun-i Umumiye'yi getirmek demektir. Bu millet bu tehlikeyi geride bıraktı. Bir daha siz isteseniz de bunu yapmaz. Bunu söylerseniz de gelip size zaten oy vermez bu millet" diye konuştu.
Türkiye'de geçmişte hava karardıktan sonra çıkılamayan yolların bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, 30 yıl süren terörün Türkiye'yi 1,2 trilyon dolar maddi kayba uğrattığını vurguladı.
O Türkiye'nin artık eskide kaldığını, yeni Türkiye'nin çözüm süreci ile yoluna devam ettiğini, en kısa zamanda Türkiye'deki silahların bütünüyle toprağa gömüleceğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu topraklarda bir daha insanlarımız terör dolayısıyla ölmeyecek, öldürülmeyecek. Milletten başka kimsenin egemen olmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız. Önümüzdeki 4 yılın temel ve ana fikri budur. Bir daha darbe tehditlerinin olmadığı, bir takım egemenlerin siyaseti dizayn etmediği, bazı iş adamları derneklerinin gazete ilanları ile başbakanları değiştirmediği, parlamentoda milletvekili pazarlıklarıyla iktidarların düşürülmediği bir Türkiye'yi hep beraber inşa edeceğiz.''
Toplantıya Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, AK Parti Ordu İl Başkanı Uğur Çelik ve partililer katıldı.
Kaynak: AA
Etkinlik öncesinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Kurtulmuş, "paralel yapı" operasyonu kapsamında tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve bazı polisler hakkında dün verilen tahliye kararını eleştirerek, ''Bu gelişme ibretliktir'' dedi.
Tahliye kararının, Türkiye'de "paralel yapı"nın ne kadar ciddi bir tehlike oluşturduğunun bizatihi uygulaması olduğunu savunan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
''Maalesef mahkemelerde ekipleşmeler, adalet dağıtması gereken temel müesseselerden birisi olan adliyelerimiz, işte şu yapının adamı, o yapının, öteki taraftakinin nöbetçi savcısı, öteki tarafın nöbetçi hakimi. Sanki bütün bunlar ayarlanmış ve maalesef normal hukuki yolların dışına çıkılarak mevcut tutuklu kişilerin serbest bırakılması için bir adım atılmıştır. Olayın bizatihi kendisinden daha önemli olan, adalet sisteminin bu kadar laçka hale gelmiş olmasıdır.''
HSYK seçimleri sonrasında da bunları ifade ettiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
''Yani HSYK seçimlerinin önemli sonuçlarından birisi, adalet sisteminin içerisinde bir yapıya bağlı olan bir çevrenin, bu laik bir çevre olabilir, dini bir çevre olabilir, hiç önemli değil ama Türkiye'de adalet sisteminin genelinin dışında bir disiplin içerisinde hareket eden, bir komuta içinde hareket eden bir yapının içinde çok sayıda adliye mensubunun olması, gerçekten Türkiye'de sistemi köklerinden rahatsız edecek, zedeleyecek olan temel gelişmelerden birisidir. Dünkü olay da bunun fiilen uygulamalarından birisidir. Yani normalde hiç görevi olmayan bir mahkeme bildiğimiz kadarıyla sürece müdahale etmeye çalışıyor ama görevi olan diğer mahkeme tarafından, bu teşebbüs yarıda bırakılıyor. Dolayısıyla meselenin bu yönü üzerinde durulması lazım. Adalet, evet mahkemeler adaleti sağlamıyorsa, mahkemeler tarafsız değilse, mahkemeler vicdanı gerçekten etkilemiyorsa, sonuçlarının kabul edilmesi mümkün değil. İlginçtir, ibretlik bir olaydır. Türkiye'nin yakinen takip etmesi ve herkesi gözünü açması gereken bir olay olduğunu ifade etmek isterim.''
Kurtulmuş, gazetecilerin, ''Bu olaya, mahkemeler arası bir savaş denilebilir mi? Kararı verenler hakkında bir işlem yapılabilir mi?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Tabii onu bilmiyorum. Siyasetçi olarak bizim vazifemiz adliye sistemine, adalet sistemine yol göstermek veya akıl vermek değildir. Biz de nihayetinde siyasetçiler olarak, adalet sistemi içinde olanları dışarıdan takip ediyoruz ama normal adalet mekanizmasına, gerçekten yan yollarla, paralel yollarla müdahale teşebbüsü olduğu görülüyor. Buna karşı adalet sistemi kendi mekanizması içinde kendi adımlarını atacaktır ve gerekli meseleyi çözecek adımları atacaktır diye düşünüyoruz."
Kurtulmuş, daha sonra toplantıda, AK Parti'den Ordu milletvekili adayı Oktay Çanak, İhsan Şener, Ayşe Nilgün Tomakin ve Şakir Çoban'ı kürsüye çağırarak tanıttı.
- ''Türkiye'nin siyasi tarihindeki en önemli seçimlerinden birisi''
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, toplantıdaki konuşmasında, 7 Haziran'da yapılacak seçimlerin, Türkiye'nin siyasi tarihindeki en önemli seçimlerinden birisi olduğunu, Türkiye'nin bu seçimle 4 yıllık seçimsiz bir döneme gireceğini, bu dönemi de tamamıyla her bakımdan hizmetle geçeceğini söyledi.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması ve güçlü bir Türkiye olması açısından 7 Haziran seçimlerinden yeterince istifade edeceğini ümit ettiğini belirten Kurtulmuş, milletin kararlılığıyla 7 Haziran'dan sonra Türkiye'nin "yeni Türkiye" olma yolundaki bütün engellerin ortadan kaldırılacağını vurguladı.
Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve hukuki reformlarıyla bütünüyle milletin egemen olduğu yeni bir sisteme kavuşacağını dile getirdi.Türkiye'yi siyaset ve ekonomi alanında daha güçlü bir hale getirerek yola devam etmek mecburiyetinde olduklarını söyleyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Geçtiğimiz Türkiye'yi şöyle bir hatırlayın. Eski Türkiye'de maalesef bir takım güçler tarafından, devlet IMF'ye 25 milyon dolar için mahkum edilmişti. Türkiye borç içinde yüzüyordu. Çevresindeki olaylara kayıtsız, kapılarını dışarıya kapatmış bir Türkiye vardı. Şimdi CHP uzun bir süre sonra ilk defa halka dokunan seçim vaatleri açıklamak durumunda kaldı. Önceleri açıklamazdı. Çünkü nasıl olsa bu millet bana oy vermeye mecbur diyordu. Hiçbir şey yapmasak da milletin bir kısmı bize oy verecek diyordu ama işler değişti. Şimdi kaynak dediler, nereden bulunacak. Ben kaynak tartışmasına girmiyorum. Öncelikle CHP'ye teşekkür ediyorum. İlk defa millete bir şey söyleme ihtiyacı hissetmişler. Bu bir aşamadır."
Kurtulmuş, bir ekonomist olarak, CHP'nin vaatlerini baştan aşağı okuduğunu ve vaatlerde bir sürü çelişki olduğunu aktardı. Vaatlerden birinin de yeniden IMF ile ilişkilerin arttırılması olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Solcu mu, sağcı mı, ne olduğu belli olmayan bir program. Gelirler İdaresinin özelleştirilmesinden bahsediliyor. Gelirler İdaresinin özelleştirilmesi Duyun-i Umumiye'yi getirmek demektir. Bu millet bu tehlikeyi geride bıraktı. Bir daha siz isteseniz de bunu yapmaz. Bunu söylerseniz de gelip size zaten oy vermez bu millet" diye konuştu.
Türkiye'de geçmişte hava karardıktan sonra çıkılamayan yolların bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, 30 yıl süren terörün Türkiye'yi 1,2 trilyon dolar maddi kayba uğrattığını vurguladı.
O Türkiye'nin artık eskide kaldığını, yeni Türkiye'nin çözüm süreci ile yoluna devam ettiğini, en kısa zamanda Türkiye'deki silahların bütünüyle toprağa gömüleceğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu topraklarda bir daha insanlarımız terör dolayısıyla ölmeyecek, öldürülmeyecek. Milletten başka kimsenin egemen olmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız. Önümüzdeki 4 yılın temel ve ana fikri budur. Bir daha darbe tehditlerinin olmadığı, bir takım egemenlerin siyaseti dizayn etmediği, bazı iş adamları derneklerinin gazete ilanları ile başbakanları değiştirmediği, parlamentoda milletvekili pazarlıklarıyla iktidarların düşürülmediği bir Türkiye'yi hep beraber inşa edeceğiz.''
Toplantıya Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, AK Parti Ordu İl Başkanı Uğur Çelik ve partililer katıldı.