Ok Açıklaması
12 Mart Dünya Böbrek Günü kapsamında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen organizasyonda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, Muğla’daki diyaliz hastaları ile bir araya geldi.
Ok, Menteşe Belediyesi İskender Alper Salonunda ‘Evde Hemodiyaliz Tedavileri’ konulu konferans verdi. Konferans salonuna bir hasta sedye ile gelmesi dikkat çekti.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, “Diyaliz tedavisi gören hastalarımız ev hemodiyalizi ile tanıştıktan sonra hayat kaliteleri tıpkı sağlıklı bireylerin seviyesine ulaşıyor. Ev Hemodiyalizi sayesinde hastalarımızın fiziksel sağlıklarının düzelmesi, onların ruhsal sağlıklarını da olumlu yönde etkiliyor ve yaşam kalitelerini artırıyor” dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, evde hemodiyaliz uygulamasının yaygın olduğunu, Türkiye’de ise yeni yeni uygulamaya başlandığını söyledi.
Ok, böbrek hastalarının artık tatsız tuzsuz bir yaşama mahkûm olmadığını söylerken, ev hemodiyalizi tedavisi gören hastaların, yaşamın her alanında sağlıklı bireyler kadar özgür davranabildiğini belirtti.
Diyaliz merkezlerindeki hemodiyaliz tedavisinin ülkeden ülkeye farklılıklar gösterdiğini söylerken, ABD’de diyaliz hastalarının ölümünün daha erken olduğunu açıkladı.
Ok, “ABD’de Hemodiyaliz tedavisi 3 gün 4 saat yapılıyor. Bu süre en düşük diyaliz miktarı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, vücutta biriken fazla sıvı ve atık maddeler tam olarak temizlenememektedir. Yetersiz hemodiyaliz tedavisi çeşitli sorunlara, şikâyetlere, hayat kalitesinin düşmesine yol açar. Oysa en ideal tedavi türü, günaşırı olacak şekilde gece uykuda iken yapılan 7-8 saatlik diyalizlerdir. Bu durumu mümkün kılan ev hemodiyalizi sayesinde hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesi artmakta ve diyalize bağlı şikâyetler de azalmaktadır” dedi.
Türkiye’de 13 yaşında 77 yaşına kadar hemodiyaliz tedavisi gören insanların bulunduğunu belirten Ok, “Ev hemodiyalizinin, klinik diyalizine göre beslenme açısından hastaya özgürlük tanıyor, hastalar istedikleri besinleri tüketebiliyor. Ev hemodiyalizi hastalarının sağlıklı bireyler için bile zor olan ağır işleri, yorucu sporları yapabiliyor. Ev hemodiyalizi tedavisini tercih eden hastalar aslında bir nevi kaliteli yaşam ve özgürlüğü tercih ediyor. Ev hemodiyalizi tedavisi gören hastalar, kendi evlerinde uyku esnasında daha uzun süre diyalize girebilme imkânı buldukları için vücuttaki tüm değerlerde olumlu değişimler meydana geliyor” dedi.
Kaynak: İHA
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, “Diyaliz tedavisi gören hastalarımız ev hemodiyalizi ile tanıştıktan sonra hayat kaliteleri tıpkı sağlıklı bireylerin seviyesine ulaşıyor. Ev Hemodiyalizi sayesinde hastalarımızın fiziksel sağlıklarının düzelmesi, onların ruhsal sağlıklarını da olumlu yönde etkiliyor ve yaşam kalitelerini artırıyor” dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, evde hemodiyaliz uygulamasının yaygın olduğunu, Türkiye’de ise yeni yeni uygulamaya başlandığını söyledi.
Ok, böbrek hastalarının artık tatsız tuzsuz bir yaşama mahkûm olmadığını söylerken, ev hemodiyalizi tedavisi gören hastaların, yaşamın her alanında sağlıklı bireyler kadar özgür davranabildiğini belirtti.
Diyaliz merkezlerindeki hemodiyaliz tedavisinin ülkeden ülkeye farklılıklar gösterdiğini söylerken, ABD’de diyaliz hastalarının ölümünün daha erken olduğunu açıkladı.
Ok, “ABD’de Hemodiyaliz tedavisi 3 gün 4 saat yapılıyor. Bu süre en düşük diyaliz miktarı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, vücutta biriken fazla sıvı ve atık maddeler tam olarak temizlenememektedir. Yetersiz hemodiyaliz tedavisi çeşitli sorunlara, şikâyetlere, hayat kalitesinin düşmesine yol açar. Oysa en ideal tedavi türü, günaşırı olacak şekilde gece uykuda iken yapılan 7-8 saatlik diyalizlerdir. Bu durumu mümkün kılan ev hemodiyalizi sayesinde hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesi artmakta ve diyalize bağlı şikâyetler de azalmaktadır” dedi.
Türkiye’de 13 yaşında 77 yaşına kadar hemodiyaliz tedavisi gören insanların bulunduğunu belirten Ok, “Ev hemodiyalizinin, klinik diyalizine göre beslenme açısından hastaya özgürlük tanıyor, hastalar istedikleri besinleri tüketebiliyor. Ev hemodiyalizi hastalarının sağlıklı bireyler için bile zor olan ağır işleri, yorucu sporları yapabiliyor. Ev hemodiyalizi tedavisini tercih eden hastalar aslında bir nevi kaliteli yaşam ve özgürlüğü tercih ediyor. Ev hemodiyalizi tedavisi gören hastalar, kendi evlerinde uyku esnasında daha uzun süre diyalize girebilme imkânı buldukları için vücuttaki tüm değerlerde olumlu değişimler meydana geliyor” dedi.