Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz Açıklaması

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile yapılan düzenlemeleri açıklayarak, Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, genel hükümlerinde ve ceza türlerinde önemli değişiklik yapıldığını, bu nedenle de Askeri Ceza Kanunu'yla uyumsuzlukların ortaya çıktığını söyledi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz Açıklaması

TBMM Genel Kurulunda Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşmelerinde hükümet adına söz alan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, tasarının Anayasa'da 2004'de ve 2010'da yapılan değişikliklerin zorunlu bir gereği olduğunu belirtti.

2004'te Anayasa'nın 15, 38 ve 87'nci maddelerinde yapılan değişikliklerle ölüm cezası ve ölüm cezasının infazına ilişkin hükümler yürürlükten kaldırıldığını hatırlatan Bakan İsmet Yılmaz, bu değişiklikler neticesinde Askeri Ceza Kanunu'nda yer alan ölüm cezasına ilişkin hükümlerin Anayasa'ya aykırı hâle geldiğini belirtti.

2010 yılında yapılan halk oylaması neticesinde kabul edilen anayasa değişikliğiyle de Anayasa'nın askeri yargıya ilişkin 145'inci maddesinde önemli değişiklikler yapıldığını belirten Bakan Yılmaz, bu kapsamda askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri ve askeri savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin, mahkemesinde görevli bulundukları komutanlıkla ilişkilerinin düzenlemesi ölçütlerinden biri olan askerlik hizmetinin gerekleri kavramı madde metninden çıkartıldığını açıkladı.

Bakan Yılmaz, “Askeri hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden askeri hizmetlerin gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerinin kanunla düzenleneceğine dair cümle de madde metninden çıkarılmıştır. Yine, savaş hali haricinde asker olmayan kişilerin askerî mahkemelerde yargılanmayacağı ilkesi benimsenmiş, asker kişiler tarafından askerî mahallerde işlenen bazı suçlar ile devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davaların adli yargıda görüleceği hususları düzenlenmiştir” dedi.

"ÇIKAN BOŞLUĞU BU YASAYLA DOLDURUYORUZ”
Türk Ceza Kanunu'ndaki yeni düzenlemeyle birçok müessesenin ceza hukukuna girdiğini ve ceza hukukunun temel felsefesinin değiştiğini kaydeden Bakan Yılmaz, “Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, genel hükümlerinde ve ceza türlerinde önemli değişiklik yapılmış, bu değişikliklerde Askeri Ceza Kanunu'yla uyumsuzluklar ortaya çıkmıştır. Yine, bazı askeri suçlar yönünden erteleme hükümlerinin uygulanmayacağı, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceğine ilişkin hükümler ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin askeri suçlar yönünden uygulanmayacağına ilişkin maddeler de iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bir diğer iptali ise Milli Savunma Bakanı tarafından askeri hakimlere verilen disiplin cezasını da iptal etmiştir ve bu iptal gerekçesinde altı aylık da süre vermiştir, ‘bu süre içerisinde bu boşluğu doldurun’ diye. İşte, askeri hakimlere Milli Savunma Bakanının disiplin cezası verme yetkisini Anayasa Mahkemesince Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesiyle çıkan boşluğu bu yasayla dolduruyoruz” diye konuştu.

Bu yasayla birlikte Milli Savunma Bakanlığının almış olduğu hiçbir yetki olmadığını ifade eden Bakan Yılmaz, “Madde 25, ‘Milli Savunma Bakanı, inceleme yapmakla görevlendirilen askerî adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler ve işlemden ceza tayinine veya soruşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir.’ diyerek hülasa bu kanunla Millî Savunma Bakanlığına verilen bütün yetkileri, biz Anayasa Mahkemesinin Millî Savunma Bakanının ceza veremeyeceğine ilişkin hükmünü esas alarak, 4 tane birinci sınıfa ayrılmış hakimin oluşturacağı ve Milli Savunma Bakanının da başkanlık yapacağı bir kurula devrediyoruz. Burada en çok şikayet, ‘bu Kurula niçin Millî Savunma Bakanı giriyor?’ şeklinde. Bir sefer bu Hakimler Kurulu yargısal bir işlem değildir, idari bir işlemdir. Hollanda'daki hukuki sistemi söylüyorum. Bir tane Yüksek Yargı Konseyi vardır Hollanda'da, Yargı Konseyi Yasası'yla Yargı Konseyinin tüm üyelerini Adalet Bakanı altışar yıllık dönem için atar. Eğer ki Yargı Konseyinin üyesini Hollanda Adalet Bakanı atarsa bu evrensel insan haklarına, hukuka uygun, ama Türkiye'de… Kaldı ki birçok ülkede Adalet Bakanı atıyorsa, ‘Türkiye'de Bakan atamasın’ derseniz yine Avrupa'ya anlatamazsınız” açıklamasında bulunarak Avrupa ülkelerinden örnekler verdi

Bakan Yılmaz, “Dolayısıyla da bir başka ülkede Adalet Bakanına veya bakana verilen yetkinin Türkiye'de verilemeyeceğini söylemek ve bunun da Avrupa'ya izah edilemeyeceğini söylemek doğru bir yaklaşım değildir. Yine bir başka husus, sistemin iyi işlemesinden öncelikle bakan sorumludur, çünkü bu millete hesap verecek bakandır. Meclis araştırması vardır, gensoru vardır ve hepsinden de önemlisi, dört yılda bir milletin huzuruna gitmek vardır; vatandaşın hakkını ihlal ederseniz, o zaman ne yüzle çıkacaksınız? Ama buradaki bazı arkadaşlarımı görüyorum ‘bürokrasi atarsa normal, siyaset atarsa yanlış’ diyen var. Eğer bunu bu kürsüden birisi söylüyorsa burada bulunma gerekliliğini inkâr etmiş demektir. Siyasetin yönetemediği Türkiye'de bir kurumun olmaması lazımdır” dedi.

Kaynak: İHA