'Gülen'i Eleştirince PDY Bana Kumpas Kurdu'
ABDULLAH DOĞAN - Konya'da 19 Aralık 2011'de El Kaide operasyonunda gözaltına alınan ve terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 11 ay hapse mahkum edilen din alimi Alaaddin Palevi, delil yetersizliğinden tahliye edildiği davada Paralel Devlet Yapılanmasının (PDY) kumpas kurduğunu iddia etti.
Din alimi Palevi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Said Nursi'nin eğitim gördüğü Bitlis'in Güroymak ilçesindeki Norşin medresesinde İslami ilimler tahsil ettiğini ifade etti.
Palevi, icazet aldıktan sonra Şam ve Türkiye'nin çeşitli kentlerindeki medreselerde görev yaptığını ifade ederek, hayatı boyunca kalemin, düşünce ve ilmin hakim olmasını savunduğunu vurguladı.
Şam'da bulunduğu sırada Fetullah Gülen cemaati tarafından bir panele davet edildiğini dile getiren Palevi, şöyle konuştu:
"Cemaatin önde gelenlerinden, Gülen'in sağ kolu olarak bilinen Necdet İçel, defalarca beni çağırdı. Sonrasında emrindeki Fatih adında bir genç geldi. Guta'da toplantı düzenlemişler, bunların daveti üzerine gittim. Orada onların fikirlerine ters ifadeler söyledim. Allah için, uyanmaları için konuştum. İstikametlerinin İslam'a uymadığını, Gülen'in mazlum Müslümanların yanında yer almadığını anlattım. Bu ifadelerden dolayı Gülen cemaati bana karşı kinlendi."
- "El Kaide'nin hedefi başka benim hedefim başka"
Palevi, kitaplarındaki bazı düşüncelerinden dolayı PDY'nin kendisini hedef aldığını iddia ederek, şöyle devam etti:
"Beni El Kaide'ci yaptılar. Allah şahit, bunları ne bilirim ne de tanırım. Yanlış metot üzerine olduklarını her fırsatta söylüyorum. Bunların metodu Peygamber Efendimizin metodu değildir. Konya'da medrese açtım. Çevreden de gençler geliyordu. Bunların nereden, nasıl geldikleri belirsiz. Herkese gidiyorlar. Benim de hedefim bu gençleri ilim ve irfanla yetiştirmektir. İnsanlığa faydalı hizmetler yapmalarını sağlamaktır. El Kaide'nin hedefi başka benim hedefim başka. Ama beni bunlarla bir tutup iftira attılar, kumpas kurdular. Ehli sünnet akidesiyle İslam şuurunu kazandırmaktan başka bir amacımız yok. İlmin amacı inşa ve ıslah etmektir. Gayesi güzelleştirmektir."
- "Hiç tanımadığım 18 kişiyi müridim yaptılar"
Konya'daki medresesine polisin operasyon yaptığını anlatan Palevi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Operasyonu; linç etmek, rezil etmek ve küçük düşürmek için 15 polis arabasıyla yaptılar. Gelseler 'Hocam böyle bir şey var, araştıralım, soracaklarımız var' deseler, ben kaçmıyorum ki... Komşularımıza ve çevredekilere 'bakın burada terör var' mesajı veriyorlar. Bizi karalamak için ellerinde tüfeklerle polisler, sanki karşısında büyük bir düşman varmış gibi davranıyordu. Polislerden birine, 'burada kitap ve kalemden başka bir şey olmaz, ne arıyorsunuz? Tefsir, hadis, fıkıh ve ilmihal kitaplarının bulunduğu yerde bizi nasıl örgütçü ilan ediyorsunuz' diye sordum. Bana, 'hakimle konuşursun' cevabını verdi. Hakim de onlardan, acayip bir hareket."
Palevi, polislerden birinin kendisine "Hoca kaçarsan sırtından kurşunu yersin" dediğini aktararak, şunları kaydetti:
"Ben 'Niye kaçayım ki' dedim. Sonra karakola götürdüler. Bir hafta nezarethanede bekledim. Yukarıda dans ediyorlardı, her türlü psikolojik baskıyı uyguladılar. Bir ekmek, bir bardak su veriyorlar, kendileri de leziz yemekleri tadıyordu. Onlar yiyor, biz de bakıyorduk. Benimle içeri alınan hiç tanımadığım 18 kişiyi müridim yaptılar. Adımı da 'İdeolog' koymuşlar. Bana fetva sormak üzere gelen bir genci de içeri attılar. Onu El Kaide'nin elemanı, beni de hocası yapmışlar. Çileli bir süreç yaşadım. O parmaklıklar arasında zulüm sahiplerini Allah'a havale ettim. Şimdi onların hepsi bir bir içeri giriyor, cezalarını çekiyor."
- Telefonundan şifreli mesaj atmışlar
Davada El Kaide'ye üye olmak ve örgütü yönetmek suçuyla yargılandığını anımsatan Palevi, şu ifadeleri kullandı:
"Telefonumu gözaltı sırasında polisler almıştı. Telefonumdan 'AD, CFE, SDF' gibi ifadelerle farklı numaralara mesaj göndermişler. Hakim, 'bunlar örgüt üyelerine gönderdiğin şifreli mesajlar mı?' diye sordu. Mesaj yazmasını da atmasını da vallahi bilmiyorum. Hala da bilmiyorum. Mahkemeye bir dosya getirmişler, bir sürü silah fotoğrafı. Ömrümde görmediğim silahlar var. Hakim, 'bunların hepsi senin evinden çıktı' dedi. Ben de 'polis evime hiç gelmedi ki' dedim. Medresedeki talebeler silahı geçtim, av tüfeği bile görmemiş. Kumpas yapan polislerin bu fotoğrafları çektiğini düşünüyorum. Fetullah Gülen'in elemanları Güroymak'ta şeyh Nureddin'e, benim hakkımda 'buna bir ceza verelim, 15 yıl içeride yatsın da akıllansın' demiş. Nureddin hoca da 'neden Alaaddin'e böyle davranıyorsunuz, o iyi biridir' deyince 'biz de biliyoruz örgütle bağlantısının olmadığını ama bazı düşünceleri bize ters. Onu cezalandırmak istiyoruz' demişler."
- "Müslümanlara zulmetmeyin"
"Fetullahçılardan şunu istiyorum" diye seslenen Palevi, "Bana karışmayın. Burada Kur'an ve sünnet dersi yapıyorum. Onlar zulme devam ediyor. Allah'ın huzuruna, bana bu zulmü yapanların ismini götüreceğim. Suçsuz yere hapis yattım, zulüm gördüm. Onları tövbe etmeye davet ediyorum. Allah'ın azabı çetindir. Müslümanlara zulmetmeyin" dedi.
- "DAEŞ tarafından tehdit ediliyorum"
Palevi, bazı gazete ve köşe yazarlarının kendisi hakkında gerçek dışı yayınlarını sürdürdüğüne işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bu hareketin etkisinde olan bir yayın organı hala hakkımda DAEŞ'çi diye yayın yapıyor. İftira ve kumpas diliyle yalan yanlış yazılar yazdırıyorlar. DAEŞ tarafından tehdit edilmiş biri olarak, benim DAEŞ'e yakın olduğum iftirasında bulunuyorlar. Bu örgüt İslam metoduna uymuyor. İçine saman koyup mektup göndermişler. Medresemde bombalı eylem yapmakla tehdit ediyorlar. Böyle olduğu halde bu yapının tetikçileri aynı kumpas mantığıyla iftiralara devam ediyor. Yakamdan düşün artık. Kur'an ve sünnet talebesi olarak bana zulmetmeyin. Hem bunlara hem de DAEŞ'in peşinden gidenlere sesleniyorum. Rasulullahı takip edin. İslam, Peygamber Efendimiz'in metoduyla yaşanır. Bir gazeteci benim hakkımda 'Nusracı, El Kaideci, DAEŞ'cilerin takip ettiği hoca' gibi ifadelerde bulunmuş. İftiradır. DAEŞ, Nusra, El Kaide ve diğer gayri İslami gizli örgütler, bunların hiçbirini Peygamberin metoduna uygun görmüyorum ve o akidede değilim."
Kaynak: AA
Palevi, icazet aldıktan sonra Şam ve Türkiye'nin çeşitli kentlerindeki medreselerde görev yaptığını ifade ederek, hayatı boyunca kalemin, düşünce ve ilmin hakim olmasını savunduğunu vurguladı.
Şam'da bulunduğu sırada Fetullah Gülen cemaati tarafından bir panele davet edildiğini dile getiren Palevi, şöyle konuştu:
"Cemaatin önde gelenlerinden, Gülen'in sağ kolu olarak bilinen Necdet İçel, defalarca beni çağırdı. Sonrasında emrindeki Fatih adında bir genç geldi. Guta'da toplantı düzenlemişler, bunların daveti üzerine gittim. Orada onların fikirlerine ters ifadeler söyledim. Allah için, uyanmaları için konuştum. İstikametlerinin İslam'a uymadığını, Gülen'in mazlum Müslümanların yanında yer almadığını anlattım. Bu ifadelerden dolayı Gülen cemaati bana karşı kinlendi."
- "El Kaide'nin hedefi başka benim hedefim başka"
Palevi, kitaplarındaki bazı düşüncelerinden dolayı PDY'nin kendisini hedef aldığını iddia ederek, şöyle devam etti:
"Beni El Kaide'ci yaptılar. Allah şahit, bunları ne bilirim ne de tanırım. Yanlış metot üzerine olduklarını her fırsatta söylüyorum. Bunların metodu Peygamber Efendimizin metodu değildir. Konya'da medrese açtım. Çevreden de gençler geliyordu. Bunların nereden, nasıl geldikleri belirsiz. Herkese gidiyorlar. Benim de hedefim bu gençleri ilim ve irfanla yetiştirmektir. İnsanlığa faydalı hizmetler yapmalarını sağlamaktır. El Kaide'nin hedefi başka benim hedefim başka. Ama beni bunlarla bir tutup iftira attılar, kumpas kurdular. Ehli sünnet akidesiyle İslam şuurunu kazandırmaktan başka bir amacımız yok. İlmin amacı inşa ve ıslah etmektir. Gayesi güzelleştirmektir."
- "Hiç tanımadığım 18 kişiyi müridim yaptılar"
Konya'daki medresesine polisin operasyon yaptığını anlatan Palevi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Operasyonu; linç etmek, rezil etmek ve küçük düşürmek için 15 polis arabasıyla yaptılar. Gelseler 'Hocam böyle bir şey var, araştıralım, soracaklarımız var' deseler, ben kaçmıyorum ki... Komşularımıza ve çevredekilere 'bakın burada terör var' mesajı veriyorlar. Bizi karalamak için ellerinde tüfeklerle polisler, sanki karşısında büyük bir düşman varmış gibi davranıyordu. Polislerden birine, 'burada kitap ve kalemden başka bir şey olmaz, ne arıyorsunuz? Tefsir, hadis, fıkıh ve ilmihal kitaplarının bulunduğu yerde bizi nasıl örgütçü ilan ediyorsunuz' diye sordum. Bana, 'hakimle konuşursun' cevabını verdi. Hakim de onlardan, acayip bir hareket."
Palevi, polislerden birinin kendisine "Hoca kaçarsan sırtından kurşunu yersin" dediğini aktararak, şunları kaydetti:
"Ben 'Niye kaçayım ki' dedim. Sonra karakola götürdüler. Bir hafta nezarethanede bekledim. Yukarıda dans ediyorlardı, her türlü psikolojik baskıyı uyguladılar. Bir ekmek, bir bardak su veriyorlar, kendileri de leziz yemekleri tadıyordu. Onlar yiyor, biz de bakıyorduk. Benimle içeri alınan hiç tanımadığım 18 kişiyi müridim yaptılar. Adımı da 'İdeolog' koymuşlar. Bana fetva sormak üzere gelen bir genci de içeri attılar. Onu El Kaide'nin elemanı, beni de hocası yapmışlar. Çileli bir süreç yaşadım. O parmaklıklar arasında zulüm sahiplerini Allah'a havale ettim. Şimdi onların hepsi bir bir içeri giriyor, cezalarını çekiyor."
- Telefonundan şifreli mesaj atmışlar
Davada El Kaide'ye üye olmak ve örgütü yönetmek suçuyla yargılandığını anımsatan Palevi, şu ifadeleri kullandı:
"Telefonumu gözaltı sırasında polisler almıştı. Telefonumdan 'AD, CFE, SDF' gibi ifadelerle farklı numaralara mesaj göndermişler. Hakim, 'bunlar örgüt üyelerine gönderdiğin şifreli mesajlar mı?' diye sordu. Mesaj yazmasını da atmasını da vallahi bilmiyorum. Hala da bilmiyorum. Mahkemeye bir dosya getirmişler, bir sürü silah fotoğrafı. Ömrümde görmediğim silahlar var. Hakim, 'bunların hepsi senin evinden çıktı' dedi. Ben de 'polis evime hiç gelmedi ki' dedim. Medresedeki talebeler silahı geçtim, av tüfeği bile görmemiş. Kumpas yapan polislerin bu fotoğrafları çektiğini düşünüyorum. Fetullah Gülen'in elemanları Güroymak'ta şeyh Nureddin'e, benim hakkımda 'buna bir ceza verelim, 15 yıl içeride yatsın da akıllansın' demiş. Nureddin hoca da 'neden Alaaddin'e böyle davranıyorsunuz, o iyi biridir' deyince 'biz de biliyoruz örgütle bağlantısının olmadığını ama bazı düşünceleri bize ters. Onu cezalandırmak istiyoruz' demişler."
- "Müslümanlara zulmetmeyin"
"Fetullahçılardan şunu istiyorum" diye seslenen Palevi, "Bana karışmayın. Burada Kur'an ve sünnet dersi yapıyorum. Onlar zulme devam ediyor. Allah'ın huzuruna, bana bu zulmü yapanların ismini götüreceğim. Suçsuz yere hapis yattım, zulüm gördüm. Onları tövbe etmeye davet ediyorum. Allah'ın azabı çetindir. Müslümanlara zulmetmeyin" dedi.
- "DAEŞ tarafından tehdit ediliyorum"
Palevi, bazı gazete ve köşe yazarlarının kendisi hakkında gerçek dışı yayınlarını sürdürdüğüne işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bu hareketin etkisinde olan bir yayın organı hala hakkımda DAEŞ'çi diye yayın yapıyor. İftira ve kumpas diliyle yalan yanlış yazılar yazdırıyorlar. DAEŞ tarafından tehdit edilmiş biri olarak, benim DAEŞ'e yakın olduğum iftirasında bulunuyorlar. Bu örgüt İslam metoduna uymuyor. İçine saman koyup mektup göndermişler. Medresemde bombalı eylem yapmakla tehdit ediyorlar. Böyle olduğu halde bu yapının tetikçileri aynı kumpas mantığıyla iftiralara devam ediyor. Yakamdan düşün artık. Kur'an ve sünnet talebesi olarak bana zulmetmeyin. Hem bunlara hem de DAEŞ'in peşinden gidenlere sesleniyorum. Rasulullahı takip edin. İslam, Peygamber Efendimiz'in metoduyla yaşanır. Bir gazeteci benim hakkımda 'Nusracı, El Kaideci, DAEŞ'cilerin takip ettiği hoca' gibi ifadelerde bulunmuş. İftiradır. DAEŞ, Nusra, El Kaide ve diğer gayri İslami gizli örgütler, bunların hiçbirini Peygamberin metoduna uygun görmüyorum ve o akidede değilim."