'Türkiye'de Siber Güvenliğin Açmazları' Paneli
NATO Yeni Güvenlik Tehditleri Bölümü Siber Savunma Direktörü Süleyman Anıl, "Siber savunmayı hava, deniz ve kara savunması gibi gördüğünüzde altını doldurmanız ve kendinizi yetiştirmeniz gerekir. Ülkeler, siber alanı kara, hava ve deniz alanları gibi konumlandırmalı. Ukrayna'daki gelişmelerden sonra savaş kavramının değiştiği bir kez daha görüldü" dedi.
Anıl, Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "Türkiye'de Siber Güvenliğin Açmazları" konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, siber saldırı alanında çok büyük yarışların olduğunu söyledi.
NATO'nun özel kriptolu iletişimlerinin büyük kısmının Avrupa'daki mevcut fiber altyapıyı kullandığını aktaran Anıl, eskiden bu tip ihtiyaçların daha küçük olduğunu dile getirdi.
Bugün bütün uygulamaların çok büyük altyapı gerektirdiğini ve herkesin bunları kullandığını anlatan Anıl, "Mesela Portekiz'in, Atlantik'ten geçen uluslararası fiber kablosu kesildiğinde -bu kabloyu tamir etmek çok zor- Güney ve Kuzey Amerika ile ilgili ticari ve diğer iletişimleri en azından 1-2 hafta sürecek bir bağlantı kaybediyor. Bunun hem ticari hem ekonomik etkisi çok büyük" değerlendirmesinde bulundu.
NATO'nun, kendisinden gelen bilgileri ağlarında kullanan ülkeleri denetleme yetkisine sahip olduğunu vurgulayan Anıl, kurumun güvenlik asistanlarının üye ülkeleri ziyaret ederek denetlediğini açıkladı.
Anıl, Türkiye'nin kağıt üzerinde siber güvenlikte temel hedeflerine ulaştığının görüldüğünü söyledi.
- "Siber savunmada bölgesel ve ulusal partnerlerinizin olması önemlidir"
Bir gazetecinin "Terör örgütlerine paralel olarak siber saldırılar arttı mı? NATO'nun, Türkiye özelinde koruma kalkanı programı var mı?" sorusu üzerine Anıl, şunları söyledi:
"Siber saldırılarda da artış var fakat şu anda çok zorlayıcı değil. Siber savunmayı hava, deniz ve kara savunması gibi gördüğünüzde altını doldurmanız ve kendinizi yetiştirmeniz gerekir. Ülkeler, siber alanı, kara, hava ve deniz alanları gibi konumlandırmalı. Ukrayna'daki gelişmelerden sonra savaş kavramının değiştiği bir kez daha görüldü. Bire bir, ordu orduya savaşın dışında çeşitli savaşlar görüyoruz. Geleneksel savunma yöntemleri bu konularda etkili olmuyor. Siber savunmada bölgesel ve ulusal partnerlerinizin olması önemlidir. Siber saldırılar dışarıdan gelir, bu yüzden diğer partnerlerle iyi ilişkilerinizin olması gerekir."
Süleyman Anıl, NATO'nun siber saldırıyı etkisiz hale getirmek üzere çalıştığını fakat siber saldırıda bulunmadığını dile getirerek, "Çünkü bu hukuki değildir. NATO'nun Türkiye ve diğer üye ülkeler üzerinde bir siber kalkanı yok. NATO'nun siber kalkan yeteneği yok. Öncelikle ülkelerin kendi siber kalkan yeteneklerinin olması gerekir. NATO, üyesi olan ülkelere resmi başvurularının niteliğine göre siber güvenlik ve siber savunma yardımı yapar" görüşlerini dile getirdi.
Kadir Has Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Salih Bıçakcı da günden güne gelişen siber dünyanın, insan hayatına kattığı imkanların yanı sıra güvenlik problemlerini de artırdığını vurguladı.
Aktörlerin belirsizliğinin ve siber uzayın hızının, ulus devletleri internet karşısında aciz bıraktığını belirten Bıçakcı, "Büyük ve simetrik devlet yapılarının, yeni ortaya çıkan bu tehditlere karşı eski organizasyonlarla karşılık vermekte zorlandığı görülüyor. Siber tehditlerle mücadele edebilmek için devletlerin asimetrik ve hızlı tepki veren organizasyonlara ihtiyacı var. Tehdidin niteliğini derinlemesine anlamak, geliştirilecek tedbirlerin tutarlılığını artıracaktır" şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
NATO'nun özel kriptolu iletişimlerinin büyük kısmının Avrupa'daki mevcut fiber altyapıyı kullandığını aktaran Anıl, eskiden bu tip ihtiyaçların daha küçük olduğunu dile getirdi.
Bugün bütün uygulamaların çok büyük altyapı gerektirdiğini ve herkesin bunları kullandığını anlatan Anıl, "Mesela Portekiz'in, Atlantik'ten geçen uluslararası fiber kablosu kesildiğinde -bu kabloyu tamir etmek çok zor- Güney ve Kuzey Amerika ile ilgili ticari ve diğer iletişimleri en azından 1-2 hafta sürecek bir bağlantı kaybediyor. Bunun hem ticari hem ekonomik etkisi çok büyük" değerlendirmesinde bulundu.
NATO'nun, kendisinden gelen bilgileri ağlarında kullanan ülkeleri denetleme yetkisine sahip olduğunu vurgulayan Anıl, kurumun güvenlik asistanlarının üye ülkeleri ziyaret ederek denetlediğini açıkladı.
Anıl, Türkiye'nin kağıt üzerinde siber güvenlikte temel hedeflerine ulaştığının görüldüğünü söyledi.
- "Siber savunmada bölgesel ve ulusal partnerlerinizin olması önemlidir"
Bir gazetecinin "Terör örgütlerine paralel olarak siber saldırılar arttı mı? NATO'nun, Türkiye özelinde koruma kalkanı programı var mı?" sorusu üzerine Anıl, şunları söyledi:
"Siber saldırılarda da artış var fakat şu anda çok zorlayıcı değil. Siber savunmayı hava, deniz ve kara savunması gibi gördüğünüzde altını doldurmanız ve kendinizi yetiştirmeniz gerekir. Ülkeler, siber alanı, kara, hava ve deniz alanları gibi konumlandırmalı. Ukrayna'daki gelişmelerden sonra savaş kavramının değiştiği bir kez daha görüldü. Bire bir, ordu orduya savaşın dışında çeşitli savaşlar görüyoruz. Geleneksel savunma yöntemleri bu konularda etkili olmuyor. Siber savunmada bölgesel ve ulusal partnerlerinizin olması önemlidir. Siber saldırılar dışarıdan gelir, bu yüzden diğer partnerlerle iyi ilişkilerinizin olması gerekir."
Süleyman Anıl, NATO'nun siber saldırıyı etkisiz hale getirmek üzere çalıştığını fakat siber saldırıda bulunmadığını dile getirerek, "Çünkü bu hukuki değildir. NATO'nun Türkiye ve diğer üye ülkeler üzerinde bir siber kalkanı yok. NATO'nun siber kalkan yeteneği yok. Öncelikle ülkelerin kendi siber kalkan yeteneklerinin olması gerekir. NATO, üyesi olan ülkelere resmi başvurularının niteliğine göre siber güvenlik ve siber savunma yardımı yapar" görüşlerini dile getirdi.
Kadir Has Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Salih Bıçakcı da günden güne gelişen siber dünyanın, insan hayatına kattığı imkanların yanı sıra güvenlik problemlerini de artırdığını vurguladı.
Aktörlerin belirsizliğinin ve siber uzayın hızının, ulus devletleri internet karşısında aciz bıraktığını belirten Bıçakcı, "Büyük ve simetrik devlet yapılarının, yeni ortaya çıkan bu tehditlere karşı eski organizasyonlarla karşılık vermekte zorlandığı görülüyor. Siber tehditlerle mücadele edebilmek için devletlerin asimetrik ve hızlı tepki veren organizasyonlara ihtiyacı var. Tehdidin niteliğini derinlemesine anlamak, geliştirilecek tedbirlerin tutarlılığını artıracaktır" şeklinde konuştu.