'Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme Ve Uygulama Rehberi'

İSTANBUL - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetle mücadelede yeni bir dönemi başlattıklarını belirterek, "Ceza uygulamalarında 'sıfır tolerans' ilkesi benimsenmiş, Anayasa'da yapılan değişikliklerle kadının ekonomik ve sosyal statüsü güçlendirilmiştir. Ayrıca CEDAW Sözleşmesi de ulusal düzenlemeler karşısında üstün konuma getirilmiştir. Her türlü cinsel taciz ve cinsel saldırı suçunu işleyenlerin cezalandırılacağı hüküm altına alınarak bu madde ile çalışan kadınlar korunmaktadır" dedi.

TÜSİAD'ın işbirliği, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Sabancı Vakfı'nın desteği ile geliştirilen "Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi", İstanbul Sanayi Odası Odakule Meclis Salonu'nda düzenlenen toplantıyla tanıtıldı.

Ramazanoğlu, burada yaptığı konuşmada, tıp fakültesinden mezun olmasının ardından Anadolu'da bir kasabada sağlık ocağı hekimi olarak çalışmaya başladığını, 25-30 yıl öncenin şartlarında sağlık hizmeti verirken, sağlık sorunlarının yanı sıra yoksulluk, şiddet, kız çocuklarının erken evlendirilmeleri gibi sorunlarla karşılaştığını ve evde ihtiyaç olduğunda ilk feda edilenin kız çocuğunun eğitimi olduğunu gözlediğini anlattı.

Pratisyen hekim olarak çalıştığı dönemde, ülkede doktor olarak hizmet etmenin yanı sıra kadınlar, kız çocukları için yapacak çok şey olduğunu fark ettiğini ifade eden Ramazanoğlu, sivil toplum kuruluşlarında çalışmaya başladığını ve daha sonra siyaset alanına geçtiğini söyledi.

Ramazanoğlu, her toplumun kendi sahip olduğu kültürel değerlerin, kadına bakışını ortaya koyduğunu dile getirerek, "Kültürler arası etkileşimin hız kazandığı bir çağda şiddete karşı ortak bir dil oluşturmak son derece önemlidir. Zira kültür ve geleneklerimiz, ahlaki ve dini değerlerimiz, insana ve topluma bakış açımız her türlü şiddeti reddetmektedir. Tüm bunlara karşın şiddetin halen toplumda kadının iş yaşamında önemli engel olarak karşımıza çıkması, temel bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir" diye konuştu.

Şiddetin üç önemli sebebini "sosyolojik ve kültürel sebepler", "hukuki ve ekonomik sebepler" ve "toplumun kadına biçtiği rol" şeklinde sıralayan Ramazanoğlu, sosyolojik açıdan kadına bakışın düzeltilmesi ve kadınların da erkekler gibi sosyal hayatta, ekonomik, siyasi ve hukuki alanda yürüttüğü başarılı çalışmalarla öne çıkartılması gerektiğine işaret etti.

Ramazanoğlu, kadının toplumda sürekli mağduriyete uğrayan bir kişilik olarak değil, başarılı çalışmalarıyla gündeme gelmesi gerektiğini belirterek, savaşların, göçün, büyük ekonomik krizlerin ilk mağdurunun, her zaman kadın ve çocuklar olduğuna dikkati çekti.

Kültürel anlamda kadına bakış açısının değişmesi, kadının yerinin doğru bir şekilde anlatılması gerektiğini vurgulayan Ramazanoğlu,  "Yanlış kanaatlere ve yanlış bilgilendirmelere karşı sessiz kalınmamalıdır. Çünkü kültürümüzde kadının yeri son derece saygın, başarıya odaklanmış ailenin ve toplumun vazgeçilmez temel unsurudur" ifadelerini kullandı.

- "Kadın hukuki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanların tamamında pozitif ayrımcılıkla desteklenmelidir"

Sema Ramazanoğlu, hukuki alanda kadının birçok toplumda ihmal edildiğine, ekonomik ve sosyal yaşamın dışında tutulduğunu, bunun, toplumların eğitimde, ekonomide ve kültürde geri kalmalarının da temel nedeni olduğunu belirtti.

Ekonomik haklar bakımından kadın çalışma hayatının dışına itildiğinden, erkek egemen toplumlarda büyük mağduriyetler yaşadığını belirten Ramazanoğlu, "Kadının eğitiminin yükseltilerek, mesleki alanlarda becerilerinin geliştirilmesi, çocuk yetiştirmesi ve çalışma hayatındaki yerini alması siyasi ve ekonomik anlamda desteklenmeye devam edilmelidir. Kadının her şeyden önce bir anne olduğu unutulmamalıdır. İşte tam da bu sebeple kadın hukuki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanların tamamında pozitif ayrımcılıkla desteklenmelidir" diye konuştu.

Ramazanoğlu, işletmelerde ve kamuda, planlama, uygulama, izleme ve denetimin hayati önem taşıdığının altını çizerek, "İyi bir planlama ve izleme mekanizması oluşturulamadığında kadına yönelik şiddet, kadının başta özel alan olmak üzere ekonomik ve toplumsal yaşama daha aktif ve üretken katılımının önüne geçmektedir. Tüm bu sebeplerden dolayı ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkan şiddet, bireysel ve sosyolojik bir yıkıma dönüşebilmektedir. Her türlü şiddet, kadının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne ağır zarar vermesinin dışında kadının üretkenliğini, çalışma kapasitesini olumsuz etkilemektedir. Bu durum iş gücü piyasasına katılımın düşmesi, iş verimliliğinin azalması, kazanç kaybı gibi riskleri beraberinde getirmektedir" dedi.

Yakın dönemde gerek kadın gerekse aileye yönelik şiddetle mücadele kapsamında bir hukuki alt yapı oluşturulduğunu, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girdiğini hatırlatan Ramazanoğlu, şunları söyledi:

"Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetle mücadelede yeni bir dönemi hep birlikte başlattık. Ceza uygulamalarında 'sıfır tolerans' ilkesi benimsenmiş, Anayasa'da yapılan değişikliklerle kadının ekonomik ve sosyal statüsü güçlendirilmiştir. Ayrıca CEDAW Sözleşmesi de ulusal düzenlemeler karşısında üstün konuma getirilmiştir. Her türlü cinsel taciz ve cinsel saldırı suçunu işleyenlerin cezalandırılacağı hüküm altına alınarak bu madde ile çalışan kadınlar korunmaktadır. Bu alandaki istatistikleri dikkatle takip ediyoruz. Bizlere yol gösteren bu veriler çözümler üretilmesi bakımından stratejik öneme sahiptir. İlaveten konuyla alakalı bilimsel araştırmalar yapıyor sonuçlarını değerlendiriyor ve gerekli adımları atıyoruz."

- "2019 sonuna kadar 10 OSB'de kreşlerin açılması hedeflendi"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, kadının sosyal statüsünün güçlendirilmesi, refah seviyesinin yükseltilmesi ve her türlü mağduriyetinin ortadan kaldırılması için projeler üretmeye devam ettiklerini, 10. Kalkınma Planı'nda kadınların işgücüne katılım ve istihdam oranlarına ilişkin somut hedefler ortaya konulduğunu bildirdi.

Ramazanoğlu, "Kadının iş gücüne katılımını desteklemek amacıyla OSB'lerde 2019 sonuna kadar toplam 10 OSB'de kreşlerin açılması hedeflenmiştir. Tüm çabamız kadınlarımızın iş gücüne katılımının önünde şiddet ve benzeri hiçbir engelin kalmaması yönündedir. Şiddetin olmadığı bir toplum, güçlü, sağlıklı, mutlu birey, aile ve toplum olmanın bir gereğidir. Özellikle aile içinde ve işyerlerinde kadına karşı şiddetin önlenmesinde toplumsal farkındalığın artırılması şarttır. Bu alanda yürütülen çalışmaların yazılı ve görsel medyanın aktif kullanılarak kısa tanıtım filmleriyle desteklenmesi önemli bir araç olacaktır" diye konuştu.

Kaynak: AA