G20-OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Bölgesel mega anlaşmalara taraf ülkeler, anlaşmalara taraf olmayan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomide marjinalleşmesini önlemek için gerekli her türlü önlemi almalıdır" dedi.

G20-OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu'nun açılış konuşmasını yapan Zeybekci, Türkiye olarak OECD ile iş birliği içerisinde Uluslararası Yatırım Küresel Forumu'na ikinci kez ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.

Zeybekci, İstanbul'da 2006'da bir araya geldikleri "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi: Altyapı Örneği" temalı ilk forumda, ticaret ve yatırım hacminin arttığı, daha parlak bir küresel ekonomik ortamda son derece verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Uluslararası Yatırım Küresel Forumu'nun G-20 Ticaret Bakanları Toplantısı ile aynı zamanda düzenlenmesinin son derece uygun ve önemli olduğuna işaret eden Zeybekci,  "Yatırım"ın, Türkiye'nin G20 Dönem Başkanlığının "Kapsayıcılık" ve "Uygulama" ile birlikte 3 temel önceliği arasında yer aldığını söyledi.

Zeybekci, G-20 Dönem Başkanı olarak Türkiye'nin yatırımları, büyüme ve kalkınma yolunda itici bir güç olarak gördüğünü belirterek, yatırımların istihdam, refah artışı ve yenilik için mihenk taşı konumunda olduğunu vurguladı. Zeybekci, "Gerek sermaye ihraç eden ve gerekse sermaye çeken ülkeler ekonominin dönüşmesinde yatırımların büyük gücünün farkındalar. Bu çerçevede, sürdürülebilir bir büyüme için yatırımların artırılması ve daha fazla yatırım çekilmesi birçok ülkenin öncelikli politika hedefi olmaya devam etmektedir" dedi.

2006 yılında gerçekleştirilen Küresel Yatırım Forumu'nda, herkesin küresel ekonomiden oldukça umutlu olduğunu, maalesef, 2008-2009 küresel ekonomik ve mali krizin hem gelişen hem de gelişmekte olan ülkelerin Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) akımlarında sert düşüşlere neden olduğunu hatırlattı.

Hemen hemen tüm ülkeleri az ya da çok etkileyen küresel krizin batık ya da devlet yardımına ihtiyaç duyan çok sayıda finansal kuruluşun, bol likidite ve düşük faiz politikasının, bu döneme damgasını vuran gündem maddeleri olduğunu anlatan Zeybekci, UDY akımlarının, 2007-2009 yılları arasında şaşırtıcı bir şekilde yarı yarıya düşerek, iki yıl içerisinde yıllık 2,3 trilyon dolarından 1,1 trilyon dolar seviyelerine indiğini söyledi.

Bakan Zeybekci, 2009 yılından bu yana, küresel durgunluk nedeniyle UDY akımlarının halen kriz öncesi seviyelere ulaşamadığını, 2011 yılı itibarıyla başlayan kısmi iyileşmeye rağmen, UDY akımlarının halen yıllık 1,3 trilyon dolar seviyelerinde seyrettiği bilgisini verdi. Bazı toparlanma işaretlerine rağmen, küresel ekonominin hala ciddi bir yatırım krizi ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Zeybekci, UDY akımlarının kriz öncesi seviyelerine kıyasla yüzde 40 düşük oranda seyrettiğini ifade etti.

UDY'deki bu ciddi düşüşün nasıl telafi edileceğinin hala bir soru işareti olduğuna dikkati çeken Zeybekci, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kriz sonrası faizlerin oldukça düşük seyrettiği, merkez bankalarının bol likidite sağladığı bir ortamda dahi yatırımlardaki bu düşüş bilhassa sorgulanmalıdır. Bu bağlamda, forumun açılış oturumunun ana temasının 'Yatırımların tekrar canlanmasını sağlayacak politika alternatifleri' olarak belirlenmesinin sebebi de budur. Konuşmacıların, bu oturumda, yatırımlarda yeniden canlanmayı sağlayacak somut politika alternatiflerine ilişkin etkin bir tartışma yürüteceklerini umuyorum.

Böylesine değişken ve belirsiz bir ekonomik ortamda, geçici ve klasik politika çözümleri üzerinde durmaktansa, yeni fikirler ve açılımlar üzerine odaklanmamızın daha doğru olacağını düşünüyorum. Albert Einstein'ın da belirttiği üzere; 'Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir'. Bu nedenle, tüm ihtiyacımız olan mevcut kilitlenmeye cevap olacak, sürdürülebilir toparlanmayı sağlayacak ve özellikle yatırımları tekrar canlandıracak yeni ve yaratıcı ekonomi politikaları ve politika alternatifleri üretmektir."

Zeybekci, bu noktada tüm ekonomilerin makro hedefinin büyüme, büyümenin kaynağının yatırım, yatırımın kaynağının da tasarruf olduğunun altını çizerek, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, şirketleri sermaye piyasaları ile tanıştırmanın, sadece halka açılarak değil bünyelerine uygun sermaye piyasası araçlarını kullanmaya yönlendirmenin başta yatırım kuruluşları olmak üzere herkesin görevi olduğunu dile getirdi.

- "Hizmet sektörü, küresel ekonomide daha etkili bir rol oynadı"

Herkesin yatırım açığını kapatmanın yolunun açık ve istikrarlı bir yatırım ortamı, yeterli finansman olanakları ve etkili politika uygulamalarından geçtiğinin farkında olduğunu söyleyen Zeybekci, ancak, saydığı bu faktörlerin birbirini tamamlamakla birlikte kuşkusuz ki yeterli olmadığını ifade etti.

Zeybekci, şeni ufuklar ve daha geniş bakış açılarına ihtiyaç bulunduğunun kaçınılmaz bir gerçek olduğunu dile getirerek, "Küresel ekonomi; yeni üretim yöntemleri, KOBİ'ler, küresel değer zincirleri ve bölgesel mega anlaşmalar gibi yeni eğilimlerin yükselişiyle birlikte, yeni zorluklar ve yeni çözüm arayışları ile karşı karşıyadır" dedi.

Bakan Zeybekci, oldukça kapsamlı olan bölgesel mega anlaşmaların, dikkatli bir şekilde tasarlanmak ve uygulanmak kaydıyla ticaret ile yatırımın tüm ülkelerin büyüme stratejilerinin merkezine konulmasında ve hukuki çerçevenin çizilmesinde etkin araçlar olabileceğini belirterek, Türkiye'nin bölgesel mega anlaşmalara yönelik sergilediği olumlu tavrını devam ettireceğini aktardı.

Türkiye'nin, bir taraftan önemli ticaret ortaklarıyla hizmet ticareti ve yatırımları da içeren kapsamlı serbest ticaret anlaşmalarını müzakere eder ve imzalarken; diğer taraftan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’nda (TTIP) yer almaya yönelik isteğini de birçok kez dile getirdiğini belirten Zeybekci, şunları kaydetti:

"Ancak, burada unutulmaması gereken bir husus da bölgesel mega anlaşmaların kapsayıcı olmasının bölgesel ticaret ve yatırım akımlarında sağlıklı bir artışı sağlama konusunda temel nokta olduğudur. Bölgesel mega anlaşmalara taraf ülkeler, anlaşmalara taraf olmayan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomide marjinalleşmesini önlemek için gerekli her türlü önlemi almalıdır.

Diğer taraftan, küresel değer zincirlerinin yükselişi küresel ekonomide yeni bir ticaret-yatırım-hizmetler ve know-how bağı oluşturmuştur. Küresel değer zincirleri, ticaret ve yatırım eğilimlerinin yanı sıra büyüme fırsatlarının belirlenmesinde de giderek etkili olmaya başlamıştır."

Hizmet sektörünün, değişen ticaret ve yatırım dinamikleriyle birlikte küresel ekonomide daha etkili bir rol oynadığını vurgulayan Zeybekci, fakat hizmet ticaretinin önündeki engellerin hem yüksek gelirli ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde imalat sektörüne göre çok daha fazla olduğuna işaret etti.

Zeybekci, hizmet sektörünün tam potansiyelini yakalamak için bütün aktörlerin kapsayıcı liberal politikaların tespit edilip uygulanması çabalarının artırılması gerektiğini dile getirdi.

- "KOBİ'lerin ölçeklerini artıracak politikalar üzerinde düşünmek elzem oldu"

Ticaretin, küresel yatırımın büyümesinde teşvik edici olmasını sağlamaya yönelik politikaların temel öğesinin; daha önceden bu fırsatı kaçırmış ülkelerin ve bölgelerin küresel değer zincirlerine katılımını sağlamak olduğunu söyleyen Zeybekci, bu sebeple, KOBİ'lerin ve düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu artıracak politikaları hayata geçirmenin "uygulayıcılık" ve "kapsayıcılık" çerçevesinde Türkiye'nin G20 Dönem Başkanlığı'nın önceliği olduğuna dikkati çekti.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, bu konunun ayrıntılı olarak incelenmesinde fayda gördüğünü belirterek, "İnanıyorum ki bu konu sadece Türkiye için değil bütün G-20 üyesi ülkeler için önem arz ediyor" dedi.

Bu nedenle, KOBİ'lerin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu ticaret gündeminin önceliklerinden biri olarak belirlediklerini ifade eden Zeybekci, bu noktada, ayrıca, OECD'nin küresel değer zincirlerinden bütünüyle istifade edilmesine olanak sağlayacak politikaların benimsenmesi için tüm paydaşları bir araya getirme çabalarını takdir ettiğini dile getirdi.

Diğer taraftan, küresel değer zincirlerinin ve dünya ticaretinin mevcut yapısına baktıklarında büyük ölçekli çok uluslu şirketlerin hakimiyetinin görüldüğünü belirten Zeybekci, ayrıca, teknoloji üretimi, verimlilik, finansal derinlik gibi alanlarda da büyük firmaların öne çıktığını kaydetti.

Zeybekci, gelişmekte olan ülkelerde otomotiv gibi sektörlerde küresel değer zincirlerine halihazırda eklemlenmiş KOBİ'lerin de bunu o ülkelerdeki büyük ölçekli firmalar vasıtasıyla yaptıklarını aktararak, dolayısıyla, küçük ve orta büyüklükteki firmaların ölçeklerini artıracak politikalar üzerinde de düşünmenin elzem olduğunu vurguladı.

Bugün gerçekleştirilecek verimli politika diyaloğunun küresel ekonominin diğer tüm boyutlarına kolaylıkla yayılacağını ve ekonomik zorluklarla mücadele için politika alternatiflerinin tanımlanmasında temel oluşturacağını öngördüğünü dile getiren Zeybekci, konuşmasını, "Uluslararası Yatırım Küresel Forumu’nun başarılı geçmesini diliyorum. Tüm konuşmacılara, katılımcılara ve bu etkinliğin gerçekleşmesinde yer alan herkese değerli katkılarından dolayı ayrıca teşekkür ederim. Forumun son derece verimli geçmesini ve buradaki fikir alışverişinin iki gün sürecek G-20 Ticaret Bakanları Toplantısı'na olumlu katkılar sağlamasını diliyorum" diyerek tamamladı.

Kaynak: AA