Uluslararası 23. Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, İslam aleminin, işgaller, iç çatışmalar ve katliamlarla sarsıldığını belirterek, "Kabullenmek, acziyet gösterip bir tarafa çekilmek veya hadiselerin arka planını anlamadan kör dövüşüne kalkışmak, içinde bulunduğumuz durumu düzeltmek bir yana daha da kötüleştirir" dedi.
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nce (ESAM) düzenlenen Uluslararası 23. Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi'nin açılışında konuşan Kamalak, önceleri sadece Afganistan ve Irak'ın gündemi işgal ettiğini, mevcut durumda ise Suriye, Libya, Mısır, Bangladeş, Arakan, Nijerya ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile birçok ülkelerdeki gelişmeleri, endişe ve çaresizlik içinde izlediklerini anlattı.
"Son yıllarda İslam alemi, işgaller, iç çatışmalar, çekişmeler ve hatta katliamlarla sarsılmakta. İslam alemi kısır çekişmeler ve dış etkiler sebebiyle, bir türlü kendine gelemiyor" ifadelerini kullanan Kamalak, "Kabullenmek, acziyet gösterip bir tarafa çekilmek veya hadiselerin arka planını anlamadan kör dövüşüne kalkışmak, içinde bulunduğumuz durumu düzeltmek bir yana daha da kötüleştirir" dedi.
İçinde bulunulan durumun sorgulanması gerektiğine vurgu yapan Kamalak, "Bu kadar büyük medeniyetler, devletler kurmamıza rağmen, nasıl olup da bugünkü duruma düştük? Bu soruyu doğru cevaplayabilirsek, yeniden ayağa nasıl kalkacağımızın cevabını da bulmuş oluruz" diye konuştu.
- Musavi, D-8 hakkında bilgi verdi
Açılışta konuşan D-8 Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi de katılımcılara örgütle ilgili bilgi verdi.
D-8'in dostluk, dayanışma ve sürdürülebilir ekonomik büyüme temeline dayalı bir örgüt olduğunu ifade eden Musavi, "Bol insan ve doğa kaynağıyla D-8, üye ülkelerin ekonomik gelişmesi için olduğu kadar, küresel ekonomi için de başat bir aktör olmayı hedefliyor" dedi.
Küreselleşme ve karşılıklı bağımlılık çağında olunduğunu belirten Musavi, "Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerdeki yönetimler, milli ekonomilerini muhtelif stratejiler, politikalar ve tedbirlerle canlandırmaya çalışıyorlar. Bunlardan biri de topluluklar kurmak veya topluluklara üye olmak" değerlendirmesinde bulundu.
- "Filipinler İslam ülkesiydi"
Filipinler İslami Özgürlük Partisi Genel Başkanı Elhaj Murad İbrahim de "Filipinler Güneydoğu Asya'nın tek hristiyan ülkesi olarak biliniyor ama ülkem geçmişte bir İslam ülkesiydi. Sömürgecilik devrinden önce, İslam Filipinler'de yaygındı" diye konuştu.
Ülkesinde batılı sömürgecilerin Müslümanlara boyun eğdirmek için 5 asır boyunca uğraştığını anlatan İbrahim, "Gerek yumuşak, gerek sert güç kullanarak insanımızın uyumunu bozdular" dedi.
İbrahim, "Bugün dünyada Müslümanların başına gelen talihsiz olaylar, doğrudan veya dolaylı mevcut dünya düzeninin sonucudur. Buna gerçek bir çare bulabilmeliyiz" değerlendirmesini yaptı.
Bangsamoro Müslümanları olarak Filipinler'de verdikleri mücadelenin sonucu 27 Mart'ta yönetimle kapsamlı bir anlaşma imzaladıklarını hatırlatan İbrahim, şunları söyledi:
"Anlaşma, Bangsamoro halkının yüzyıllardır maruz kaldığı adaletsizliğin düzeltilmesinde anıtsal bir adım. Ancak anlaşma kendi kendisini uygulamayacağından, tek başına bir önemi yok, kağıt parçası. Anlaşmanın uygulanması halindeyse Bangsamoro'nun önemli kazanımları olacak."
- Mısır'daki devrim ve darbe süreci
Mısır Müslüman Kardeşler Teşkilatı Genel Başkanvekili Mahmud Hüseyin, Mısır'daki devrimde ön sırada yer aldıklarını anlattı.
Halkın baskı ve istibdat rejimine karşı olduğunu ve rejimi yıktığını belirten Hüseyin, Arap baharının Suriye ile Yemen'de de başarıyla sonuçlanması temennisinde bulundu. Hüseyin, devrimin rejimin yıkılmasını sağladığını ancak başı düşen rejimin derin devletinin tüm kurumlarıyla ayakta kaldığını dile getirdi.
Devrimin ardından yaşananlara değinen Hüseyin, şöyle devam etti:
"Halkın, Mısır'ın her yerinde 11 aydır devam ettirdiği gösteriler vardır. Bir günde 500 gösteri yapılmaktadır. Son devlet başkanlığı seçimlerinde, halkın katılımı çok düşük olmuştur. Halkımız tüm dünyaya rağmen, tüm oyunlara ve yapılanlara karşı ders vermiştir. Bu komediye taraf olmamıştır. Halkımız devrimine, özgürlüğüne, iradesine sahip çıkmıştır. 5 bine yakın şehit verdik, 21 binin üzerine yaralı var, 4 binin üzerinde gözaltında tutuklu insan var. Medyaya 'gözaltı yok' denilmekte. Bu yalan. Hala yargılanma süreci başlamamıştır. 50 binin üzerinde de insan, gözaltı korkusu altında evlerini terk etmiş durumdadır. Bin kinin üzerinde insanımız birkaç dakikalık oturma eylemlerinde bulundukları için idama mahkum edilmektedir. Yargının gerektirdiği işlemler yapılmaksızın, idam kararı alınıyor. Sadece Rabia işareti yaptığı için hapis cezalarına çarptırılanlar var."
İslam aleminin büyük krizlerle parça parça olduğunu ifade eden Hüseyin, "Bu durum üzüntü verici olsa da doğum sancısına benzer bir sancıdır. Hilafetin yeniden doğumu inşallah" dedi.
Kaynak: AA
"Son yıllarda İslam alemi, işgaller, iç çatışmalar, çekişmeler ve hatta katliamlarla sarsılmakta. İslam alemi kısır çekişmeler ve dış etkiler sebebiyle, bir türlü kendine gelemiyor" ifadelerini kullanan Kamalak, "Kabullenmek, acziyet gösterip bir tarafa çekilmek veya hadiselerin arka planını anlamadan kör dövüşüne kalkışmak, içinde bulunduğumuz durumu düzeltmek bir yana daha da kötüleştirir" dedi.
İçinde bulunulan durumun sorgulanması gerektiğine vurgu yapan Kamalak, "Bu kadar büyük medeniyetler, devletler kurmamıza rağmen, nasıl olup da bugünkü duruma düştük? Bu soruyu doğru cevaplayabilirsek, yeniden ayağa nasıl kalkacağımızın cevabını da bulmuş oluruz" diye konuştu.
- Musavi, D-8 hakkında bilgi verdi
Açılışta konuşan D-8 Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi de katılımcılara örgütle ilgili bilgi verdi.
D-8'in dostluk, dayanışma ve sürdürülebilir ekonomik büyüme temeline dayalı bir örgüt olduğunu ifade eden Musavi, "Bol insan ve doğa kaynağıyla D-8, üye ülkelerin ekonomik gelişmesi için olduğu kadar, küresel ekonomi için de başat bir aktör olmayı hedefliyor" dedi.
Küreselleşme ve karşılıklı bağımlılık çağında olunduğunu belirten Musavi, "Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerdeki yönetimler, milli ekonomilerini muhtelif stratejiler, politikalar ve tedbirlerle canlandırmaya çalışıyorlar. Bunlardan biri de topluluklar kurmak veya topluluklara üye olmak" değerlendirmesinde bulundu.
- "Filipinler İslam ülkesiydi"
Filipinler İslami Özgürlük Partisi Genel Başkanı Elhaj Murad İbrahim de "Filipinler Güneydoğu Asya'nın tek hristiyan ülkesi olarak biliniyor ama ülkem geçmişte bir İslam ülkesiydi. Sömürgecilik devrinden önce, İslam Filipinler'de yaygındı" diye konuştu.
Ülkesinde batılı sömürgecilerin Müslümanlara boyun eğdirmek için 5 asır boyunca uğraştığını anlatan İbrahim, "Gerek yumuşak, gerek sert güç kullanarak insanımızın uyumunu bozdular" dedi.
İbrahim, "Bugün dünyada Müslümanların başına gelen talihsiz olaylar, doğrudan veya dolaylı mevcut dünya düzeninin sonucudur. Buna gerçek bir çare bulabilmeliyiz" değerlendirmesini yaptı.
Bangsamoro Müslümanları olarak Filipinler'de verdikleri mücadelenin sonucu 27 Mart'ta yönetimle kapsamlı bir anlaşma imzaladıklarını hatırlatan İbrahim, şunları söyledi:
"Anlaşma, Bangsamoro halkının yüzyıllardır maruz kaldığı adaletsizliğin düzeltilmesinde anıtsal bir adım. Ancak anlaşma kendi kendisini uygulamayacağından, tek başına bir önemi yok, kağıt parçası. Anlaşmanın uygulanması halindeyse Bangsamoro'nun önemli kazanımları olacak."
- Mısır'daki devrim ve darbe süreci
Mısır Müslüman Kardeşler Teşkilatı Genel Başkanvekili Mahmud Hüseyin, Mısır'daki devrimde ön sırada yer aldıklarını anlattı.
Halkın baskı ve istibdat rejimine karşı olduğunu ve rejimi yıktığını belirten Hüseyin, Arap baharının Suriye ile Yemen'de de başarıyla sonuçlanması temennisinde bulundu. Hüseyin, devrimin rejimin yıkılmasını sağladığını ancak başı düşen rejimin derin devletinin tüm kurumlarıyla ayakta kaldığını dile getirdi.
Devrimin ardından yaşananlara değinen Hüseyin, şöyle devam etti:
"Halkın, Mısır'ın her yerinde 11 aydır devam ettirdiği gösteriler vardır. Bir günde 500 gösteri yapılmaktadır. Son devlet başkanlığı seçimlerinde, halkın katılımı çok düşük olmuştur. Halkımız tüm dünyaya rağmen, tüm oyunlara ve yapılanlara karşı ders vermiştir. Bu komediye taraf olmamıştır. Halkımız devrimine, özgürlüğüne, iradesine sahip çıkmıştır. 5 bine yakın şehit verdik, 21 binin üzerine yaralı var, 4 binin üzerinde gözaltında tutuklu insan var. Medyaya 'gözaltı yok' denilmekte. Bu yalan. Hala yargılanma süreci başlamamıştır. 50 binin üzerinde de insan, gözaltı korkusu altında evlerini terk etmiş durumdadır. Bin kinin üzerinde insanımız birkaç dakikalık oturma eylemlerinde bulundukları için idama mahkum edilmektedir. Yargının gerektirdiği işlemler yapılmaksızın, idam kararı alınıyor. Sadece Rabia işareti yaptığı için hapis cezalarına çarptırılanlar var."
İslam aleminin büyük krizlerle parça parça olduğunu ifade eden Hüseyin, "Bu durum üzüntü verici olsa da doğum sancısına benzer bir sancıdır. Hilafetin yeniden doğumu inşallah" dedi.