İğdır’da Mehmet Akif Ersoy’u Anma Programı
Iğdır’da, Mehmet Akif Ersoy ölümünün 78. yıl dönümünde anıldı.
Iğdır İl Müftülüğü tarafından düzenlenen anma programına İl Müftüsü Cüneyt Kulaz, Din Hizmetleri Şube Müdürü Salim Taşkın ve müftülük çalışanları ile imamlar katıldı.
Müftülüğün konferans salonunda yapılan program; Merkez Hacı Mehmet Camii İmam Hatip Gafur Güç’ün okumuş olduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
İl Müftüsü Cüneyt Kulaz’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından kürsüye çıkan İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd Doç. Dr. Zeki Tan, Mehmet Akif’in “İstiklal Marşı” ve “Çanakkale Şehitleri” ile bilindiğini, halbuki kendisinin Anadolu coğrafyası yanında Osmanlı coğrafyasında da bizatihi dolaşarak parçalanmayı önlemek için yüreğini ortaya koymuş olduğunu vurguladı. Toplumsal problemlere çözüm üretmede bugün bile Mehmet Akif’ten alınacak çok ders olduğuna dikkat çeken Tan, “Hayatını Anadolu insanına adamış bir karakterin tanınması ve bilinmesi toplumsal bütünlüğü sağlamada farklı bir misyon görecektir. Ümitsizliğin Anadolu insanını sardığı bir dönemde Mehmet Akif ümit ve ışık olmuştur. Yazdığı şiirler, Anadolu insanının şevkini maksimum seviyede tutmuştur. Mehmet Akif bu toprakların ‘Deniz Feneri’ veya ‘Pusulası’ olma görevini halen görecek potansiyele sahiptir. Yeter ki keşfedilsin. Yeniden ilim ve irfan yuvalarında hakkında araştırmalar yapılsın. Mehmet Akif, hayatının her safhasında Kur’an-ı Kerim’e ilgi duymuş, onu anlamaya ve anlatmaya çalışmıştır. Bir sosyolog gözüyle toplumdaki aksaklıkları ve ahlaki yozlaşmaları tespit etmiş, bu noktada Kur’an-i çözümler üretmiştir” dedi.
Akif’in Müslümanların geri kalmalarını Kur’an’dan uzaklaşmalarına bağlamakta olduğunu ifade eden Tan, “Çözüm olarak da ilk dönem Müslümanlarının yaşadığı duru ve öz İslam’a dönmeyi önermektedir. Almanlar için Goethe, İngilizler için William Shakespeare, Fransızlar için Jean-Jacques Rousseau, Ruslar için Aleksandr İsayeviç Soljenitsin ne ise Anadolu toprakları için Mehmet Akif odur. Çünkü Akif, Anadolu’nun sesi, soluğu, nefesi ve ruhu mesabesindedir. Hiçbir mütefekkir, Akif kadar Anadolu için acı çekmemiştir. Ölüm kalım mücadelesinde hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen Akif’in geçmişte kalması günümüz ‘kalem ve erbabının’ ayıbı olsa gerektir. Anadolu insanının gönlünde olması gereken yerini mutlaka almalıdır. Mehmet Akif’in fikirleri ile mayalanacak ruhlar, diriltici ve kurtarıcı misyonu üstlenebilir” diye konuştu.