Muğla'daki Öğrenci Olaylarında Öldürülen Şerzan Kurt'un Davası
Muğla'da 2010 yılının mayıs ayında yaşanan öğrenci olaylarında üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un ölümüne ilişkin görülen davada, polis memuru Gültekin Şahin'e verilen 8 yıllık hapis cezası kararı, Yargıtay tarafından bozuldu.
Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlayan davanın duruşmasında, olaylarda 21 yaşında hayatını kaybeden Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt, Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ile taraf avukatları hazır bulundu. Sağlık sorunlarıyla ilgili mahkemeye rapor gönderen tutuksuz polis memuru Gültekin Şahin (47) ise duruşmaya katılmadı.
Kurt ailesinin avukatlarından Arif Ali Cangı, Yargıtay'ın 3 yönden bozma kararı verdiğini belirterek, bunların ayrı ayrı değerlendirilmesini talep etti.
Cangı, Yargıtay'ın bozma kararındaki A ve C bendine uyulmasını, B bendine ise direnilmesini isteyerek, şunları kaydetti:
"Yargıtay'ın kararındaki 'kasten öldürme' suçu dosyadaki maddi algıya uyduğundan bu yönden bozmaya uyulsun ancak B bendindeki 'haksız tahrik' kısmına katılmamız mümkün değildir. Söz konusu olayda sanığa yönelik bir eylem yoktur. Bu maddi olgular karşısında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerekir. Dolayısıyla Yargıtay'ın bozma kararındaki A ve C bendine uyulmasını B bendine ise direnilmesini talep ediyoruz."
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Kurt ailesinin avukatı olan Meral Danış Beştaş ise sanığın duruşmaya gelmemek için hastalık bahane ettiğini savunarak, "Sanığın gönderdiği rapora itibar edilmemelidir. Bu raporun araştırılmasını ve sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt da yaklaşık 4 yıldır adalet için uğraş verdiğini anlatarak, "Oğlum ölmeseydi bugün mezun olup ülkesine hizmet edecekti. Oğlum tahrik yapan biri değildir. Bizim istediğimiz Edirne'den Hakkari'ye kadar adaletin eşit dağıtılmasıdır. Adaletin tecelli etmesini istiyoruz" dedi.
Sanık Şahin'in avukatlarından Erol Halka da duruşma salonundaki herkesin adalet için buraya geldiğini söyleyerek,"Müvekkilim bir günah keçisi değildir. Kendisi devlet terbiyesi görmüştür. Gültekin Şahin sadece vazifesini ifa etmiştir. Olayı müvekkilimin gerçekleştirdiğine dair ortada somut hiçbir delil yoktur. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Avukatlardan Kemal Ertuğrul da mahkemenin eski kararında direnmesi gerektiğini savundu.
Sanığın tutuklanmasıyla ilgili taleplerin reddine karar veren mahkeme heyeti, Gültekin Şahin'e yurtdışına çıkış yasağı getirdi.
Mahkeme heyeti, sanığın gelecek duruşmaya gelmediği takdirde diğer usul hükümlerinin uygulanmasına karar vererek, duruşmayı 5 Aralık'a erteledi.
-Olay
Muğla'da bir kız öğrenciye laf atma tartışmasıyla 11 Mayıs 2010 gecesi başlayan, karşıt görüşlü öğrencilerin kavgasıyla sabaha kadar süren olaylarda ağır yaralanan Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, olaydan 8 gün sonra İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti.
Kurt'un ölümüyle ilgili tutuklanan Muğla Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Gültekin Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde ''olası kasıtla nitelikli adam öldürme'' suçundan dava açılmıştı. Mahkeme, ilk duruşmada, davanın görülmesine, güvenlik tedbiri amacıyla Eskişehir'de devam etmesine karar vermişti. Şahin'e 7 Eylül 2012'deki karar duruşmasında 8 yıl hapis cezası veren Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın tutukluluk süresini göz önünde bulundurarak tahliye etmişti.
Kaynak: AA
Kurt ailesinin avukatlarından Arif Ali Cangı, Yargıtay'ın 3 yönden bozma kararı verdiğini belirterek, bunların ayrı ayrı değerlendirilmesini talep etti.
Cangı, Yargıtay'ın bozma kararındaki A ve C bendine uyulmasını, B bendine ise direnilmesini isteyerek, şunları kaydetti:
"Yargıtay'ın kararındaki 'kasten öldürme' suçu dosyadaki maddi algıya uyduğundan bu yönden bozmaya uyulsun ancak B bendindeki 'haksız tahrik' kısmına katılmamız mümkün değildir. Söz konusu olayda sanığa yönelik bir eylem yoktur. Bu maddi olgular karşısında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerekir. Dolayısıyla Yargıtay'ın bozma kararındaki A ve C bendine uyulmasını B bendine ise direnilmesini talep ediyoruz."
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Kurt ailesinin avukatı olan Meral Danış Beştaş ise sanığın duruşmaya gelmemek için hastalık bahane ettiğini savunarak, "Sanığın gönderdiği rapora itibar edilmemelidir. Bu raporun araştırılmasını ve sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt da yaklaşık 4 yıldır adalet için uğraş verdiğini anlatarak, "Oğlum ölmeseydi bugün mezun olup ülkesine hizmet edecekti. Oğlum tahrik yapan biri değildir. Bizim istediğimiz Edirne'den Hakkari'ye kadar adaletin eşit dağıtılmasıdır. Adaletin tecelli etmesini istiyoruz" dedi.
Sanık Şahin'in avukatlarından Erol Halka da duruşma salonundaki herkesin adalet için buraya geldiğini söyleyerek,"Müvekkilim bir günah keçisi değildir. Kendisi devlet terbiyesi görmüştür. Gültekin Şahin sadece vazifesini ifa etmiştir. Olayı müvekkilimin gerçekleştirdiğine dair ortada somut hiçbir delil yoktur. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Avukatlardan Kemal Ertuğrul da mahkemenin eski kararında direnmesi gerektiğini savundu.
Sanığın tutuklanmasıyla ilgili taleplerin reddine karar veren mahkeme heyeti, Gültekin Şahin'e yurtdışına çıkış yasağı getirdi.
Mahkeme heyeti, sanığın gelecek duruşmaya gelmediği takdirde diğer usul hükümlerinin uygulanmasına karar vererek, duruşmayı 5 Aralık'a erteledi.
-Olay
Muğla'da bir kız öğrenciye laf atma tartışmasıyla 11 Mayıs 2010 gecesi başlayan, karşıt görüşlü öğrencilerin kavgasıyla sabaha kadar süren olaylarda ağır yaralanan Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, olaydan 8 gün sonra İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti.
Kurt'un ölümüyle ilgili tutuklanan Muğla Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Gültekin Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde ''olası kasıtla nitelikli adam öldürme'' suçundan dava açılmıştı. Mahkeme, ilk duruşmada, davanın görülmesine, güvenlik tedbiri amacıyla Eskişehir'de devam etmesine karar vermişti. Şahin'e 7 Eylül 2012'deki karar duruşmasında 8 yıl hapis cezası veren Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın tutukluluk süresini göz önünde bulundurarak tahliye etmişti.